Fuhuş çetesi davası istinafa taşınıyor

  • 09:04 18 Şubat 2022
  • Güncel
 
MUĞLA - Tecavüz faili Mutlu Erbey’in 15 yıl hapis cezası almasıyla sonuçlanan fuhuş çetesi davasını istinafa taşıyacaklarını kaydeden Sibel F. Y.,  astsubay, uzman çavuş gibi kişilerden de tehditler aldığını aktarırken, yeni açılacak davada fuhuşa yardım yataklık etmek ve yer temini suçlarının kapsamının genişletildiği bilgisini verdi.
 
Muğla’nın Milas ilçesinde sahte iş ilanı üzerinden kadınlara ulaşarak fuhşa sürükleyen çete üyeleri Ayşe Gündüz, Pınar Gündüz, Ali Lofçalı ve aynı zamanda tecavüz faili Mutlu Erbey’in yargılandığı Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sadece fail Mutlu Erbey’e 15 yıl hapis cezası verildi. Çete suçunun değerlendirilmediği davada diğer faillere ceza verilmezken, çeteye karşı hukuk mücadelesi veren Sibel F. Y. ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, davayı istinaf mahkemesine taşıdı. 
 
Sibel, dava sürecine ve fuhuş çetesine dair yeni gelişmelere ilişkin konuştu. 
 
‘Sanığın tanıkları dinlendi, suça maruz kalanın değil’
 
Dava sürecinde sanık avukatının kendisine sözlü saldırıda bulunduğunu, olayla ilgisi olmadığı halde eski erkek arkadaşının ifade verdiğini söyleyen Sibel, diğer yandan mahkeme heyetinin Mutlu Erbey’in suça sürüklediği kadının ise tanık olarak dinlemediğini dile getirdi. Sibel, “Karşı taraf davanın başından beri Mutlu Erbey’i savunmak yerine bana saldırdı. Cinsiyetçi yargılama yaptı. Savunma dokunulmazlığını ciddi anlamda ihlal etti. Her seferinde olayın üzerinden iki yıl geçmesine rağmen beni kadın doğum kontrolüne göndermeye çalıştı. Rızayı ortaya koymaya çalıştılar. Ama ben mahkemede bir hayat kadını olsaydım onun için oraya gitseydim bile bana karşı bu suçu işleme hakkını vermez. 15 yıl aldı ve infaz yasasıyla 10-11 yıl yatar yeterli değil. Kadının kimliğine saldırıyorlar, çünkü başka türlü savunma yapamıyorlar. Namus, ahlaktan sanki biz sorumluymuşuz, kadın olduğumuz için baştan biz suçluymuşuz gibi davrandılar” diye belirtti. 
 
'Somut delil isteyen yargı ilk önce kadını yargılıyor'
 
Erkeklerin yaptığı yasalara dayanarak somut deliller istendiğini ifade eden Sibel, suç işleyecek birinin zaten suçunu örtmeye çalıştığını kaydetti. Bu nedenle davada doktorlardan alınan fiziksel ve psikolojik raporlarla ilerleneceğini söyleyen Sibel, “Böyle bir olaya maruz kalırsa kadınlar saldırılara hazır olsunlar. Kadın oldukları için önce yargılanan onlar olacak. Yargılayan herkes ise erkek olacak. Bu tarz suç işleyenlerin kadın avukatları da saldırabiliyor. Çünkü o dava onlar için bir rant. Duruşmada makyaj yapmam bile konu oldu. Buraya kadar yargılandım” dedi. 
 
