ÖHD Eşbaşkanı Esra Bilen: CPT açıklama yapmalı

  • 09:02 1 Nisan 2023
  • Güncel
 
Marta Sömek 
 
İSTANBUL - CPT’nin 2022 yılı raporunda İmralı’ya ilişkin bir bilgi paylaşmamasına tepkiler sürerken, komitenin Türkiye’nin iznine bağlı kalmadan 92-96 yıllarında açıklama yaptığını hatırlatan ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Esra Bilen, “Şu an tam olarak CPT’nin Türkiye’nin iznine bağlı kalmayarak açıklama yapması gerektiği bir zamandayız. Biz hukukçular olarak tecrit kırılana, İmralı görüş yolları açılana kadar bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” vurgusunu yaptı.
 
1999 yılında uluslararası komplo ile tutuklanan PKK Lideri Abdullah Öcalan, tam 24 yıldır İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit altında tutuluyor. Abdullah Öcalan ile diğer tutsaklar Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan 2 yıldır hiçbir haber alınamıyor. Avukatları ve ailesinin PKK Lideri ile görüşebilmek için yaptığı başvurular ise Bursa İnfaz Hakimliği’nin 6 ayda bir sistematik olarak verdiği “keyfi” ve hukuka aykırı “avukat görüş yasağı” ve “disiplin cezaları” gerekçeleriyle engelleniyor.
 
Başvuruların tamamı yanıtsız!
 
Kurdistan, Türkiye ve dünyanın dört bir yanından hukukçular, insan hakları savunucuları, siyasetçiler ve her kesimden yüzlerce kişi birçok girişimde bulunsa da bu başvuru ve mektuplara olumlu ya da olumsuz hiçbir dönüş yapılmıyor. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, 10 Haziran 2022’de her kesimden 775 avukatla birlikte Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve Adalet Bakanlığı’na bir çok kez başvuruda bulundu. Ancak bu başvurulara da olumlu ya da olumsuz hiçbir dönüş olmadı. Yine ÖHD İstanbul Şubesi 21 Kasım 2022’de, tecridin son bulması ve avukatları ile görüşme sağlanmasına dair yapılan başvuruların takibi için İstanbul Barosu’na başvuruda bulundu. Ardından tüm ÖHD’li avukatlar her kentte barolara aynı şekilde başvuru gerçekleştirdi.
 
CPT raporunda İmralı yok!
 
Öte yandan Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT), Eylül 2022 tarihinde İmralı Cezaevi’ni ziyaret ettiğini duyurması ardından Asrın Hukuk Bürosu da 29 Kasım’da, CPT’nin İmralı’ya gerçekleştirdiği ziyarette Abdullah Öcalan’ın görüşmeye çıkmadığı yönünde duyumlar aldığını açıkladı. Defalarca yapılan girişimler ve çağrılara rağmen ziyaretine ilişkin hiçbir açıklama yapmayan CPT, 30 Mart’ta 2022 yılı raporunu açıkladı. Raporda, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın koşullarına dair bilgilere ise yer verilmedi.
 
ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Esra Bilen, CPT raporu, mutlak iletişimsizlik ve derneklerinin girişimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
İşkence suçu!
 
Esra, “İlkel toplumlarda cezalandırma mantığıyla baktığımızda tamamen kindar ve öç alma duygusuyla sadece suç işlediği iddia edilen kişiye karşı değil, ailesine ve sevdiklerini de cezalandıran bir sistem olduğunu görüyoruz. İmralı’da şu an yaşanan durumu Türkiye devletinin tutumunun tamamen ilkel cezalandırma mantığıyla bağdaştığını düşünüyorum. Çünkü orada tamamen bir öç alma duygusuyla devletin kendi hukuk sınırının dışına çıkmayı göze aldığı bir sistemin bir rejimin yaratıldığını görüyoruz” değerlendirmesini yaptı. İmralı’da uzun yıllara dayanan ağır tecrit ve son iki yıl da ağır tecridi de aşan mutlak iletişimsizlik halinin oluştuğunu vurgulayan Esra, “Hiçbir şekilde ne aile görüşü, ne avukat, ne de telefon hakkı yani dış dünya ile hiçbir iletişim sağlanamaması bu mutlak iletişimsizlik hali işkence suçunu oluşturuyor. Yani mutlak bir şekilde yasak olan işkence yasağının ihlali oluyor” dedi.
 
