Gazetecilerin bir yılı: Saldırılara karşı ‘gazetecilik suç değil’

  • 09:01 25 Aralık 2022
  • Güncel
 
Gülistan Dursun
 
İSTANBUL - 2022 yılı Türkiye başta olmak üzere dünyada kadın gazetecilere dönük hak ihlallerinin arttığı bir yıl olurken, 12 kadın gazeteci katledildi, 42’si tutuklandı. Türkiye, hak ihlallerinde birinciliği kimseye kaptırmadı. Kadın gazeteciler ise, tüm saldırılara karşı “Gazetecilik suç değildir” diyor. 
 
Dünya ve Türkiye açısından önemli gelişmelerin yaşandığı bir yılın daha bitiyor.  Savaşların, katliamların, baskıların ve hak ihlallerinin birbirini takip ettiği 2022 yılında Özgür Kürt Basını da payına düşeni aldı. Yıllardır basın üzerindeki baskılarını sürdüren iktidar, bu yıl da işkence, gözaltı ve tutuklamalar ile Özgür Basını susturmaya çalıştı. Özellikle bu yıl toplam 13 kadın gazetecinin tutuklanmış olması iktidarın basına ve kadınlara ne denli yaklaştığını da özetliyor.
 
Kadın gazeteciler 2022’de neler yaşadı?
 
Bu bölümümüzde Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) ve Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’nun (CFWIJ) raporlarına yansıyan veriler ile bu yıl kadın gazetecilere dönük hak ihlallerinde öne çıkan olayları derledik. MKGP üyesi Nezahat Doğan ve CFWIJ Operasyon Müdürü Damla Tarhan Dürmüş de kadın gazetecilerin 2022 yılında yaşadıklarına dair değerlendirmeler yaptı.
 
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), 3 Mayıs 2017’de kuruluşunu deklare ederek, Kürdistan ve Türkiye de Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinde işten çıkarılan, ekipmanlarına el konulan, tutuklanan ve şiddete maruz kalan kadın gazetecileri bir araya getirdi. 5 yıldır çalışma yürüten MKGP, kadın gazeteciler için kadın haberciliği odaklı atölyeler başta olmak üzere basın ve kadın gazeteciler üzerindeki baskı ve hak ihlallerini içeren raporlar yayınlama, tutsak edilen, yargılanan kadın gazetecilerin dava süreçlerini takip etme gibi birçok çalışma yürütüyor.
 
MKGP’nin Kürdistan ve  Türkiye’deki verileri
 
MKGP’nin ayrı ayrı hazırladığı ve Ocak-Ekim aylarını kapsayan 10 aylık raporlarının toplam verisine göre, 2022’de kadın gazetecilere dönük en az 283 hak ihlali yaşandı. Yaşam hakkı ve güvenliğine yönelik 192 ihlal yaşanırken, düşünce ve ifade özgürlüğünde 72, cezalandırılan gazeteci sayısı ise 19 olarak açıklandı. Dokuz ayda yargılanan gazetecilere toplamda 41 yıl 34 ay 86 gün hapis cezası verildi. 5 gazeteciye toplam 220 bin 250 TL para cezası verilirken, bir gazeteci doğum iznine çıktığı için işine son verildi. 9 aylık verilere göre, 44 gazeteci gözaltına alındı ve 12 gazeteci de tutuklandı. Şuan da mesleki faaliyet yürüttükleri gerekçesiyle çeşitli cezaevlerinde toplam 17 kadın gazetecinin tutsak olduğu açıklandı. Bu ay Ankara’da evine yapılan baskınla gözaltına alınan gazeteci ve yönetmen Sibel Tekin’in tutuklanması ile de bu sayı 18’e yükselmiş oldu.
 
CFWIJ: En fazla şiddet vakası Türkiye'de yaşandı
 
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu da (CFWIJ) dünya genelinde kadınları ve LGBTQ+ gazetecileri destekleyen bir kuruluş.  Her ay açıkladıkları raporlarla dünya genelinde kadın gazetecilerin yaşadığı hak ihlallerini tespit ediyor. 1 Ocak-14 Aralık tarihine kadar Koalisyon’un hazırladığı verilere göre; dünyada kadın ve LGBTİ+ gazetecilere yönelik en az 398 şiddet vakası kaydedilirken, tüm şiddet türlerinde 1’nci sırayı Türkiye aldı. 2’nci sırayı Rusya ve 3’ncü sırayı da İran takip etti.  
 
