Çadır kentte Semsûrlu Ayşe'nin ağıtları yankılanıyor

  • 09:02 7 Mart 2023
  • Güncel
 
Marta Sömek
 
SEMSÛR - Depremlerde 8 yakınını kaybeden ve evi yıkıldığı için çadır kentte kalan Semsûrlu Ayşe Akgül, topraklarını terk etmemekte kararlı. Ayşe’nin Kurdistan’daki acılar ile kaybettiği yakınları için yaktığı ağıtlar ise tüm çadır kenti sarıyor…
 
Mereş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan iki büyük deprem büyük bir yıkım ve enkaza neden oldu. 11 kentin etkilendiği depremlerde can kaybı 50 bine yaklaştı. İlk günden bu yana iktidarın ve devletin yeterli çalışmayı yürütmediği deprem bölgesinde halk dayanışması ile yeni bir yaşam örülmeye çalışılıyor. Depremden en çok etkilenen kentlerden biri olan Semsûr’da (Adıyaman) yaralar sarılmaya çalışılırken, hayatını kaybeden on binlerce insanın toplu mezarlara kefensiz ve yıkanmadan gömülmesi, kimsenin hafızasından silinmiyor.
 
Ayşe’nin hikayesi
 
Semsûr’un Merkez ilçesinde yaşayan Ayşe Akgül’ün, 6 Şubat günü gerçekleşen ikinci deprem ile evi yıkılıyor. Ayşe, Êlih (Batman) ve Dîlok’ta (Antep) yaşayan çocuklarının evinin de yıkılması ve gidecek hiçbir yerlerinin olmaması nedeniyle günlerce eşi ile birlikte araçta kalıyor. Ailesinden 8 kişiyi enkaz altında yitiren Ayşe, daha sonra Narlıkuyu’daki çadır kente gelerek eşi ve diğer depremzedelerle birlikte burada yeni bir yaşam örmeye başlıyor.
 
Acısı da sevinci de Kurmancî ile yansıyor
 
Kurmancîden başka bir dil kullanmayan Ayşe’nin yaşamındaki en önemli mücadelesi ise Kürt Alevi kimliği ve anadilini sürdürmesi. Kimliğini, kültürünü ve anadilini yaşamın her alanında bütünleştiren Ayşe, acısını da sevincini de Kurmancî ile dışa vuruyor. Gün boyu çadır kentteki komşularının yaşadığı acı ve yıkımı dinleyen Ayşe, kolektif bir yaşamı inşa etmek için de büyük bir çaba sarf ediyor.
 
Ayşe ve Kurdistan ağıtı
 
Akşam saatlerinde ise meydanda bulunan ateşin etrafında gençler, çocuklar ve ailelerle buluşan Ayşe, herkesin hikayesini tek tek dinleyerek heybesinde topluyor. Bir gün yine ateşin başına oturan Ayşe, heybesinde topladığı hikayelerle kendi öyküsünü birleştirerek “zêmar” yani ağıt yakmaya başlıyor. Ayşe, Kurdistan halkının yüzyıllardır maruz kaldığı acı ve katliamlar ile depremlerde yaşadıklarına dair yaktığı ağıt ile ateşin etrafında toplanan herkese o derin hüznü hissettiriyor. Bu sırada Japonya’dan Semsûr’a depremzedelerle dayanışmak için gelen Japon kadınlar Ayşe’ye sarılarak ağıtın akışında kayboluyor…
 
Topraklarını terk etmiyor
 
Bir göz odanın kendisine yeteceğini söyleyen Ayşe, Semsûr’dan başka bir yere gitmemekte kararlı.