Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri sahiplerine verildi

  • 21:57 22 Eylül 2024
  • Güncel
İSTANBUL - 31’incisi gerçekleştirilen Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri, düzenlen törenle sahiplerine verildi. Törende, katledilen gazeteciler Gülistan Tara, Hero Bahaddin, Nagehan Akarsel başta olmak üzere tüm basın emekçilerin yürüttüğü hakikat mücadelesinin süreceği ifade edildi.
 
Özgür Basın’ın bilge ismi Musa Anter’in (Apê Musa) 20 Eylül 1992’de Amed’de JİTEM tarafından katledilmesinin ardından gazetecilik alanında verilmeye başlanan Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’nin sahipleri belli oldu.
 
Yeni Yaşam gazetesinin düzenlediği 31. Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Yarışması, “Türkçe Haber”, “Video Haber”, “Kürtçe Haber”, “Fotoğraf (Haber Fotoğrafı)”, “Karikatür” ve Gurbetelli Ersöz anısına “Kadın Haberciliği” olmak üzere altı ayrı dalda düzenlendi. Ödüller, bu akşam Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle sahiplerine takdim edildi. 
 
Ödül törenine, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Barış Anneleri, Asrın Hukuk Bürosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti İstanbul il ve ilçe yöneticileri, Demokratik Aleviler Derneği (DAD) üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri, siyasetçi Gültan Kışanak, Cumartesi Anneleri/İnsanları, katledilen Musa Anter’in oğlu gazeteci ve yazar Dicle Anter ile çok sayıda gazeteci ve sivil toplum örgütleri (STÖ) temsilcisi katıldı. Katledilen Özgür Basın emekçileri Musa Anter’in, Nazım  Babaoğlu’nun, Çetin Abayay’ın, Nujıyan Erhan’ın, Necmettin Salaz’ın, Engin Kişin’in, Mazlum Erenci’nin, Ferhat Tepe’nin, Kadri Bağdu’nun, Sedat Duman’ın, Rohat Aktaş’ın, Kemal Kılıç’ın, Orhan Karaagar’ın, Mehmet Can Gündüz’ün, Burhan Karadeniz’in, Hüseyin Deniz’in, Cengiz Altun’un, Gulistan Tara’nın ve Emîne Demîr’in aileleri de törende yer aldı.
 
Etkinliğin düzenlendiği salona katledilen Kürt bilgesi Musa Anter ile Gurbetelli Ersöz ve 1990’lı yıllardan günümüze kadar katledilen Özgür Basın emekçilerinin fotoğraflarının yer aldığı “Biranina wan riya me ronî dike/ Anıları yolumuzu aydınlatacak” yazılı pankart asıldı. Kürtçe ve Türkçe sunumların yapıldığı tören, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından “Şehit namirin” sloganı atılarak, zılgıt çekildi.
 
‘Ahlaki, politik toplumun gazeteciliğini yapıyoruz’
Törende ilk olarak Yeni Yaşam Gazetesi adına gazeteci Kibriye Evren söz aldı. Kibriye, ilk olarak geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Musa Anter’in oğlu Anter Anter’i andı. Kibriye, “Özgür Basın Kürt halkının acısını, hakikati Gurbetelli’nin sözüyle, kalemiyle yazmaya devam ediyor. Hakikat arayışcılığını bırakmadık ve bırakmayacağız. Gazeteci arkadaşlarımız katlediliyor, tutuklanıyor. Rabia gibi özel savaşı teşhir ettiği için aranır pozisyonda. Birçok arkadaşımız katledildi; Gülistan Tara, Nagehan gibi arkadaşlarımız yaşamını yitirdi. Bizim gazeteciliğimiz tarafsız değil halkın, ötekilerin, kadınların gençlerin tarafıyız. Biz ahlaki politik toplumun gazeteciliğini yapıyoruz. Ölümler, katliamlar, bombalar dün olduğu gibi bundan sonra da yıldırmayacak. Özgür Basın sadece Kürtlerin değil sesi kısalmak istenenlerin, kadınların sesi. Kürdistan coğrafyasını aşan Jin jiyan azadî felsefesinin gazeteciliğini yapıyoruz. Kadın gazeteciğiliği bizim için olmazsa olmaz bir şey. Gurbetelli’nin kalemi yazmaya devam ediyor. Jin jiyan azadi felsefesi hayat bulana kadar yazmaya devam edeceğiz. Gülistan’ın, Hero’nun, Nagehan’ın kalemi yere düşmeyecek” dedi. 
 
