WAN – Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları değerlendiren ESP PM üyesi Beycan Taşkıran, "Tişrîn’deki direnişe ve kararlılığa bakınca şunu net görüyoruz: Rojava devrimi için halkımız, sakatlanma ve ölüme rağmen, türlü saldırıya karşı bu devrimi ayakta tutmak için her şeyi göze alıyor" dedi. 

 

Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları tüm şiddetiyle devam ediyor. Saldırıların en yoğun yaşandığı yerlerden biri olan Tişrîn Barajı’nda nöbet tutan siviller, hedef olmaya devam ediyor. Saldırılara karşı, Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok kentinden bir araya gelerek barajda nöbet eylemi başlatan yüzlerce kişi, Türkiye'ye ait SİHA’ların hedefi oldu.

 

Aralarında gazeteciler, kadınlar, çocuklar ve sanatçılar ile sağlık meclisi üyelerinin de bulunduğu çok sayıda kişi yaşamını yitirirken, onlarcası da yaralandı.

 

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) PM üyesi Beycan Taşkıran, Rojava’ya yönelik saldırıları ve bölgedeki direnişi değerlendirdi.

 

‘Sivil halkımız ve yaşam alanları bombalanıyor’

 

Rojava’ya yönelik saldırılar devam ederken, barış sürecinden söz edilmemesi gerektiğini belirten Beycan Taşkıran, bir taraftan siyasi partiler görüşmeler yürütürken, diğer taraftan saldırıların sürmesinin barış sürecine yönelik herhangi bir adım atılmadığını gösterdiğini vurguladı. Beycan Taşkıran, şu ifadeleri kullandı: *"Özellikle Tişrîn’e dönüp baktığımızda, devletin bir barış iradesi var mı? Gerçekten özgürlükçü ve eşitlikçi bir seçenek gündemde mi? Bunlar oldukça tartışmalı konular. Orada direnen insanlar, canlı kalkan olan sivil halkımız ve yaşam alanları bombalanıyor. Aynı zamanda Bakur ve Türkiye’de de yaygın bir şekilde siyasi tasfiye operasyonları sürdürülüyor.”

 

‘Kadınlar en önde direnmeye devam ediyor’

 

Halkların özgürlük ve eşitlik istediğini vurgulayan Beycan Taşkıran, "Özgürlük istiyorsak, bu kararlı mücadeleyi sürdürerek kazanabiliriz. Devletin şu anda onurlu bir barış iradesi yok, tam tersine savaş politikaları devam ediyor. Tişrîn’deki direniş ve kararlılığa baktığımızda şunu net görüyoruz: Rojava devrimi için halkımız, sakatlanma ve ölüme rağmen, türlü saldırıya rağmen, bu devrimi ayakta tutmak için her şeyi göze alıyor.

 

Tişrîn’de büyük kahramanlık ve cesaret örneği var. Tişrîn’de bir Kobanê ruhuyla direnme kararlılığı var. Suriye’de Esad devrildikten sonra yerine gelenlerin politik İslamcı, çeteci ve katliamcı bir gelenekten geldiklerini biliyoruz. Onların, Suriye halkları ve Rojava için özgürlükçü ve eşitlikçi bir seçenek sunmadığını, yaptıkları açıklamalardan görebiliyoruz. Bu nedenle Suriye halkları için en sağlıklı ve özgürlükçü seçenek Rojava’dır. Kadınlar, Kobanê’de olduğu gibi, Tişrîn’de de en önde yer alarak direnmeye devam ediyor.”

 

‘Herkes mücadele etmeli’

 

Direnişin her yerde büyütülmesi gerektiğini belirten Beycan Taşkıran, Kobanê ve Rojava’nın tüm halkların geleceği olduğuna dikkat çekti. Beycan Taşkıran, şu çağrıda bulundu: "Eğer savaş bütçesini reddediyorsak, özgürlük istiyorsak, onurlu bir yaşam talebimiz varsa, Kürt halkının ve Rojava halkının çağrısına kulak vermek zorundayız.

 

Onurlu bir barış için herkesin mücadele etmesi, sesini yükseltmesi gerekiyor. Ancak Türkiye halkları bu konuda taraf olursa, Kürt halkının uzattığı onurlu barış ve birlikte yaşam elini tutarsa, özgür bir gelecek birlikte inşa edilebilir."