‘Dayanışmayı büyütecek en önemli şey kadın ittifakı’

  • 09:02 13 Şubat 2022
  • Güncel
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Kadın ittifakının temellerinin birlikte hareket etmenin üzerine kurulması gerektiğine işaret eden kadın örgütü temsilcileri, “Erk zihniyete karşı güçlü kadınlar olarak bir arada olacağız, bu ittifakı oluşturacağız” dedi.
 
Kadın katliamları, şiddet, taciz, tecavüz ve istismarlar hız kesmeden artış gösterirken failler ise her geçen gün cezasızlık politikalarıyla erkek-devlet tarafından “ödüllendirilmeye” devam ediliyor. Tüm bu politikalara karşı kadınlar ise bulundukları her yerde mücadeleyi ilmek ilmek örerek büyük bir kazanıma dönüştürüyor. Erkek-devlet ve polis şiddetine karşı sokakları bir kez olsun terk etmeyen ve ortak mücadele yürüten kadınlar, kadın ittifakını örerek iktidarın politikalarına karşı çözüm adımları atmanın yol ve yöntemlerini tartışıyor.
 
Kadın örgütleri ve siyasetçi kadınlara, nasıl bir kadın ittifakı hayal ettikleri, ittifakta kimlerin yer alacağı, hangi konu başlıkları üzerinde hareket edecekleri ve nasıl bir yol izleyecekleri üzerine mikrofon uzattık.
 
‘Tecavüz neredeyse olağanlaştı’
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Gülşen Karasu, kadınlar olarak bir ittifakın içerisinde olduklarını ve hep birlikte verdikleri bir kadın mücadelesi olduğunun altını çizdi. Kadın katliamlarının geldiği boyuta dikkat çeken Gülşen, taciz ve tecavüzün neredeyse olağanlaştığını ve sıradanlaşmış bir halde olduğunu söyledi. Son zamanlardaki ekonomik krizden en çok kadınların etkilendiğini aktaran Gülşen, “Kadın yoksulluğu ve işsizliği ciddi boyutlarda, fabrikalarda ve tarlalarda kadınların iki kere ekonomik krizden etkilendiğini gözlemliyoruz” diye ekledi.
 
‘Kürt kadın kimliğimizle mücadelenin içindeyiz’
 
Bu yüzden kadınlar olarak bir bütün ittifak halinde olduklarını sözlerine ekleyen Gülşen, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Verdiğimiz kadın mücadelesiyle bu sisteme karşı devletin günden güne çirkinleşen yüzüne karşı bir mücadelenin içerisindeyiz zaten. Şu da bir gerçek, devlet kadına karşı çok ciddi anlamda çirkinleşen yüzünü gösteriyor ama özelinde özgür Kürt kadınına bu yüzünü iki katı daha fazla çirkinleşerek gösteriyor. Bunu Kürdistan’da uyguladığı özel savaş politikalarıyla da gözlemleyebiliyoruz. Biz bir bütün olarak kadınlarla birlikte her ne kadar devlet bizi kadın mücadelesi içerisinde ‘terörize’ etmeye, ötekileştirmeye çalışsa da özgür Kürt kadın kimliğimizle verdiğimiz mücadeleden dolayı her şeye ve devletin tüm bu çirkin yüzüne rağmen bir bütün kadın mücadelesinin içerisinde yer alıyoruz, almaya da devam ediyoruz kendi rengimizle.”
 
‘Kadınlar ittifakta birleşmeli’
 
Kadın mücadelesinin kendilerine kattığı çok şey olduğunun da altını çizen Gülşen, “Bizim özgür Kürt kadınları olarak da bu mücadeleye kattığımız çok şey var ve bu birlikteliği günden güne büyüterek, ilerleterek, birbirimizi birer özne haline getirerek de bu ittifakın içerisinde olmaya sonuna kadar devam edeceğiz” sözlerini kullandı. Tüm kadınlara ittifaka katılmaları çağrısında bulunan Gülşen, “Dileğimiz, tüm kadınların günden güne kendi renkleriyle sol sosyalist, feminist kimliğe sahip, hangi ideolojiden olursa olsun bu ittifakın içerisinde yer alması ve birbirine güç vermesidir” sözleriyle seslendi.
 