12 kadın gazeteci katledildi
 
Koalisyon’un verilerine göre dünya genelinde mesleki faaliyetlerinden kaynaklı 12 kadın gazeteci katledildi, 41 kadın gazeteci de tutuklandı. Bu rakam ile birlikte tutsak olan kadın gazeteci sayısının 104’e yükseldiği belirtildi. Tutuklama verilerine ülke bazında bakıldığında ise ilk sırada 37 tutuklama ile İran yer alırken, ikinci sırayı 17 tutuklama ile Türkiye ve üçüncü sırayı da 16 tutuklama ile Çin takip etti. Yine dünya genelinde 75 kadın gazeteci gözaltına alınırken, en çok gözaltı yapan ülkenin Rusya olduğu tespit edildi. Bu yıl toplamda 49 çevrimiçi şiddet vakası (organize şekilde başlatılan trol kampanyaları) tespit edilirken, bunların yüzde 30’unun Kanada’da olduğu belirtildi.
 
Gözaltına alınan gazetecilerin sayısında yüzde 27 oranında artış
 
Yine Koalisyon’un verilerine göre dünya genelinde 80 kadın gazeteci yargılanırken, Türkiye 50 ayrı dava ile 1’inci sırada yer aldı. Türkiye'de Ocak ayından bu yana en az 75 kadın ve LGBTİ+ gazetecinin alanda polis şiddetine maruz kaldığı, bunlardan en az 30’unun gözaltına alındığı da verilere yansıdı. Türkiye'de 2021 yılı ile karşılaştırıldığında bu yıl gözaltına alınan kadın gazeteci sayısının yüzde 27 oranında arttığı bilgisi de raporda yer aldı.
 
Can güvenlikleri yok
 
Dünya genelinde 2022 yılında kadın gazetecilere dönük hak ihlalleri, şiddet, gözaltı ve tutuklama vakalarında rekor kırılırken, benzeri görülmemiş sayıda kadın gazeteci mesleki faaliyetlerinden kaynaklı katledildi. Bu sonuçlar ışığında kadın gazetecilerin can güvenliğinin dünya genelinde önemli ölçüde azaldığı da görülüyor.
 
Öte yandan 2022 yılında Türkiye ve dünya genelinde kadın gazetecilere dönük öne çıkan olayların bazıları şu şekilde:
 
Rusya-Ukrayna savaşında 3 kadın gazeteci katledildi
 
20 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna savaşı geriliminden birçok insan yaşamını yitirirken, çok sayıda kişi de mağdur oldu. Egemenlerin çıkar savaşında katledilenler genellikle çocuklar ve kadınlar oluyor. Savaşın bir diğer boyutu da gazetecilerin yaşadığı zorluklar. Bu savaşta 3 kadın gazeteci katledilirken, yerli ve yabancı çok sayıda medya çalışanı da saldırıya uğradı. Rusya'da en az 35 kadın muhabir, gözaltı, yasal taciz ve kaçırma gibi farklı türde ihlallere maruz kaldı.
 
En fazla tutsak kadın gazeteci İran’da
 
Bir diğer ülke olan İran da Rusya-Ukrayna’dan pek farksız değil. Kürt kadın Jîna Emînî 13 Eylül 2022'de saçı gözüktüğü gerekçesiyle İran rejimi tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alındığı esnada polisin uyguladığı işkenceden kaynaklı Jîna hastaneye kaldırıldı. Jîna’nın 16 Eylül günü kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmesi, kadınlar öncülüğünde yeni bir isyanın filizlenmesine de neden oldu. İran’da dalga dalga yayılan isyan birçok kente yayıldı. Üç aylık süre zarfında yüzlerce insanın yaşamını yitirmesine, yaralanmasına, binlercesi tutuklanmasına rağmen, halk sokakları terk etmeyerek "Jin, jiyan, azadî" felsefesi etrafında kenetlenerek direnişine devam ediyor.
 
