KCDP Davası: Utanç ittifakını göndereceğiz!

  • 13:49 5 Nisan 2023
  • Hukuk
İSTANBUL - KCDP’ye açılan kapatma davasının 3’üncü duruşmasında dinlenen katledilen kadınların yakınlarından oluşan tanıklar, derneğin kendilerini yalnız bırakmadığını ve davanın kapatılması gerektiğini vurguladı. Duruşma sonrası adliye önünden seslenen kadınlar, “Utanç ittifakı, kadın düşmanı ittifakı Cumhur İttifakı’nı göndereceğiz. Bir tek kadının öldürülmediği güne kadar burada olacağız” vurgusunu yaptı.
 
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na (KCDP) “Kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek” iddiasıyla açılan kapatma davasının 3’üncü duruşması, Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
 
Yüzler katıldı
 
Dernek avukatları duruşmada hazır bulunurken, İsveç ve Hollanda Konsolosluğu’ndan temsilciler ile PEN Temsilcisi Caroline Stockford, Finlandiya Konsolosluğu, İrlanda Konsolosluğu’ndan Hande Özden ile Karin Scharen, Meclis, İstanbul Barosu Genel Başkan Yardımcısı avukat Nazan Moroğlu, İfade Özgürlüğü Derneği, Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği avukatları, Denizli Barosu’ndan avukat Ayşegül İrem Aydoğan, Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) temsilcisi Bircan Dağ, Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği avukatı Seher Kırbaş, Ankara Barosu Gelincik Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Ankara Barosu LGBTI Hakları Merkezi, Kırklareli Barosu avukatları ve çok sayıda hukukçu duruşmada gözlemci olarak yer aldı. Duruşma salonunun hınca hınç dolması nedeniyle birçok kişi salona giremedi.
 
Yüzlerce katılım talebi
 
Bir saat geç başlayan duruşma, kimlik tespiti ile başladı. Ardından avukatlar davaya katılım talebinde bulunarak, dernek yerine davanın kapatılmasını talep etti. Katılım talebinde bulunan hukukçu ve temsilciler, “Derneğin kapatılması birçok derneği de etkileyecektir. Bu davayla kadın cinayetlerine karşı KCDP’nin tüzüğünde de yer alan mücadele ve çalışmaların da önüne geçilmektedir. Dernek kapatmalar idari taciz dediğimiz bir durum oluşturmakta ve başta kadınlar olmaz üzere LGBTI+’ları derinden etkileyecektir. Bu yüzden de katılım taleplerimizi yineliyoruz. Bu dava tek başına bir dava değildir, sivil topluma ve hak savunuculuğuna yönelik bir davadır. Bunun sonucu hem kadınlara hem sivil topluma hem de hak savunucularına yöneliktir” dedi.
 
Tanıklar dinlendi
 
Ardından tanıklar dinledi. Katledilen kadınların yakınları, “Platform sayesinde sesimizi duyurduk ve davalarda kendimizi yalnız hissetmememizi sağladılar. Şu an da biz onların yanındayız. Bu davanın hukuksuz olduğunu düşünüyoruz” sözlerini kullandı. Tanıklardan Ankara’da katledilen akademisyen Ceren Damar Şenel’in babası Mustafa Damar da, bugün KCDP ile dayanışmak için duruşmaya katıldığını belirtti. Mustafa, derneğin temsilcileri ve gönüllülerinden büyük bir dayanışma gördüğünü sözlerine ekledi.
 
‘Hep yanımızdaydılar’
 
Antalya’da 4 Mart 2015’te kızı Deniz Aktaş’ın katledildiği söyleyen Figen Yetişkin, “16 mahkeme boyunca KCDP’den büyük bir destek gördüm. Bana avukat sağladılar, her zaman benimle birliktelerdi. Biz bu süreci hep beraber yürüttük. Bu platformun aksine daha çok güçlenilmesini ve desteklenmesini istiyorum. Kadın olduğumun, haklarımın ve var olduğumun, ölen kızımın katilinin yargılanmasını öğrendim ben. Onlar benle yürüdüler, ben de sonsuza kadar onlarla yürürüm. Ben daha şimdiye kadar öldürülen bir kadının bu platform yüzünden öldürüldüğünü hiç duymadım. Ya da bir çocuğun tacize, tecavüze uğramasını duymadım. Onlara hukuksuz, ahlaksız demek, bize de demektir” şeklinde konuştu.
 
Tek amaç kadın mücadelesi
 
Boşandığı erkek tarafından kaçırılan bir kadın da dernekle bu süreçte tanıştığını, yanlarında olduklarını ve büyük bir destek gördüğünü şu sözlerle anlattı: “Tamamen bizim yanımızda duran, bize destek veren bir dernek. Ş an psikolog tedavisi göreceğim. Devlet bana bunu sunacağını söyledi ama yapmadı, bunu da dernek sundu bana. O kadar destekleri oldu ki bana, tamamen dayanışma içerisindeyiz. Bizim tek amacımız kadınların yanında olmak.”
 
13 Eylül’e ertelendi
 
Katılma taleplerini reddeden hakim, tanıkların dinlenmesine devam kararı vererek duruşmayı 13 Eylül günü saat 11.00’e ertelendi.
 
