Kampanya ile hedefleri ne?

  • 09:02 2 Ağustos 2024
  • Siyaset
Melek Avcı 
 
ANKARA - “Özgür ve Eşit Yaşamda Israrcıyız, Örgütleniyoruz” kampanyasının içeriğini anlatan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, dünyada derinleşen fiziksel ve zihinsel savaşa karşı mücadelede, bu kampanyanın elzem olduğunu söyledi. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, “Özgür ve eşit yaşamda ısrarcıyız, örgütleniyoruz” başlıklı kampanyanın startını 20 Temmuz’da vererek yeni ve genişleyecek olan bir örgütlenme pratiğinin ortaya konulacağını duyurmuştu. Bu kampanyaya ilişkin detaylar netleşirken, derinleşen savaşa karşı mücadelede kadın örgütlülüğünün önemine bir kez daha vurgu yapıldı. 
 
DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu kampanyanın detaylarını aktardı.
 
İl konferanslarından büyük kadın konferansına 
 
Kampanyanın başlığını iyi konuşmak gerektiğini söyleyen Halide, “Özgür ve Eşit Yaşamda Israrcıyız Örgütleniyoruz” şiarının belli politikalara, noktalara itiraz niteliği taşıdığını belirtti. Halide, “Her geçen gün eşitsizlik, iktidarın kadın düşmanı politikaları, kadın yoksulluğu derinleşiyorsa bunu savaş politikalarından bağımsız ele almıyoruz. Türkiye ve Ortadoğu’da bir savaş coğrafyası var ve bunun sonuçları en çok kadınları etkiliyor. O yönüyle de savaş politikalarında ısrar edenlerin ortaya attıkları şey şu; eşitsizlikleri derinleştirmek, özgürlükleri de askıya almak. Savaşla birlikte biz kadınların hayatlarından çaldıkları için bu şiarla örgütlenme çalışmalarını başlatarak, 20 Temmuz’da startını verdik. Bu startla birlikte il kadın konferanslarını da hayata geçiriyoruz. Yani 5 Ağustos’a kadar bütün illerde il kadın konferanslarımız gerçekleştirilecek. Burada örgütlenme sorunlarından tutalım bir örgütlenme modeli de ortaya konulacak. Yine 23 Ağustos’ta bir kadın örgütlenme çalıştayı yapılacak ve burada ortaya çıkan sonuçlarla birlikte kadın örgütlenme konferansını gerçekleştireceğiz” dedi.  
 
Savaş rejimlerine karşı kadın örgütlenmesi
 
Bu çalışmayla niyetlerinin hem iç örgütsel sorunlarla mücadele edip bir model oluşturma hem de tüm kadınlarla birlikte örgütlenmek olduğuna dikkat çeken Halide, “ Bu kampanya, Türkiye’deki kadınlara, Ortadoğu coğrafyasına, dünyadaki kadın hareketlerine seslenip, buluşmaları esas alıyor. Bir genişleme kampanyasıdır aynı zamanda. O yönüyle bir takım dertlerimizi var ve iktidarın uygulamış olduğu politikalar ama sadece bu iktidar mı yapıyor derseniz; dünyada bir kriz var, neredeyse bütün hükümetler savaş rejiminde ısrarcı ve Ortadoğu cephesinde her gün gelişen bir savaş söz konusu ve tüm bunların en çok kadınların hayatlarını etkilediğini bildiğimiz için de özellikle savaş karşıtlığında eşit ve özgür yaşamda ısrar etmek, kadın buluşmalarını sağlamak elzem. En çok muhalif kadınlar, isyan eden kadınlar hedef oluyor ve kadınlar büyük bir kapatılmayla kavga etmek üzereler. Yani bir yandan kadınları eve kapatan bir iktidar var, bunun politikasını hayata geçirmeye çalışıyor, itiraz edip onun ‘makul’ siyaseti içinde yer almayanları da ceza evine göndererek bir tehdit unsuru sayıyor” diye belirtti.  
 
