Semra Güzel için açıklama: Halka hesap verecekler

  • 12:05 22 Aralık 2022
  • Güncel
 
AMED - Meclis’te milletvekilliğinin düşürülmesi görüşülen Semra Güzel için açıklama gerçekleştiren HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “Semra Güzel Amed halkının iradesidir ve onurumuzdur. Bugün bize hesap sormaya çalışanlar en büyük hesabı bu halkın karşısında verecek” dedi.
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, Meclis’te milletvekilliğinin düşürülmesi görüşülen tutsak milletvekili Semra Güzel için partinin Amed’de Yenişehir İlçe Örgütü önünde açıklama yaptı. “Semra Güzel vîna me ye” pankartının taşındığı açıklamaya Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, kent milletvekili Dersim Dağ ve İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy ile Zeyyat Ceylan’ın yanı sıra çok sayıda parti üyesi katıldı.
 
‘Kürt halkına, kadınlara tahammülsüzlük’
 
Burada ilk olarak söz alan Gülistan Atasoy, Semra Güzel’in tutsak olması sebebiyle genel kurullara katılamaması gerekçesiyle vekilliğinin düşürülmek istendiğini söyledi. İrade gaspını kabul etmeyeceklerinin altını çizen Gülistan, “Semra Güzel ve daha önce aynı hukuksuzlukla gönderilen tüm milletvekillerimizin, tüm seçilmişlerimizin bizim irademiz olduğunu ve irademize sahip çıkmaya devam edeceğimizi defalarca söylemiştik. Semra Güzel şahsında yapılan aslında Kürt kadınlara yapılan siyasi bir müdahaledir. Kürt halkının iradesine karşı gösterilen tahammülsüzlüktür” dedi.
 
‘Demokratik çözüm için buradayız’
 
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran da, Amed halkının iradesinin yeniden gasp edilmesiyle karşı karşıya kalındığına dikkat çekti. Ayşe, “Biz burada Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle çözümü için söz kuruyoruz. Kadınlara ölümü, tecavüzü reva görenlerin karşısında kadın özgürlük mücadelesi, ‘Jin jiyan azadî’ sloganları dünyanın dört bir yanını saran Kürt kadınlar adına konuşuyoruz. Baskılarla, gözaltılarla, milletvekilliklerinin düşürülmesiyle, kayyımlarla, kapatma davalarıyla, geri adım attırmayacaklarını bir kez daha ifade etmek için bir aradayız” ifadelerini kullandı.
 
‘Bu linçin ilk aktörü suç işleri bakanıdır’
 
Kürt halkı üzerinde yürütülen kirli savaşın bir parçasının da Semra’nın vekilliğinin düşürülmesi üzerinden yürütüldüğünü dile getiren Ayşe, “Her gün bu ülkedeki münferit suçlarıyla ilgili, mafya liderlerinden çocuk tacizcilerine, kadın katilerinden uyuşturucu baronlarına kadar katalog katalog fotoğrafları basına sızan, servis edilen, yayılan suç işleri başkanının linçiyle başlayan bir süreçti bu. Önce bir linç kampanyası başlatıldı. Vekilimiz sosyal medya ve yandaş medya tarafından hedef gösterildi. AKP genel başkanı tarafından hedef gösterildi, parlamentoya talimat verildi ve milletvekilimiz Semra Güzelin dokunulmazlığının kaldırılması süreci başlatıldı. Bu ülkede evinde kadın katledilen AKP milletvekili hakkında bu kadar seri davranmayan Meclis, bu kadar hızlı davranmayan yargı, kendisine verilen talimatı aldı ve süreç başlattı. Bu ülkede her gün çocuk ve kadın katliamı işleyenlerle ilgili adım atmayan yargı hemen talimatı aldı ve gereğini yerine getirmek için vekilimiz hakkında fezleke başlatıldı. Meclis de bu talimatı yerine getirdi. Halkın temsilcisini, milyonlarca oy almış kişiyi, parlamentodan önce dokunulmazlığı kaldırıldı ve bugün de milletvekilliği düşürülüyor” şeklinde konuştu.
 