‘Mücadeleyi büyüten yerde olacağız’
 
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Marmara Danışma Bürosu Eşsözcüsü Dilber Demir, HDP’nin çağrısıyla yapılan “Demokrasi İttifakı” görüşmesinin ardından “kadın ittifakı” tartışmalarının tekrar tartışılmaya başlandığını dile getirdi. Dilber, DBP’nin kadın ittifakı noktasındaki duruşu ve üstlendikleri misyona dair de şunları paylaştı: “DBP olarak tüm kadın kurumları ve yapılarıyla birlikte bu ittifakı geliştirip birlikte daha nasıl mücadeleyi büyütürüz, hareket edebiliriz tartışmalarını yürüterek bunun temellerini atmayı planlıyoruz. Mücadele hattını daha da genişletmek bizim de sorumluluğumuzda olduğu için Kürt kadın özgürlük mücadelesini bir bütün Türkiye’deki kadın kurumlarıyla ortaklaştıran, mücadeleyi büyüten, birlikte hareket eden bir yerde olacağız bu süreçte.”
 
‘Kadın ittifakına çok fazla ihtiyaç var’
 
8 Mart’a giderken bütün bu mücadeleyi büyütmek, daha ileriye taşımak için çaba sarf edecekleri ve mücadele etmeye devam edeceklerinin mesajını veren Dilber, kadınların parçaları duruşunu eleştirdi. Kadın ittifakının burada önem kazandığına değinen Dilber, İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koymak ve kadın katliamlarını önlemek için kadın ittifakına çok fazla ihtiyaç olduğunu vurguladı. İttifak temellerinin birlikte hareket etmenin üzerine kurulması gerektiğine işaret eden Dilber, “Çünkü bugün baktığımızda kadını yok sayan bir zihniyetle karşı karşıyayız, son zamanlarda da kadınların bu gücü açığa çıkartmasıyla bu kadar kadına saldırması, kadınların seslerini daha gür bir şekilde çıkartarak birilerini de korkutuyor, kadınlardan korkuyorlar. Biz bunu 8 Martlarda, 25 Kasımlarda görüyoruz, kadından korkan bir yerde duran bir erk zihniyet var karşımızda” sözlerini kullandı.
 
‘Mücadeleyi büyütmenin en önemli yolu ittifak’
 
Kadın Zamanı Derneği üyesi Newroz Ünverdi de, Türkiye’de en yoğun mücadele veren kesimler arasında, Kürt kadın hareketi ve Türkiye feminist hareketi olduğunu paylaştı. Gelişen sürece göre kadın mücadelesini büyütmek, dayanışmayı daha geniş bir şekilde örmek için yeni yol ve yöntemler belirlediklerini kaydeden Newroz, “Tarihi sürece baktığımızda bu bakış açısıyla mücadeleyi büyütmenin en önemli yolu bir ittifak geliştirmek” dedi. Kadın hareketlerinde ittifakın çok elzem olduğunu vurgulayan Newroz, hem Türkiye’de hem de dünyada erkek şiddetinin, cinsel istismarın ne kadar arttığı ve cezasızlık politikalarıyla ne kadar teşvik edildiğinin açık ve net bir şekilde görüldüğünü ifade etti.
 
‘Dayanışmayı büyütecek en önemli şey kadın ittifakı’
 
Newroz, bu noktada kadınların dayanışma ve mücadelesini büyütecek en önemli ve elzem şeylerden birinin kadın ittifakı ve mücadelede ortaklaşmak olduğunu dile getirdi. Sistematik bir hale getirilen erkek-devlet şiddetine karşı en önemli adımlardan birinin kadın ittifakı ve mücadeleyi ortaklaştırmak olduğunu vurgulayan Newroz, “Türkiye feminist hareketi ve Kürt kadın hareketinin de bu açıdan ortaklaşması çok önemli. Cezasızlık politikası ittifakın elzemliğini ortaya koyuyor, kadına yönelik artan erkek şiddeti, devlet eliyle beslenen bu erkek şiddeti karşısında bunun yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
 
