Tişrîn’de 19 Temmuz ruhuyla direniyorlar

  • 09:09 16 Ocak 2025
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - Türkiye’nin Tişrîn Barajı ve halk konvoylarına yönelik saldırıları devam ederken, nöbet eylemi başlatan halk, 19 Temmuz ruhuyla direnişlerini sürdüreceklerini vurguladı.
 
Kuzey ve Doğu Suriye’de 8 Aralık’tan bu yana Tişrîn Barajı’na Türk devleti ve ona bağlı paramiliter SMO grupları tarafından hava ve kara saldırıları gerçekleştiriliyor. Saldırılara karşı direniş ise 38 gündür aralıksız devam ediyor. 8 Ocak’ta Kuzey ve Doğu Suriye şehirlerinden binlerce kişi Özerk Yönetim’in çağrısıyla Tişrîn Barajı’na geldi. Baraja yönelik saldırılarla birlikte, halkın baraja gitmek için oluşturduğu konvoylara da defalarca saldırı gerçekleştirildi.
  
Her gün baraj çevresi savaş uçaklarıyla bombalanıyor. Buna rağmen yüzlerce kişi nöbet eylemlerine destek için baraj çevresine gidiyor. Direnişe katılan kadınlar, ajansımıza konuşarak dikkatleri direnişe çekti.
 
‘QSD halktır’
 
Reqa’dan eyleme katılan Xanim Ebdillah duygularını ve düşüncelerini şöyle ifade etti:
“3 gündür burada halkımızla birlikteyiz. QSD’nin arkasındayız, arkadaşlarımızın arkasındayız. Buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz ve onların yanında olduğumuzu belirtiyoruz. QSD halktır. Türkiye’ye sesleniyoruz ve diyoruz ki biz tank ve toptan, tehditlerden korkmuyoruz. İşte buradayız, arkadaşlarımızla birlikteyiz. Amacımız birdir ve başaracağız. Faşizm yenilene kadar buradan ayrılmayacağız.”
 
‘Bizler bu devrimi teslim etmeyeceğiz’
 
Reqa Özerk Yönetimi yöneticilerinden Rûken Meleîbrahîm de, “3 gündür Tişrîn Barajı’ndayız. Burada nöbet tutuyoruz. Biliyorsunuz ki her zaman Kuzey ve Doğu Suriye halkı nöbette. Bugün direnişin 8. günündeyiz. Baraja yönelik saldırılar sürerken, buraya halk koruma için geliyor ve saldırılarla yüz yüze geliyor. Geldiğimizde yolda saldırıya uğradık. Bildiğiniz gibi 19 Temmuz direniş ruhuyla, Kadın Devrimi’nin başladığı 19 Temmuz’un ruhu bugün burada kadınların öncülüğünde sergileniyor.
 
Burada nöbet tutan ve direniş gösteren konvoyların çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bizden önceki konvoyda bir kadın saldırı sonucu hayatını kaybetti. Zeynebîye Konseyi üyesiydi. Kadınlar bir kez daha hedef alındı, çünkü biliyorlar ki devrim kadın devrimidir ve kadınları hedef alarak kadın devrimini bitirmek istiyorlar. Ancak bir kadın yaşamını kaybettiğinde, binlerce kadın onun izinden giderek kadın devrimini savunmaya devam ediyor. Bizler bu devrimi teslim etmeyeceğiz. Direnişin 8. gününde herkes burada büyük bir direnişe tanık oluyor. Keşif uçakları ve saldırı uçakları gökyüzünde dolaşıyor ve dün baraj çevresinde yoğun saldırılar yapıldı. Ama biz bir an bile geri çekilmedik, pes etmedik. Kendi gücümüzle, coşku ve moralle saldırılara cevap veriyoruz. Reqa, Tebqa, Dêra Zor kantonları büyük bir moralle Tişrîn Barajı’nda nöbetlerini sürdürüyor.
 
Bir kez daha yineliyoruz; barajı terk etmeyeceğiz. QSD’ye desteğimizi sürdüreceğiz ve direnişimize devam edeceğiz. Burada olacağız. 19 Temmuz’un devrim ruhunu koruyacağız. Başaracağız ve özgür, demokratik, federal bir Suriye’yi tüm kazanımlarımızla inşa edeceğiz” şeklinde konuştu.
 
‘Canlarıyla tarih yazıyorlar’
 
Nöbet eyleminde yer alan Reqa Kantonu Eğitim Komitesi Eş Başkanı Zelîxa Abdî ise, “Öncelikle Türk devletine sesleniyorum; Tişrîn Barajı’ndan asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bu baraj Reqa ve tüm Suriye kentlerine su ve elektrik sağlıyor. YPG, YPJ ve QSD savaşçılarıyla birlikte olacağız. Evet, günlerdir buradayız. Morallerimiz yüksek çünkü moralimizi savaşçılarımızdan alıyoruz. Savaşçılarımız da halkıyla birlikte oluyor. Bu da onların halkıyla nasıl bir bağ kurduğunu gösteriyor. Bu bağ bir günde oluşmadı. Devrimci ruhla oluştu. Çünkü demokratik ulus felsefesine, kadın kardeşliği ve halkların birlikteliğine inanıyoruz.
 
Özellikle Minbiç ve Tişrîn Barajı’ndaki YPJ’nin çabaları tarihseldir. Kobanê’de de böyle oldu. Şimdi yeniden tarih sahnesine çıktı. Arap, Kürt, Süryani, Asuri genç kadınlar YPJ’ye katılarak topraklarını, kadın çizgisini ve kadın örgütlenmesini savunuyor. Bu çok değerli bir şey. YPJ savaşçılarını gördüğümüzde, şehit düştüklerinde ya da yaralandıklarında veya esir düştüklerinde, morallerimiz asla düşmüyor. Çünkü onların mücadelelerinin her gününü görüyoruz ve onların inancı bize büyük bir güç veriyor. Çeteler geldiğinde bir kişiyi bile kurtaramazken, QSD buradaydı ve halkı kurtardı. Reqa, Dêra Zor, Tebqa ve hatta Şam bile QSD’ye çağrıda bulunuyor. Bu küçük bir şey değil, bu bir tarih.
 
Bugün her Suriye halkı bir aşamaya ulaştı. Bugün QSD sayesinde Suriye, demokratik, eşit ve adil bir aşamaya ulaşacak. QSD savaşçıları her gün tarih yazıyor. Canlarıyla tarih yazıyorlar” dedi.