'2023 zafer yılı olacak!'

  • 09:01 28 Aralık 2022
  • Güncel
 
Rojda Aydın
 
HABER MERKEZİ- 2022 yılında Maxmûr, Şengal ve Güney Kurdistan’da önemli gelişmeler yaşandı. İştar Meclisi Koordinasyon üyesi Gurbet İşlek 2023 yılında çalışmalarını daha çok geliştirip özgürlük ve zafer yılı yapacaklarını söyledi. 
 
Yeni bir yıla birkaç gün kaldı. Geride bıraktığımız yılda Kurdistan’ın dört bir yanında yeni yılı etkileyecek gelişmeler yaşandı. Güney Kurdistan da bu gelişmelerin odağındaydı. Kürt halkının direnişi ve Türkiye’nin saldırılarına, kimyasal silah kullanımı ve aralıksız bombardımanlarına rağmen mücadelenin geliştiği bir yıl oldu. Diğer yandan da Güney Kurdistan, Ankara, Hewlêr ve Bağdat üçlüsünün geliştirdiği politikalardan da etkilenmenin yaşandığı bir yıl oldu. Kürt halkının kazanımlarının ortadan kaldırılması, doğa katliamı, halkın iradesizleştirilmesinin hedeflenmesi, Kurdistan coğrafyasını boşaltma girişimi, Kürt kadınlarının öncülerinin hedef alınarak katledilmesi bu hükümetlerin temel politikalarından oldu. Ancak buna karşı kadınlar öncülüğündeki direnişin de öne çıktığı bir yıl oldu. 
 
Maxmûr Kampı’nda (Şehit Rüstem Cudi Kampı) faaliyet yürüten İştar Kadın Meclisi Koordinasyon üyesi Gurbet İşlek, 2022 yılı içerisinde yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Mücadele ile planlar boşa çıkarıldı’
 
2022 yılının Kürtler açısından oldukça yoğun, hareketli ve dolu geçtiğini belirten Gurbet, “Bu yıl biz Kürtler için mücadele ve direniş yılı oldu. Mücadelenin yanı sıra çok şehit verdik. 2022 yılında kampımıza yönelik, özgürlük hareketine yönelik, Kürt halkına yönelik büyük bir şiddet vardı. Rojava, Güney ve Kuzey’e yönelik saldırıların yanında Maxmûr da hedef alındı. Kampta yaşayan halk, evlerinin önünde hedef alınarak katledildi.  Türkiye ve işbirlikçileri geçtiğimiz yıl kampı etkisiz hale getirerek boşaltmak istediler. Kamp içerisinde çelişki yaratmak ve bunu yaymak istediler. Ancak 30 yıllık mücadele kampa yönelik bu planları boşa çıkardı” sözleriyle kampa yönelik planları anlattı.  
 
‘Kadınlar eylemlere öncülük etti’
 
Kampın her zaman örgütlülük açısından örnek olduğunu dile getiren Gurbet, çalışmalarını şu şekilde sıraladı: “Kadınlar saldırılara ve kampa yönelik planlara karşı mücadele sorumluluklarını yerine getirdi. Kampta gerçekleşen eylemlerde kadınlar kendi rengini gösterdi ve bu şekilde sürece cevap olmak istediler. Maxmûrlu kadınlar için öncelik Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü. Bu yüzden kadınlar bu yılki tüm eylemlerinde öncülük ederek özel, özgün çalışma yürüttü. Yine İştar Kadın Meclisi için bu yıl da kadınları örgütlemek önemliydi. Var olan komiteler, halk, kurum ve kuruluşlar içerisinde ortak çalışma yürütmek için çabaladık. Toplum içerisinde kadınları örgütleme amacımız var. Yıl içerisinde İkinci Jineoloji Çalıştayı gerçekleştirildi, yine birçok seminer organize edildi kadınlar için. Mücadelenin yol ve yöntemleri değerlendirildi. Sadece kadınların yaşadıkları sorunlar için değil tüm toplumun sorunlarının çözümü için özel çalışmalar yapıldı. İştar Meclisi çatısı altında örgütlenme çalışmaları yürütüldü. Yine çabamız yıl içerisinde yaşadığımız eksiklikleri iyi tespit edip, değerlendirmek ve önümüzdeki yıl için daha iyi bir planlama ortaya çıkarmak.”
 
