ATO üyesi Ayşe Uğurlu: Salgın kontrolü yitirildi

  • 09:02 16 Ekim 2020
  • Sağlık/Spor
ANKARA -Sağlık Bakanlığı’nın 15 Ekim’den sonra asemtomatik vakaların tabloda yer alacağı açıklamasına tepki gösteren ATO Yönetim Kurulu üyesi Ayşe Uğurlu, “Pozitif olanların ama semptom göstermeyenlerin yer almadığı bir turkuaz tablo bizim için sorgulanır hale geldi. Ekonomi önceliğiyle yapılan birtakım çalışmalarla, salgının kontrolü yitirildi” dedi.
 
Türkiye’de Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı son verilere göre günlük vaka sayısı bin 632 yaşamını yitirenlerin toplam sayısı ise 8 bin 957. Salgının başından beri verilerin şeffaf olmadığını söyleyen Türk Tabipler Birliği (TTB) ve çok sayıda kurum halkın doğru bilgilendirilmesi çağrısını ise sürekli yineliyor.  30 Eylül’de Bilim Kurulu toplantısında açıklamalarda bulunan Bakan Fahrettin Koca asemptomatik vakaların tabloda yer almadığını söyledi. Bu durum başından beri kaygıları olan TTB’yi haklı çıkarırken bakan ise salgında geçen 7 aydan sonra bu vakaların da tabloda yer alacağını kaydetti. Öte yandan TTB geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada nisan ve eylül aylarında 350 bin vakanın bildirilmediğini kaydetti. 
 
Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu üyesi hekim Ayşe Uğurlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın açıklamalarını ve 15 Ekim'de başlayacak yüz yüze eğitimin risklerini değerlendirdi.
 
‘Bakanlık verileri kafa karışıklığına yol açtı’
 
Salgın yönetiminde sistematik filyasyon çalışmalarının, karantina, izolasyon ve tecridin önemli olduğuna dikkat çeken Ayşe, daha sonraki aşamaların da toplumsal hareketliliğin engellenmesine yönelik birtakım tedbirlerin uygulanması olduğunu belirtti. Ayşe, “Bizim meslek örgütü olarak pandemiyle ilgili en büyük kaygımız, mevcut verilerin yeterince şeffaf ve doğru verilmediği ile ilgiliydi” diyerek, bakanın açıkladığı verilerin kafa karışıklığına yol açtığını ifade etti.
 
‘Salgında ekonomi öncelendi’
 
Bakanın 30 Eylül’de artık semptomu olmayanların vakaların da 15 Ekim’den sonra verilerde yer alacağı açıklamasını hatırlatan Ayşe, sözlerini şöyle devam etti: “Pozitif olanları ama semptom göstermeyenlerin yer almadığı bir turkuaz tablo bizim için sorgulanır hale geldi. Bu mücadelede halkın sağlığından çok ekonomi için öncelendi. Ekonomi önceliğiyle yapılan birtakım çalışmalarla, salgının kontrolü yitirildi” dedi. Salgın yönetiminin bilimsel yöntemlerle kontrol altına alınmasının gerekliliğini vurgulayan Ayşe, “Bilimsel yöntemler ışığında diğer meslek örgütlerinin desteğiyle, onların bilgi ve deneyimlerinden yararlanılarak bu mücadelenin yürütülmesi gerekir.”
 
‘Her ilin özellikleri farklı’
 
Okulların aşama aşama açılmaya başlandığını ve 15 Ekim’den itibaren de yüz yüze eğitime geçileceğine değinen Ayşe, “Her yörenin, coğrafi bölgenin kendine göre birtakım özellikleri var. O ilin sağlık hizmet standartları bu konuda çok önemli. Nüfusların özellikleri, okulların koşulları çok önemli. Bu özelliklerin dikkate alınmasıyla beraber okulların açılmasıyla ilgili bir salgın yönetimi gerçekleştirilmesi gerekli” dedi.
 
‘Ek hazırlıkların yapılması gerekiyor’
 
Günlük olgu hızı ve test pozitiflik hızının da dikkate alınması üzerinde duran Ayşe, okullarda Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı rehberlere ne şekilde uyulduğu ile ilgili geri bildirimlerin ve temaslı izlenimlerinin de çok önemli olduğunu ifade etti. Ayşe, “Bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın izlediği rehberlerin güncellenmesi gerekiyor. Kafa karışıklığına yol açacak temaslı izlenimleri ve özellikle net olmayan bilgilerin netleştirilmesi gerekiyor. Eğer temaslı izlenimi gerekiyorsa özellikle okullar için filyasyon çalışmaları söz konusu. Bu filyasyon çalışmaları da yükler getirecek sağlık hizmeti sunumunda. Bu konuyla ilgili ek hazırlıkların yapılması gerekiyor” ifadelerine yer verdi.  
 
‘Devlet kamucu hizmet anlayışı sunmalı’
 
Okul yöneticileri ile sağlık hizmeti yöneticilerinin iş birliğinin çok önemli olduğunu belirten Ayşe, gerekirse salgının hızıyla doğru orantılı şekilde okulların yeniden kapatılmasının söz konusu olabileceğine dikkat çekti. Ayşe,  okulların açılması ile birlikte alınması gereken önlemlere dair şöyle konuştu: “Buna yönelik olarak da yeniden eğitimlerin planlanması ve yürütülmesi gerekebilir. Kış aylarına giriyoruz, influenza ile birlikte Covid-19’un beraber olması nedeniyle vaka sayıları ister istemez artacaktır. Bunun için şimdiden hazırlıklı olunması ve altyapı çalışmalarının yapılması gerekmektedir. İller arası okullarda eğitimin sunulması ile ilgili çeşitli eşitsizlikler maalesef söz konusu, fiziki koşullar bunun başında geliyor. Eğer uzaktan eğitim yapılacaksa buna yönelik önlemlerin alınması gerekir. Özellikle devletin kamucu bir hizmet anlayışıyla internet ya da tabletle ilgili altyapı çalışmalarının bir an önce çözmesi gerekmekte. Çözüm için çeşitli rehberlik çalışmaları yapılmalı, mümkün olduğunca çocukların kapalı ve kalabalık ortamlarda eğitime mâhkum olması önlenmelidir.”