
Leyla Güven: Önderliğe yürüyoruz şiarıyla alanları sesimizle çınlatmalıyız
- 09:24 7 Mart 2025
- Güncel
HABER MERKEZİ- Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde 8 Mart Kadınlar Günü’ne ilişkin mesaj gönderen Leyla Güven, “Önderliğe yürüyoruz şiarıyla tüm alanları sesimizle çınlatmalıyız. Kürt Türk kadınlar barış ve kardeşliği nasıl inşa edileceğini tüm siyasetçilere anlatmalıdır” dedi.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutsak bulunan siyasetçi Leyla Güven, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında JINNEWS’e mektup göndererek kadınların ve kadın gazetecilerin 8 Mart’ını kutladı.
Leyla Güven’in mesajı şöyle;
“Cehalet, bilinçsizlik, yozlaşma, güvensizlikle malûldür. Hiç okulu okumayan kadınların yarattıkları yaşamda bu saflıkla hâlâ en doğal otlardan en ağır hastalığa çare olan yaylalarımız bile fazla lafazanlıkları yoktur. Ama onlar tarihimizin hafızası gibidir. Eğer cehalet aranacaksa, vicdansızca toplumsal değerleri satışa çıkaranları tenzih yüklemiş kişilere bakılmalıdır. (Abdullah Öcalan)
"Buradayız, çünkü intikam yas tutmanın kolay bir biçimidir. İntikam tam da barış ve bir arada yaşamı savunmak ve özgürlük için buradadır."(Anonim)
Sevgili Kadınlar,
İçinden geçtiğimiz çok yönlü sorunlar sarmalına rağmen bu 8 Mart farklı kılan çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Çokça bilinen bir gerçekliktir ki savaş ve çatışmalı ortamlarda en büyük darbeyi her zaman kadınlar almıştır. Kürdistan coğrafyasında yaşananlar da tarifsiz acılara neden olmuştur. Hal böyle olunca Kürt kadınları yıllardır 8 Martlarda hem ulusal kimliklerine hemde bedenlerine yapılan saldırıları dile getirdiler. Kadınlar inkar edilen hiçleştiren her iki kimlik içinde Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın yol göstericiliği, engin feraseti, derin analizleri, sarsıcı öğreticisi, gerçekçi çözümlemeleri sayesinde mücadele etmeyi öğrendiler. Coğrafyamızda başta kadın özgürlüğü olmak üzere muazzam toplumsal değişimler yaşandı. Kürt kadınları geçmişten bugüne hiçbir tereddütte yer bırakmadan bunu ifade ettiler. Önderliğin geliştirdiği kadın kurtuluş ideolojisi sayesinde Kürt kadınlarını dünya kadın hareketleri içinde en görünür yere taşıdı. Eğer bugün jineoloji (kadın bilimi) tüm dünyada ses getirmiş ise meydanlarda, sokaklarda jin jiyan azadî sesleri meydanlarda yükseliyor ise bunun en büyük payı önderliğimizdir. Bu paradigma doğrultusunda özgürlük mücadelesi veren ve bu uğurda yıldızlaşan binlere kadın yoldaşa selam olsun. Hala zindanlarda direnen, alanlarda mücadele eden kadınlara selam olsun. Barış için yaz, kış demeden her koşul altında alanları terk etmeyen barış analarına selam olsun.
Sevgili kadınlar,
Bu yılki 8 Mart ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın toplumun umudunu büyüttüğü bir atmosferde karşılanıyor. En çok da kadınların öncülük ettiği ve başarıya ulaştırması gereken bir süreçten bahsediyoruz. Egemenlerin kadınlara biçtiği roller; ucuz emek gücü, makbul kadın, kutsal annelik ve duygularıyla kendini adayan bir kadın modeli oldu.
Toplantı divanında bir kadın da olsa, aile bakanı bir kadın da olsa vb.nin ötesine gidememiştir. O halde kadınlar bu 8 Mart'ta güçlü bir cevap verebilirler. Denilebilir ki bütün savaşların patronu siz erkeklersiniz. Barışın mimarı da biz kadınlar olacağız. Kürt Türk barışını biz kadınlar sağlayacağız. Hem ülkemizde hem Orta Doğu’da kadın siyasetine bakış açısına adaletine ihtiyaç var. Hiç bir menfaat ve çıkar gözetmeden en ari duygularla bu barışa öncülük edebilecekler bu güce sahipler. Zaten Kürt Türk kadınlar yan yana gelmeyi çoktan başarmış ve yıllardır alanlarda beraber haykırıyorlar. Bu kapsamda oluşturulacak kadın heyetleri süreci kolaylaştırıcı bir misyon yüklenebilirler. Hem ülke içinde hem de Bakur ve Rojava Kürdistan'da görüşmeler yapabilirler. Anneleri buluşturacak, kaygıları, yargıları ortadan kaldıracak çalışmalar yapabilirler. Taybet Ana ile Aybüke öğretmenin kabrini ziyaret edebilirler. Erk sistemin sürekli ürettiği kin nefret şiddet öfke, tekçilik, milliyetçilik, dincilik gibi olguları eritip yok yok etmek kadınlar önceliği olabilir. Kadınlar bütün kimlikleri bir ırmak misali dünyaya akıtmak ve deryalaştırmak durumundalar. Demokratik toplumun hayat bulması için büyük uyanış ancak kadınların öncülüğünde olabilir. Kadınlar öyle eylemler yapmalıdır ki, eylemlerin kuralı ilkesi özgür yeni yaşamın ilkesi olmalıdır. Hakikat umuttur, kadınlar da hakikatin aşığıdır. Kürt kadınlar bedenlerini 8 Mart'ta 21 Mart'ta ateşten köprü yaptığında tasfiyeciliği tasfiye etmişlerdir. Bu gün de yeni paradigmanın hayat bulması için ‘Keşke canımızdan fazla bir şey olsaydı da’ diyerek Önderliklerinin geliştirdiği yeni yaşamın inşası için morali ve coşkulular. "Kadın kırımına isyan ediyor özgürlüğe yürüyoruz" Önderliğe yürüyoruz şiarıyla tüm alanları seslerimizle çınlatmalıyız.
Kürt Türk kadınlar barış ve kardeşliği nasıl inşa edileceğini tüm siyasetçilere anlatmalıdır.”