‘Savaşın bir aracı yargının kendisidir’
 
“Biz bu senaryoyu 2015’ten beri yaşıyoruz” diyen Ayşe, sözlerini şöyle sürdürdü: “2015’te önce İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’la olan görüşmeler kesildi. Akabinde bu ülkedeki Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü askıya alındı. Masa devrildi, müzakere ortadan kaldırıldı ve bir savaş kararı alındı. Bu savaş sadece fiziki olarak yürütülmedi. Yargı eliyle de bu savaş yürütülüyor hala. Savaşın bir parçası, bir aracı da bugün yargının kendisidir. Siz seçemezsiniz diyorlar, seçilemezsiniz. Siz seçerseniz, seçilirseniz kayyumlarla dilinizi, kimliğinizi, tarihinizi yok sayan her türlü uygulamayı sergileri ya da milletvekili dokunulmazlığını kaldırır, sizi dört duvar arasında rehin tutarız. İşte iktidarın vermek istediği mesaj budur. Bu mesajı kadınlara, mücadele edenlere, Kürtlere veriyor. Kimliğine, diline sahip çıkan, bu ülkede eşit yurttaşlık talep edenlere veriyor bu mesajı. Ama hatırlatalım. Tarih bir kez daha Kürtlerin, kadınların verdiği mücadelenin başarıyla sonuçlanmasına şahitlik edecek. Verdiğiniz ne mahkeme kararları, ne parlamentoda verilen bu kararlar, Kürt halkının, Amed halkının, Türkiye halklarının nezdinde hükmü yoktur. Bizler açısından hükmü yoktur.
 
Kaybetmeye mahkum bir iktidar var
 
Demokratik sistemlerde halk seçer, eğer isterse kendisi geri çeker. Siz bu hakkı parlamentodaki ellerinizi kaldırarak ortadan kaldıramazsınız. Muhalefette bu oyunun parçası, aktörü haline getiriliyor. Muhalefet bu kirli oyunun bir parçası olmamalı. Eğer AKP-MHP ok güveniyorsa kendine, 2023 seçimleri önümüzde. Bakın tekrar göreceğiz. Kaybedecekler yine. Sandıkta kaybedecekler, alanda kaybedecekler. Kaybetmeye mahkûm bir iktidar var ortada. Çabası ne olursa olsun, hangi zor aygıtını devreye koyarsa koysun, kaybedecek bu iktidar. Ve bu iktidara güvenip karar alan hâkimler, savcılar, yetkililer de kaybedecek onlarla beraber. İşledikleri tüm suçlardan, suçlamalardan yargılanacaklar.
 
En büyük hesabı halkın karşısında verecekler
 
Bugün Meclis’te en fazla kadın temsiliyeti olan parti HDP’dir. Meclis’teki kadın temsiliyetinin yükselmesiyle uluslararası alanda, Türkiye kamuoyunda övünen iktidarın bu işte bir payının olmadığını söyleyelim. Hatta bırakın bunu arttırmayı, işte böyle milletvekilliği düşürerek temsiliyeti azaltmaya çalışıyor. Hangi ülkede olsa, gelip teşekkür etmeleri gereken parti iken bu ülkede baskıyla, zulümle yüz yüze bırakılıyoruz. Bir de partimiz kapatılmayla, yardımların kesilmesi ile yüz yüze bırakılıyor. Biz bu oyunları çok gördük, bu oyunları da Amed halkı bozacak. Kürt halkı bozacak, kadınlar bozacak, tüm Türkiye halkı bozacak. Sizin nefret siyasetiniz, sizin bu antidemokratik siyasetiniz mutlaka ama mutlaka kaybedecektir. Buradan Semra Güzel’e de Kandıra Cezaevi’nde rehin tutulan tüm yoldaşlarımıza selamlarımızı iletiyoruz. Önce bu siyaseti yenilgiye uğratacağız, sonra cezaevi kapılarını açıp bu ülkede demokratik, eşit, özgür yaşamı biz kuracağız ve kimse umutsuzluğa kapılmasın, kimsenin morali bozulmasın. Bugün bize hesap sormaya çalışanlar en büyük hesabı bu halkın karşısında verecek.”
 
Açıklama “Jin jiyan azadî”, “Semra vîna me ye” sloganlarıyla ve alkışlarla son buldu.