Hakikati sayfalarına taşıyan Yeni Yaşam 4 yaşında: Okuyun, okutun

  • 09:02 25 Mayıs 2022
  • Güncel
 
İSTANBUL - Özgür basının izdüşümü olan hakikat penceresinden yayın yapan Yeni Yaşam gazetesi, bugün 5’inci yaşına girdi. Gazetenin editörleri, bir geleneğin sürdürücüsü olduklarını vurgularken, faşizmin tekeline aldığı basına rağmen mevzi edindikleri Yeni Yaşam’da direnişe davet ediyor.
 
Özgür basın geleneğinin sürdürücüsü olma misyonu edinen ve kurulduğu günden bu yana muhalif medyaya yeni bir soluk getiren Yeni Yaşam gazetesi bugün 5’inci yaşına girdi. 25 Mayıs 2018’de “Faturası halka” manşetiyle okurla buluşan gazete, yazılı basında farklı bakış açısı, çoğulcu yaklaşım ve kadın mücadelesini perspektif edinen yayın çizgisi ile farkını ortaya koydu. Yazılı ve görsel yayının yanında dijital medya platformlarında da yer alan gazete, bu yıl e-gazete aboneliğine geçti. Gazetede siyasetten ekonomiye, kadından kültür sanata, ekolojiden dünyaya pek çok kategoriden habere özgür basının bakış açısı ile ulaşmak mümkün. Ekonomik krizin kağıtta yarattığı fahiş fiyatlara inat basılı çıkarak her gün okurla buluşan ve tiraj kaygısı gütmeyen gazete, geleneğini devraldığı özgür basına da nefes oluyor.
 
Kuruluş yıldönümü dolayısıyla gazetenin editörü Reyhan Hacıoğlu ve kadın sayfası editörü Nevin Cerav ile konuştuk.
 
Neden özgür basın?
 
Gazeteciliğe Özgür Gündem gazetesinde başlayan Reyhan Hacıoğlu, gazetenin Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılma süreçlerine da tanıklık eden ve işkence edilerek gözaltına alınanlardan biri. Özgürlükçü Demokrasi gazetesinde de çalışan Reyhan, buranın kapatılması ile birlikte 16 ay tutukluluk süreci yaşadı. Yeni Yaşam’ı özgür basının bir mevziisi olarak tanımlayan Reyhan, özgür basında yer alma gerekçesini de şöyle açıklıyor: “Şöyle bir gerçeklik var bu coğrafyanın, Kürt olmanın. Aslında bir mücadelenin içine doğuyorsunuz. Bu coğrafyanın bütün insanları bunu yaşıyor. Mesela ben Digor Katliamı’nı yaşamış, o çocuklukla büyümüş bir insanım ve bunun çok etkili olduğunu düşünüyorum. Büyüdükçe de katliamların ismi değişti, kentleri değişti ama uğranılan haksızlık zulüm, faşizm hiç bitmedi. Buna karşı doğalında bir isyan ve refleks hali de oluşuyor. Özgür basına bunun yönlendirdiğini düşünüyorum. Geldiğim süreç 2015’te Kürdistan’ın birçok kentinin yerle bir edildiği, birçok katliamın yaşandığı bir süreçti. İnanıyorum ki bu da çok duygusal bir tepki ve etki yarattı ama toplamında zorlu bir coğrafyada yaşıyoruz, işçisinden, emekçisine, Kürt’üne kadar. Bu zulmün birçok insanın örgütlenmesinde etkili olduğunu düşünüyorum. Basın da bu açıdan çok ciddi bir noktada. Eskiden 4’üncü güç olarak ifade edilirken bugün ciddi anlamda bir savaş yürütülüyor. Özel savaş dediğimiz şey aslında basın üzerinden yürütülüyor. O anlamda anlamlı ve değer verdiğim bir mevzi, hele ki özgür basın olunca. Çünkü bir halk ne yaşıyorsa özgür basın çalışanları da onu yaşıyor. Ben Özgür Gündem’e geldiğimde, toplantı salonunda şehit olan arkadaşların fotoğrafları vardı ve yaklaşık 28 fotoğraf. Bu sadece oraya sığanlar. Hep hakikat diyoruz ya, bu onun somutlaşmış bir tablosuydu.”
 
