Hayvanların kaldığı çadırda kalıyorlar!

  • 09:03 26 Şubat 2023
  • Güncel
 
Şehriban Aslan
 
MELETÎ - Depremden sonra halkın kendilerine ulaştığını, yetkililerin ise ancak 10 gün sonra köye geldiklerini belirterek hala hayvanların kaldığı çadırda kaldıklarını söyleyen depremzede Medine Babur, hijyenik bir ortama ihtiyaçları olduğunu paylaştı. 
 
Mereş merkezli gerçekleşen depremde ağır yıkım alan yerlerden biri de Meleti (Malatya), ilçeleri ve köyleri oldu. Kent merkezinde birçok bina yıkılıp enkaza dönüşürken, devletin görevini yapmamasından kaynaklı yüzlerce insan yaşamını yitirdi. İlçelerin durumu da kent merkezinden farklı değil hatta daha büyük yıkımların olduğunu görmek mümkün. Deprem bölgelerinin bir diğer çarpıcı durum da Alevi Kürt köylerine yönelik ayrımcılık ve yardımların ulaştırılmaması sorununun iki katına çıkarması. Bunu röportaj aldığımız her Alevi köyünden çok fazla duyuyoruz. Wêranşar (Doğanşehir) ilçesine bağlı Mihaciran (Topraktepe) köyü de ayrımcılığa maruz bırakılan köylerden biri.
 
Mihaciran köyünde yaşayan Medine Babur, depremden önceki ve sonraki yaşamını anlatarak depremde yetkililerin kendilerine 10 gün sonra ulaştığını söyledi.
 
‘Yardımımıza halk yetişti’
 
 
Gece gündüz demeden bin bir emekle evlerini yaptıklarını paylaşan Medine, “Biz bu evimizi yapmak için 20 yıl boyunca kayısı topladık. 4 oğlum var onlar da ben ve eşimle birlikte çalıştı. Şehir dışına gidip çalıştık, alın terimizle evimizi yaptık. Yıllarca sadece tuğladan yapma bir evde kaldık. Herkes köy şartlarının ne kadar zor olduğunu da biliyor. Deprem olunca evim yıkıldı ve 20 yıllık emeğim enkaza dönüştü. Deprem olunca kendimizi dışarıya atma fırsatı bile vermedi. Çıplak ayakla, montsuz kazaksız bir şekilde kendimizi zorla dışarı attık. Yolun ortasına attık kendimizi. Sağ olsun komşularımızın araçları vardı çocukları oraya koyduk soğuktan korumak için. Yolun ortasında olmamıza rağmen şiddeti çok iyi hissettik. 130’a yakın kişi hayvanların daha önce yaşadığı çadırda kaldık. Tüm köylüler çadırın içine sığındık. Ben artık yaşadıklarımı ve evime üzülmeyi geçtim giden canlara üzülüyorum. Köye sağlıkçılar dahi gelmedi. Halkımız sağ olsun bize yardım ulaştırdı, onun dışında bize gelen herhangi bir yardım olmadı. Çoğumuzun çadırı yok mesela ben hayvan çadırında kalıyorum. Bizler çok bir şey istemiyoruz istediğimiz sadece bir çadır. Hijyenik bir ortamımız yok çünkü daha su, lavabo, banyo yok. Kendi çabamızla köyde hayatta kalmaya çalışıyoruz” dedi.
 
‘Buradan gidemedim’
 
Depremi, yaşamını yitirenleri ve enkazda üç kişinin yanmasını asla unutamayacağını belirten Medine, durumlarının gittikçe daha da zorlaştığını kaydetti. Medine, “Gelinimi, torunlarımı ve üç oğlumu İzmir’e gönderdim. Durumlar düzeldikten sonra gelecekler. Şu an böyle bir ortamda kalmaları mümkün değil. Sonuç itibarıyla daha önce hayvanların kaldığı çadırda yaşıyoruz. Ben, eşim ve bir oğlum buradayız, burayı, memleketimizi bırakamadık. Bize sadece HDP ve CHP’den yardım geldi fakat çoğuna AFAD el koydu. Gelen giden kimse de yok. İki hafta sonra elektrik geldi fakat yağmur yağınca yine gidiyor” şeklinde konuştu.
 
‘Sesimiz duyulsun’
 
Evine yapılan hasar tespitine değinen Medine, “Yapılan hasar tespitinde evimiz hasarlı olarak görünüyor fakat geldiklerinde her tarafta kar vardı hasarı varsa belli bile değildi. Tekrar geleceğiz dediler fakat gelmediler. İhtiyaç olarak elektrik, su ve çadıra ihtiyacımız var. Hayvan çadırında barınıyoruz fakat o da hiç hijyenik değil. Sağlıkçıların da gelmesini istiyoruz. Ekmek ve bisküvi getiriliyor daha yemek getirilmedi. Çok zor durumdayız sesimiz duyulsun” sözleriyle dayanışma çağrısı yaptı.