8 Mart için kısa film: Direniş mirasının kadınlar arası geçişi

  • 09:13 1 Mart 2020
  • Kültür Sanat
Medya Üren 
 
DİYARBAKIR - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne sayılı günler kalırken, dünden bugüne erk zihniyete karşı mücadele eden 11 kadının canlandırıldığı kısa film çekildi. Tarih sahnesinde yer alan mücadeleci kadınları canlandıran kadınlar, projede yer almaktan mutluluk duyduklarını ve böylesi bir mirası ekrana taşımanın önemli olduğunun altını çizdi.
 
Geçmiş dönemlerden günümüze erk zihniyete karşı verilen kadın mücadelesi tarihin tozlu raflarında dahi yer edinmedi. Erkeklerin yazdığı makul tarihe mahkum edilmek istenen kadınlar, baş kaldırarak kendi tarihlerini yazmak için en görkemli mücadeleyi vermekten vazgeçmedi. Öyle ki Lilith ile başlayan kadın direnişi bugün yüz binlerce kadının direnişiyle buluşmayı başardı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında kadın direnişine öncülük eden kadınların miraslarını birbirine devretme biçimi, tarih sahnesindeki yeri üzerine 2-3 dakikalık kısa bir film çekildi. Çekilen kısa filmde Yunan filozof, matematikçi, astroloji uzmanı Hypatia, İnsan hakları savunucusu Rosa Parks, Dominik Cumhuryeti'ni yöneten Rafel Trujillo diktatörlüğüne karşı karşı mücadele eden Mirabal kardeşler, Saddam’ın politikaları karşısında Kürt ulusal mücadelesine öncülük eden Leyla Qasım, Türkiye’ye bağlı gruplar tarafından 12 Ekim günü hedef alınarak katledilen Suriye Gelecek Partisi Genel Sekreteri Hevrîn Xelef gibi direnişe öncülük eden toplamda 11 kadın canlandırılacak. Kısa filmde yer alan ve öncü kadınları canlandıran oyuncularla konuştuk.
 
‘Öncü kadınların mirasını canlandırdım’
 
Kısa filmde Hypatia’yı canlandıracak olan Rezan Kaya, 11 yıldır Amed Şehir Tiyatrosu’nda tiyatrocu olarak yer alıyor. Filmin çalışmalarının çok güzel geçtiğini söyleyen Rezan, çekim yapan arkadaşlarının oldukça zorlandığını ama yine de güzel bir çalışma açığa çıkardıklarını ifade etti. Filmin, bir mirasın devri üzerine çekilmiş bir spot olduğunu belirten Rezan, canlandırdığı Hypatia karakteri için, “Canlandırdığım Hypatia’dan, var olan öncü kadın figürlerinden bana kalan mirastı. Bu miras üzerine benim bir şey kattığım söylenemez. Hypatia’nın bana bıraktığı mirası canlandırdım. Bu spot, Hypatia’dan bize kalan sağlık, cadılardan bize kalan bilim, Leyla Qasım’dan ve Sakine Cansız’dan bize kalan miras üzerine çekildi. Bunların altında yatan mana çok önemlidir” dedi.
 
‘Her karakter bana yeni bir şey katıyor’
 
Hypatia’nın dönemin öncü bilim kadınlarından biri olduğunu kaydeden Rezan, Hypatia’yı canlandırırken çok zorlandığını ifade etti.  Hypatia karakterini iyi yansıtabilmek için sürekli Hypatia’yı düşündüğünü söyleyen Rezan, “Arkadaşlarım sahnedeyken bana bir şey çizmemi söylediler. Ben de o esnada ‘Acaba Hypatia olsa ne çizerdi?’ diye düşünüyordum. Hypatia gibi yıldızlar, matematik ve birçok bilim dalıyla ilgilenen güçlü bir kadını oynamak benim için çok zordu. Hypatia, İskender’in kütüphanelerinde öğrencilere ders vererek onlara bilimi öğretirmiş. Onu okuyarak hissetmeye çalıştım. Canlandırdığım her karakter bana yeni şeyler katıyor” diye belirtti.
 