‘5N1K ile iş yürütmüyoruz’
 
Özgür basının köklü bir geleneğin devamı olduğunu kaydeden Reyhan, birçok kez baskıya uğramış, kapatılmış, coğrafyası yer yer değişmiş olsa da özellikle 30 yıllık bir direniş olduğuna dikkat çekiyor. Reyhan, basının hakikatin bir eşiği olduğunu ifade ederken, “Bugün baskının, zorlukların koşulları değişti ama mesela 90’larda ne yaşanıyorsa, faili meçhuller, katledilmeler, büroların bombalanması keza 90’lı yıllarda Özgür Ülke’nin büroları bombalandığında arkadaşlarımız şehit edildi. 25 yıldır habere gidip dönmeyen arkadaşlarımız var. Özgür basın dediğimiz biraz böyle. 5N1K ile iş yürütmüyoruz. Yanına vicdan koyuyorsun, ahlak koyuyorsun, hakikat koyuyorsun… Bazen bazı şeyler çok sloganik gelir, ‘Tek kişi de olsa çıkar, gerçekler karanlıkta kalmayacak’. Bu, kendi adıma da yaşayarak bizzat gördüğüm bir durumdu. Özgür Gündem basıldığında gözaltındayken hepimizin tek kaygısı şuydu; ‘Gazete ertesi gün çıkacak mı?’ Ertesi gün gazetenin çıktığı habere diyorsun ki, ‘Hakikat böyle bir şey, sen o mevziide olsan da olmasan da sürdürüyor.’ Özgür basın varlığını böyle sürdürüyor. Bugün cezaevlerinde onlarca arkadaşımız var ve biz onların yerindeyiz. Bu aynı zamanda bize coşku ve direniş veriyor. Bu baskılar bir yılgınlığa bir yorgunluğa dönüşmüyor. Özgür basını bunca yıl her şeye rağmen ayakta tutan durumun bu olduğunu düşünüyorum” sözleriyle de özgür basının misyon ve önemine dikkat çekiyor.
 
‘Geleneği devraldık’
 
Reyhan, iktidarın basın üzerindeki baskısına da değinirken, faşizmin her alana sızdığının ve basını tekelleştirdiğinin altını çiziyor. Yeni Yaşam’ın tam da bu noktada rol ve misyon yüklendiğini belirten Reyhan, yazılı basın geleneğini sürdürdüklerini vurguluyor. Reyhan, “Yeni Yaşam aslında var olanın üstüne bir şey koyma çabasıdır. Aynı zamanda bir direnişi de vermeye çalışıyor. Bugün ciddi bir ekonomik bir kriz var ama iktidar medyasına baksanız emekliye zamma kadar o kadar ciddi bir toz pembe tablo çizilmiş ki ama özgür basın, muhalif basın ‘hayır’ hırsıza hırsız deme çabası veriyor, direnişi sergiliyor aslında” ifadelerini kullanıyor.
 
Okura ve yeni gazeteci adaylarına çağrı
 
Yeni Yaşam’ın daha çok sahiplenilmesi gerektiğinin de vurgusunu yapan Reyhan, okurlarına, meslektaşlarına ve yeni gazeteci adaylarına şöyle sesleniyor: “Sadece teknik bir büyüme ve dayanışmadan bahsetmiyoruz. İnsan kaynağı olarak da güçlenmek gerekiyor ve burası bir gerçeklik mevziisi. Birçok gazeteci, arkadaş var. Bugün sistemin üniversiteleri evet bilgi edindiriyor eksikte olsa. Sistem içerisine salıyor ve ciddi bir baskı hali ile karşı karşıyalar. Bu anlamda Yeni Yaşam belki de işin en iyi yapılabileceği yerdir. Sadece teknik boyutu değil, vicdani ve ahlaki boyutu ile de. Topyekun toplum bir saldırı altında muhalif basın da özgür basın da. Bu anlamda değer ve anlamlı bir noktada.  Her anlamda yeni arkadaşlar olsun. Bazı meslekler sahada öğrenilir. Bazı meslekleri teknik bilgiden çok duygu örgütler. Gazeteciliğe de böyle yaklaşılması lazım. O yüzden herkesi dayanışmaya, birlikte yol yürümeye bekleriz. Çünkü bu mevziinin herkese ihtiyacı var.”
 
