Ev hapsinde tutulan gazeteciler sahadan koparılıyor

  • 09:02 1 Mart 2024
  • Güncel
 
Nazlıcan Nujin Yıldız
 
İZMİR - 13 Şubat’ta gözaltına alındıktan sonra hakimlik tarafından "ev hapsi" kararı verilerek bırakılan gazeteci Melike Aydın, gözaltı sürecinde maruz kaldıkları hak ihlallerini anlatırken ev hapsi kararının gazetecileri sahadan çekmek için hukuksuz bir şekilde kullanıldığını ifade etti. 
 
13 Şubat’ta İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında gözaltına alınan altı gazeteciden ajansımız muhabiri Melike Aydın, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Delal Akyüz, Tolga Güney ve Halkların Eşitlik Partisi (DEM Parti) basın çalışanı Fatma Funda Akbulut “ev hapsi” verilerek bırakılmıştı. Gözaltı sürecinde gazeteciler çeşitli hak ihlallerine maruz kalırken ev hapsi kararıyla gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılanan gazeteciler seçim öncesi sahadan koparıldı. 
 
Ajanlık dayatması
 
Gözaltına alındıkları andan itibaren uygulamaların usulsüz bir şekilde devam ettiğini ifade eden Melike, gözaltı sürecinde sağlık kontrollerine götürüldükleri sırada sürekli olarak polisleri ikaz etme durumunda kaldıklarını kaydetti. Söz konusu durumla ilgili İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (THİV) başvuruda bulunduğunu aktaran Melike, “ Adliyeye çıkarılırken saatlerce ters kelepçeyle bekletildik.Benim özellikle maruz kaldığım bir ihlal var. Usulsüz şekilde, memurlar tarafından, artık ne memuru olduklarını bilmiyorum, bir görüşme yapmak istendi benimle. 2019’da gözaltına alındığım sırada beni gözaltına alan polisler gelmişti yine. O zaman bana ajanlık teklif etmişlerdi. Yine aynı şeyi söylemek isteyeceklerdi muhtemelen; tabi ki avukatım olmadan görüşmeyeceğim dedim ve çıktım” şeklinde konuştu.
 
‘Kadınların karakolda neler yaşadığını anladım’
 
Gazetecilik faaliyetlerinin yargılandığını ve en az 60’a yakın haberin kendisine sorduklarını aktaran Melike, bunun yanı sıra gazetecilerle ve haber kaynakları ile yaptığı görüşmelerinin de suçlama konusu yapıldığına dikkat çekti. Melike, “Suçlamalar çok anlamsızdı ve kasıtlı olduğu belliydi. Suç üretilmeye çalışıldığı belliydi. Özellikle TEM polisi ifademi alırken beni yönlendirmeye çalışıyordu. Söylediğimi yazmadı bu nedenle şerh düşmek zorunda kaldı avukatlarım. Özellikle kadınların karakollara başvurdukları zaman neler yaşadıklarını, şiddete maruz kalan kadınların karakola başvuru yaptıkları zaman o karakollarda ifadelerinin nasıl değiştirildiğini böylece anlamış oldum. Aynı zihniyet, aynı erkek akıl burada da aynı şekilde kendi kurgusunu yapıp ifade almaya çalıştı” dedi.
 
‘Ev hapsinin amacı gazetecileri sahadan çekmek’
 
Ev hapsi kararına avukatlarıyla birlikte itiraz ettiklerini paylaşan Melike, savcının da tutuklama talep ederek ev hapsine itiraz ettiğini belirtti. Henüz bu durumun netleşmediğini söyleyen Melike, “Bekliyoruz, ev hapsindeyiz. Ama çalışmaya da devam ediyoruz, yapabildiğimiz ölçüde. Yapılmaya çalışılan şey bizi sahadan çekmekti. Biz çünkü seçim sürecinde sahada çalışan muhabirlerdik. Ev hapsi verilen muhabir arkadaşlarımın hepsi böyleydi” diye ifade etti. 
 
‘Halkın haber alma özgürlüğüne yönelik bir saldırı’
 
Son süreçte güne gazetecilerin gözaltı haberleriyle uyandıklarını belirten Melike, özellikle basına yönelik gözaltı, tutuklama, ev hapsi gibi yönelimlerin süreklileştiğini kaydetti. “Bu yönelim aslında bize yönelik bir şey değil. Temelde halkın haber alma özgürlüğüne yönelik bir saldırı” diyen Melike, “ Çünkü biz bu halkın söylemek istediklerini, bu halka mikrofon tutarak onların kendilerini ifade etmesini sağlamaya çalışıyoruz. Bunun önüne geçmeye çalışıldı. Yapılmak istenen şey de budur” diye  ekledi. 
 
‘Sordukları haberlerin çoğu İmralı tecridine yönelikti’
 
Kürt gazetecilerin  çalıştığı ajans ve basın kurumlarının kriminalize edilmeye çalışıldığını vurgulayan Melike, aynı zamanda haberlerini yaptıkları kişilerin de kriminalize edilmeye çalışıldığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Kim bunlar? Kürt halkı, Agrobay direnişçileri, Akbelen direnişçileri. 60’ın üzerinde haber önüme kondu. Birçoğu İmralı tecridine ilişkin protestoları içeren haberlerdi. O protestocuları kriminalize etmeye çalıştılar. Mevcut iktidar kimi önüne hedef alıyorsa onlar da onu hedef alıyor. Önceliği Kürtlere ardından ekoloji ve kadın mücadelesi verenlere ve aynı zamanda emek mücadelesi verenlere diye sıralandığını görebiliyoruz” diye konuştu.
 
‘Gazetecilik yargılanamaz’
 
Yapılan ev aramalarında el konulan dijital materyallerin imajlarının alınabileceğini ve kendilerine teslim edilebileceğini ifade eden Melike, dijital materyallere el koyarak bu süreçte gazetecileri çalışamaz duruma getirmeye çalıştıklarının altını çizdi. Melike, haber yapmaya devam edeceklerini ve haberlerinin de arkasında olduklarını dile getirerek konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: “Gazetecilik yargılanamaz. Biz her halükarda haberlerimizi yapmaya devam edeceğiz.”