Şiddete karşı hem bilinçleniyor hem de erkeği eğitiyorlar

  • 09:01 4 Haziran 2022
  • Güncel
Hêlîn Asmîn 
 
QAMIŞLO - Kuzey ve Doğu Suriye’de, devrim öncesi yaşamda neredeyse olmayan kadınlar bugün yaşamın her alanında yer alırken erkek egemen zihniyetin kadına yönelik her türlü şiddetine karşı mücadele ediyor. Şiddeti önlemek için bir yandan kadınlar bilinçlendirilirken diğer yandan da erkekler eğitiliyor. 
 
Erkek egemen zihniyet uyguladığı politika, yol ve yöntemlerle tarih boyunca toplumu teslim almak istedi. Toplumu kontrol altına alma ve sessizleştirmenin temel yöntemi olarak da kadına yönelik şiddeti esas aldı. Buna karşı kadınlar direniş çizgisini esas aldı. Kadınların erkek egemen zihniyet ve şiddete karşı en güçlü mücadeleyi verdiği en önemli yer Kuzey ve Doğu Suriye. Rojava Devrimi ve sonrası gelişen mücadele ile kadınlar yürüttükleri çalışma ve direnişleri ile erkek egemen zihniyete karşı önemli mesafeler kat ederek, kazanımlar elde etti. Kadınlar öncülüğünde gelişen mücadele, kadınların toplumu dönüştürmede üstlendikleri rol, tüm dünya kadınlarına da ilham kaynağı oldu. 
 
Cizre Bölgesi Kadın Komitesi Başkanı Zeyneb Saroxan, Kuzey ve Doğu Suriye’de kadınların şiddete karşı mücadelesi, şiddetin son bulması için atılan pratik adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Şiddet sadece fiziki değil yaşamın her alanında var’
 
Şiddetin sadece fiziki olmadığını söyleyen Zeyneb, “Bizler kadın örgütleri olarak her yerde şiddete karşı mücadele yürütüyoruz. Kadın Komitesi olarak da Özerk Yönetim kurumlarında yer alan kadınlarla ortak çalışma yürütüyoruz. Şiddete uğrayan kadınlar için birlikte ortak projeler hazırlıyoruz. Özellikle de ev ve komünlerde çalışan kadınları eğitiyoruz. Kadınlara özellikle şiddet, kendini savunma ve örgütlenmeye ilişkin eğitimler veriliyor. Kadınların kendi güçlerinin farkına varabilmeleri için eğitim oldukça önemli. Bu amaçla oluşturulmuş koruma evlerimiz var. O evlerde bizler kadınların yaşadıkları sorunları ele alıyoruz. 2019’da Kadının Sesi Komitesi’ni kurduk. Bu komite ihtiyaçlara göre toplantılar yapıyor. Şiddetin nasıl ortadan kaldırılabileceğini tartışıyoruz. Yine şiddet bilançosu ve daha birçok konuya ilişkin tartışmalar yürütüyoruz. Şiddet sadece fiziki değil yaşamın her alanında var. Yaşamın her alanında kadınlar var ve kadınlar saldırı ve şiddetle karşı karşıya kalıyorlar” diye konuştu. 
 
‘Büyük projeler için çalışıyoruz’
 
Kadınların günlük ekonomilerine dikkat çeken Zeyneb, “Araştırmalarımıza göre kadınların şiddete maruz kalmalarının bir nedeni ekonomidir. Çünkü evi günlük olarak idare eden kadındır ve yine işsiz kalan da kadın. Kadın günlük yaşamını sürdürebilmek için birçok olayla yüz yüze bırakılıyor.  Geleneksel yaklaşımlardan dolayı kadınların iş alanları çok dar. Komite olarak kadınların ihtiyaçları temelinde çalışmalar yürüttük. Özerk Yönetim’in bütün kurumları, büroları kadınlara ilişkin projeler geliştirdi. Yine komite olarak kadınların kendilerini geliştirebilecekleri projeler hazırladık. Küçük projelerle başladık, şimdi daha büyük projeler için çalışma yürütüyoruz” sözleri ile çalışmalarını paylaştı.
 
‘Kadınlar örgütlülük ile kendilerini koruyabilir’
 
Zeynep, kadına yönelik saldırıların aslında topluma yönelik olduğuna dikkat çekerken, devrimin öncesi ve sonrasındaki kadın profiline dair şunları söyledi: “Rojava Devrimi öncesi kadınlar çok bilinçli değildi. Çok az kadın çalışmalarda yer alıyordu. Yönetim mekanizmalarında ise yer almıyorlardı. Rojava Devrimi sonrası ise birçok kadın alanlara çıktı ve yaşamın tüm alanlarında yer almaya başladı. Rojava Devrimi ile birlikte kadınlar hem askeri hem de siyasi olarak büyük adımlar attı, gelişme kat etti. Devrimden önce bir kadın eline silah alsa toplumda bu şaşkınlıkla karşılanıyordu. Ancak şimdi kadınlar topraklarını savunmada öncülük ediyor. Hala şiddet var ve kadına yönelik şiddet de sürüyor. Yıllardır yerleşen zihniyet değişmediği sürece şiddet de son bulmayacak. Bundan dolayı bizler koruma evlerinde kadınları nasıl yaşamın içine çekebiliriz diye tartıştık. Bunun için de birçok proje geliştirdik. Bu konuda erkeklerle de kimi projeler hazırladık. Toplumsal olarak Cizîr ve Arap bölgeleri arasında bazı farklılıklar var. Bu yüzden de Cizîr’de yaptığımız kimi çalışmaları şimdilerde Arap bölgelerinde de başlatıyoruz. Devrimin başlangıcında Cizîr, Kobanê ve Efrîn’de örgütlenme imkanları ortaya çıktı. Ancak Rakka, Tabka ve Minbic gibi alanlarda bu yoktu. Bundan dolayı diyebilirim ki Rojava Devrimi bir kadın devrimi oldu. Bütün kantonlarda kadın koruma evleri var. Her kanton kendi özgünlüğüne göre çalışmalarını yürütüyor. Ancak ortak çalışmalar da var. Şiddete karşı kadın bilimi ekseninde bizler kadını, toplumu eğitip örgütlüyoruz. Kadınlar örgütlülük ve bilinçlenme ile şiddete karşı kendisini koruyabilir.”
 
Kadının Sesi Komitesi
 
Kadınların sorunlarını çözmek için oluşturulan Kadının Sesi Komitesi’ne değinen Zeyneb, komitenin sadece kadınlarla değil, erkeklerle de çalıştığını söyledi. Şiddeti uygulayan erkek olduğu için, erkeklerin katıldığı eğitim devreleri de düzenlediklerini dile getiren Zeyneb, “Kadının Sesi Komitesi içerisinde yer alanlar sadece kadınların sorunları ile ilgileniyor. Kongra Star, Kadın Evi, Sara Örgütü, Kadın Adalet Meclisi ve Özerk Yönetim içerisinde çalışma yürüten kadınlar şiddete karşı çalışma yürütüyor. Kadının Sesi Komitesi’nin amacı şiddete karşı durdurmak ve bunu nasıl yapabileceğini ele almaktır, sorunları çözmektir. Özellikle de kadın katliamları ve şiddeti zamanında araştırmak gerekiyor. Toplumsal sorunlar kapsamlaştığı için komite olarak daha fazla araştırma yayıp, çalışmalarımızı derinleştirme, genişletme kararı aldık. Komitemiz Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi ile birlikte de çalışma yürütüyor” dedi.