Kentin sorunlarının çözüm adresi olacaklar

  • 09:05 28 Aralık 2022
  • Güncel
 
 
Şehriban Aslan
 
AMED - Geçtiğimiz günlerde oluşturulan Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’na ilişkin konuşan Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, kentte kadına yönelik şiddet, özel savaş politikaları, çocukların madde bağımlılığına sürüklenmesinin önünü almak ve kentle ilgili daha birçok sorunun çözümü için böyle bir yapılanmanın, bütünlüklü mücadele etmenin ihtiyaç olduğunu söyledi. 
 
Amed’de bulunan meslek ve sivil toplum örgütlerinin katılımıyla 17 Aralık’ta 82 sivil sivil toplum örgütü, "Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu" kuruluşunu basın açıklamasıyla ilan etti. Yapılan açıklamada kentin tarihine, kültürüne, mimarisine, sanatına, ekonomik kaynaklarına ve sosyal dokusuna sahip çıkarak; bu amaçla sorunlarının tespiti ve çözümü gayesiyle siyasi görüş, ırk, din, dil, etnik köken, cinsiyet ayrımı olmaksızın her türlü farklılığıyla kentteki bütün aktörleri bir araya getirecek kent dayanışma ve koruma platformuna büyük bir ihtiyaç duyulduğu kaydedildi.  
 
Platformda Rosa Kadın Derneği de yer alırken Dernek Başkanı Adalet Kaya, platforma ilişkin değerlendirmede bulundu.
 
‘Yapılan toplantılar sonucu böyle bir ihtiyaca duyuldu’
 
Amed’de çok yönlü devlet kaynaklı şiddet olduğunu söyleyen Adalet, çok görünür olmasa da toplumun içerisinde gerçekleşen pek çok şiddet türü olduğunu söyledi. Adalet, “Bu sadece bireylere karşı değil; kültürel mirasa, kentin dokusuna, tarihi yapısına dönük pek çok saldırı yaşandı. Bu saldırılar hala devam ediyor. Tüm bunlar bir yandan da kentin hafızasına da dönük bir saldırıdır. Çok uzun zamandır süregelen sistematik bir süreçtir. Bununla beraber ortadan kaldırılmış bir takım mekanizmalar söz konusudur. Sivil toplum örgütleri hala varlığını sürdürerek mücadeleyi de büyütüyorlar. Örgütlülük meselesi de oldukça önemli, çok güç veren ve mücadeleyi büyüten bir perspektifle hareket edebiliyorsunuz. Buradan baktığımız zaman yapılan toplantılar sonucunda böyle bir ihtiyacın olduğunu gördük. Daha önce kentin bu konularında yani kültürel dokusuna, sosyolojik yapısına dönük bir takım saldırılarla mücadele konusunda kent konseyi bu işlevi görüyordu. Kent konseyinin yapısı birazcık daha tüzel kişiliği olmakla beraber resmi bir tarafı da var. Bir tarafından da sivil toplum örgütleri var ama yerel yönetim sistemi içerisinde örgütlü olan tüm yapıları görebilirsiniz. Belediye başkanının başkanlık ettiği bir yapıydı. Ne yazık ki şu an kayyım belediyelerinin olduğu bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla sivil toplum örgütlerinin hiç biri kayyım belediyesinin oluşturacağı yapının içerisinde olmak istemiyor. Bu nedenle şu an kent konseyi işlevsiz durumdadır” dedi.
 
‘Maddeye alıştırılan çocuklar için tedavi yeri yok’
 
İlan ettikleri platformun kent konseyinin boşluğunu doldurmak açısından kurulduğunu kaydeden Adalet, Rosa Kadın Derneği’nin de bu platformun en başından beri bir parçası olduğunu söyledi. Adalet, kadın cephesinden bakıldığı zaman kadınların karşı karşıya kaldığı adına özel savaş politikaları denilen farklı şiddet türlerinin söz konusu olduğunu ifade etti. Adalet, “Bu politikalarla mücadele etmek gerçekten örgütlülüğü gerektiriyor. Evet, görünür kılmaya çalışıyoruz, deşifre etmeye çalışıyoruz fakat bir yandan da bu şiddet türlerinin önlenebilir olması, şiddete maruz bırakılan kadınların da korunmasını sağlanması gibi pek çok mekanizma gerektiriyor. Ya da maddeye bulaştırılan çocuklar var. Madde bağımlılığıyla ilgili çalışan ve tedavi eden bir yapı yok. Daha önce yerel yönetim sistemi içerisinde bunun inşa süreci söz konusuydu ama ne yazık ki şu anda yok. Mesela kadınların şantaj ya da madde gibi bir takım yöntemlerle fuhşa yönlendirildiğini ve zorlandığını biliyoruz. Kentte özellikle kafelerde gerçekleşen durumlar söz konusudur.  Ya da çocuklara aynı şeyler yapılıyor. Bütün bunların hepsi bütünlüklü olarak bir mücadele gerektiriyor” şeklinde konuştu.
 