‘Kadın ve çocukların sesi olmak için Yeni Yaşam’dayım’
 
Gazeteciliğe 1998 yılında feminist çizgide yayın yapan Pazartesi dergisi ile adım atan Nevin Cerav, gazetecilik yaşamı boyunca kadın haberciliği alanında çalışma yürüttü. Bugüne kadar pek çok yayın organında çalışan Nevin, 2018 yılında kurulan Yeni Yaşam gazetesinde özgür basın yolculuğuna başladı. Gazetenin kadın sayfası editörü olan Nevin, “Kadınların ve çocukların yaşadığı saldırılara karşı onların sesini duyurmak için, kadınların mücadelesini, en çok da güçlü yanlarını topluma yansıtmak için Yeni Yaşam’dayım” sözleri ile gazetede yer alma amacına dikkat çekiyor.
Özgür basının farkı
 
Özgür basının kendine özgü bir yayın çizgisi olduğunu vurgulayan Nevin, “Birçok gazetede, basında, sitede göremeyeceğiniz haberleri biz özgür basının duyurması ile görebiliyoruz. Aynı zamanda kadın haberciliğinde kadınları öne alan, kadın özgürlüğü perspektifi taşıyan bir yayın organı, bir alan. O yüzden bu da benim için en anlamlı sebeplerden biri. Onun dışında, bölgede, Kürt kentlerinde yaşanan, dünyada, Ortadoğu’da yaşanan ve yine çok fazla gündeme getirilmeyen, ‘küçük haber’ olarak görülen haberleri büyüterek onları farklı bakış açıları ile işlemesi de çok önemli geliyor. Yine sömürülen, ırklarından dolayı saldırıya uğrayan, baskı gören, cezaevlerine atılan bir çok insanın hikayesini onların yaşadıklarını, mücadelelerini de yine özgür basında görebiliyoruz. Bunun çok kıymetli ve önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullanıyor.
 
Yeni Yaşam’ın rolü
 
Özgür basına dönük saldırılara da işaret eden Nevin, “Gazetecilik, her zaman dünyanın her yerinde, gerçekleri dile getiriyorsanız, hakikati insanlara ulaştırıyorsanız bunun hep bedellerini ödersiniz. Özgür basın da böyle bir şey Türkiye’de” diyerek baskıları özetliyor. Yeni Yaşam’ın bu anlamda üstlendiği role değinen Nevin, “Yeni Yaşam gazetesinin en büyük özelliği, kadınları ve çocukları odağına alması. Tabii ki bir kadın dergisinde çalıştım orada konu hep kadındı, çocuklardı ama gazeteler anlamında söylüyorsak, günlük siteler anlamında söylüyorsak, kadınların sesini, yaşadıklarını, saldırılarını, mücadelesini en başta ele alan bir gazete. Bu özelliği ile ayırt edici zaten. Bölgede Kürt halkının yaşadığı, mültecilerin yaşadığı, Ermenilerin, Rumların, Süryanilerin ve başka ırklardan olan insanların yaşadığı saldırıların ve o mücadelelerini, kültürlerini, seslerini de duyuran bir gazete. Hiçbir basında bu kitlelerin, bu insanların bu kadar yer aldığını çok fazla görmezsiniz. Dolayısıyla yine Yeni Yaşam’ın ayırt edici özelliklerinden biri bu” diyor.
 
Yeni Yaşam’ı alın okuyun
 
Yeni Yaşam’ın Musa Anterlerin, Gurbetelli Ersözlerin ve Nujiyan Erhanların geleneğinin sürdürücüsü olduğunun altını çizen Nevin, gazetenin, özgür basını onların bıraktığı yerden ileriye taşıyan bir konumda olduğuna işaret ediyor. Nevin, 5’inci yaşlarına girdikleri bugün de okurlarına seslenmeyi ihmal etmiyor: “Gazete almayı bırakmasınlar. Türkiye’de günlük gazete okuma oranı gerçekten çok düştü. Gazete almayı ve okumayı sürdürmek lazım. Ben inanıyorum ki Yeni Yaşam’ı almayanlar da varsa ve abone olurlarsa -e üyelik üzerinden de aboneliğimiz var. Türkiye’de hiçbir basında görmedikleri haberleri bizim gazetemizde, Yeni Yaşam’da göreceklerini, hayata daha farklı bir açıdan bakacaklarını düşünüyorum. Daha olumlu, daha umutlu, özgürlüğü talep eden ve bunun için mücadele etmeyi isteyecek düzeyde düşüneceklerini düşünüyorum. O yüzden Yeni Yaşam gazetesi alsınlar, okumayı bırakmasınlar ve Yeni Yaşam’ı takip etsinler.”