
8 Mart’a doğru: Asırlık direniş (5)
- 09:03 5 Mart 2025
- Dosya
‘Jin, jiyan azadî’ felsefesiyle direnişi büyütüyorlar
Rozerin Gültekin
İSTANBUL – 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne doğru giderken yürüttükleri mücadeleye dair değerlendirmede bulunan TJK-E üyesi Faraşin Sidar, “8 Mart'tan 21 Mart'a bağlanan büyük bir direniş gücü açığa çıktı. ‘Jin Jiyan Azadî’ felsefesi bu anlamda bir meşale oldu. Kadınlar artık eril sistemin dayattığı parçacılığı aşan, daha bütünlükçü, daha yekvücut olan mücadele yürütüyor. 8 Mart sonrasında Newroz'a doğru bir direniş dalgasını büyüteceğiz” dedi.
Kürt Kadın Hareketi, 2024 yılı boyunca Kürdistan’a statü kazandırma ve ‘Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a Özgürlük’ kampanyası kapsamında, “Jin, Jiyan, Azadî ile Kadın Devrimine Yürüyoruz” şiarıyla kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Yalnızca Kürdistan’la sınırlı kalmayan bu mücadele, dünya genelinde kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine de ilham veriyor. Bu kapsamda, Avrupa Kürt Kadın Hareketi başta olmak üzere birçok kadın örgütü, mücadeleyi büyütmek ve kadın dayanışmasını güçlendirmek amacıyla eğitim programları, seminerler ve paneller düzenliyor. Kadınların örgütlenme süreçlerini hızlandırmayı, farkındalık yaratmayı ve öz savunma bilincini geliştirmeyi amaçlayan bu çalışmalar, farklı ülkelerde büyük bir heyecan ve katılımla sürdürülüyor.
Kadın enternasyonal ağının genişletilmesi, jineoloji temelli araştırmaların yaygınlaştırılması ve kadın devrimi perspektifinin daha fazla insana ulaştırılması için çeşitli konferanslar ve etkinlikler planlanıyor. Kürt Kadın Hareketi’nin öncülüğünde yürütülen bu mücadele, yalnızca kadın haklarıyla sınırlı kalmayarak, kapitalist modernitenin, erkek egemen sistemin ve emperyalist politikaların yarattığı baskı mekanizmalarına karşı ortak bir direniş hattı örmeyi hedefliyor. Bu süreçte, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nden Newroz’a kadar sürecek direniş dalgasının büyütülmesi hedeflenirken, kadın özgürlüğü, eşit yaşam ve demokratik toplum inşası için örgütlü kadın mücadelesinin her geçen gün daha da güçlendiği vurgulanıyor.
TJK-E üyesi Faraşin Sidar, kadın mücadelesinin büyümesi ve “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesinin küresel bir direniş hattına dönüşmesine dair değerlendirmelerde bulunarak, kadınların bu süreçte daha da örgütlü ve bilinçli bir mücadele yürüttüğünü belirtti.
‘Bütün günler kadınların direniş günü’
Kadın devrimine, direnişine emek veren ve bu uğurda yaşamını yitiren kadınları anarak sözlerine başlayan Faraşin Sidar, 8 Mart’a doğru giderken, kadının, erkek tarafından sömürüye, hak gaspına uğramasının, ötekileştirilmesinin ve buna karşı gelişen kadın mücadelesinin daha fazla konuşulması gerektiğini söyledi. Faraşin Sidar, “Her yüzyılda kadın sömürgeleştirilmiş, köleleştirilmiş ve yok edilmiş, soykırımdan geçirilmiş ve dünyanın her köşesinde en uç şiddet yöntemleri kullanılmış. Bunlara karşı kadınlar, kendisine ait olan doğal hakların elinden alınarak, yok sayılmasını, hiçbir zaman kabul etmedi.
Bunlara karşı kadınlar kendisine ait olan doğal hakların elinden alınarak yok sayılmasını hiçbir zaman kabul etmedi. Birçok feminist dalga bu hakları kazanmak için mücadele etti. 8 Mart tarihçesini de açmak gerekirse 129 kadının fabrikaya kapatılıp aslında cayır cayır yakılmasıyla gelişen bir süreç oldu. Bu süreçten sonra da kadınlar bu eşit yaşam hakkını elde etmek için mücadelelerini hiçbir zaman durdurmadılar. Hem Avrupa ülkelerinde hem dünyanın birçok yerinde katliamı kabul etmediklerini, bu protestolarla dile getirmek için birçok eylem düzenlediler. Önder Apo'nun da dediği gibi biz her ne kadar 8 Mart'ı Dünya Kadınlar Günü olarak değerlendirsek de aslında bütün günlerin kadınların direniş günü olması açısından Rosa Luxemburg'lardan Clara Zetkin'lerden, Sara’lara kadar bu direniş devam etti. Bütün ülkelerde devletçi zihniyetlerin kadınlar üzerindeki yarattığı baskıcı, kırımcı yönelimlere karşı bir mücadele gelişti.”
‘Üçüncü Dünya Savaşı’nda kadınlar alternatifsiz değil’
Bugün gelinen aşamada, Kürt Kadın Hareketi’nin öncülüğünde enternasyonal mücadelenin büyüdüğüne dikkat çeken Faraşin Sidar şu sözleri kullandı: “Kadınlar dünyada büyük direnişler açığa çıkarırken, egemen erkek sistemi de baskıcı ve katliamcı şiddetini yoğun bir şekilde artırmaya başladı. Bu açıdan, Kürt Kadın Hareketi'nin geliştirdiği mücadeleci direniş bayrağı etrafında birleşen enternasyonal kadın hareketleri, 8 Mart'ı daha da anlamlı hale getirerek direnişini yükseltiyor. Kapitalizm, içine girdiği krizden çıkmak ve bu krizi önlemek için direnişin en öncüsü olan kadına saldırıyor.