‘Kolluk güçleri hakkında gözetim kurulu kurulacak’
 
Çete üyelerinden Ayşegül İnat, Kerim Karakuş, Pınar Gündüz, Sevgi Gündüz, Ayşe Gündüz, Ali Lofçalı’nın korunduğunu dile getiren Sibel, bu nedenle polisler hakkında da suç duyurusunda bulunduğunu kaydetti. Astsubay, uzman çavuş gibi kişilerden de tehditler aldığını aktaran Sibel, yeni açılacak davada fuhuşa yardım yataklık etmek ve yer temini suçlarının kapsamının genişletildiği bilgisini verdi. Sibel, “Bu davanın başından beri Adalet Bakanlığı, jandarma ve emniyete defalarca dilekçe yazdım. Bir dilekçeme verilen cevapta, kolluk güçleri hakkında gözetim kurulu kurulacak denildi. Bu kolluk hakkında yargılama yapılacak. Resmi polis hakkında ses kaydına yansıyan çığlıkların doneleri ve tanığın ifadesinin ses kaydını emniyet müdürlüğüne gönderdim. Bu da hem jandarma hem emniyet hem de astsubaylar hakkında soruşturma başlatılmasına neden oldu” şeklinde konuştu.  
 
‘Mutlu Erbey 2 tecavüz dosyasından hiç ceza almadı’
 
Gözetim kurulu kurulmasının, davanın organize suç kapsamında ele alınması anlamına geldiğini ifade eden Sibel, çete üyesi Pınar Gündüz’ün adını veren yeni kişilere ulaştıklarını paylaştı. Davada tanık olacak kişinin evinin yakıldığını, birinin de şiddet gördüğünü söyleyen Sibel, “Bunun için de yeniden bir hukuk savaşına girdik. Mutlu Erbey’in fuhuş dışında gece fabrika soymasına kadar belgeler elime geçti. Dolandırıcılık var, hatta emlakçılık yapıyor. Bir kadını bir binaya götürerek orada kilitliyor, tacizde bulunuyor. O adres de elimde. Bu çetenin tetikçisi. Kadın buluyor, tuzak kuruyor. Yüzde alıyor. Diğer kolu Bodrum, Güllük Selimiye çok daha büyük. Korunuyorlar. 27 sabıkalı, 2 tecavüz dosyası var. Biri 18 yaş altı 3 kadına yönelik şiddet dosyası olan Mutlu Erbey sadece 10 gün cezaevine girmiş. Devlet kurumunda görevli birinin kızını taciz etmesi nedeniyle 10 gün yatırılıyor. Ceza almadan bugüne gelmesi, diğer sanıkların ceza almaması, tarihi eser kaçakçılığı yapan kişinin hapse girmemesi gibi. Çok iyi korunuyorlar. Adaleti temsil edenlerde, uygulayanlarda sorun var” dedi. 
 
‘Milas Savcılığı’nın suçları kapattığı güçlü bir yapılanma var’
 
Şikayette bulunduğu savcının, Milas Cumhuriyet Savcılığı’ndaki kanıt niteliğinde olan DNA örneklerini ve ses kayıtlarını kaybettiğini, konuyla ilgili bakanlığa yazdığı mektuba cevaben arandığını da belirten Sibel, “Her zaman savcı, hakim, jandarma, emniyette polisler yardım ediyor. Hatta daha üst makamlarda insanlar olduğunu da iddia ediyorum. Bunları somutlaştırdım da. Bununla ilgili yeni hareketler başlatacağım. Lezita Holding, dört kez suç duyurusu olduğunu, Mutlu Erbey’e kadar dosyaya koyup sunuyor ama bu dosya Milas Savcılığı’nda her defasında kapatılıyor. Biz kadınlar kimlerden adalet isteyeceğiz. Bırakalım halk kendi cezasını kendisi mi versin? Savcının odasına her gittiğimde beni odasından kovdu. ‘Benimle kanun maddeleri ile konuşamazsın’ dedi hakime hanım. Vatandaşın kendi haklarını bilmesi suç mu dedim. Milas’ta çok güçlü bir yapılanma var. Milletvekillerinden daha fazla dokunulmazlığa sahipler” sözlerini kullandı. 
 