‘Apê Musa emin ol bıraktığın kalem yazmaya devam ediyor’
 
Ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan konuştu. Tuncer, Özgür Basın emekçilerin halkın sesi oldukları için teşekkürlerini dile getirdi. Tuncer, “Musa Anter ve yoldaşları unutulmadı ve unutulmayacaklar arasında. Özgür Basın bugünlere kolay gelmedi. Özgür Basın yoldaşlarını sadece anlamayacağız; eşitlikçi Türkiye’ye ulaşmak için elimizden geleni yapacağız. Apê Musa emin ol bıraktığın kalem yazmaya devam ediyor. Kameralar hiçbir yere bağlı olmadan çekmeye devam ediyor. Apê Musa’nın küçük generalleri büyüdü, mücadele yolculuğunda. Bu da karanlığı aydınlatıyor. Gülistan Tara, Hero Bahaddin, Nagihan Akarsel şahsında Özgür basın emekçilerini selamlıyorum” ifadelerini kullandı.
 
‘Özgür Basın bu halkın mücadelesini an an yazıyor’
 
 
Konuşmaların ardından Özgür Basın tarihi ve mücadelesine dair sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi. Sinevizyonun ardından Kürt siyasetçi Gültan Kışanak söz aldı. Gültan, “Hakikat bu kadar önemli olmasaydı bedeli bu kadar ağır olmazdı” diyerek sözlerine başladı. Gültan, “Bedirhanlardan, Hawar’lardan, Yeni Ülke’den, Özgür Gündemin’e bu işin temeli çok sağlam atılmış. Apê Musa çok şey öğretmiş, Gurbetelli yolumuzu aydınlatmış. Halkın sesi olmak, mücadelesine tanıklık etmek bir anlamda tarih yazmaktır. Özgür basın bu halkın mücadelesini an an yazıyor bu gerçeklik asla kaybolmayacak. Bunu bildikleri için çok ağır baskılar uyguluyorlar. Özgür basını susturmak için 90’lı yıllarda geride bıraktık demek istediğimiz cinayetleri daha açık bombalarla devam ettiğini görüyoruz bu bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Apê Musa’ya, Gurbettelli Ersöz’e, Nagehan Akarsel’e  sözümüz olsun; gerçekler asla karanlıkta kalmayacak” diye vurguladı.
 
‘Demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik çizgide gazetecilik çok kıymetli’
 
“Türkçe Haber” dalında T24’ten Cengiz Anıl Bölükbaş “İliç’te göçüğe giden yol: Siyanür sızdırdı, ruhsatı iptal edilmedi, vergi borcu silindi, kârlarını katladı” başlıklı haberine birincilik ödülü verildi. Ödülü Cengiz’e Asrın Hukuk Bürosundan Avukat Raziye Öztürk verdi. Raziye, “Sayın Öcalan Türkiye’ye gönderliğinde kapitalist sistemin rehinesiyim diye belirtmişti. Bugün yaşanan tecritin sürdürülmesi, ekolojik sorunların olmasının sebebi kapitalist sistemin arkasında yatan zihniyettir.  Demokratik, kadın özgürlükçü, ekolojik çizgide gazetecilik çok kıymetli. Bu durumu teşhir eden ve halkı duyarlılığa çağıran habercilik çok önemli” ifadelerini kullandı.
 
‘Özgür Basının olmadığı yerde hakikat yoktur’
 
JINNEWS editörü Dilan Babat’a “video haber” dalında “Konuş Sen Nerelisin?” görüntüsüne “Jüri Özel Ödülü” verildi. Dilan’a ödülünü Cumartesi Anneleri adına Fehmi Tosun’un kızı Jiyan Tosun ve gözaltında kaybedilen Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe verdi. Jiyan, “İnatla gerçeğin peşinden giden gazetecileri selamlıyoruz. Gözaltında kaybedilen Nazım Babaoğlu. Ferhat Tepe olmak üzere katledilen gazeteciler anıyoruz.” Ayşe, “Ferhat katledildiğinde 18 yaşındaydı. Bizim için çok zor yıllardı. Bugün de zorluklarla gazeteciler karşı kaşıya. Bugün ki gazetecilere baktığımda Seyfettin’i, Nazım’ı, Ferhat’ı görüyorum. Özgür Basının olmadığı yerde hakikat yoktur. İyi ki varsınız” diye konuştu.
 
