Çağın Direnişi’nin tanığı anlattı

  • 09:10 17 Mart 2025
  • Güncel
Mîdye Miqted
 
HELEB - Efrîn’de Türkiye’nin saldırılarına karşı başlatılan “Çağın direnişine” tanıklık eden Nesrîn Cimo, “Düşman ne kadar saldırırsa saldırsın Kürt halkının iradesini kıramayacak. Kürt halkı Efrîn’de direndi ve iradesi kırılmadı” dedi. 
 
Türkiye 20 Ocak 2018 tarihinde destek verdiği paramiliter gruplarla birlikte Efrîn’e yönelik saldırı başlattıktan sonra 18 Mart 2018 tarihinde de kente girdi. Efrîn’de Türkiye’nin saldırılarından 350 binden fazla insan topraklarından göç etmek zorunda kaldı, yüzlerce insan katledildi, 8 bini aşkın insan kaçırıldı. Sonrasında da kentin demografyası değiştirilerek binlerce Türkmen ve Araplar yerleştirildi. Kentin doğası talan edildi, zeytin ağaçları yok edildi. Efrîn’de bugün de saldırılar ve talan sürüyor. 
 
Efrîn’de saldırılara karşı başlatılan “Çağın direnişine” tanıklık eden kadınlardan Nisrîn Cimo o süreci anlattı. 
 
72 uçakla saldırı
 
Türkiye’nin Kürt halkının iradesini yok etmek istediğini belirten Nisrîn Cimo, “Çağın direnişini hatırladığımızda sadece yaşanan acıları değil aynı zamanda direnişimizi de hatırlıyoruz. Çünkü Türk devleti 72 uçakla saldırdı buna rağmen başaramadı. Bu saldırı, Kürt halkının kimliği ve varlığına yönelikti” dedi. 
 
‘Onların uçaklarından korkmadık’
 
Saldırılar olduğunda Efrîn halkının direndiğini söyleyen Nisrîn Cimo, şunları belirtti: “20 Ocak’ta Türk devleti önce 72 uçakla saldırdı. O dönemde  şehit eşi olarak biz de kendi işimizi yapıyorduk. Ben belediyede çalışıyordum. Ancak saldırı olduğunda hemen hastaneye koştum. Kendi toprağım için hizmet ettim. Efrîn’nin çocukları uçaklara karşı direndi. Efrîn işgal edilmesine rağmen asla uçaklardan ve düşmandan korkmadık.”
 
‘Anneler mevzilere koştu’
 
Ağır saldırılara rağmen 58 gün direniş gösterildiğini hatırlatan Nisrîn Cimo, “Türk devletinin uçak saldırılarına rağmen, herkesi hedef almasına rağmen 58 gün boyunca çalışmalarımızdaydık. Eylemlerimizi gerçekleştiriyorduk. Anneler mevzilerde savaşçılara yemekler yapıyordu. Gubelê köyüne yönelik saldırıda birçok kişi katledildi. Efrîn halkı o dönemde hayvanlarını otlatıyordu ve koyunları hedef alındı. Cenazeler geldiğinde insanların ve koyunların birbirine karışmıştı. Çok küçük bir çocuğun cenazesini hastaneye getirdiler. Annesinin de ayağı kesilmişti. İnsanların bedenleri parçalanmıştı. Bir kadının bedeninin yarısı yoktu. Bu vahşete rağmen Efrîn halkı geri adım atmadı” sözleriyle yaşanan saldırının boyutunu anlattı. 
 
