90 evin yıkıldığı köyde komünal yaşam örülüyor

  • 09:05 25 Şubat 2023
  • Güncel
Nişmiye Güler
 
MEREŞ - Pınar Hüyük köyünde 90 ev yıkılırken, depremzedeler 7 bin 500 yıllık tarihsel belleği tazeleyerek, komünal yaşamı örüyor.
 
Depremin üzerinden geçen 20 günde yetkililerin tek yaptığı yıkılan binaların enkazını kaldırmak, merkezi olan yerlere kısmi çadırlar kurmak ve yapılacak olan yeni “binaların” müjdesini vermek oldu. Neredeyse hiçbir köye ulaşmayan yetkililer, buraları kaderine terk etti. Depremin yarattığı tüm yıkıntı ve ölümlere rağmen depremzedeler, demokratik sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu deprem koordinasyon merkezleri, yurtdışından gelen ve gönüllülerin kapı kapı dolaşarak ulaştırdığı yardımlar ile yaralarını sarmaya çalışıyor.
 
Köyde 90 ev yıkıldı
 
 
Yetkililerin yolunun düşmediği fakat yaratılan komünal alanlar ile yaşamın sürdüğü yerlerden biri de Mereş’in Kurdoğolî (Türkoğlu) ilçesine bağlı Pınar Hüyük Mahallesi (köyü). Köyde Kürt Aleviler yaşıyor. 103 haneli köyde 90 ev deprem nedeniyle yıkılırken, 9 kişi de enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Artçı depremlerin merkez üssü olan köyde sık sık depremler yaşanmaya devam ediyor.
 
Tarihsel kültür yeniden canlanıyor
 
Yaklaşık 7 bin 500 yıllık bir tarihsel geçmişe sahip olan bölgede, komünal yaşam kültürü yeniden canlanıyor. Deprem nedeniyle evleri yıkılan köylüler, 2012’de kurdukları Kültür ve Sosyal Evi’nin bahçesinde yaşamlarını sürdürüyor. Kültür ve Sosyal Evi’nin binası ise deprem nedeniyle büyük bir bölümü yıkılmış durumda. Buranın bahçesini toplanma alanı yapan köylüler, yardımlarını burada bir birine pay ediyor.
 
Ortak yaşam alanı oluşturdular
 
 
Köylüler bahçede bulunan brandayı büyük naylon çadır ve battaniyeler ile kapatarak bir yaşam alanı da yaratmış durumdalar. Buranın içine kendi ısrarları sonucu Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’ndan (AFAD) temin ettikleri 4 çadırı yerleştiren köylüler ortak bir yaşam sürdürüyor. Oluşturdukları bu alanda ortak oturma alanı ve yemek alanını da ayıran köylüler, ısınma için de iki tane odun sobası kurmuş. Buradan yayılan ısı ile çadırlarda ısınmaya çalışıyorlar. Ayrıca yemekler de ortak yapılıyor.
 
Aileler aynı çadırda yaşamak zorunda
 
 
Her bir çadırda ikiden fazla aile yaşamak zorunda. Çadır azlığından şikayet eden köylüler, yetkililerden bir şey beklemeden gönüllülerin getirdiği yardımlar sayesinde hayatta olduklarını belirtiyor. 20 gündür devletten bir şey gelmediğini söyleyen köylüler, en çok halktan dayanışma gördüklerinin de altını çiziyor.  
 
Battaniyelerin üstünde yatıyorlar
 
Köydeki depremzedelerden Hatice Serin, çadırlarında kauçuk olmadığını ve battaniyelerin üstünde yatmak zorunda olduklarını aktarıyor. Kendi kurdukları büyük çadır içinde 4 gün kaldıklarını daha sonra AFAD çadırlarını alabildiklerini anlatan Hatice, şuan çadırlarında elektriğin de olmadığını ifade ediyor.
 
8 kişi bir çadırda
 
Depremzedelerden Zübeyde Bal da oğlunun, eşi ve çocukları ile beraber toplam 8 kişi aynı çadırda yaşadıklarını anlatıyor. Kendilerine devletten bir yardımın gelmediğini de belirten Zübeyde, dayanışma ile ayakta olduklarını dile getiriyor.
 
Yeni yaşamı inşa ediyorlar
 
 
Yıkımın büyük olduğu köyde, enkazlar sokakların içinde bekliyor. Birçok enkazda arama kurtarma çalışması yapılmadığı da gözlemleniyor. Köydeki depremzedeler tüm bu olumsuzluklar karşısında öz güçleri ve komünal dayanışma ruhu ile yeni yaşamlarını kendileri inşa ediyor.