Cumartesi Anneleri: Tüm kayıplarımız için adalet istiyoruz
- 13:08 25 Ocak 2025
- Güncel
İSTANBUL – Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1035’inci haftasında, HADEP İlçe Başkanı Serdar Tanış ve ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz’in akıbetini sordu.
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 1035’incisini gerçekleştirdi. Ellerinde taşıdıkları karanfiller ve kayıplarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda buluşan Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu haftaki eylemde Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in faillerini sordu. Bu haftaki eyleme, kayıp yakınlarının yanı sıra insan hakları savunucuları da destek verdi. Basın açıklamasını Cumartesi İnsanlarından Sebla Arcan okudu.
‘Demokratik dönüşüm hepimizin hakkıdır’
Demokratik siyasetin ve yurttaşın yönetime katılma hakkının engellenmesinin, Türkiye’yi demokrasiden, hak ve özgürlüklerden uzaklaştırdığını belirten Sebla Arcan, “Demokratik siyaset kanallarının kapalı tutulması, hak odaklı toplumsal muhalefeti düşmanlaştıran ve keskin bir siyasi kutuplaşma yaratan siyaset tarzında ısrar edilmesi, toplumsal sorunları çözümsüz bırakıyor” dedi. Bu siyaset tarzının yalnızca hak ve özgürlükler alanında değil, ekonomik alanda da büyük bir yıkıma neden olduğunu kaydeden Sebla Arcan, “Artık yeter! Barış içinde, onurlu bir yaşam hepimizin hakkıdır. Özgür, eşit, adil bir yaşam hepimizin hakkıdır. Tüm sorunların konuşarak, müzakere edilerek demokratik yöntemlerle çözüldüğü, insan odaklı, hak odaklı siyasetin egemen olduğu bir ülke hepimizin hakkıdır. Bu haklarımızın güvence altına alınacağı bir demokratik dönüşüm hepimizin hakkıdır” diye kaydetti.
‘Tanış ve Deniz’den bir daha haber alınamadı’
Eylemin 1035’inci haftasında, demokratik siyasette ısrar ettikleri için gözaltında kaybedilen Kürt siyasetçiler Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in hikayesini paylaşan Sebla Arcan, şunları belirtti: “Serdar Tanış (25), 2000 yılında Silopi’de HADEP ilçe teşkilatı açmak üzere çalışmalara başladı. Çalışma yürüten Tanış ve arkadaşları, ‘Benim bulunduğum bölgede HADEP açılamaz, buna asla izin vermem’ diyen Şırnak İl Jandarma Alay Komutanı General Levent Ersöz ve Silopi İlçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Süleyman Can’ın ağır tehdit ve baskılarıyla karşılaştılar. Tüm baskılara rağmen, 3 Ocak 2001 tarihinde HADEP ilçe teşkilatı açıldı ve Serdar Tanış, İlçe Başkanı oldu. Ancak baskılar daha da arttı. 25 Ocak 2001 tarihinde, Silopi Jandarma Komutanlığı’ndan Serdar Tanış’ın telefonla aranarak komutanlığa gelmesi istendi. Serdar Tanış, ilçe yöneticisi Ebubekir Deniz ile birlikte Silopi Jandarma Komutanlığı’na gitti ve bir daha onlardan haber alınamadı.”
‘Karakol komutanı tehdit etti’
Silopi Jandarma Komutanlığı’nın beş gün boyunca Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’i görmediklerini açıkladığını ifade eden Sebla Arcan, şunları söyledi: “Kamuoyu baskısının artması üzerine Şırnak Valisi Hüseyin Başkaya, onların 25 Ocak’ta Silopi Jandarma Komutanlığı’na geldiklerini, ancak yarım saat kaldıktan sonra ayrıldıklarını belirtti. Baba Şuayip Tanış ise kamuoyuna yaptığı açıklamada: ‘Oğlum, ilçe teşkilatını açmaya çalışırken Levent Ersöz bizi sürekli tehdit etti. Beni, Şırnak İl Jandarma Komutanlığı’na götürdüler. Levent Ersöz, “Oğlun bu işten vazgeçsin, yoksa sizin için iyi olmaz” dedi. Oğlum parti çalışmaları için Diyarbakır’a gittiğinde, Levent Ersöz beni telefonla arayarak, ‘Oğlun Serdar, Şırnak topraklarına ayak basarsa yaşatmam’ dedi. Oğlum Diyarbakır’dan geldiğinde, Silopi İlçe Jandarma Karakolu’na çağrıldı. Gitti, bir daha da dönmedi.”
‘Dosya takipsizlikle kapatıldı’
İnsan hakları örgütleri, aydınlar ve Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Komisyonu’nun, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in akıbetinin araştırılması için devreye girdiğini belirten Sebla Arcan, “Dosya, etkin bir soruşturma yürütülmeden 2015 yılında takipsizlik kararıyla kapatıldı. Takipsizlik kararına yapılan itiraz ise Cizre Sulh Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. Bunun üzerine aileler, 17 Ağustos 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. AYM, 18 Temmuz 2019 tarihinde, suçun devamlılık arz eden özgün niteliği nedeniyle zamanaşımına uğramayacağını dikkate almaksızın başvuruyu süre aşımı gerekçesiyle reddetti” diye belirtti.
‘AİHM devleti sorumlu tuttu’
Sebla Arcan, 2005 yılında AİHM’nin, “Yerel mahkemeler tarafından ayrıntılı bir adli inceleme veya bağımsız bir soruşturma gerçekleştirilmemiş olmasını üzüntüyle karşılıyoruz” diyerek, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz’in kaybolmasından devleti sorumlu tuttuğunu ve Türkiye’yi oybirliğiyle mahkum ettiğini hatırlattı. Sebla Arcan, “Türkiye, AİHM kararını tam olarak uygulamadı ve sadece tazminat ödemekle yetindi. Yaşam hakkı ve adil yargılanma hakkı ihlalleri ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirmedi. Adli ve siyasi makamları göreve çağırıyoruz: AİHM kararını yerine getirin. Tanış ve Deniz dosyasında kayıplarımızın akıbetini açığa çıkaracak ve suçun fail ve sorumlularını cezalandıracak etkinlikte bir yargılama faaliyeti yürütün. Kaç yıl geçerse geçsin, Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.”
Eylem, Galatasaray Meydanı’na karanfillerin bırakılmasıyla sona erdi.