Amed Barosu Narin Güran soruşturmasında bilgi kirliliğine dikkat çekti

  • 13:02 13 Eylül 2024
  • Hukuk
AMED – Katledilen Narin Güran soruşturmasına ilişkin açıklama yapan Amed Barosu Başkanı Nahit Eren, sürece dair aktarımlarda bulunurken yapılan bilgi kirliliğine ilişkin de paylaşımlarda bulundu. Nahit, soruşturma süreci boyunca etki ihlaller yaşandığına dikkat çekti. 
 
Amed Barosu, 21 Ağustos'ta Amed'in Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Çulî(Tavşantepe) köyünde kaybolan ve 8 Eylül'de evine yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta katledilmiş halde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'a yönelik soruşturmada yaşanan dezenformasyona ve bilgi kirliliğine dair basın açıklaması gerçekleştirdi. Amed Barosu Adli Yardım Binası'nda gerçekleştirilen açıklamada, sürece dair bilgilendirmede bulunuldu.
 
‘Etik olmayan şekilde ifade tutanakları paylaşıldı’
 
Burada konuşan Amed Baro Başkanı Nahit Eren, yürütülen süreçte alınan yayın yasağı ve gizlilik kararını hatırlattı. Bazı medya organları tarafından dosyanın gizliliğini ihlal eden ifadelerin paylaşıldığını dile getiren Nahit, “Haber hakkı kapsamında görmediğimiz, basın mesleği açısından etik bulmadığımız yöntemlerle bu ifade tutanakları günlerce paylaşıldı. Kamuoyu Narin'e karşı sağlıklı bilgi almak istiyor. Ülkede bu durum etki uyandırdı ve Narin gibi benzer olaylara toplum olarak ‘dur’ denilecek bir duyarlılık oldu. Benzer kaybettirme, taciz noktasında bu duyarlılık kıymetli ve anlamlıdır. Bilgi kirliliğini gidermek için buradayız” dedi.
 
‘Resmi anlamda müşteki başvurusunda bulunduk’
 
Nahit, Amed Barosu olarak ilk andan itibaren soruşturma sürecine dahil olduklarını ifade ederken, “Narin gibi çocukların dosyalarına Amed Barosu yıllardır dahil olmuştur. Bu davadan bu mücadeleden edindiğimiz bilgi ve birikimle faillerin tespiti ve yakalanması için kurduğumuz temasla soruşturma dosyasına dahil olduk. Bugün itibariyle Amed Barosu Narin'in abisi, annesi, babasıyla, dosyaya hukuk sisteminde soru işaretleri barındıran, hukuk ve insan haklarına saygılı devlet olduğumuzu kabul ediyorsak faillerin hak ettiği cezaları almak için soruşturma dosyasının müşteki olarak başvuruda bulunduk. Biz bütün aile bireylerinin hepsinin şüpheli olmasından dolayı Amed Barosu olarak dosyaya resmi anlamda müşteki başvurusunda bulunduk” şeklinde konuştu.
 
‘Nevzat'ın  itirafçı, gizli tanık olduğu kesin olarak basına yansıtıldı’
 
Narin'in kaybedilmesinden sonra ilk gözaltının abi Enes Güran olduğunu hatırlatan Nahit, devamında şunları kaydetti: “Deneyimlerimizde gördük ki bu ve benzeri vakalarda yakın aile bireyleri ya da komşuları, sonuçlar açısından fail ve şüphelidir. Hem kolluk, hem soruşturma makamları böyle bir şüpheye başvurmadı. İhbar ve sözde tanık beyanlarıyla Narin kaçırılmış gibi gösterildi. Bu, bize göre eksik ve ihmal. Bu yöne hep işaret ettik. İlk defa basın önünde bunu paylaşıyorum. Amed Barosu YK, Çocuk Hakları Merkezi ile kurduğumuz iletişimle Baro olarak köyle hiçbir iletişime girmedik. Yine yanılmadığımız, tecrübeyle ortaya çıktı. Birçok yanlışı, soruşturmaya zarar verdiğini hisseden biri olarak Enes Güran elindeki izlerle gözaltına alındı, aynı gün İstanbul'a götürüldü. Bu Narin'e ait de olabilir, olmaya da bilir. Sonraki gün anne şüpheli olarak gözaltına alındı, serbest bırakıldı. DNA örneği amcanın aracında bulundu, şüpheli olarak gözaltına alındı ve amca tutuklandı. 8 Eylül itibariyle Narin'in bedeni nehir kenarında bulunduğu süreçte 23 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Biri imamdı, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı. Nevzat Bahtiyar aynı gün gözaltına alındı. Nevzat'ın itirafçı, gizli tanık olduğu kesin olarak basına yansıtıldı. Nevzat o güne kadar ölümüyle ilgili canlı göründüğü beyanlarla, kolluğun ve savcının ölüm saatinin doğru olmadığı tespit edildi. Görüntülerde aracın göründüğü, aracın Narin'i götürüp saklama yapmaya gittiği tespit edildi.”
 