‘CPT’nin işkenceye dair açıklama yapma hakkı var’
 
Tecrit halinin sürmesine sebep olan yetkililerin de işkence suçunu işlediklerini ifade eden Esra, “İşkence suçu mutlak bir yasaktır. Her kişiye karşı bu yasağın ihlal edilmemesi gerekiyor. Bu işkence yasağının mutlak bir yasak olmasına başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) olmak üzere ulusal ve uluslararası sözleşmelerde de açık bir şekilde yer verilmiş. Bu sözleşmenin denetim organı CPT, işkence ve yasağın olduğu her yeri ziyaret ederek hak ihlalinin olup olmadığını tespit etmesi gereken bir komite. Normalde komitelerin raporları gizli. Yani taraf devletin onayı üzerine bu rapor açıklanıyor. Eğer taraf devlet CPT’nin tespit ettiği bir işkence yasağı ihlalini iyileştirip herhangi bir adım atmazsa, komite ile birlikte hareket etmezse komite taraf devletin onayına bağlı kalmaksızın inisiyatif alıp raporu olmasa da oradaki işkence ihlallerinin durumuna ilişkin açıklama yapma hakkı var” sözlerini kullandı.
 
‘CPT’nin açıklama yapması gerektiği bir zamandayız!’
 
Komitenin insiyatif alarak Türkiye’ye karşı 1992 ve 1996 yıllarında bu açıklamaları yaptığını paylaşan Esra, “Aslında şu an tam olarak CPT’nin Türkiye devletinin rızasına bakmaksızın inisiyatif alıp açıklama yapması gerekiyor. Çünkü CPT’nin İmralı’daki durumu sadece işkence yasağı olarak değerlendirmemesi gerekiyor. Sayın Abdullah Öcalan ve diğer üç tutsağın sağlık durumları ve ağır tecrit durumunu aşan işkencenin çok açık olduğu, hiçbir şekilde haber alınamamasıyla ilgili kamuoyunu bilgilendirme hakkını gözeterek tam olarak Türkiye’nin iznine bağlı kalmayarak açıklama yapması gerektiği bir zamandayız” sözleriyle CPT’yi insiyatif alarak açıklamaya yapmaya çağırdı.
 
Tüm kesimler tecridin kırılmasında ısrarcı olmalı
 
Tecridin açık bir şekilde hukuka aykırı olduğunu her fırsatta belirttiklerini dile getiren Esra, ÖHD olarak hem ulusal hem de uluslararası birçok mekanizmaya başvurular yaparak hukuki sürecin başlatılmasına dair talepte bulunduklarını aktardı. Barolara, Adalet Bakanlığı’na, Avrupa Konseyi Bakanlık Komitesi’ne başvuruda bulunduklarının bilgisini veren Esra, “Yaptığımız bu başvurularda henüz bir sonuç alamadık. İmralı’daki tecridin ve mutlak iletişimsizliğin sadece hukuki yollarla çözülemeyeceğinin farkına vardık. Sadece belli kişiler veya kurumlar değil, avukatların başvuruları değil, tüm kesimlerin yani Türkiye’deki bütün sorunların çözülebilmesi için herkesin bu talebi dile getirmesi gerekiyor. Ve bu tecridin kırılmasında ısrarcı olması gerekiyor. Demokratik kitle örgütleri, insan hakları savunucuları, sosyalistler, devrimciler ve halkın bir şekilde ses çıkarması gerekiyor” sözlerini kullandı.
 
Tecrit kırılana kadar mücadeleye devam
 
Esra, son olarak, “Biz hukukçular olarak tecrit kırılana, İmralı görüş yolları açılana kadar bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz” mesajını verdi.