‘İşgalin amacı yok etmek’
 
Ankara, Hewlêr ve Bağdat’ın politikalarını değerlendiren Gurbet, Türkiye’nin saldırılarının her geçen yıl daha da arttığını söyledi. Gurbet, “Türk devleti, Kürt halkını yok etmeyi hedeflemiş. Bu coğrafyada bir tek Kürdün kalmasını istemiyor. Ancak bunu da işbirlikçileriyle birlikte yapıyor. Çünkü Türk devleti tek başına bu saldırıları gerçekleştiremiyor. DAİŞ, KDP ve Irak hükümeti ile birlikte bu politikaları yürütüyor. Birlikte hareket ediyorlar ve birbirlerinden haberleri var. Irak hükümeti ve Güney Kurdistan hükümeti hiçbir zaman kampı korumadı. Bizler 2014 yılında onların tutumlarını gördük, kamp halkını nasıl bırakıp kaçtıklarını gördük. Kamp halkı kendi imkanları ile savunmasını yaptı. HPG’nin yardımı ile kamp ve Şengal saldırılardan korundu ve de boşa çıkarıldı. Nisan ayından bu yana şiddetli bir saldırı gerçekleşiyor ve dünyanın hiçbir yerinde kullanılmayan kimyasal silahlar gerillaya karşı kullanılıyor. Tek amaç Güney Kurdistan topraklarını işgal etmek. İşgal yok etmek amacıyla yapılıyor. Şengal ve Rojava’da nasıl saldırdıklarını gördük. Saldırılara karşı bizim ve halkımızın görevi mücadeleye sahip çıkmak” diye konuştu.  
 
‘Kadın öncüler hedef alındı’
 
Rojhilat’ta “Jin jiyan azadî” sloganı ile devam eden isyana işaret eden Gurbet, Jineoloji Akademisi üyesi Nagihan Akarsel’in katledilmesini hatırlattı. Gurbet devamında, “Rojhilat’taki serhildan 3 ayı aşkın bir süredir devam ediyor. Serhildan kadın öncülüğünde gelişti ve kadının kendi kimliğine sahip çıkması ortaya çıktı. Bu, bizim için önemli. Her yerde öncelikle kadınlar hedef alınıyor. Örneğin Nagihan Akarsel Güney’de şehit edildi. Jineoloji Akademisi üyesinin hedef alınması kadının toplumu etkileyen fikir, düşünce ve biliminin hedef alınması anlamını taşıyor. Türk devleti özellikle öncü kadınları hedef alıyor. Jîna Emînî de ‘ahlak polisi’ tarafından katledildi. Bu, Kürt kadınların hedef alındığı anlamına geliyor. Bizler bu yılki gibi önümüzdeki yıl da bu saldırılara karşı tepki ve tutum almalıyız. Bnun için de kendimizi eğitmemiz ve kadınların mücadelesine sahip çıkmamız gerekir” ifadelerini kullandı.  
 
‘2023 Önder Apo’nun özgürlük yılı olacak’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride ilişkin de konuşan Gurbet şöyle dedi: “Önder Apo şahsında Kürt halkına yönelik tecrit yürütülüyor. Kampta üzerimize ne düşüyorsa o sorumluluğu yerine getireceğiz. 2023’e ilişkin plan ve hedefimiz direnişi zafere ulaştırmak. Bizler 2023 yılını direniş yılına çevirip Önder Apo’ya  sahip çıkacağız. Kadın örgütlülüğümüzü geliştireceğiz. Toprağımızı savunup, özsavunmayı geliştireceğiz, kadına yönelik şiddete karşı mücadele edeceğiz. Önder Apo’nun özgürlüğü için mücadele edeceğiz. 2023 yılı Önder Apo’nun özgürlük ve zafer yılı olacak.” 
 
Güney Kurdistan, Mexmûr ve Şengal’de yıl boyunca yaşanan gelişmelerden bazıları şöyle: 
 
*29 Ocak’ta Êzidî ve Arap kadınlar Êzidî Kadın Özgürlük Harektî (TAJÊ) öncülüğünde bir araya gelerek, “Kadın mücadelesi ve birliği kadın özsavunmasının garantisi” şiarıyla çalıştay gerçekleştirdi. Irak hükümetinin engellemelerine rağmen çalıştaya birçok kadın katıldı. 
 
