Şehriban Aslan

 

DİYARBAKIR - Lice’de gerçekleştirilen doğa talanına karşı yapılan eylemler sırasında katledilen Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım, “Failler hayatlarını yaşıyor fakat bizim çocuklarımız toprağın altında” dedi.

 

2013 yılında başlatılan ekolojik kıyım ve talana karşı İstanbul’da Gezi olayları, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde de karakol ve kalekol yapımlarına karşı eylemler başlatılmıştı. Her iki eylemde de birçok kişi ya gözaltına alındı, ya katledildi ya da tutuklanarak cezaevine gönderildi. Doğa kıyımının yaşandığı Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Kayacık (Hêzan) Mahallesi'nde, 28 Haziran 2013 tarihinde yapılan kalekol protestosunda, 19 yaşındaki Medeni Yıldırım, asker Adem Çiftçi tarafından katledilmişti.  

 

Medeni'yi katleden fail Adem Çiftçi hakkında açılan davada ise fail korundu, sonucunda da beraat ile ödüllendirildi.  Fail Adem Çiftçi, yeniden yapılan yargılamada, "olası kastla öldürmekten” açılan davanın karar duruşması 2021 yılında görülürken fail mahkeme tarafından beraat ettirildi.

 

Medeni’nin annesi Fahriye Yıldırım, yargı sürecini anlatarak direnenlerin ya katledildiğini ya da onlarca yıllık hapis cezası aldığını ifade ederek, faillerin de ödüllendirildiğini söyledi.

 

‘Katledilenlerden biri oğlumdu’

 

Fahriye, binlerce kişinin Gezi’de ağaç kıyımına karşı, Lice’de de ekolojik kırıma karşı direndiğini ve talana karşı mücadele ettiğini hatırlattı. Fahriye, yaşananların aynı zamanda çözüm sürecine denk geldiğine de değinerek, “Silahların sesi duyulmuyordu, ölüm haberleri gelmiyordu ve barış havası hakimdi. Daha sonra her iki yerde de başlatılan doğa talanı ve Lice’de başlatılan karakol ile kalekol yapımları yıkımın durmadığını gösterdi. Talana dair yapılan eylemlerde hiç suçu olmayan hatta bazılarının alakası bile yokken katledildi. Katledilen gençlerden biri de benim oğlum Medeni’ydi… Fakat herkes biliyor ki devlet yaşananları bahane ederek gençleri ve çocukları katletti. Hepsi bir yana mesela Berkin Elvan neden katledildi” diye sordu.

 

‘Bahanelerle gençleri öldürdüler’

 

Medeni’nin çok öngörülü bir genç olduğunu belirten Fahriye, “Medeni bir gün bana, ‘anne Kürtler daima çözümü ve barışı arıyor. Barışın olacağına ve gençlerin öldürülmeyeceğine inanıyor. Fakat herkes biliyor ki Kürtler hakkı için nerde başını kaldırsa, itiraz etse öldürülüyor’ dedi. Gerçekten de oğlumun ön görüsü çıktı. İnsanlar burada kimsenin ölmesini istemediği için, karakol ve kalekolların yapılmasını istemediği için katledildi. Batı’da da Gezi’yi bahane ederek gençleri öldürdüler” dedi.

 

‘Dosyası her seferinde kapatıldı’

 

Tüm yaşananların bunlarla sınırlı olmadığına dikkat çeken Fahriye, Medeni’nin katledilmesinin ardından büyük bir mücadele vererek dava süreci başlattığını ifade etti. Fahriye, oğlunun dosyasının iki kere kapatıldığına dile getirerek, “İki kere dosya kapatıldı ve kapatılırken dalga geçer gibi ifade alıp anında kapatıyorlardı. Ayrıca örgüte bağlı bir dava olduğunu söyleyip kapatıyorlardı. Çabalarımız ve itirazlarımız sonucu üçüncü kez dosyayı açtık. Medeni kimseyi öldürmedi, kimseye bir şey yapmadı suçu yoktu. Velev ki suçlu diyelim, suçlu olan hiçbir insan ölümü hak etmiyor” şeklinde konuştu.

 

‘Kürt halkına nasıl faydalı olabilirim diyordu’

 

Fahriye, oğlu Medeni’nin çok akıllı olduğunu ve her konuda ailesine de çevresine de öncülük ettiğini şu sözlerle anlattı: “Hem oğlumdu, hem arkadaşımdı. Bana her türlü yoldaşlık yaptı. Medeni derslerinde çok başarılıydı ve amacı iyi bir meslek sahibi olmaktı. Sürekli, ‘İyi bir meslek sahibi olmalıyım ve Kürt halkına faydalı olmalıyım’ diyordu. Oğlumun hayalleri büyüktü. Şehit düştüğü zamana kadar da neredeyse doğru dürüst uyumuyordu sürekli ders çalışıyordu. Uykuya hasret kaldı. Fakat sonuç olarak ne oldu? Oğlumu toprak ettiler. Medeni’yi anlatacak kelime bulamıyorum. Cesaretliydi, ağırbaşlıydı ve en önemlisi ne yaptığını bilen biriydi. Allah hakkını bırakmasın.” 

 

‘Dava istinafa taşındı’

 

Medeni’nin faili başta olmak üzere Gezi’de katledilenlerin faillerinin cezalandırılmadığını vurgulayan Fahriye şu ifadeleri kullandı: “Failler hayatlarını yaşıyor fakat bizim çocuklar toprağın altına girdi. Medeni’nin son duruşmasında dosya kapatıldı dediklerinde adliye salonunda isyan ettim bunun üzerine kadın bir polis, ‘bayan burası dingonun ahırı değil’ dedi. Burası dingonun ahırı değilse ben de kurbanlık koyun değilim. Gelip seçip bizi katlediyorsunuz üstüne de ses etmeyin diyorsunuz dedim. Bunu dememle polisler üzerimize saldırdı. Fakat avukatlar bizi korumak için etten duvar ördü. Ben de dosya tekrar kapatıldı diye yerimde oturacak değilim. Şu an dava istinafa taşındı. Sonrasında gereken tüm mercilere taşıyacağız avukatlarımızla birlikte. Katilin yakasını asla bırakmayacağım her ne kadar yapmadığını söylese de kimse buna inanmaz, kendisi bile inanmıyor.”