Kampanya her alanı tartışmaya açıyor
 
Bu kampanyanın cezaevinde tutsak bulunan kadınlara yönelik olduğuna vurgu yapan Halide, kampanyanın içeriğine dair detayları şöyle açıkladı: “Cezaevindeki kadın yoldaşlarımızla dayanışmayı örecek ama aynı zamanda hak ihlallerinden tutalım birçok meseleyi, iktidarın yaptığı hukuksuzlukları teşhir eden ve kadınların savaş politikaları karşısında her yönüyle nerede olursa olsun buluşmalarını esas alan bir kampanya söz konusu. Yine biliyorsunuz ki; kadınların iradesi iktidar tarafından gasp edilmeye çalışılıyor. En son Hakkari’deki kayyım örneğinde olduğu gibi ve iktidar bunların fırsatını kolluyor. Eş başkanlık sistemini ve onun örmüş olduğu hattı büyüten ama aynı zamanda 2 Haziran’dan itibaren kayyım karşıtı kadın buluşmaları geliştirildi. Bu kampanyanın temel başlıklarından biri de ‘kadınların kayyım karşıtlığında buluşması’, ‘eşit ve özgür yaşamın sistemini yerel yönetimlerde hayata geçirmesi’, buna dair çalışmalar söz konusu olacak. Derinleşen bir kadın yoksulluğu var; tarlada, sokakta, fabrikada, üniversitede kadınların birçok yerde yaşadığı yoksulluğun biçimlerini konuşacağız, çözüm yöntemlerini konuşup buna dair veriler oluşturacağız. Plan Bütçe döneminde de bu verileri gündem edip kadın dayanışmasını yoksulluk karşıtlığı üzerinden de görünür kılacağız. O yüzden yoksulluk karşıtlığı eşit ve özgür yaşamda ısrar etmeyi gerektiren bir şey.” 
 
Kampanyanın en önemli başlıklarından biri özel savaş 
 
Bir savaştan söz ediliyorsa bu savaşı özel savaştan bağımsız ele alınamayacağını dile getiren Halide, özel  savaşın Kurdistan’da bir yöntem anlayışı olarak uygulandığını kaydetti. Kampanyanın bir ayağının da özel savaşa karşı çalışmalar olacağını ifade eden Halide, “Öz savunma atölyeleri hayata geçirilecek. Mahalle mahalle, ev eksenli çalışmalar olacak. Bunu teşhir edip ama aynı zamanda bilincini ortaya koymadığımız sürece ne yazık ki AKP-MHP iktidarı bunu bir yönetim anlayışı olarak uyguluyor. Hem cezasızlık politikaları hem de toplumu yozlaştırma politikaları birlikte gidiyor. O yönüyle kampanyanın en önemli başlıklarından özel savaşa karşı mücadele hattını örme ve eşit ve özgür yaşamı modelleriyle daha çok ortaya koyma hedefi. Yine ekolojik kırım dediğimiz doğa düşmanlığı her geçen gün büyüyor, bir yandan savaştan kaynaklı güvenlikçi politikalarla doğa tahrip edilip, köyler boşaltılmaya çalışılırken batı kentlerinde ranta dayalı bir talan kültürü söz konusu ve kadınlar bunun hedefinde. Çünkü evsiz kalan, doğasından koparılan bir kadın gerçekliği söz konusu. O yönüyle kadın ve ekoloji mücadelesini ayrı gören değil birbiriyle bağı olan bir mücadele hattı olarak örgütlüyoruz. Hem Kürdistan’da hem batıda ekoloji mücadelesi ile kadın mücadelesini ortaklaştırma, dayanışmayı büyütme, karşılıklı bir köprüyü örecek bir kampanya hayata geçiriyoruz” şeklinde konuştu.  
 
‘Erkek egemenliğine karşı her yerde mücadele edeceğiz’
 
Savaşla birlikte göç etme ve mülteci olma halinin de derinleştiğini söyleyen Halide, göçmen ve mülteci kadınlara yönelik Göç ve Mülteci Komisyonuyla yol haritalarının olduğunu dile getirdi. Halide,  “Savaşın bize yaşattığı gerçeklik nedir derseniz, tam da o resmi tüm kamuoyuyla paylaşmak, göstermek istiyoruz. Buluşmalar ve dayanışma çalışmaları, veri çalışmaları da dahil olmak üzere hayata geçirilecek. Erkek egemenliğine karşı her yerde mücadele edeceğiz. Bir yandan parti içinde erkek egemenliğine karşı mücadele hattımızı her geçen gün büyütüyoruz, bir yandan da dışarıda örgütlenme alanı dediğimiz, erkek egemen siyaset biçimi de dahil olmak üzere, kadın eksenli, demokratik siyasette kadın kazanımlarının kendini daha çok gösterebileceği mücadele hatlarımızı büyüteceğiz. Evet, iktidar durmadan ülkenin gündemini kadınların kazanımlarını gasp etmek üzerinden kuruyor; hem 6284’ de dahil gasp etmeye çalıştığı yerlerden mücadele hattını büyütmeye çalıştık. Kadın kazanımlarını koruyacağız ve korurken de kadın örgütleriyle, kadın çalışmaları yürüten kesimlerle, hak adalet mücadelesi yürütenlerle daha çok bir araya geleceğiz. Yine İstanbul Sözleşmesi’nin askıya alınması SEDAV’ın neredeyse adını bile anmak istememeleri buradaki sözleşmelerde adı geçen birçok maddeyi hayata geçirmesi gerekirken bunu yapmayan bir iktidar gerçekliğine karşı bizler eşbaşkanlık sistemi ya da nerede olursak olalım yerel yönetimler, demokrasi anlayışımızla da kadın eşitliğini ve özgürlüğünü güvenceye alacak ve bunun politika ve modellerini hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.  
 
6 aylık kampanya adım adım hayata geçirilecek
 
Tüm bunların hayata geçirilmesi için önce kendi iç örgütlenmelerini oluşturacaklarını söyleyen Halide bu kampanyanın başlatılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Halide, “Kadın Meclisimiz örgütlenme çalışmaları da yapıyor. Bir yandan iç toplantılarıyla Kadın Meclisinin olduğu yerlerde güçlendirme çalışmaları yaparken aynı zamanda olmadığı yerlerde de Kadın Meclisi’ni inşa etme çalışmaları da yürütüyor. Bu perspektifle kadın örgütlenme çalışması 6 aylık bir kampanya şeklinde önümüzdeki sürecin hedefleri, planlamaları ve takvimleri peyder pey açıklanacak şekilde buluşmalarımızı sağlıyoruz. Şimdi, 21.yüzyıl aynı zamanda ne yazık ki savaş rejimlerinin, savaşa dair krizleri aşma gibi politikaların hayata geçirildiği bir yüzyıl. Coğrafyanın kendisi de dahil olmak üzere diğer kıtalarda ülkeler durmadan silahlanma üzerinden savaş politikalarında ısrar ediyorlar. Tabi sadece savaş politikalarında ısrar etmiyorlar, yani sadece fiziksel bir savaş yok; zihniyet olarak da kadın düşmanlığı, doğa düşmanlığı, farklı kimlik ve inançlara karşı düşmanlık çünkü savaşın ruhu budur. Yok eder, katleder, gasp eder ve bunun üzerinden kendini var eder”sözlerini kullandı.  
 
Bir fikriyatın örgütlenmesidir
 
Siyasal sürece dair verilen perspektifin bu kampanyayı zorunlu kıldığına işaret eden Halide,  hemen hemen tüm ülkelerde savaş olduğunu ve bu savaşın topluma dönük yapıldığını ifade etti. Halide, “O nedenle bunu böyle alıp, savaşa karşı mücadelede de bu eksende çeşitli buluşmalar yapıyoruz. Sonuçlarını yaşayan kesimlerle bu sorunun temelinde eşit ve özgür yaşama karşı bir düşmanlık var diyoruz. Eşit ve özgür yaşamak hepimizin hakkı. Bunun ortaya çıkması için de buna dair bir modelin, siyaset biçiminin önemi var. Biz tam da bu örgütlenme ile iktidarın kaybettirmeye çalıştığı, insanlarda umut yitimine neden olan politikalara karşı ‘biz bunun karşısındayız, itiraz ediyoruz’ diyoruz. Ama biz diyoruz ki modelsiz de değiliz: demokratik siyasetimizin kendisini inşa ettiği temel eksen özgürlüktür, eşitliktir, bunun üzerinden katılımcılığı esas alır, yerel yönetimleri de böyle görür, kadın mücadelesi alanı da böyledir çok renkli ve çok seslidir. O yönüyle bu kampanya aynı zamanda bu fikriyatın örgütlenmesidir ve temel ihtiyaç bu zaten” ifadelerine yer verdi.