*1 Şubat’ta Türkiye’ye ait savaş uçakları Maxmûr Kampı, Şengal ve Rojava’nın Dêrik kentine yönelik saldırılar gerçekleştirdi. Mexmûr ve Şengal’deki kurum ve kuruluşlar, saldırılara karşı alanlara çıktı. 
 
*12 Mart’ta Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Kadın Komisyonu öncülüğünde Silêmanî’de Kurdistan’ın dört parçasından kadınların katılımı ile “Kadın katliamlarını durdurun” şiarıyla çalıştay gerçekleştirdi. 
 
*7 Nisan’da TAJÊ öncülüğünde Şengal’de “Önder Apo’nin felsefesi Êzidî kadınların özgürlüğünün temelidir” şiarıyla Özerk Yönetim’in tüm kurumlarının katılımı ile çalıştay gerçekleştirildi. 
 
*18 Mayıs’ta TAJÊ, yaptığı çalışmaları daha fazla topluma duyurmak ve yaymak amacıyla bir internet sitesi açtı. 
 
*30 Haziran’da Êzidî kadınlar ilk genç kadın kongrelerini gerçekleştirdi. Kongrenin sonunda yeni isimlerinin “Şengal Genç Kadınlar Birliği” olarak değiştirildiği açıklandı. 
 
*30 Temmuz’da Bağdat’ta Uluslararası Iraklı Kadınlar Konferansı, “Şengal katliamına karşı özgür kadın iradesiyle mücadele ediyoruz” şiarıyla gerçekleştirildi. Konferansta Şengal katliamının ulusal ve uluslararası alanda tanınması istendi.  
 
*14 Eylül’de bir grup yazar ve aydın Hewlêr’de bir araya gelerek, Hewlêr, Dihok ve Silêmanî’deki kadın sığınakları için kitap toplama kampanyası başlattı. 
 
*Jîna Emînî’nin İran’da rejim güçleri tarafından katledilmesinin ardından Güney Kurdistan’da kadın örgütleri tarafından eylemler gerçekleştirildi, katliam kınandı, serhildana destek verildi. 
 
*25 Eylül’de Irak ve Güney Kurdistan’daki farklı parti ve bileşenlerde yer alan kadınlar bir araya gelerek Türkiye’nin saldırılarının önünün alınması için harekete geçilmesini istedi. Uluslararası kurumlara, Birleşmiş Milletler'e, Bağdat ve Güney Kurdistan hükümetine Türkiye’ye hava sahasının kapatılması için girişimde bulunmaları için çağrı yapıldı. 
 
*4 Ekim’de Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi gazeteci, yazar Nagihan Akarsel, Silêmanî’de silahlı saldırı sonucu katledildi. Güney’de ilk kez kadınlar cenazeyi taşıdı. Tüm kentlerde kadınlar Nagihan’ın katledilmesini eylemlerle protesto etti. 
 
*17 Ekim’de bir grup Arap kadın, “Ben yaşamım”  diyerek Rojhilat’ta gelişen “Jin jiyan azadî” serhildanına destek için kampanya başlattı.
 
*21 Ekim’de Maxmûr Kampı’nda "2. Tarım ve Köy Devrimi Jineoloji ile İnşa Edilecek" şiarıyla, Jineoloji Komitesi 2’nci Çalıştayı gerçekleştirildi.  
 
* Kadın kurumları ve örgütleri Irak Federel Yüksek Mahkemesi’nin “ikinci bir evliliğin birinci eşten boşanmak için yasal bir sebep oluşturmadığı” yönünde verdiği karara karşı alanlara çıkarak tepki gösterdi. 
 
* 10 Aralık’ta Birleşik Kürt Kadın Platformu üyelerinin Güney Kurdistan’a yaptıkları ziyarette  Hewlêr ve Silêmanî’de bir çok siyasi parti ve kadın örgütü ile görüşmeler yapıldı. Görüşmeler sonucunda Kürdistan Kadınlar Birliği’nin oluşturulacağı bilgisi paylaşıldı.