İran’da yaşanan bu olaylarda, basın ayağına bakıldığında da verilerin oldukça “korkunç” olduğu görülüyor. Protestoların başlamasından bu yana Jîna’nın sesini duyurdukları, haberleştirdikleri gerekçesi ile en az 27 kadın gazeteci tutuklandı. Şu anda tutuklu bulunan toplam kadın gazeteci sayısı 37. En az 5’i tahliye olurken, bazı kadın gazeteciler de tutuklamaların ötesinde hedef alındı, takip edildi ve tehdit edildi.
 
Afganistan’da gazeteciler sınır dışı edildi 
 
Benzer olayların yaşandığı bir diğer ülke de Afganistan. Taliban’nın 20 yılın ardından 1 Mayıs 2021’de Afganistan’nın başkenti Kabil’i ele geçirmesiyle birlikte kadınlar için yeniden karanlık bir dönem başladı. Savaş ortamlarında, işgallerde her zaman ilk hedef haline gelen kadın gazeteciler, mesleklerinden kaynaklı iki kat daha baskıya maruz kalıyor. Bu yıl çerçevesinde bakıldığında birçok gazeteci tehdit edilirken, 2 gazeteci sınır dışı edildi. Birçok gazeteci de sahada mesleklerini icra etmekte zorlandı. 
 
Türkiye’de kadın gazetecilik
 
Türkiye açısından bakıldığında da birçok hak ihlallerinin yaşandığı görülüyor. Savaş ve tecrit ortamının olduğu Türkiye’de bu ortamın Kürt gazetecilere yansımaları oldu. Bu yıl içerisinde ajans binaları ve yapım şirketleri basılırken, gazetecilerin çok sayıda ekipmanına da el konuldu. Özellikle gözaltına alınıp tutuklanan kadın gazeteciler, evlerinin basılmasından itibaren cinsiyetçi küfür hakaret, işkence, baş eğdirme, sırt basılması, ölüm tehdidi gibi birçok ihlal ile yüz yüze kaldı. Bu işkenceler emniyette, adliyede ve cezaevlerinde de sürdürüldü.
 
Polisten gazetecilere ölüm tehdidi
 
Türkiye’de bu yıl kadın gazetecilere dönük yaşanan dikkat çeken olaylardan biri Van’da gerçekleşti. 1 Eylül Dünya Barış Günü mitinginden sonra yürüyüşe geçen kitleyi takip eden gazeteciler darp edildi, ölümle tehdit edildi. Kendini TEM Şube'den olarak tanıtan bir sivil polis, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Berivan Kutlu ile JINNEWS muhabiri Zelal Tunç ve Elfazi Toral’a silah çekerek, “Seni vururum, kimse seni bulamaz” tehdidinde bulundu.
 
18 kadın gazeteci tutsak
 
Türkiye’de 2022 yılında 44 gazeteci gözaltına alınırken, 13 kadın gazeteci ise tutuklandı. Bu gazetecilerden ikisi aynı yıl içinde tahliye edildi, 11 kadın gazeteci ise iddianameleri olmadan tutsak bulunuyor. Yine toplam verilere göre ülke genelinde şu anda toplamda 18 kadın gazeteci tutsak bulunuyor. Ülkede devam eden hukuksuzluklar çerçevesinde şu anda çeşitli cezaevlerinde tutsak bulunan kadın gazetecilerin isimleri şöyle: “Safiye Alağaş- JINNEWS Müdürü, Berivan Altan-Mezopotamya Ajansı muhabiri, Ceylan Şahinli -Mezopotamya Ajansı muhabiri, Derya Ren – JINNEWS muhabiri, Dilan Oynaş – Azadiya Welat gazetesi çalışanı, Diren Yurtsever – Mezopotamya Ajansı Yazı İşleri Müdürü, Elif Ersoy – Yürüyüş Dergisi Yazı İşleri Sorumlusu, Elif Üngür – Program sunucusu, Habibe Eren – JİNNEWS muhabiri, Hatice Duman – Atılım Gazetesi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü, Neşe Toprak – Program sunucusu, Özden Kınık – TRT çalışanı, Özlem Seyhan – Gazeteci, Öznur Değer – JİNNEWS muhabiri, Remziye Temel- Gazeteci, Sibel Mustafaoglu – Azadiya Welat gazetesi çalışanı, Tülay Canpolat – Sabah gazetesi Ankara muhabiri, Sibel Tekin –Gazeteci-Belgeselci”
 