‘Devletin salladığı parmak onlara döndü’
 
 
Ödülünü alan editörümüz Dilan, şöyle konuştu:  “JINNEWS ilk kadın ajansı olarak ‘erkekler ne der’ demeden kuruldu. Tüm baskılara rağmen direndik ve susmadık. Özel savaş politikasını ortaya çıkaran Rabia’nın direndiği gibi direniyoruz. Yalnız olmadığımızı biliyoruz. Kalemimizi Gurbetelli’den, Nagehan Akarsel’den aldık. Yıllardır devletin salladığı parmak onlara döndü. Biz soruyoruz: Siz kimsiniz? Ödülü yolumuza ışık tutan Nagihan Akarsel başta olmak üzere Rosida Merdin, Hero Bahaddin’e, Gülistan Tara’ya adıyorum.”
 
‘Nereden geldiğimizi nereye gideceğimizi biliyoruz’
 
“Kürtçe Haber” dalında; Hawar Haber Ajansı’ndan (ANHA) Silava Ebdulrehman Mihemed Emîn “Çîrokek sûdwergir a ziman û têkoşîna azadiyê” başlıklı haberine jüri özel ödülü verildi. Silava Ebdulrehman Mihemed Emîn adına ödülü gazeteci Aziz Oruç aldı. Aziz,  geceye mesaj gönderen Silava Ebdulrehman Mihemed Emîn’in mesajı okudu. Silava’nın mesajında şunlar kaydedildi: “Nereden geldiğimizi nereye gideceğimizi biliyoruz. Yol gösteren özgür basın şehitleri şahsında tüm arkadaşlara çok teşekkür ediyorum.”
 
‘Adının bile anılmasının çekinildiği coğrafyanın gazetecileri olduk’
 
“Fotoğraf” dalında Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Müjdat Can’ın 20 Haziran 2024’te Diyarbakır’da çıkan ve altı köyü etkileyen yangın sırasında, yangında yaralanan hayvanların durumunu gösteren fotoğrafına birincilik ödülü verildi. Müjdat Can adına ödülü Mezopotamya Ajansından gazeteci Diren Yurtsever aldı. Ödülü Musa Anter’in oğlu Dicle Anter verdi. Diren, Müjdat’ın geceye gönderdiği mesajı okudu. Mesaj şu şekilde: “Çok acılar çekildi bedeller verdik dim dik ayaktayız. Biz toplumun aynası olmayı şiar edindik. Adının bile anılmasının çekinildiği coğrafyanın gazetecileri olduk. Gerçeklerden taviz vermeden çalışmalara devam edeceğiz. Şehit arkadaşlarımız anılarına bağlılığımızı yineliyorum.”
 
 
‘İyi ki kadınlar ve özgür basın var’
 
“Kadın Haberciliği” dalında Kadın İşçi muhabiri Rahime Karvar’ın tarım işçisi kadınların yaşadıklarına odaklanan haber dizisine birincilik ödülü verildi. Rahime’ye ödülü siyasetçi Gültan Kışanak verdi.
 
Rahime, “Gurbetelli Ersöz adına ödül almak onur verici. Ödülü özel savaşı teşhir eden Rabia Önver, Kürdistan’da katledilen Hero Bahaddin ve Gülistan Tara, Filistin’de ve İran’da hedef gösterilen kadınlar için alıyorum. İyi ki kadınlar ve Özgür Basın var” diye konuştu. 
 
‘Kadın Hakikati anlatılamazsa hakikatimiz eksik kalır’
 
Gültan da “Gurbetelli’de hakikatin peşinden koşuyordu kadınlara rol model oldu. Kadın Hakikati anlatılamazsa hakikatimiz eksik kalır. kadın gazetecilerin emeklerine sağlık” ifadelerini kullandı.
 
“Karikatür” dalında Halil İbrahim Çoban’a Mansiyon ödülü verildi.
 
