TJA katledilen kadınları andı

  • 12:27 1 Mart 2024
  • Güncel
 
ÊLIH - Êlih’te TJA öncülüğünde düzenlenen katledilen kadınları anma etkinliğinde konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, kadınların erkek egemen iktidar tarafından her anlamda saldırıya uğradığının altını çizerek, "Bizler yaşamın her alanında kadın özgürlük mücadelemizi direnişe çeviriyoruz” dedi. 
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü eylem ve etkinlikleri kapsamında tutsak kadınlarla dayanışmak ve yaşanan hak ihlallerine tepki göstermek amacıyla Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Êlih İl Örgütü’nde kadınlarla bir araya gelerek yaşanan hak ihlallerine karşı tepkilerini göstererek tutsak kadınlar için kartlar hazırladı.
 
Postaneden kart gönderdiler
 
Ardından kadınlar toplu bir şekilde postaneye giderek kartları cezaevlerine gönderdi. 
 
Katledilen kadınlar anıldı
 
Kadınlar daha sonra Heskif (Hasankeyf) ilçesinde yaşamını yitiren Rojvelat Kızmaz ve katledilen tüm kadınları anmak için etkinlik düzenledi. Anmaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il, ilçe örgütü yanı sıra birçok kadın katıldı. “Bi ‘Jin jiyan azadi’ ber bi azadiye ve” pankartının açıldığı açıklamada, Jina Emîni, Rojvelat Kızmaz, Nagihan Akarsel Gülistan Doku’nun fotoğrafları taşındı ve "Kadın tutsaklara özgürlük", "Bedenimden, ruhumdan, zihnimden elini çek", "Kadın katliamlar politiktir" lolipopları taşındı.
 
'Özel savaş politikalarıyla kadınlar katlediliyor'
 
Anmada konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Kurdistan'da iktidar tarafından özel savaş politikalarının uygulandığını dikkat çekerek, "Özel savaş politikaları tarafından şüpheli  ölümlere sürüklenen, kaybolmalara neden olan birçok  politikayı teşhir etmek için buradayız. AKP- MHP iktidarı, savaş rejimi üzerinden bu toplumu çökertmek üzerinden birçok politika hayata geçiriyor. Bazen fiziksel yok oluşa götürüyor, bazen kültürel anlamda yok oluşa götürüyor. Ne hikmetse var olan erkek egemen iktidar kendisi kadınları inkâr ederek, kendisini var kılmaya çalışıyor” dedi.
 
‘Cezasızlık politikası uygulanıyor'
 
Halide, iktidarın uyguladığı cezasızlık politikası yüzünden kadın katliamlarının arttığını belirtirken devamında şunları söyledi: "Kurdistan’da genç kadınlara yönelik kadın kırımı yaşanıyor. Bu kadın kırımı öyle şekilde uygulanıyor ki erkek-devlet şiddeti belki de tarihin hiçbir döneminde bu kadar kadın düşmanı politikayı hayata geçirmemiştir. Kadın yoldaşlarımız kaybettiriliyor, Gülistan Doku şahsında bu yaşandı. Kadın yoldaşlarımız intihara sürüklenmeye çalışılıyor, şüpheli ölümlere neden oluyorlar. Erkekler cezasızlık politikasıyla ellerini kollarını sallayarak bu toplumun içerisinde dolaşmaya devam ediyorlar ki, İpek Er şahsında bunlar yaşandı. Musa Orhan şahsında da cezasızlık politikası bu ülkede gün be gün yaşanıyor. Yine Rojvelat’ın kaybolması, kaybettirilmesindeki hakikati hep birlikte bulmaya çalışacağız.
 
‘Bize makul kadın olmayı dayatıyorlar'
 
9 Şubat’ta evinden ayrıldıktan sonra kayboluyor, ailesi her türlü girişimde bulunuyor, yetkililere sesleniyor, bütün devlet kurumlarına sesleniyor ama hiçbir kurum Rojvelat’ı bulmaya çalışmıyor. Rojvelat’ın akıbetine dair hiçbir bilgiye ulaşılamıyor ve aile kendi imkânları ve çabalarıyla Rojvelat’ın cenazesine ulaştı. Bunun hesabını sormamız gerekiyor. Çünkü Rojvelat şahsında genç kadınlar bu ülkede yaşamlarını yitiriyor, kayboluyor, kaybettiriliyor. Bu, aynı zamanda bize şunu gösteriyor. Biz kadınların Jin, Jiyan, Azadî sloganımızla mücadelemizin ne kadar haklı olduğunu bizlere gösteriyor. Erkek-devlet bize şunu söylüyor. Kadınlar yaşamasın. Yaşayacaksa da benim istediğim gibi yaşasın. Bize makul kadın olmayı dayatıyorlar. İşte tam da ölüm budur, katliam budur, cinayet budur."
 