Köylülerin beyanlarıyla ‘kan’ açıklaması yapılmış!
 
İlk resmi açıklamanın 25 Ağustos'ta Diyarbakır Valiliği tarafından yapıldığını belirten Nahit, “Kan örneğinin bulunmasının ardından söz konusu kan örneğinin mahalle sakinlerinden bir çocuğun burnunun kanamasından sonra tespit edildiği açıklandı. Halen dosyada kan örnekleri sonuçlarını bekliyoruz. Neye göre bu açıklama yapıldı? Yine köylülerden alınan beyan üzerine bu açıklamanın yapıldığını görüyoruz. Muhtar ve diğer tanıkların belirleme ve yönlendirmeleriyle kamuoyunun buna yöneldiğini söyleyebiliriz. Devletin Narin'i bulacağını söyleyen bir diğer açıklama oldu. Neye göre bu açıklama yapıldı, her gelişme açıklanmadı. Dosyaya gelmiş tek bir belge, beyan yok. Bu açıklamanın da aynı zamanda soruşturma açısından bir beyanı yok. En önemli nokta Amed Barosu tek bir dosyadan tek bir evrakı soruşturma makamları ve kolluktan almadı. Avukatlarımız bu belgeleri almalarının hakları olduğunu söylediler. Bu belgelerin kamuoyuna sızdırılmasından kaynaklı bizler tarafından paylaşılmadığının bilinmesi için kendilerinden ricada bulunuldu. Baro başkanı olarak otopsiye katıldım. Herkes bir tutanak paylaştı ve buna ön adli tıp raporu dediler. Bu rapor değil, tutanaktı. 3 savcının durum tespitiydi” dedi.
 
Gözaltına alınanlara dair
 
Nahit devamında, “Narin’in kemikleri ile bacağıyla ilgili açıklamalar yapıldı. Nevzat'ın çarşaf çarşaf beyanları var. Narin'in bir bacağının dışarıda kaldığı, çantasındaki kolluğu ip amacıyla koparıp bağlamaya çalışıyor. Bacağının dışarıda kaldığını ifadede belirtiyor. O bacak kopmuştu doğru. Kopan kemik parçalarının üzerinde hiçbir et parçasının olmadığını açıklamak istiyorum. O bacağın kesin kopma sebebi raporla açıklanacak. Kemik parçalarının üzerinde et parçalarının olmaması, su üzerinde bir canlının teması söz konusu” şeklinde konuştu. Tutuklamalara ilişkin de bilgi veren Nahit, 9 kişinin tutuklama, 10 kişinin serbest, 3 kişinin ise adli kontrolle hakimliğe sevk edildiğini söyledi. Bütün avukatların kolluğa çocuk olması nedeniyle farklı uygulama yapılması gerektiğini belirttiklerini vurgulayan Nahit, “Soruşturmanın usule uygun yürütülmediği iddiasıyla, 15 yaşından küçük olduğu için tutuklama tedbirinin infazda sorun yaratacağından adli kontrolle bırakılmasına karar verdi” sözlerini kullandı.
 
‘Beklediğimiz birden fazla rapor var’
 
İfadelerin bir kısmının basına yansıtıldığını ekleyen Nahit, özellikle Enes Güran’ın gözaltına alındığı 29 Ağustos tarihi itibariyle sonrasında mahallede toplantılar yapıldığını belirtti. Nahit, şöyle konuştu: “Nasıl yönlendirildikleri ifadeye yansıdı. Kimler tarafından nasıl ifade verildiği kendilerine yansıtılıyor. Olayların oluş tarzı, yer zaman itibariyle bilgiler çelişiyor. Bu anlamda bütün ifadeler birbiri ile çelişiyor. Olayın oluş tarzı, sebebi, öldürme fillinin alınan ifadelere göre amcanın somut anlamda öldürdüğünü ve kendisinden gizlemesini istediği beyanı var. Ben bir avukat olarak bu soruşturma neticesinde faillerin ortaya çıkacağını biliyorum. İlk gün aileden şüphelenme olsaydı Narin bulunurdu. Narin'den alınan DNA örnekleri, geçmişte birlikte çalıştığımız ATK uzmanları ile görüştük. 19 gün o suyun niteliğine göre kalan cesedin üzerinde 3'üncü kişilere ait DNA örneklerinin kaybolacağını onlar da ifade etti. Otopsiye gitmeden önce 91 adet numune sadece biyolojik inceleme için alındı. Organlar, bedeninden, boğazından, başından alınan kemikler, çantasındaki etek, terlikleri, tokası, saç içlerinden 91 örnek alındı. Maalesef başkasına ait tek bir DNA örneği bulunmadı. Beklediğimiz birden fazla rapor var. İstanbul ATK'den beklediğimiz ontolojik rapor var. Ölüm sebebine ilişkin bir rapor dosyamızda yok. Hala tartışılıyor, Narin'in kırmızı eşarbı, eteği çantasının içindeydi.”
 
Açıklama konuya ilişkin gazetecilerin sorduğu sorulara verilen yanıtlarla son buldu.