Katledilen kadın gazetecilerin anısında ödül verildi
 
Onur Ödülü direnen gazeteciler şahsında Güney Kürdistan’da 23 Ağustos’ta SİHA saldırısı ile katledilen gazeteciler Gulistan Tara ile Hero Bahaddîn anısına verildi. Onur ödülünü Gülistan Tara’nın ailesi adına Dicle Erdem aldı. Gülistan’a ödülü DEM Parti Eşgenel Başkanı Tuncer Bakırhan verdi. Dicle, şu ifadeleri dile getirdi: “Onları kalleşçe öldürenlere inat Kürt halkı, gençliği onların dostluğunu ve devrimciliğini tanımalı. Üzülsek de onların mücadelesinin kadınlara ses olması yüzümüzü güldürüyor. Bu hakikat yolculuğunda hepinize başarılar diliyorum. Ödülü basın şehitleri ve kadın emekçileri adına alıyorum.” Hero'nun ailesinin törene gönderdiği mesajda şunlar söylendi: "“Tüm katılımcı dostlara ve yoldaşlara devrimci bir selam… Hakikat, tarihten günümüze tüm ulusların ve toplumların en kutsal değerleri olmuştur. Yaşanan tüm bu terör saldırıları, hakikatin iğdiş ve yok edilmesi içindir. Şehit Hêro ve Gulistan bizlerin, hakikatin ve Kürdistan’ın kızlarıydı. Onlar da tıpkı Apê Musa gibi gerçekler uğruna ulusların özgürlük mücadelesinde birer yıldız oldular. Apê Musa Onur Ödülü’ne bizlerin ve şehit kızımızın layık görülmüş olması, bizim için onur ve mutluluk gerekçesidir. Şehit Hêro, Özgür Basın aracılığıyla özgür kadına öncülük edilebileceğini ve bu çerçevede çalışılabileceğini; bununla birlikte ahlaki ve politik bir toplumun inşa edilebileceğini kavramıştı. Bunun için Şehit Hêro, Özgür Basın’ın tüm şehitleri gibi bu yola büyük bir aşkla sarıldı. Hêro, bu yolda hiçbir zaman ikirciklilik yaşamadı. Apê Musa, faşist Türk devletine karşı mücadele etmenin nasıl ki bir sembolü ve örneği olduysa, Hêro ve Gulistan da bu yolu takip ederek Apê Musa’nın kalemini ve mücadelesini devralmıştır. Bugün Özgür Basın’ın bu ferasetle mücadelesini sürdüren büyük bir erkekler ve kadınlar ordusu var. Bizler, bu özgürlük kervanının, zaferi elde edeceği güne kadar mücadelesinden taviz vermeyeceğini biliyoruz. Bir kez daha özgürlük yolunda şehit düşenlerin önünde saygıyla eğiliyoruz. Büyük bir şeref ve onurla Yeni Yaşam’ın Apê Musa Onur Ödülü’nü kabul ediyoruz. Bizler şehitlerimiz için yas tutmayacağız. Çünkü bizler şehitlerimizin halkın kalbinde yaşadıklarını biliyoruz. Jin, Jiyan, Azadî. Kahrolsun ihanet, yaşasın Kürdistan!”
 
 
‘Hakikatin davası sekteye uğramaz’
 
Ayrıca İran’da idam cezasına çarptırılan kadın hakları savunucusu ve Kürt gazeteci Pexşan Ezîzî’yi de Onur Ödülü verildi. Pexşan Ezîzî adına ödülü  gazeteci Aysel Işık aldı. Ödülü Aysel’e ÖHD Eşbaşkanı avukat Serhat Çakmak verdi. Pexşan Ezizi tutsak bulunduğu Evin Cezaevi’nden törene gönderdiği mesaj şu şekilde: “Bu mesaj direniş kalesi Evin Cezaevi’nden ‘Berxwedan Jiyan e’ felsefesinden Kuzey Kurdistan’a. Devrimci selamlarımla Özgür Basın şehitleri Mûsa Anter’e, Gurbetelî Ersöz, Deniz Fırat, Karwan Hewramî ve bütün bu uğurda canını feda eden hakikatin yazarlarını saygıyla anıyorum. Kalem ve kamerası silaha dönüş kimliğini koruyan ve tarihi, kültürü ve etnisitesi inkar edilenleri tanıtan, sınırları geçen, tankın, kurşunun ve onları dar ağacına götürenlere cevap veren hakikatin davası sekteye uğramaz. Bizim için önemli kişiler o dur ki tarihi borçlu kalmayan ve çaba sarf eden özgür insanlar arasında kalacak. Kurdistan’daki direnişlerde Kuzey Kurdistan her zaman önemli bir yerdedir her zaman tutsakların özgürlük isteyen sesi olmuştur. Bende ‘jin jiyan azadî’ felsefesini takip eden biri olarak, devrimin ikinci yıldönümünde, bu ödülü ‘Jin jiyan azadî’ ailesine atfediyorum.” 
 
Törende son olarak Koma Hevra sahne aldı. Sanatçılar sahne almadan önce PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecride dikkat çekerek mücadelenin büyütülmesi çağrısı yaptı. 
 
Tören çekilen halaylarla son buldu.