Pakistan'ın davasına katılan kadınlar: Yargı katliamların ortağı

  • 10:05 23 Aralık 2022
  • Güncel
MÊRDÎN - Pakistan Demir’in katledilmesine tepki gösteren kadınlar, kadın katliamlarının iktidarın politikalarından kaynaklı olduğunu belirterek, katillerin korunduğunu, yargının katliamların ortağı olduğunu vurguladı. 
 
Kadına yönelik şiddet ve katliamlar devam ediyor. Erkek şiddeti sonucu katledilen kadınlardan biri de 16 Eylül’de evli olduğu Mehmet Emin Öner tarafından  katledilen Pakistan Demir. Pakistan’ın katledilmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması dün görüldü.  
 
Pakistan'ın katledilmesine ilişkin dün görülen davayı takip eden kadınlar, konuya ilişkin konuştu. 
 
‘Pakistan’ın katili korunuyor’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kerboran (Dargaçit) Eşbaşkanı Yüksel Oğuz, son yıllarda kadına yönelik katliamların giderek arttığını belirterek bunun bir kırıma ulaştığını söyledi. Katledilen kadınlardan birinin davası görülen Pakistan Demir olduğunu söyleyen Yüksel, şöyle dedi: “Duruşmada ifade veren Pakistan’ın ailesinin anlatımları katliamın nasıl planlı bir şekilde gerçekleştiğini gösterdi. Ancak katil duruşmaya katılmadı. Pakistan katledilmeden önce sistematik olarak şiddet görmüş ve sığınma evine gitmiş. Tüm bunlara rağmen mahkeme katili korumak istiyor. Mahkemede de hukuksuzluk yaşanıyor, psikolojik olarak durumunun nasıl olduğunun araştırılması isteniyor. Yani dava hukuksuzlukla başladı. Katili haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Bu yaklaşımla katili korumak istiyorlar. Farklı gerekçelerle katili haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Kadının katledilmesini meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Ancak biz bunu kabul etmiyoruz. Bu yüzden yargının adil bir şekilde gerçekleşmesini istiyoruz. Kadının haklarının korunmasını istiyoruz. Bu yüzden de katilin en ağır cezayı almasını istiyoruz.” 
 
‘Bu vahşeti ne savcı ne de mahkeme görüyor’
 
Bugüne kadar birçok kadının katledildiğini söyleyen Yüksel, ancak katillerin yakalanmadığını ifade etti. Yüksel, “Failler bugün cesareti yargı ve iktidardan alıyor. Eğer hukuk ve yasalar uygulansa bugün bunlar kadınları katledemezler. Kadınlar katlediliyor ancak katilleri korunuyor. İktidar erkekleri cesaretlendiriyor. İktidar erkekleri cesaretlendiriyor. Onlar da yargının kendilerini cezalandırmayacağını biliyor. Bu cezasızlıktan dolayı kadın katliamları artıyor. Pakistan vahşice katledildi. Ancak bu vahşeti ne savcı ne de mahkeme gördü. Bu yüzden mahkemelerde de hukuksuzluk yaşanıyor. Her şey ortada ancak mahkeme bunu görmüyor. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesinin ardından kadın katliamları arttı. Erkekler bundan güç aldı. Kadınların örgütlülüğünü ve birliğini geliştirmesi gerekiyor. Eğer kadınlar güçlerini birleştirirse bu katliamların önünü alabiliriz. Her şeyden önce birlik gerekli” ifadelerini kullandı. 
 
‘İktidar kadın katliamlarını meşrulaştırıyor’
 
HDP Mêrdîn İl Eşbaşkanı Berivan Bahçeci de, Pakistan’ın katledilmesine ilişkin davada mahkemenin nasıl sıradan bir olay gibi yaklaştığını gördüklerini belirterek şöyle devam etti: “Hazırlanan iddianamenin ne kadar sıradan hazırlandığını görüyoruz. Pakistan planlı bir şekilde vahşice katledilmiş. Ancak savcı bunu görmemiş. Pakistan’ın katledilmesi bizi çok incitti. Bu yüzden de adaletin yerini bulması için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Kadın katliamlarında devletin yaklaşımını net bir şekilde görüyoruz. Bu yüzden de iktidarın bu politikalarını asla kabul etmiyoruz. Buna karşı mücadelemiz sürüyor. Katledilen kadınlar için bizler alanlarda olacağız. Bizler kazanacağız. Kadınlara yönelik vahşeti ortaya çıkaracağız. Kurdistan’da Kürt kadınlara karşı özel bir savaş yürütülüyor. Buna karşı bizim duruşumuz nettir. Faillere ağır cezaların verilmesi, katliamların önünün alınması ve en ağır cezalar vermek yerine kadın katliamlarının önü açılıyor. Mahkeme ve hükümet sorumluluğunu yerine getirmiyor. Tüm bunlara karşı mücadelemiz sürecek. Yaklaşım, kanunlar ve söylemleri ile kadınların katledilmesini meşrulaştırıyorlar. Bu da erkeklere güç veriyor ve katliamların önünü açıyor. Mahkemeler kanunları uygulamadıkça ve cezasızlığın önünü almadıkça bu kadın katliamları her zaman sürecek. İktidar kadınların kazanımlarını ortadan kaldırarak hukuksuzluk yapıyor. İstanbul Sözleşmesi buna örnek. Türk devleti kadınları korumuyor. İktidar yaklaşımlarıyla kadınları katleden erkekleri koruyor.”
 
‘Jin jiyan azadî direnişi büyüyor’
 
Kadın katliamlarının önünü almada kadınların rol ve misyonunun önemli olduğunun altını çizen Berivan, “Tüm dünya kadınları olarak el ele vermeliyiz ve bu vahşete karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Örgütlülüğümüzü güçlendirmeliyiz.  Her alanda sesimizi yükseltmeliyiz. İran’da kadınlar öncülüğünde gelişen direnişin 4’üncü aya girdiğini görüyoruz. Jin jiyan azadî direnişi büyüyor. Biz de direnişimizi büyüterek mahkemelere geri adım attıracağız” şeklinde konuştu. 
 
‘Failler yerine aile bireyleri yargılanıyor’
 
Tevgera Jinê Azad (TJA) aktivisti Eylem Amak ise, Kurdistan ve Türkiye’de bir yıl içinde kadın katliamlarının çok arttığını söyledi. Eylem devamla şunları belirtti: “Kadınlara yönelik saldırılar ve katliamlar özellikle Kurdistan’da artmış durumda. Pakistan Demir de vahşice işlenen katliamlara bir örnek. Bizler Pakistan’ın katledilmesine ilişkin davaya katıldık. Pakistan’ın katili bazı gerekçelerle katılmadı. Failleri yargılanacağına Pakistan’ın ailesi yargılandı. Pakistan’ın ailesi ve kadınlar bu olaya karşı yürümüştü. Mahkemeye iki üç gün kala Pakistan’ın kardeşleri ve kadınlara soruşturma açıldı. Bununla geri adım attırmak istiyorlar. Ancak geri adım atmayacağız. Bizler tam tersine mücadelemizi büyüteceğiz.” 
 
‘Yargı da ortak’
 
Yargının davalara adil yaklaşmadığının altını çizen Eylem, “Yagı yaklaşımları ile faillere cesaret veriyor.  Failler bu şekilde cesaret almayı sürdürdükçe kadın katliamları da devam eder. Yargı da bu vahşetin ortağı.  Kadın kurumları ve örgütlerinin mücadelesini büyütmesi gerek. Bugün Pakistan katledildi yarın biz olabiliriz. Bundan önce de bizim bu katliamların önünü almamız gerek” dedi.