Jandarma ve karakol personeli hakkında suç duyurusu
 
Pınar Gündüz ve Cevahir Kılıçarslan adlı kişilerin uyuşturucu satıcılığından gözaltına alındıklarını ancak ceza almadıklarını Cevahir Kılıçarslan’a ise Milas Emniyet binasının bir yıllık temizlik işleriyle ilgilenme cezası verildiğini öne süren Sibel, “Cezalandırmayı kendi aralarında yapmaları ilginç. Bu şekilde uyuşturucu suçunu yatmış oluyor. Ceza vermek kolluk güçlerinin görevi değil. Görevi kötüye kullanmaktan hepsi hakkında soruşturma başlatıldı. Hatta Milas İlçe Merkez Jandarma Karakolu hakkında tüm personeli, karakol komutanı dahil görevi kötüye kullanma, 30 Eylül 2020’de ses kayıtlarını benden istediklerinde aynı şekilde kaybettiğimize dair imza attırıp onlar hakkında delil karartma ve görevi kötüye kullanma ve rüşvete kadar haklarında suç duyurusunda bulundum” diye devam etti. 
 
‘İkinci suç duyurusunda rüşvet ve bir siyasi partinin adı geçiyor’
 
Karakolda verdiği ifadenin değiştirilmesine dair de dava açtıklarını kaydeden Sibel, suça maruz kalan kadının o an uzman psikologla ifade vermesi gerektiğine işaret etti. Sibel, “Mahkemede, İstanbul Sözleşmesi’nden bahseden Eren Keskin’e ‘bahsedemezsiniz, o yürürlükten kalktı’ denildiği zaman tavrı anlayabiliyorsunuz. Ben yargı sistemine güvenmiyorum. Eğer savcılığa teslim ettiğim tırnaklara kadar kayboluyorsa ben yurt dışından mı arayayım hakkımı? Davayı istinafa göndereceğiz. Diğerleri de ceza almalı. İkinci bir suç duyurusu ve 2021 yılının şubat ayında açılan ikinci bir dosyaya çalışıyoruz. Yeni bir suç duyurusu da var. Hakkında tanıklık yapan şahsı eski erkek arkadaşım, çetenin diğer üyeleri ve bir partiden birkaç kişinin ismi de var. Onlara 'koruyucu melek' diyoruz. Sanırım adalet kitaplarla değil, rüşvetle, parayla yürütülüyor” sözleriyle yargı sistemine tepki gösterdi. 
 
‘Katiller cezasızlıktan besleniyor’
 
Kadınlara dayanışma çağrısında bulunan Sibel, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Bu utanç bizim değil, sistemde, erkek egemen bakış açısında. Feodal bir yargı sistemine karşı mücadele ediyoruz. Kadın örgütleri ile dayanışmak zorundayız. Bu sistemi birlikte yok edebiliriz. Her gün bir kadın düşüyor. Ya bilmediklerimizi kim koruyacak? Susunca o adam o işi yapmaya devam ediyor. Utanmamalıyız, ifşa etmeliyiz, o utanmalı. Susarak o adamı ödüllendirmiş oluyoruz. Kendi içimizde parmaklık oluşturuyoruz. Onun gitmesi gerekirken, kendimizi içimizdeki parmaklıklara hapsediyoruz. Bu sefer biz korkmaya başlıyoruz. Sanki biz suç işlemişiz. Bakınca suç işlediğini görüyormuş gibi. Hayır, bizim daha başımız dik olmak zorunda. Ben bir kadınım ve bu birçok kadına yapılıyor. Ona yapan başkasına da yapıyor. Bu katiller birbirlerinden en çok da cezasızlıktan besleniyor.”
 
Öte yandan Sibel’in evine 14 Şubat gecesi şüpheli şahıslar girdiği ve dava dosyasına ait eski belgeleri çaldığı kaydedildi. Davaya şüpheli şahısların da adları eklendi.