İttifakın önemi
 
Newroz ittifakın önemini ise şu sözlerle anlattı: “700 küsur gündür ortadan kaybolan Gülistan Doku var ve hala akıbeti bilinmiyor, uzman çavuş tarafından cinsel istismara uğrayan İpek Er’in faili, katili cezasızlıkla serbest bırakıldı. Bunların hepsini göz önünde bulundurduğumuzda özel savaş politikalarıyla kadınlara ve Kürt kadınlara ciddi bir şiddet, saldırı var. Bu saldırıdan kurtulmanın yolu kadın ittifakı ve mücadeleyi ortaklaştırmaktır. Şiddetin bu kadar sistematikleştiği ve kurumsallaştığı bir süreçte kadınların tam da buradan kadın dayanışmasını ve mücadelesini güçlendirecek şekilde eril ittifaka karşı ciddi ve güçlü bir kadın ittifakı kurulması gerekiyor. Hali hazırda böyle bir ittifak var zaten kadınlar arasında.”
 
İttifakın ortaya çıkardığı güç
 
Sistematikleşen erkek şiddetine karşı tüm kadınlara çağrıda bulunan Newroz şunları kaydetti: “Bizim kadınlara çağrımızdır, ittifaka dahil olması ve mücadeleyi büyütmeleri gerekiyor. Bu kapsamda Kürt kadın hareketinin ve Türkiye feminist hareketinin mücadeleyi ortaklaştırması 1990’lı yılların ortalarına dayanıyor. 1990’lı yıllarda ilk 8 Mart’ta ortaklaşıldı ve oradan bugüne geldi. Biz o günün izdüşümünü bugün görüyoruz. 90’lı yıllarda ortaklaşılan mücadele bayrağını devralıp daha ileri almaya çalışıyoruz. Son zamanlarda ittifakın ortaya çıkardığı gücü çok net gördük. Bu gücü Aysel Tuğluk için kampanyalarda, Deniz Poyraz’ın mahkeme sürecinde çok net gördük. Bu aslında hem kadın hareketini hem de feminist hareketi güçlendiren ve besleyen bir yerde duruyor.”
 
‘Kadın ittifakı için burada olacağız’
 
Arjantin’de ülke içindeki cinsiyet eşitsizliğine karşı kadınların mücadelesi ile yaptıkları eylemlerle birlikte bir etkinlik yaptıklarını ekleyen Newroz, “Kadın ittifakı sınırları aşan, eşitlikçi, kadın özgürlükçü bir yerde olması gerekiyor. İttifakı büyütmek ve bununla beraber mücadeleyi büyütmek bize düşüyor. Kadınlarla ittifakı, mücadeleyi, kadın dayanışmasını ilmek ilmek kapsamlı şekilde büyütmeyi amaçlıyoruz. Kadın ittifakı için biz dün buradaydık, yarın da burada olacağız ve mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Kadınları bu mücadeleyi büyütmek için ittifaka dahil olmaya çağırıyoruz. Kadınlar burada ve yaşasın kadın dayanışması, ‘Jin jiyan azadi’” şeklinde konuştu.
 
‘Herkes ittifakın içinde olabilir’
 
Kırkyama Kadın Dayanışması üyesi Kübra Derin, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı, şiddet ve cezasızlık politikasının yaygınlaşması ve 6’ncı Yargı Paketi ile nafakanın tartışılması ile kadın ittifakının doğalında geliştiğini söyledi. Kadın ittifakında kimlerin yer alacağının fikren ve coğrafya olarak bir sınırın olmadığını dile getiren Kübra, “Çünkü genç bir kadın da, plazada çalışanı da, Kürt coğrafyasında yaşayan kadın da bu şiddete, küçük bir çocuk da bu istismara maruz bırakılabiliyor. Kadın kimliği üzerinden burada var olmak isteyen, mücadeleyi güçlendirmek isteyen herkes bu ittifakın içinde olabilir” sözlerini kullandı. 
 
‘Kadın kadının yurdudur’
 
Kübra, tüm farklılığı ve renkliliği içinde barındırabilen daha kapsayıcı ve güçlü bir araya gelişleri sağlayabilen bir ittifak hayal ettiğini belirtti. “Kadın kadının yurdudur” diyen Kübra, şöyle konuştu:  “Biz birbirimizden başka bu hayatı dönüştürebilecek alanları bulabileceğimizi düşünmüyorum. Önümüzde 8 Mart var, başka eylemliklerde kadınlarla bir arada olmak, bu renkleri taşımak bu tarihsel sürecin bir parçası olmak çok değerli.”