‘Kadına karşı şiddet çok ciddi bir boyutta’
 
Kentte yaşanan en büyük sorun olan kadına yönelik şiddete değinen Adalet, “Kadın mücadelesi açısından bakınca bu konuda çok objektif olamayacağım. Çünkü kadına karşı şiddetin çok ciddi bir boyuta geldiğini görüyoruz. Sadece ev içinde değil, sokaklarda, kafelerde ve farklı şekillerde ortaya çıkan şiddet türleri söz konusudur. Bu da çok görünmüyor. Hatta şiddete maruz bırakılanın da onu şiddet olarak tanımlayamaması meselesi farkındalığın düşmüş olmasını çok önemli bir sorun olarak görüyorum. Aslında bu sorun kültürel dokunun bozulmasıyla da ilgili ya da kentin yapısının mimarisinin şekillenmesinin yarattığı bir etki ile ilgilidir. Aslında hepsi çok bir bütünlüklü olarak birbirini etkiliyor. Bu nedenle hepsine çok büyük önem biçmek gerekiyor çünkü hepsi birbirini böyle etkileyerek birbirini yeniden üretiyor. Bir diğer önemli nokta ise temel ve en büyük sorunlardan biri de yoksulluk… Özellikle bazı mahalle ve semtlerde yoksulluğun çok büyük ve derin boyutlara yani çaresizlik gibi bir hal aldığı görülüyor. Bu platform bu açıdan da önemli çünkü içerisinde bütün meslek örgütleri var. Sorunu sadece tespit edip teşhir etmek değil, çözüm üretebilecek bir takım mekanizmaları oluşturmak gerekiyor” sözlerine yer verdi.
 
‘Ailelerin başvuracağı bir mekanizma yok’
 
Madde bağımlılığının çok küçük yaşlara düştüğüne dikkat çeken Adalet, mekanizmaların bunu önlemesi gerekirken önünü açtığını ifade etti. Bunun hem çocuk istismarı hem de topluma dönük bir saldırı olduğunu söyleyen Adalet, bu sorunla mücadele eden hiçbir yerin olmadığını kaydetti. Adalet, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Platformda çocuk dernekleri de yer alıyor. Onlar da bu durumun tespitini yapabiliyorlar. Konunun teşhirine dönük bir takım çalışmalar yürütüyorlar ancak çözüm noktasında tıkanıyorlar. Dolayısıyla buradan kentte bağımsız çalışabilecek mekanizma yaratabilir miyiz diye konuştuk. Kadınların yaşadığı bir takım mekanizmalara ulaşamamak, kolluktan, sistemin diğer yapılarından destek alamaması çocuklar için de geçerli oluyor. Çocukların ve gençlerin hayatını paramparça eden bu madde bağımlılığına dönük ailelerin başvurabileceği bir mekanizma yok. Dolayısıyla bu mekanizmaları oluşturabilecek bir alanda olmalıdır.
 
 Güç birliği gerekiyor
 
Ayrıca OHAL döneminden beri süregelen bir sivil toplumu sindirme politikası yürütülüyor. Bu çok sistematik bir şekilde de sürüyor. En çok kadın örgütlerine olsa da tabi diğer örgütler de bundan nasibini alıyor. Yani idari ve adli yöntemlerle kriminalize etmek gibi çaba söz konusudur. Özellikle de Kürt kentlerindeki sivil toplum örgütlerine dönük hem söylemde hem de uygulamada bir karalama kampanyası yürütülüyor. Bunun karşısında da bir güç birliği gerekiyordu. Platform bu anlamda da bizi güçlendirecektir.”