Hem sokakta, hem siyasette, hem diplomasi alanında hem de öz savunma boyutunda bilinçlenen kadın gerçekliğiyle bu sisteme karşı mücadele edebiliriz. 8 Mart’tan 21 Mart’a uzanan büyük bir direniş gücü açığa çıktı. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi bu anlamda bir meşale oldu. Üçüncü Dünya Savaşı sürecinde kadınlar artık alternatifsiz değil; birikimleri, tecrübeleri ve özgür yaşam felsefeleri var. Bu açıdan, 2025 yılına büyük bir tecrübe ve birikimle ilerliyoruz. Bu 8 Mart’ta inanıyorum ki İstanbul sokakları başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde kadınlar, bu sistemlere karşı güçlü bir direniş sergileyecek. Bunu büyük bir heyecanla bekliyoruz.”
‘8 Mart’ta yek vücut olmalı’
“Jin, Jiyan, Azadî” felsefesi ve kadın özgürlükçü paradigma, bir birikim ve tecrübe oluşturdu, mücadeleci yönünü geliştirdi” diyen Faraşin Sidar, sadece Kürt kadınların değil, halklar tarafından yürütülen örgütlü mücadelenin de var olduğunun altını çizdi. Faraşin Sidar, “Statik bir duruş değil, erkek egemen aklın karşısında daha güçlü, bilinçli ve örgütlü olmak için bu felsefenin etrafında toplanan bir gerçeklik görüyoruz. Avrupa Kadın Hareketi olarak, Avrupa’da birkaç yıl önce büyük bir konferans düzenlendi. Bu konferansta 800 kadın bir araya gelerek demokratik kadın konfederalizmini inşa etme perspektifi doğrultusunda bir çıkış yaptı. O konferanstan bu yana güçlü bir çalışma yürütülüyor.
Bu açıdan diyebiliriz ki kadınlar artık eril sistemin dayattığı parçalanmışlığı aşarak, daha bütünlükçü ve tek vücut haline gelen bir mücadele yürütüyor. 8 Mart’taki eylemlerde de bu yek vücut olma hali kendini gösteriyor. Kadınlara yönelik herhangi bir saldırıya karşı kadınlar birlikte cevap veriyor. Bugün yaşananlar, Kürt kadınlarının, yüzyıllardır katledilen kadınların, feminist kadınların ve sosyalizm mücadelesi veren kadınların emeğiyle gelişen bir sürecin sonucudur” dedi.
‘8 Mart’tan Newroz'a doğru direniş dalgasını büyüteceğiz’
2024 yılı içerisinde Kürdistan’a statü kazandırma ve “Abdullah Öcalan’a Özgürlük” kampanyası kapsamında, “Jin, Jiyan, Azadî ile Kadın Devrimine Yürüyoruz” şiarıyla Kürt Kadın Hareketi’nin önemli çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Faraşin Sidar, şu ifadeleri kullandı: “Avrupa Kadın Hareketi olarak da çok yoğun ve çok boyutlu bir çalışma tarzı yürütüyoruz. Kadınların, komünler içinde kendilerini örgütleyerek sistem karşısında öz bilinç kazanması açısından çalışmalarımız devam ediyor. Kadın enternasyonal ağını daha da büyütmek için jineoloji çalışmaları Avrupa’nın birçok noktasında büyük bir heyecanla sürdürüldü.
Önder Apo’nun ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi, Avrupa’nın ve dünyanın birçok yerinde büyük bir ilgiyle karşılandı. Bu felsefenin içeriğini anlamak ve yaşamsallaştırmak konusunda güçlü bir talep oluştu. Bu doğrultuda yoğun bir eğitim süreci yaşandı; seminerler ve paneller düzenlendi. Toplumsal cinsiyetçiliğin toplum içinde yarattığı ayrıştırıcı etkilere karşı konferanslar gerçekleştirildi. Mart ayı başında bu konferanslar farklı ülkelerde yeniden düzenlenecek. Özellikle 8 Mart’a kadar yoğun bir çalışma programı yürütülecek. Sonrasında ise Newroz’a doğru direniş dalgasını büyüteceğiz.”
‘Jin jiyan azadi’ felsefesiyle daha büyük bir çığır açıldı
Faraşin Sidar, son olarak şöyle konuştu: “ ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi, en son Jina Emînî’nin, kadını yok sayan İran rejimi tarafından katledilmesiyle İran'da başlayan ve zamanla dünyanın her noktasına yayılarak slogandan çıkarak bir yaşam felsefesine dönüşen bir perspektif haline geldi. Bu anlamda, Rêber Apo’nun ifade ettiği gibi, yaşam ve kadın kavramlarını birleştiren bu felsefe, yeni bir mücadele alanı açığa çıkardı. Önder Apo, 21’inci yüzyılı kadın yüzyılı olarak tanımlarken tam da bunu kastediyordu. Kadın hareketleri, ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesiyle daha büyük bir çığır açarak, Kürt kadın öncülüğünde her yerde örgütleniyor, kendini eğitiyor ve öz savunma bilinciyle güçlenerek bu sisteme karşı mücadele yürütüyor. ‘Jin, Jiyan, Azadî’ felsefesi, kadının kendi olabilmesini, öz savunmasını geliştirmesini ve egemen erkek sisteminin uyguladığı fiziki, psikolojik ve özel savaş politikalarına karşı bir yanıt olabileceğini gösteriyor. Bu felsefeyi daha da geliştirebilmek için çok daha fazla çalışma yürütmemiz gerekiyor.”
Yarın: Tanıklık ettiği erkek şiddetine karşı cins mücadelesini yükseltti