Öğrenciler eğitim sisteminden şikayetçi

  • 09:09 10 Ağustos 2023
  • Güncel
AMED - Eğitim sisteminin giderek içi boş bir sisteme döndüğünü belirten öğrenciler değişim isterken, “İtiraz etmeye kalkışsak da bizi duyan yok. Yaptığımız tek şey, umudumuz olmamasına rağmen sınava hazırlanmak” ifadelerine yer verdi.
 
14 ve 28 Mayıs seçimlerinde HÜDA PAR ile yaptığı ortaklıkla dinci, cinsiyetçi, milliyetçi politikalarını daha fazla uygulamaya başlayan AKP-MHP, eğitim sistemini de bu yolda yapboza çevirdi. Yeni eğitim-öğretim sürecine kısa bir zaman kala AKP-MHP’nin de eğitim sistemine dair cinsiyetçi değişimler üzerinden söylemleri gelişti. İktidarın hedefindeki kız çocukları, eğitimdeki bu değişiklikler ve ekonomik kriz gibi gerekçelerle eğitim hayatından uzaklaştırılıyor. Mevcut gidişatı eleştiren öğrenciler, seslerinin duyulmasını istiyor.
 
Amed’de öğrenciler, eğitim sistemindeki cinsiyetçi yaklaşımlar ve sistemdeki sorunlara dair görüşlerini paylaştı.
 
5 yıldır KPSS’ye hazırlanıyor
 
Öğretmen olan ve 5 yıldır Kamu Personel Seçme Sınavı’na (KPSS) hazırlanan Hülya Kaplan, okuyanların iş bulamadığına dikkat çekerken, iktidarın adaletsizliğinin kendisini de etkilediğini söyledi. Kendi eğitim sürecinden örnek vererek sistemi değerlendiren Hülya, “Kız çocuğu okumaz denilen bir zihniyetten, bir aileden çıkıp buralara gelmiş, şu an 3’üncü üniversitesini okuyan bir öğretmen adayıyım. Öğretmeni dibe çeken bir eğitim sistemiyle karşı karşıyayız. Eğitim sisteminin tamamıyla değişmesi gerektiğini düşünüyorum. İlkokuldan, ortaokuldan, liseden mezun olduğu halde okuma yazmayı halen sökememiş insanlarla dolu üniversiteden diplomalarla mezun olup işsiz kalan öğrencilerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve maalesef ki eğitim sistemimiz bu” ifadelerini kullandı.
 
‘Bütün gençliğim kütüphane yollarında geçti’
 
Hülya, eğitimde yanlış izlenen yollardan dolayı mağdur olduğunu belirtirken, “5 yıldır KPSS’ye hazırlanan biri olarak ataması yapılmayan, 40 bin kişi arasında ilk 800’e girip atanamayan edebiyat öğretmeniyim. Bu eğitim sisteminden fazla bir şey beklememek gerekiyor. Hadi atandım diyelim, bu psikolojiyle bütün gençliğimizin, kütüphane yollarında heba edilen yılların telafisini nasıl yapıp da o öğrencilere daha verimli bir eğitim katabileceğiz” şeklinde konuştu.
 
‘Ataerkil zihniyetin eline bakmayan kadınlar yetişmeli’
 
Hülya, kız çocuklar için ise şu mesajı verdi: “Özellikle kadınlarımıza sesleniyorum, kız çocuklarınızı okutun. Kendi ayakları üzerinde durabilen, kendi ekonomik kazancını sağlayabilen, ataerkil bir zihniyetin eline bakmayan, kendi özgürlüğünü kendisi sağlayabilen bireyler için lütfen kız çocuklarınızı okutun. Siz kendi çocuklarınıza değer vermediğiniz sürece o değeri hiç kimseden göremeyeceksiniz.”
 
‘Gelecek kaygısı yaşıyorum’
 
Yaşadığımız toplumda kız çocukların okumaktan başka çaresi olmadığının altını çizen üniversiteye hazırlık öğrencisi Elif Harman, “Okumazsak evlenmek zorunda kalacağız, anne babalarımız gibi şeyler yaşamak zorunda kalacağız. Anne ve babalarımızın döneminde eğitim şimdiye kıyasla çok iyiydi ve liseye kadardı.  Tabi ki zorluklar vardı, köyden okula gitme mesafesi vardı ama şu an teknoloji ilerledi. Derslerin zorluk derecesi oluşunca biz öğrenciler yıpranıyor ve strese giriyoruz. Birden fazla konu oluştu ve yetişemiyoruz. Eskiden bu durum böyle değildi. Lise bittikten sonra mesleğini eline alıp işlerine atılıyorlardı ama şimdiye bakarsan üniversiteyi bitirip atanman lazım. Tabi atanacak mısın, atanmayacak mısın gibi sıkıntılarımız da var” dedi.
 