Gazeteciliğin önemi
 
“Toplumun bilgilendirilmesi ve topluma bu bilgiler ışığında nelerin yaşandığını görünür kılmak ve bunun farkında olması için aslında gazetecilik mesleği önemli” ifadeleri ile gazeteciliğin önemine değinen MKGP üyesi Nezahat Doğan, bu denli önemli bir meslek olmasına rağmen yıllardır bir şiddet sarmalına maruz kaldığını vurguladı. 2022 yılının hak ihlalleri verilerini hatırlatan Nezahat, tutsak bulunan 18 kadın gazetecinin mesleki faaliyet yürüttükleri gerekçesiyle tutuklandığını da sözlerine ekledi. Erkeğin şiddeti ve cezasızlık politikalarının çok ciddi hak ihlallerini doğurduğunu anımsatan Nezahat, “Biz gazeteciler olarak bu şiddete, baskılara ve sindirmeye politikalarına rağmen sokaklarda, nerede bir haber gerçekliği varsa bunu yansıtmak ve bu mesleği olabildiğince yürütmeye gayret ediyoruz” şeklinde konuştu.  
 
‘Gerçekleri görünür kılmaya devam edeceğiz’
 
Gerçekliği görünür kılmak için mücadelenin devam edeceğini vurgulayan Nezahat, “Özgür basın susturulamaz demek, sadece bizim susturulamaz dememizle olacak bir şey değil. Toplumun kendisinin de haber hakkının engellenemeyeceğini ifade ederek, bu sesi ortaklaştırmamız ve bütünleştirmemiz lazım. Bizim mesleğimiz, gazetecilik. Ne kameralarımız susturulabilir ne fotoğraf makinelerimiz kapatılabilir, ne de kalemlerimiz yere düşer. Çünkü şunu unutmasınlar ki daha güçlü bir şekilde bir değil, binler olarak o haberleri yazmaya, gerçekleri görmeye, görünür kılmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘Susmadık susmayacağız’
 
2022 yılının şiddete sarmalı içerisinde kapandığını aktaran Nezahat, yaklaşan seçimlerden kaynaklı şiddetin ve baskıların daha da keskinleşeceğini vurguladı. Şiddetin en büyük odağında gazetecilerin olduğunu ifade eden Nezahat, birlikteliğin önemine değinerek sözlerine şu şekilde devam etti: “Biz onların sesini duyuyorken, onların da bizim sesimizi duyması, bizim yürüttüğümüz bu direniş ve mücadele içerisinde haberleri görünür kılmaya çalışırken ödediğimiz, ödeyeceğimiz bedellere rağmen direneceğimiz noktada ortaklaşmanın öneminin büyük olduğunu vurgulayalım. İşimiz kolay değil. Biz bu işin zorluğunu bilerek o gerçekleri görünür kılmaya, hakikatleri göstermeye çalışıyoruz. O hakikatlerin izinde olmaya çalışıyoruz. Çünkü bizim geçmişten günümüze misyonumuz bu; Musa Anterlerden, Gurbetelli Ersözlere kadar o kalemler asla yere düşmedi bundan sonrasında da düşmeyecek. Yeni dönemde de ne savaşlara, ne kıyımlara, ne şiddete, ne baskılara ne sindirmelere, ne kadınların köleleştirilmesine ne de sömürülmesine karşı olabildiğince görünür olan gerçekleri göstermeye devam edeceğiz. O yüzden diyoruz ki hiçbir zaman susmadık, bundan sonrasında da hangi bedeller olursa olsun susmayacağız. Gazeteciliğimizi yapmaya devam edeceğiz.”
 
