Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde seslendiler: Hakikat mücadelesi sürecek

  • 13:07 3 Mayıs 2023
  • Güncel
AMED - Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısı ile açıklama yapan MKGP ve DFG, “Basının susturulması demek gerçeklerin bu toplumdan saklanmaya çalışılması demektir. Bütün tutuklama baskı ve işkence uygulamalarına rağmen canı pahasına hakikatler için mücadele eden gazeteciler bu toplumun sesi olmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi” diyerek mücadelenin süreceği mesajı verdi. 
 
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği  (DFG) 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya gazeteciler katılırken Yeşil Sol ve Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Amed vekil adayı Sorgül Aytek, JİNNEWS, Mezopotamya Ajansı (MA) ve gazeteciler katıldı.  
 
Açıklamanın Kürtçesini MKGP Sözcüsü Roza Metina, Türkçesini DFG Genel Sekreteri Cuma Daş okudu.
 
‘Dünya Basın Özgürlüğü gününde 2 gazeteci tutuklandı’
 
Açıklamayı okuyan Roza, Türkiye’de basın özgürlüğünün olmadığı bir yılı daha geride bırakıldığını belirtti. Roza, “Bu ülkede Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde 2 gazeteci tutuklandı. Türkiye basın özgürlüğünü anayasal güvence altına almış olsa da özellikle 2002’de AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde her geçen yıl geri sıralarda yerini almayı sürdürüyor. Geçen yıl açıklanan endekse göre Türkiye 180 ülke içerisinde 149'uncu sırada iken, 2023 verisine göre ise 16 sıra birden yükselerek 180 ülke arasında 165'inci sırada yer aldı. Bu bile başlı başına Türkiye’de basının olduğu durum ve koşulları ortaya koymaya yetiyor. Türkiye’de özellikle son 10 yılda Özgür Kürt Basını’na dönük ciddi gözaltı ve tutuklamalar söz konusu oldu. Ajanslar, prodüksiyon şirketleri basıldı, onlarca teknik ekipmana el konularak gazeteciler çalışamaz hale getirildi. Son bir yılda 35 arkadaşımız tutuklandı halen de 33 arkadaşımız tutuklu bulunuyor. Gazeteciler haber takiplerinde defalarca engellendi, gözaltına alındı, işkenceye varan saldırılara maruz kaldı” dedi. 
 
‘İşkenceden kaynaklı işitme kaybı yaşadı’
 
Amed’de 16 Haziran 2022’de tutuklanan 16 gazetecinin iddianamesinin 10 ay boyunca hazırlanmadığına değinen Roza, “Daha sonra hazırlanan iddianamede, gazetecilerin yaptığı haber ve programlardan suç üretilmeye çalışıldı. Ankara’da 29 Ekim 2022’de tutuklanan 10 arkadaşımız hakkında iddianame ise 4 ay sonra hazırlandı. Burada da haber içeriklerinden suç üretilmeye çalışıldığını gördük. Yine Diyarbakır’da 25 Nisan’da siyasetçi, hukukçu ve sanatçılara dönük gerçekleşen operasyonda 4 arkadaşımız yaptıkları haberler gerekçe gösterilerek tutuklandı. Son olarak ise DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ve Mezopotamya Ajansı editörü Sedat Yılmaz, 29 Nisan günü Ankara’da yürütülen bir soruşturma kapsamında Diyarbakır'daki evlerine baskın yapılarak gözaltına alındı. 15 saat ters kelepçe işkencesi ile yüz yüze bırakıldı. Yine Sedat Yılmaz, gördüğü işkence nedeniyle işitme kaybı yaşadı. Dicle Müftüoğlu ve Sedat Yılmaz dün gece yani 3 Mayıs gününün ilk saatlerinde yargı kararı ile tutuklandı” sözlerine yer verdi. 
 
‘Bizlere bırakılan mirası yaşatmaya devam edeceğiz’
 
Böylesi tablonun olduğu bir yerde basın özgürlüğünden söz etmenin güç olduğuna dikkat çeken Roza, özelde kadın gazetecilerin maruz bırakıldığı cinsiyetçi yaklaşım, tacize varan saldırılar, tehdit gibi durumların sahada güvende olmadıklarının kanıtı olduğunu kaydetti. Roza, “Bizler Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu ve Dicle Fırat Gazeteciler Derneği olarak, Özgür Basın’a dönük bu saldırıları kabul etmediğimizi bir kez daha söylemek istiyoruz. Türkiye’de basın özgürlüğü sağlanıncaya dek mücadelemizden vazgeçmeyecek, bulunduğumuz her alanda gazetecilerin yanında olmayı sürdüreceğiz. 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala yapılan bu gözaltı ve tutuklama operasyonlarını ülke ve seçim güvenliği için bir tehlike olarak görüyoruz. Basının susturulması demek gerçeklerin bu toplumdan saklanmaya çalışılması demektir. Bütün tutuklama baskı ve işkence uygulamalarına rağmen canı pahasına hakikatler için mücadele eden gazeteciler bu toplumun sesi olmaktan hiçbir zaman vazgeçmedi. Apê Musaların, Deniz Fıratların ve Gurbetelli Ersözlerin bizlere bıraktığı mirası yaşatmaya devam edeceğiz. Tutuklanan arkadaşlarımızın dediği gibi kahrolsun faşizm yaşasın özgür basın... Harami düzen 10 gün sonra gidiyor. Yıkıldı yıkılacak” şeklinde belirtti. 
 
Açıklama okunan metnin ardından “Özgür basın susturulamaz” sloganıyla son buldu.