Eğitim sistemine eleştiri
 
Teknolojinin, öğrenciler ve aileleri üzerindeki etkisine değinen Elif, ekonomik krizden dolayı teknolojik aletlere sahip olamayan öğrencilerin derslerden geri kaldığını, hatta okulu bıraktığını belirtti. Elif, “Maddi sıkıntısı olan aileler kız çocuklarını okula gönderemiyorlar, küçük yaşta evlendiriliyorlar. Hâlbuki eğitim sistemi bunu engelleyebilirdi, bu konuda Amerika’daki eğitim sisteminden örnek vermek istiyorum. Öğrenciler liseye geldiklerinde kendi alanlarında tek çalışıyorlar. Öğrenciler meslek seçme çağına gelene kadar temel dersleri görüyorlar. Meslek seçme çağına geldikten sonra o öğrenci tıp istiyorsa sadece tıp üzerine olan dersleri görüp o alanda ilerliyor ve sadece birkaç konu üzerine çalışıp üniversite kazanıyor. Bizim bunun gibi imkânlarımız tabi ki yok. Hem Temel Yeterlilik Sınavı (TYT)  hem de Alan Yeterlilik Sınavı (AYT) zor. Ben 4 milyon insanla yine sınava gireceğim. Bu beni birçok yönden etkiliyor, bende gelecek kaygısı oluşturuyor. Eğer kazanamazsam ne yaparım düşüncesine giriyorum. Çünkü biz kız çocukları okumazsak, bir yerlere gelemezsek bir yaşa geldikten sonra ailemiz bizi evlendirmek ister” sözlerine yer verdi.
 
Hem çalışıyor hem de okuyor
 
İktidarın, eğitim politikalarına tepki gösteren öğrenci Büşra Bayka da son zamanlarda okullarda imamların görevlendirilmesi konusuna işaret etti. Büşra, “Öğrenciler okuyamaz duruma geldi. Süreç o kadar kötü ilerliyor ki etrafımdaki herkes ‘Okul okumayın, çalışın’ diyor. Ben de hem okuyorum hem çalışıyorum. Dershane fiyatları çok yükseldi. Okul okumak, aileme destek çıkmak için çalışıyorum. Atamalardan da bahsetmek istiyorum. Okullarda dini dersler daha fazla verilmeye başlandı. Diğer dersler ise daha az verilmeye başlandı. Sınavlara girince bu kadar dini ders görmemiz bizi diğer derslerin bilgilerinden mahrum bıraktığı için sınavlarda başarılı olamıyoruz. Üniversite sınavına çalışmak için kitap lazım, fakat kitap ücretleri o kadar yükselmiş ki alamıyorum. Bu yüzden sınavlarda başarısız oluyorum” ifadelerini kullanırken, bir an önce doğru bir eğitim politikası çizilmesi gerektiğini vurguladı.
 
‘İtiraz etmeye kalkışsak bizi duyan yok’
 
Hali hazırda eğitim sisteminde izlenilen yoldan şikâyetçi olduğunu dile getiren Edanur Kurtboğdu ise “Eğitimde izlenen yol değişti, dersler çok zorlaştı. İtiraz etmeye kalkışsak da bizi duyan yok. Şu anki sistemden çok şikâyetçiyim. Yaptığımız tek şey, umudumuz olmamasına rağmen sınava hazırlanmak” dedi. İktidarın eğitim sistemini ticaret alanına çevirdiğine değinen Edanur, “Öğrencilerin puanlarla da bir yerlere yerleşmelerini istemiyorum. Çünkü özel okulların puan şişirme yetileri var. Oradaki öğrencilerle biz eşit şartlarda değiliz. Dershaneye gitmek istiyorum ama ekonomik açıdan çok sıkıntı yaşıyorum. Bu sene dershane fiyatları çok yükseldi. Bu yüzden çalışma alanı olarak sadece kütüphaneleri kullanabiliyorum. Kitap fiyatları çok yükseldiğinden yeni çalışma kitapları da alamıyorum. Eski kitaplarımla çalışıyorum” derken iktidara, “Kitapların ücretsiz verilmesi gerekiyor” sözleriyle seslendi.