‘Türkiye birinciliği kimseye vermiyor’
 
CFWIJ Operasyon Müdürü Damla Tarhan Dürmüş de, 2022 yılının basın özgürlüğü konusunda kritik bir yıl olduğunu belirtti. Gazetecilerin kendi güvenliklerini ikinci plana atarak alanda haber yaptıklarını söyleyen Damla, bu konuda da çok ciddi açıkların belgelendiğini hatırlattı. Rusya-Ukranya savaşı ile başlayan süreçten günümüze kadar 12 kadın gazetecinin mesleki faaliyetlerinden kaynaklı katledildiğini ve çok sayıda ihlalin yaşandığını hatırlatan Damla, "Dünya'da savaş,  İran’da protestolar halen devam ediyor. Hatta deyim yerindeyse bir devrim oluyor diyebiliriz. Fakat bu tabloya rağmen Türkiye bu sene totalde en yüksek şiddet vakası kaydettiğimiz ülke oldu. Zaten son üç yıldır Türkiye birinciliği başkasına maalesef vermedi. Buradaki polis şiddetini ciddi anlamda konuşmakta fayda var. Çünkü pek çok gazeteci fiziksel bir şekilde darp edildi, yaralandı, hatta taciz edildi.  Bunlara rağmen gazetecilerin suçlanmaya ve hapsedilemeye çalışıldığını görüyoruz. Bu da oldukça endişe verici” diye konuştu.
 
‘Şiddet türleri birbirini tetikledi’
 
Türkiye’nin dünyada en çok gazeteciyi tutuklayan 2’nci ülke olduğunu hatırlatan Damla, “Bir gecede 7’si kadın 11 Kürt gazetecinin evine yapılan baskından sonra Türkiye bir anda 2’nci sıraya yükseldi. Yani her şey bir gecede değişti diyebiliriz. Son zamanlarda şiddetin bir anda farklı bir boyuta evirildiğini görüyoruz. O da şu; zaten devletin gazetecileri korumadığını gören mafya liderleri de kadın gazetecileri hedef göstermeye başladı. Geçtiğimiz Mayıs ayında iki kadın gazeteci Seyhan Avşar ve Hale Gönültaş, Alaattin Çakıcı tarafından tehdit edildi. Uzun yıllardır gördüğümüz bir şiddet türüydü, ama son dönemde artık daha da katlanarak ve farklı aktörler tarafından yapılmaya devam edildi. Bu da şiddet sayısındaki artışı tetikledi bir anda. Tablo zaten kötüydü, fakat pek çok şiddet türü bir birini tetiklediği için artarak ve katlanarak devam etti” dedi.
 
‘Gazetecilik suç değil’
 
Koalisyon olarak çalışmalarına devam edeceklerini ifade eden Damla, hem dünyada hem de Türkiye’de gazetecilere yasal, psikolojik gibi desteklerin devam edeceğini de sözlerine ekledi. Damla, “En temel amacımız bütün bu adaletsizliğin şekil değiştirmesi. Ve artık gazetecilerin özellikle kadın gazetecilerin daha güvenli bir ortamda mesleklerini yapmaya devam etmelerini istiyoruz. Artık can güvenliklerinden endişe etmelerini istemiyoruz, hakkımda dava açıldı mı açılacak mı diye düşünmelerini istemiyoruz. Türkiye’de hakkında dava açılmayan gazeteci nerdeyse kalmadı, bir çok  gazeteci birden ikiden fazla davayla mücadele etmek durumunda. Gazetecilerin alanda polis şiddetine maruz kalmadığı bir ortam için çalışmaya devam ediyoruz. Ve umuyorum ki 2023 yılı artık daha güvenli, daha şiddetten uzak bir yıl olur. Belgelediğimiz bu şiddet giderek azalır ve bir şeyleri değiştirmeyi başarırız. Her zaman söylediğimiz ve söylemeye devam edeceğimiz gibi gazetecilik suç değildir” şeklinde konuştu.  
 
Raporlara buradan ulaşabilirsiniz: