Mêrdîn’deki tecavüz haberi Meclis’e taşındı

  • 13:47 21 Ağustos 2024
  • Siyaset
 
MÊRDÎN - Ajansımızın duyurduğu tecavüze maruz bırakılan çocuğun durumunu Meclis gündemine taşıyan DEM Partili Beritan Güneş Altın, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na başvurarak, Adalet Bakanlığı’na “Adli Tıp Kurumu raporuna göre failin ölen bebeğin babası olduğu ortaya çıkmasına rağmen neden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir” diye sordu.
 
Mêrdîn’de bir çocuğun tecavüze maruz bırakılmasının ardından doğurduğu bebeğin ölümünden sorumlu tutularak tutuklanmasına karşın tecavüz faillerinin serbest bırakılmasına dair ajansımızın yaptığı haber sonrası Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (DEM Parti) Mêrdîn Milletvekili Beritan Güneş Altın, konuyu Meclis gündemine taşıdı. İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığı’na başvuran Beritan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığına soru önergesi sundu.
 
Olayın özetlendiği önergede, “Cinsel istismara uğrayan çocuk için rızası var denilip failler hakkında herhangi bir işlem yapılmaması ulusal ve uluslararası çocukları koruma sözleşmelerine aykırıdır. Mağdur çocuğun, cezaevinden gönderdiği mektuplarda istismara uğradığı, tehdit ve baskı altında ifade verdiği açık bir şekilde yazmaktadır. Çocuğun beyanını esas almayıp faillerin cezalandırılmaması hem Türk Ceza Kanunu hem de uluslararası çocukların koruması mevzuatına aykırıdır” denildi.
 
Beritan Adalet Bakanı’na şu soruları yöneltti:
 
“*Mardin'deki bu olayda tecavüz mağduru çocuğun baskı altında şikayetçi olmamaya zorlanması üzerine savcılık tarafından neden etkin bir soruşturma başlatılmamıştır?
 
* Savcılığın ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçlamasını ‘reşit olmayanla cinsel ilişki’ olarak değerlendirdiğine ilişkin hukuki dayanağı nedir?
 
* Adli Tıp Kurumu raporuna göre failin ölen bebeğin babası olduğu ortaya çıkmasına rağmen neden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir?
 
* Bu olayda mağdurun haklarının korunması ve faillerin cezasız kalmasının önlenmesi için Adalet Bakanlığı tarafından hangi adımlar atılacaktır?
 
* Türkiye genelinde benzer mağduriyetlerin yaşanmaması için yargı sürecinde mağdur çocukların haklarını koruyacak yasal düzenlemeler yapılması planlanmakta mıdır?
 
* Mağdur çocuğun cezaevinden gönderdiği mektuplarda açıkça tehdit ve baskı altında ifade vermiş olduğu yazmasına rağmen neden çocuğun beyanı esas alınmamıştır?
 
* Mağdur çocuğa fail hakkında şikayetçi olmaması yönünde baskı uygulayan kişiler hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? Hayır ise bunun gerekçesi nedir?”