Semsûrlu Hanım’ın hikayesi…

  • 09:02 11 Mart 2023
  • Güncel
 
Marta Sömek 
 
SEMSÛR - İhmalkarlığı nedeniyle iktidara, “Hakkımı helal etmiyorum. Zehir zıkkım olsun” diyen ve enkazdan 3 kızının cenazesini 9’uncu günde kendi imkanlarıyla çıkaran Semsûrlu Hanım Gülmez, kızlarından geriye kalan fotoğrafları ve hayvan sevgisi ile her canlı için mücadele edeceğini söylüyor. 
 
Mereş merkezli 6 Şubat’ta gerçekleşen depremlerde on binlerce kişi enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Ağır bir yıkım ve enkazın oluştuğu Semsûr’a (Adıyaman) ise AFAD ve yetkililer 6’ncı günde uğrayarak birkaç enkaza bakıp kenti terk etti. Enkaz başında yakınlarını bekleyen yurttaşlar, zorlu hava koşulları altında kendi imkanları ile iş makineleri kiralayarak çevre illerden gelen gönüllülerin yardımıyla yakınlarını çıkartmaya çalıştı. Halkın, iktidarın ihmalkarlığı nedeniyle oldukça tepkili olduğu Semsûr’da, on binlerce depremzede ise toplu mezarlara kefensiz ve yıkanmadan gömüldü. Birçok köyde ise yeni mezarlıklar yapılmak zorunda kalındı.
 
3 kızını kaybetti
 
Hayalet kente dönüşen Semsûr sokaklarında neredeyse her binanın tuzla buz olduğu görülürken, evlerdeki yaşamların ise caddelere saçıldığına tanıklık ediyoruz. Resmi rakamlara göre 9 bin 844 dairenin “yok olduğu” Semsûr sokaklarını gezerken, bu rakamın çok daha fazlasının olduğu açık bir şekilde görülüyor. Enkaz altında kalan yurttaşların iktidarın yeterli çalışmayı yapmaması nedeniyle ölüme terk edildiği kentte, neredeyse her depremzede en az 3 yakınını kaybetti. Depremde 3 kızını enkaz altında kaybedenlerden biri de Hanım. Kürt Alevi kültürüne sahip ulusal kıyafet ve aksesuarlar takan Hanım ve akrabalarının, evlerinin bahçesinde kurduğu taziyeye katılarak hikayesini ve iktidara tepkisini dinliyoruz…
 
Kızlarını okutmak için çalıştı
 
Semsûr’un merkez ilçesine bağlı Kozan köyünde hayvancılıkla yaşam sürdüren Kürt Alevi Hanım Gülmez, yıllar boyunca peynir ve süt satarak 4 kızını okutmaya çalışıyor. Hanım’ın büyük bir çaba ve emeğiyle okuttuğu 3 kızı üniversiteden mezun olduktan sonra atanamamaları nedeniyle Semsûr’da farklı işlerde çalışmaya başlıyor. Hanım, tüm hastalıkları ve zorlu hava koşullarına aldırış etmeden kızlarına destek olmayı sürdürüyor.
 
35 kilometre yürüyorlar
 
 
Takvimler 6 Şubat’ı gösterdiğinde ise Mereş merkezli gerçekleşen depremlerde Semsûr’da yaşayan kızları Gurbet (27), Bahar (24) ve Gökçe’den (22) haber alamayan Hanım, büyük bir endişe duyuyor. Daha sonra Hanım ile eşi, sabah 05.00 sıralarında hiçbir araç olmaması ve yoğun kar yağışı nedeniyle Semsûr’a 35 kilometre yürüyerek gidiyor. Hanım ve eşi, kızlarının kaldığı eve vardıklarında ise binanın yıkıldığını ve 3 kızı ile birlikte 63 kişinin enkaz altında kaldığını öğreniyor.
 
9 gün enkaz başında süren bekleyiş…
 
Tam 9 gün boyunca enkaz başında bekleyen Hanım ve diğer depremzedelerin enkaz altındaki yakınlarına farklı kentlerden gelen gönüllüler ile madenciler dışında kimse yardım etmiyor. Kendi imkanlarıyla vinç götürerek enkazın başından bir kez olsun ayrılmayan Hanım ve eşi ile diğer depremzedeler için ne AFAD ne de devlet bir kez olsun Semsûr’a uğramıyor. Hanım, kızlarına sağ olarak kavuşmanın ümidini ise asla yitirmiyor.
 
Mezarlarına 3 fidan dikiliyor
 
 
Depremin 9’uncu gününde ise gönüllülerin çabasıyla Hanım’ın 3 kızı ve diğer depremzedeler enkazdan çıkartılıyor. Hanım’ın kızları Gurbet, Bahar ve Gökçe’nin, deprem olduğu esnada kaçmaya çalışırken evin koridorunda sıkıştığı öğreniliyor. Koridorda birbirine sarılmış halde bulunan Hanım’ın kızlarının cenazelerine ulaşılıyor. Kızlarının cenazelerini yaşadıkları Kozan köyündeki mezarlığa getirerek güllerle defneden Hanım ve eşi, mezarlarına 3 fidan dikerek üşümemeleri için de yazmalar sarıyor.
 
AFAD cevap vermemiş!
 
 
İktidara, ihmalkarlığından ötürü büyük bir tepki ve öfke besleyen Hanım, AKP’lilerin yakınlarına “özel” olarak yardım edildiğini gözleriyle gördüğünü söylüyor. Gönüllülerin hala kendilerini arayarak kızlarını kurtaramadıkları için üzüntülerini paylaştıklarını anlatan Hanım, “Devlet mevlet yok. 9 gün canlarımızı, çocuklarımızı enkazdan çıkartmak için gözlerimiz yaşlı, elimiz kolumuz bağlı bekledik. Neredeydi bu devlet? AKP’lilerin yakınlarını aradılar, biz AFAD’ı aradığımızda cevap bile vermediler. Garibana yok bu devlet, anca kendilerine varlar” sözleriyle tepki gösteriyor.
 
‘Zehir zıkkım olsun!’
 
Yine iktidarın depremzedeler için hiçbir şey yapmadığını vurgulayan Hanım, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Semsûr’a gelerek “helallik” istemesine de büyük bir tepki gösteriyor. Hanım, iktidara şu sözlerle sesleniyor: “Hakkımı helal etmiyorum, helal etmiyorum, helal etmiyorum. Zehir zıkkım olsun, zehir zıkkım olsun, zehir zıkkım olsun. Bizden gelip oy isteyenlerin hepsini kapımdan kovarım.”
 
Kızından aldığı mirası sürdürecek
 
Köydeki evlerinde taziyeleri kabul eden Hanım, yanlarında kalan ve üniversiteye hazırlanan 18 yaşındaki kızının hayatta kalması ile büyük bir güçle yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Hayatını kaybeden kızlarından geriye yalnızca fotoğrafları ve enkazdan çıkan cüzdanları kalan Hanım, Kurmancî ağıtlar yakarak bu eşyalara sarılıp öpüyor. Büyük kızı Gurbet’in yaşamı boyunca hayvanlara baktığını, üşümemeleri için kulübe ve ev yaptığını, ayaklarının altına pet şişelerde su ısıtıp koyduğunu söyleyen Hanım, kızından aldığı bu miras ile başta hayvanlar olmak üzere her bir canlı için mücadele edeceğini ifade ediyor.