Kürt halkı Efrîn’de direndi
 
Saldırıların Kürt halkının iradesini kırmadığının altını çizen Nisrîn Cimo, devamla şöyle dedi: “Bir YPJ savaşçısının cenazesini getirdiler hastaneye, yaşamını yitirmişti. Ancak buna rağmen yüzünde gülümseme vardı. Yüzündeki gülümsemenin nedeni ülkesi için canını feda edip şehadate ulaşmasından kaynaklıydı. Suad adındaki arkadaşım bir şehidin eşiydi. Birlikte çalışıyorduk. O da direndi. Bir savaşçının cenazesi geldiğinde gidip tanımaya çalışıyorduk. Ancak tesadüfen bir canezeye baktığımızda gördük ki, onun kardeşiydi.  Bu acıya rağmen de çok moralli ve cesaretli bir şekilde kardeşini uğurladı. Düşman Kürt halkına nasıl saldırırsa saldırsın iradesini kıramayacak. Kürt halkı Efrîn’de direndi. Kürt halkının iradesi kırılamadı.” 
 
Bombardıman altında cenazeleri defnettiler 
 
Türkiye’nin saldırılarında katledilenleri bombardıman altında defnettiklerini belirten Nisrîn Cimo, “Son gün şehitlerimizi defnettik. En son 42 şehit hastanede kaldı. Ancak onları defnetmeden Efrîn’den çıkmamaya karar verdik. Ellerimizle toprağı kazıdık ve onları defnettik. O zaman saldırılar yoğunlaştı, Efrîn’in birçok köyü işgal edildi. Mecburen Efrîn Hastanesi'nin arkasında yer kazdık ve şehitlerimizi oraya defnettik. İnsansız hava uçakları üzerimizde dolaşıyordu, etrafı bombalıyordu, hem de görüntü alıyorlardı. Efrîn işgal edildikten sonra çeteler o mezarlıkları talan etti ve toplu mezar yapılmış dediler. Ancak bu yalandı, çünkü o toplu mezar değil küçük bir mezarlıktı ve şehitlerimizi defnetmiştik” dedi.  
 
Çocuklar katledildi
 
Türkiye ve destek verdiği paramiliter grupların, çocukları da hedef aldığını dile getiren Nisrîn Cimo, “Hiçbir an Efrîn’den çıktığımız an kadar acı değildi. Arkamıza dönüp baktığımızda acı, üzüntü, sızı hissettik. İşgalci Türk devleti sivilleri hedef alıyordu. Birçok insan evinde katledildi. 3 çocuk evde katledildi. Anneleri hastaneye geldiğinde hangi çocuğu için ağlayacağını bilmiyordu. Bizler son ana kadar kentimizde kaldık ve direndik. Ardından da direnişimiz sürdü” ifadelerini kullandı. 
 
Cenazeler mezarlıklardan çıkarıldı
 
Paramiliter grupların Türkiye’nin desteği ile yaşamını yitirenlerin mezarlıklarına saldırdığını söyleyen Nisrîn Cimo, şöyle dedi: “Savaş sürecinde bizler şehitlerimizin cenazelerini Şehid Refiq ve Şehid Seydo Şehitliği’ne defnettik. Ancak saldırılar yoğunlaşınca Erfîn’e yakın bir mezarlık yaptık. O da Şehid Avesta Xabur Şehitliği idi. Efrîn merkezinde yaptık bu mezarlığı. Ancak çeteler Türkiye’nin desteği ile şehitlerin mezarlıklarına saldırdı. O çeteler hangi hakla şehitlerin cenazelerini topraktan çıkardı? En kirli olan Türk devletidir.”
 
Umutları geri dönmek
 
Nisrîn Cimo son olarak, “Yerimizden yurdumuzdan göç etmek zorunda kaldığımızda çok üzüldük, incindik, Ancak acımıza rağmen şehitlerimizin bizimle olduğunu hissediyorduk. Kutsal toprağımız çete ve teröristlere kaldı. Efrîn bizim yurdumuz.  Orada yaşamak hakkımız, ancak asla çetelere inanmıyoruz. Yine Efrîn’e yönelik yapılanlara devletler neden sessiz kaldı, neden sorumluluklarını yerine getirmedi? Tüm bunlara rağmen yurdumuza tekrar dönmeye ilişkin inancımız ve umudumuz var. Geri döneceğimizi umuyoruz” sözleri ile geri dönüş umutlarını dile getirdi.