‘Kadın mücadelesini veren kadınlara saldırı yapılıyor'
 
"Birilerinin makul kadını olmak zorunda değiliz" diyen Halide, kadınların birilerinin istediği gibi yaşamak zorunda olmadığını ifade etti. Kadınların özgür olması için mücadele veren kadınlara saldırıların olduğunu aktaran Halide, "Kadınlar, özgürlük ve eşitlik içinde yaşasınlar. Bugün bu mücadeleyi yürüten kadınlara karşı devlet çok yönlü saldırılar gerçekleştiriyor. Gün oluyor Deniz Poyraz şahsında paramiliter güçler tarafından katliamlar gerçekleşiyor, gün oluyor Hevrîn Xelef şahsında IŞİD çeteleri tarafından katledilen kadınlar oluyor, Nagihan şahsında ulus-devletin hedef gösterdiği kadınlar katlediliyor. Gün oluyor kendi evimizde, kendi iş yerimizde erkeklerin iktidardan aldığı güçle kadınlar katlediliyor. İşte tam da biz de bunlara karşı çıkıyoruz. Tüm dünyaya buradan sesleniyoruz. Kadın cinayetleri politiktir dediğimizde aslında erkek egemen sistemin kadın katliamlarını nasıl meşru kıldığını anlatmaya çalışıyoruz. Bu ülkede iktidarın kadın düşmanı politikalarıyla yaşam haklarının nasıl yok olduğunu anlatmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Emeğimizi, kimliğimizi, kültürümüzü korumak istiyoruz’
 
Kendi emeğini, kimliğini ve kültürünü korumak isteyen kadınların erkek egemen iktidarla savaştığını söyleyen Halide, “Kadınlar şahsında toplum çökertilmeye çalışılıyor. Bizler kadın özgürlük mücadelemizi verirken elbette ki herkesin özgürlüğünü de savunuyoruz. Bu toplumun özgürlüğünü savunuyoruz. Bu toplumda biz egemen olan erkeklikle mücadele ediyoruz. Egemen olan akılla mücadele ediyoruz. Egemen olanların aslında topluma karşı yaptıkları gasp kültürüne karşı mücadele ediyoruz. Yaşam hakkını savunuyoruz. Özgür ve eşit yaşam hakkını savunuyoruz. Emeğimizi, kimliğimizi, kültürümüzü korumak istiyoruz. Bu ülkede eşit ve onurlu bir şekilde yaşamak istiyoruz. Bunun için de elbette şunu net söylüyoruz, bu ülkede savaş rejimi devam ettiği sürece bu ülkede hiç kimse eşit, özgür ve onurlu yaşayamıyor. Savaş rejimi devam edildiği sürece bu iktidar herkesin emeğini gasp ediyor, ekmeğini gasp ediyor” dedi.
 
‘Mücadelemizi direnişe çeviriyoruz’
 
Halide, yaşamın her alanında özgürlük mücadelelerini direnişe çevirdiğini ifade ederken,  şunları kaydetti: “Bize dayatılan bu yaşamı kabul etmiyoruz. Bizler özgür kimliklerimizle yaşamak istiyoruz. Ve bugün burada bunun mücadelesini veriyoruz. Bu yönüyle de hatırlıyoruz, hatırlamaya da devam edeceğiz. Hatırladıkça da hesap soracağız. Hesap sordukça da bu egemen erkeklikle de, bu egemen erkek-devlet aklıyla da mücadelemizi büyüteceğiz. Egemen erkekliğin bu toplumda neyi inşa etmeye çalıştığını çok iyi biliyoruz. Onların mevcut siyasetleri de erkek egemen siyaset biçimlerine karşı da mücadele ediyoruz ve tam da burada bunu teşhir ederken bu aklın nasıl bir katliama sürüklediğini, kadınlar şahsında aslında nasıl bir katliam politikasını hayata geçirdiklerini de bugün buradan teşhir ediyoruz. Bizler TJA olarak DEM Parti Kadın Meclisi olarak kadın arkadaşlarımızı anıyoruz, anarken de onların bu duruma maruz kalmalarına sebep olan erkek devletin kendisine de hesap soracağımızı tekrar belirtiyoruz ve bunun çözümünün de daha örgütlü bir yaşamdan geçtiğini, kadınlarla örgütlü bir yaşamı daha da büyüteceğiz.”
 
Anma etkinliği, Heskif Barajı'na kırmızı karanfil atılmasıyla sona erdi.