Toplumsal hafızanın diri tutulması için mücadele ediyorlar

  • 09:01 11 Ağustos 2023
  • Güncel
 
Nujin Nazlıcan Yıldız
 
WAN - Kayıplara ilişkin her cumartesi yapılan basın açıklamalarının ve Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’nda yapmak istedikleri eylemin engellenmesine karşı toplumsal hafızanın güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen İHD Wan Şubesi Kadın Komisyonu Sözcüsü Ayten Kıran mücadeleden geri adım atmayacaklarının mesajını verdi.  
 
Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 959’uncu haftasına girdi. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) “ihlal” kararına rağmen Galatasaray Meydanı’na gitmeleri engellenen Cumartesi Anneleri/İnsanları, her hafta darp edilerek gözaltına alınıyor. Geçtiğimiz hafta İnsan Hakları Derneği’nin de (İHD) Cumartesi Anneleri/İnsanları’na destek amaçlı birçok ilde yapmak istediği basın açıklaması yine engellenmiş, açıklamaya katılanlar gözaltına alınmıştı.
 
Bu duruma ilişkin ajansımıza konuşan İHD Wan Şubesi Kadın Komisyonu Sözcüsü Ayten Kıran konuya dair değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Kabul edilebilir bir yanı yok’
 
Faili meçhul cinayetlerin tespitinin ve faillerin yargılanmasının engellendiğini belirten Ayten, bu konuda kamuoyunun sağlıklı bilgilendirilmediğine de dikkat çekerek bu engellemenin amaçlarından birisinin de devletin sorumluluk üstlenmemesi olduğunu vurguladı. Ayten, “Oysaki bütün devletlerde devamlılık esastır. Bugün 30 yıl önce işlenen bir faili meçhulün ya da bir kaybın hesabını siz vermeyeceksiniz diye bir keyfi uygulama yapamazsınız. Bunu dile getirip toplumsal hafızayı da güçlü tutabilmek için insanların eylemlerini engelleyemezsiniz. Bu 83 Anayasası’nda da var. 2911 sayılı yasada silahlı eylemlerin önüne geçebilmek için o süreçte verilen bir karardır. Eylemlerin toplumsal hafızayı korumak, toplumsal bilinci güçlendirmek, demokratik eylem ve etkinlik yapma bütün demokratik ülkelerde yapılan ve 83 Anayasası’nda bile böyle bir eylem ve etkinlik maddesi bulunmasına rağmen bugün 30 yıl üzerinden geçmiş, biz hala keyfi uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Bunun kabul edilebilir bir yanı yok” diye ifade etti.
 
‘Birçok anne hayatını kaybetti yerine kim varsa mücadeleye devam etti’
 
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın Galatasaray Meydanı’na gitmesinin Anayasa Mahkemesi kararı olmasına rağmen hala engellendiğini hatırlatan Ayten, “Bunun tek bir amacı var, Berfo Ana bunun canlı bir örneğiydi, semboldü. Biz artık anneler lafını kaldırdık, insanlar kullanılmaya başlandı. Eskiden sadece anneler o refleksle meydanlara çıktılar. Çocuklarını ölü ya da diri istediler. Süreç geçtikten sonra dirisinden, ölüsünden vazgeçtiler kemiklerini istemeye başladılar. Birçok anne hayatını kaybetti, kimi yatalak oldu, kimi çocuğunun kemiğini bulmadan öldü ve onun yerine kız kardeşi, oğlu kimler varsa onlar mücadeleye devam ettiler. Bu insanların karşısında da bunları kamuoyuna bildirmek gibi kararlı bir duruşları var. Bizler de kararlıyız” şeklinde konuştu.
 
Kayıpların biyografisinden devlet neden rahatsızlık duyar?
 
İHD’nin genel merkezinin aldığı kararla, her cumartesi tüm şubelerde eş zamanlı olarak bu eyleme destek verdiklerini paylaşan Ayten, “Her hafta bir kaybın biyografisi okunuyor. Bundan devlet niye rahatsızlık duyar? Sizin asıl göreviniz onu ortaya çıkarmak değil midir? Bunu siz yapmadığınız zaman sivil toplum örgütlerinin toplumsal hafızayı diri tutmak gibi bir yükümlülüğü vardır, İHD’nin de yükümlülüğü budur. Bizim toplumsal hafızayı oluşturmak, bunu diri tutmak ve hak ihlaline uğramış insanların yanında olmak gibi bir yükümlülüğümüz var” dedi.  
 
‘Gözaltılar bizim için çok anlam ifade etmiyor’
 
Her cumartesi Galatasaray Meydanı’nda yaşanan baskı ve engellemeleri anımsatan Ayten, aynı şekilde İHD’nin de kayıplara ilişkin yaptığı açıklamalarında baskıya maruz kaldığını ifade ederek, “Nitekim geçen hafta basın bile bizden uzaklaştırıldı. Bu hafta cumartesi günü tekrar eylemimiz var. Adana’da İHD şubesindeki arkadaşlarımız gözaltına alındılar. Aynı şekilde Cumartesi İnsanların Galatasaray Meydanı’nda bütün milletvekillerine rağmen, avukatlara rağmen tartaklanarak gözaltına alınıyorlar. Bu gözaltılar bizim için çok anlam ifade etmiyor, onlar hukuksuz bir şekilde görevlerini yapıyorlar biz demokratik hak olarak yapıyoruz. Aramızdaki fark bu” diye belirtti.
 
Demokratik kitle örgütlerine çağrı
 
Kayıplara ilişkin yapılan eylemlerin ve Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın eylemlerinin büyümesi gerektiğini kaydeden Ayten son olarak şunları söyledi: “Biz İHD olarak eylemlerimize devam edeceğiz çünkü bu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine aykırı bir keyfi uygulamadır. Bu tamamıyla bizi bağladığı için biz eylemlerimize devam edeceğiz ki buna bir çözüm bulana kadar. Ama biz isteriz ki bütün kitleler, demokratik kitle örgütleri bir araya gelsin, bu insanların yalnız kalmaması gerekiyor, toplumsal hafızayı çok diri tutmamız gerekiyor. Çünkü bunun keyfi bir uygulama olduğunun farkındayız. Biz de hukuki mücadelemizi vereceğiz. Biz her cumartesi günü açıklamamızı yapmaya devam edeceğiz”