Duruşma sonrası adliye önünde bir araya gelen kadınlar basın açıklaması gerçekleştirdi. “Platform Durmayacak Kadın Cinayetlerini Durduracak” pankartının açıldığı açıklamada sık sık, “Asla yalnız yürümeyeceksin”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Hukuksuz davalar bizi durduramaz”, “Kadınların seçimi 6284” sloganı atıldı.
 
‘Bir tek kadın öldürülmeyene kadar burada olacağız’
 
Açıklamada ilk olarak platform avukatı Leyla Süren duruşmaya dair konuştu. Leyla, “Bizim işimiz hala içeride kapatılmaya devam edilen dosyaların açılmasını istemek olmalı. Daha önemlisi bu kadınlar öldürülmeden önce çözümler bulmalıyız. Bu şüpheli arttıkça bunun sorumlusu kimler? Davada bize deniyor ki, ‘Ne gerek var size? KCDP ve STK’lere ne gerek var.’ biz de şunu söylüyoruz hukukçular olarak, eğer devlet, bakanlıklar görevlerini yeterince anayasa ve kanunlarda yazıldığı gibi yerine getirmiş olsaydı inanın bize gerek kalmazdı. Biz burada olmayı istemiyoruz, hiçbir kadın da toprak altında olmayı istemiyor. Bir tek kadın öldürülmediği gün emin olun bize ihtiyaç olmayacaktır. Ama o güne kadar KCDP, avukatları ve gönüllüler burada olacak” ifadelerini kullandı. Leyla herkesi, 13 Eylül’de davanın 4’üncü duruşmasına katılmaya çağırdı.
 
‘Utanç ittifakını göndereceğiz!’
 
KCDP Genel Sekreteri Fidan Ataselim de, duruşmada tanık olarak sundukları katledilen kadınların ailelerine değinerek şunları kaydetti: “Bizim tanıklarımız öldürülen kadınların yakınlarıydı. Hepsi hem kendi yaşadıklarını hem platformumuzla birlikte nasıl mücadele ettiğimizi anlattı. Bugün duruşmamız ertelenmiş olabilir, bizim önümüzde çok hayati bir gün daha var. 14 Mayıs, sadece seçimlerin tarihi değil, kadınların seçiminin de bir tarihi olacak. Bu yüzden karşımızda kadınlar vahşice öldürülürken, şüpheli ölümler artarken 6284 sayılı yasayı pazarlık konusu etmeye dahi cüret eden Cumhur İttifakı utanç ittifakıdır, kadın düşmanı ittifakıdır. LGBTIQ+ düşmanı ittifaktır, yaşam haklarımıza, özgürlüklerimize kast eden bir ittifaktır. Onların hiçbir manipülasyonuna hiçbir kadın göz yummayacak. Bu yüzden KCDP’nin bundan böyle en önemli görevi kadın cinayetlerini durdurmak, İstanbul Sözleşmesi, 6284, özgür, eşit yarınlarımız için bu karanlığı söküp atmaktır. Bu utanç ittifakını göndermektir. Oylarımızı da seçimimizi de bu yönde kullanacağız. Özgür güneşli günlere hep birlikte varacağımıza inanıyoruz, kararlıyız, kadın cinayetlerini durduracağız. Kadınların seçimi 6284 olacak, utanç ittifakını da göndereceğiz.”
 
‘Nerede bu hükümet, adalet?’
 
28 Şubat 2018’de katledilen Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım, “Benim kızımın dosyası kapatılırken bizim yanımızda olan, bizimle omuz omuza mücadele veren ve ikinci dosyamızın açılmasında KCDP hep yanımızdaydı. Onların sayesinde açtırdık dosyamı. Benim kızımın adaleti sağlanmadı ama siz KCDP’ye dava açıyorsunuz. Siz ahlaksızsınız, siz adaleti bilmeyenlersiniz. Adalet benim yavrumu ve buradaki ailelerin yavrularının hakkını sağlayandır. Siz hak, hukuk nedir bilmiyorsunuz. Kadınlar, biz aileler mücadele verirken hükümet, devlet nerede? Nerede İçişleri Bakanı, nerede hükümet, nerede cumhurbaşkanı? Nerede adalet? Asıl ahlaksız sizlersiniz. KCDP’nin her zaman yanındayız, mücadelemize devam edeceğiz" dedi. 
 
‘Asla yalnız yürümeyeceksiniz!’
 
Daha sonra söz alan PEN Temsilcisi Caroline Stockford ise “KCDP çok önemlidir. Ocak 2023 raporuna göre 31 kadın cinayeti ve 25 şüpheli ölüm olmuş. 56 kadını geri alamayacağız. Kadın cinayetleri dursun, erkek şiddeti ve kadınlara yönelik tanık olduğumuz polis şiddeti hemen son bulsun. Bizleri durduramayacaksınız” dedi. Polislerin gözü önünde katledilen Deniz Aktaş’ın annesi Figen Yetişkin de, “16 mahkeme davam görüldü platformla birlikte ve katile indirimsiz müebbet verildi. Platform sayesinde bugüne geldim. Platform için hukuka aykırı, ahlaksız diyorsunuz, ben şimdiye kadar hiçbir kadının bu platform yüzünden öldürüldüğünü duymadım. Platformu sonuna kadar destekliyoruz. ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’ dediler bana, ben de onlara diyorum ki asla yalnız yürümeyeceksiniz.
 
Açıklama, slogan ve alkışların ardından son buldu.