30 yıldır göç, yakma ve baskılara direniyor

  • 11:14 6 Haziran 2022
  • Güncel
 
ŞIRNAK - Devlet baskıları sonucu bir evi yakılan, 5 kez göç ettirilen, bir evi ise sular altında bırakılan Halime Yaman, tüm baskılara rağmen kaldığı köyünde tek başına yaşamını sürdürüyor.
 
Devletin 1990’lı yıllarda köy boşaltma ve koruculuk dayatmalarına karşı binlerce kişi göç yolarına düşer. Binlerce kişi Türkiye metropollerine, binlercesi ise bugün KDP ambargosu altında olan Irak’ın Musul kentine bağlı Mahmur Mülteci Kampı’na göç etmek zorunda kalır. Devletin 1990’lı yıllarda hedefi olan Şırnak’ta da binlerce kişi bu baskılardan nasibini alır. 1990’lı yıllarda yaşanan çatışmaların ardından boşaltılan, daha sonra ateşe verilen Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Kolig köyünde yaşayan Halime Yaman, 5 kez göç etmek zorunda kalır, bir evi yakılır, bir evi de “güvenlik” adı altında yapılan barajla sular altında bırakılır. 
 
9 çocuğu ile göç eder
 
68 yaşındaki Halime Yaman’ın oğlu Adil Yaman da devlet köyleri yakması ve en sevdiği atını katledilmesinin ardından “Hayvanları bile katleden bu devlet, bize neler yapmaz?” diyerek PKK’ye katılır. Oğlunun PKK’ye katılmasının ardından Halime, koruculuk dayatmasına karşı 9 çocuğuyla birlikte göç yoluna düşer. Yaman, ailesiyle birlikte Etrûş’tan Geliyê Qiyamet bölgesine kadar gider. Gittiği her yerde baskılara uğrayan aile tekrar göç etmek zorunda kalır. 5 kez göç eden Halime, eşiyle birlikte tekrar boşaltılan köylerine geri döner ancak çocukları koruculuk dayatmalarına karşı Antep’e yerleşir. 
 
Evi baraj altında kaldı
 
Devletin 2009 “güvenlik” adı altında köyde yaptığı barajla evi anılarıyla birlikte sular altında kalan Halime, eşinin de 3 yıl önce vefat etmesinin ardından tek başına yaşamaya başlar. Yaman, çocuklarının anılarını unutmamak adına her gün bir tarafı ayakta bir tarafı sular altında kalan evinin karşısında bulunan bir kayaya çıkarak, ağıtlar yakıyor. 
 
Emniyette Newroz’u kutlar
 
Devletin tüm baskılarına karşı köyünü terk etmeyen Halime, birçok kez gözaltına alınır, hakkında çok sayıda soruşturma açılır. 2018 yılında Uludere’de gerçekleştirilen 21 Mart Newroz’una katılırken üst aramasını reddettiği için gözaltına alınan Halime, İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde yanında bulunan kibritle hırkasını ateşe vererek Newroz ateşini yakar. 
 
‘Hırkamı ateşe verdim’
 
Halime, emniyet binasında Newroz ateşini yakmasını şöyle anlattı: “Ben Newroz alanına girerken aramadan geçireceklerdi. Herkeste bu aramadan geçiyordu. Ben kabul etmedim. Her yerime dokunuyorlardı ve bu beni rahatsız ediyordu. Bende bu duruma kızdım ve polise, ‘Hayırdır neden üstümüzü arıyorsunuz?’ dedim. Daha sonra öfkelendim bu duruma. Onlara tepki gösterip kabul etmedim. Kabul etmeyince beni gözaltına aldılar. Daha sonra emniyete götürdüler. Bende sinirlendim ve yanımdaki kibritle hırkamı ateş verdim. Daha sonra her yeri ateş sardı. Birden emniyet ablukaya alındı. Sanki bütün dünya emniyetin etrafında toplandı. Ben onlara, ‘Siz Newroz’u kutlamama izin vermediniz, ben de bu şekilde kutlarım’ dedim. Daha sonra beni bıraktılar ve Newroz alanına gidip Newroz’u kutladım.” 
 
30 yıl önce yaşamını yitiren oğlunu sordular
 
Newroz kutlamalarından sonra kendisine yönelik baskıların arttığını, defalarca gözaltına alındığını dile getiren Halime, sürekli evine gelen askerlerin 1992 yılında Siirt’in Pervari ilçesinde çıkan çatışmada yaşamını yitiren oğlu Adil Yaman’ı sorduklarını söyledi. Yıllar sonra yaşamını yitirdiğini öğrendiği oğlunun cenazesini bekleyen Halime, “Ben de onlara, ‘Siz nerede olduğunu biliyorsunuz’ dedim. Bana ‘yerini göster’ dediler. Ben de öfkelendim ve onlara, ‘Gelin Kêla Memê’ye gidelim’ dedim. Onlar da bu söylemime kızıp gittiler” diyerek tepki gösterdi.  
 
Kilamlarla anlatıyor yaşadıklarını
 
Geçen 30 yıla rağmen oğlunun hasretiyle yaşayan, bu anıların olduğu sular altında bırakılan evinin karşısında bulunan kayalıkta her gün ağıt yakan Halime, “Ben her gün o kayanın üstüne gidip ağıt yakıyorum. Oğlumun anısı hep benimle. Ben hiçbir zaman unutmam. Nasıl unutabilirim? Ben o dertleri, yaraları nasıl unuturum. Benim her bir çocuğum bir tarafa gitti. Şimdi bile onunla geçirdiğim anıları hatırlayınca kahroluyorum. Ben bu evde ölsem de 5 gün sonra öğrenecekler. Benim bütün ailem Mahmur’da. Burada ben tek başıma kaldım. Ne ailem ne de çocuklarım kimse yok. Her gün gözyaşı döküyorum” dedi. 
 
Halime, evi için “Mala min”, çocukları için ise “Şahino” şarkısıyla acılarını dile getiriyor.