Neolitik kadından günümüz kadını
 
Filmde neolitik süreçteki kadını temsil edecek olan oyuncu Zeycan Ateş ise, bu filmin 8 Mart için hazırlanan kısa bir film olduğunu söyledi. 8 Mart’ın kadınlar için çok önemli bir gün olduğunu belirten Zeycan filmin amacını ve nasıl sahnelendiğini anlattı. Zeycan, “Bu filmle neolitikteki kadından günümüz kadınına kadar gelmek istedik. O süreçten bu sürece kadar kadınların neler yaşadığını, ne tür zorluklardan geçtiğini kısaca sergilemek istedik. Her kadın bir öncü kadını temsil ediyor. Toplamında 11 kadın sahnelenecek. Leyla Qasım’dan Sakine Cansız’a, Hypatia’dan cadılara, Rosa Lüksemburg’dan Hevrin Xelef’e  ve neolitik kadınından 3 kız kardeşe kadar bir çok öncü kadın karakterini vermeye çalıştık. Ben de bu filmde neolitikteki kadını canlandırıyorum. Bu karakter ile kadının doğa ile toprak ile ilk temasının nasıl oluştuğunu vermek istedik. Bu karakteri canlandırırken kadın bedeninde motiflenen dövmelerin anlamını da öğrenmiş oldum. Her sembolün bir anlamı varmış. Kadınlar daha çok güneş motifi ile aydınlığı temsil ediyorlarmış. Bu karakteri canlandırmak benim için çok anlamlıydı. Kendimi o rol içerisinde hissettim” diyerek yaşadığı duygu yoğunluğuna değindi.  
 
‘8 Mart öncü kadınların mirası’
 
8 Mart’ın yaklaşmasıyla kendini daha güçlü hissettiğini ifade eden Zeycan, bu günün kadınlar açısından farklı bir anlam taşıdığını söyledi. Zeycan, “1 Mart ile 8 Mart arasında kendimi çok iyi ve güçlü hissediyorum. Çünkü kadının alanlara geldiğini, sesinin yükseldiğini biliyorum. Bu öncü kadınlarımızın bize bıraktığı bir mirastır. Onlar sayesinde bugün sesimizi yükseltebiliyoruz. Bizler de şu an bize miras bırakılan değerlerin öncülüğünü üstleniyoruz. Her geçen günde kadın ölümleri, katliamları artarken kadın mücadelesinin öncülüğünü daha çok üstlenmeliyiz. Mevcut taciz, tecavüz ve ölümleri nasıl azaltıp yok edebileceğimiz üzerinde durmalıyız. 8 Mart’ta her alandan kadınlar bir araya geliyor. Bu beni çok mutlu ediyor. 8 Mart’ta tüm kadınlar alanlarda olsun ve kadın katliamlarına karşı hep birlikte olalım. Erkek ve devlet kadına güzel bir şey vermez. Ancak biz kadınlar birbirimize yardımcı olabilir, destek olabiliriz. Bir çözüm üreteceksek de biz birlikte üretmeliyiz” diye vurguladı.  
 
‘Hevrin Xelef kadınları özgürleştirmek istedi’
 
Rojava’da katledilen kadın siyasetçi Hevrin Xelef’i canlandıran oyuncu Meryem Türk, bu rolde oynamanın kendisi için büyük bir sürpriz olduğunu belirtti. Meryem canlandırdığı Hevrin’i şöyle anlatıyor: “Bu rolü sürpriz bir şekilde aldım. Böyle bir filmde oynayacağımdan haberim yoktu. Bir an kendimi o rolün içerisinde buldum. Böyle bir rolde oynayacağım için çok sevindim. Hevrin Xelef gibi çok değerli bir arkadaşı oynayacaktım. Kadınlar bir başına hiçbir şey yapamaz, bir güç olamaz gibi bir algı oluşturulmak isteniyor. Hevrin Xelef duruşuyla bu algıyı yıktı. Hevrin Xelef siyasette yer almış bir kadın öncüydü. Oynadığım filmde Hevrin Xelef, kadınları özgürleştirmek için onların üzerinden siyah bir çarşaf atıyor. Fakat o katledildi. Bu katliam bir ihanetti. Orada bütün kadınlara çarşaf giydirilerek renkleri yok edilmek istendi. Fakat Hevrin Xelef öncü bir siyasetçi kadın olarak bu zihniyetlere karşı her zaman mücadele etti. Bunca karanlığın içinde ışık gibi parlayan bir kadını canlandırmak benim için tarif edilemez bir duyguydu.”
 
‘Bende direnişçi kadınların çizgisinde sanatımda yol alıyorum’
 
Günümüz şartlarında direnen genç kadın rolünü canlandıran MA Müzik Keman eğitmenlerinden Sarya Ertaş ise, tüm direnişçilerin mirasını devralan bir genç kadını canlandırmanın kendisi için anlamlı ve heyecan verici bir deneyim olduğunu söyledi. Sarya, “Böylesi önemli direnişçi kadınların canlandırıldığı bir filmde rol almak çok önemli. Hayatımda bir çok direnişçi kadını örnek aldım örneğin şehid Mizgin,Meryem Xan, Eyşe Şan.. Bu direnişçi kadınların çizgilerinde sanatımda yol alıyorum. Bu üç direnişçi kadını örnek aldığım için mutluyum. Dünyadaki tüm kadınların büyük bir direniş göstermesi ile gelecekte yaşamı çok daha güzel kılacağımıza inanıyorum. Ama daha yüksek bir direniş ile olması gerekir ki mücadelemiz güzel ve anlamlı olsun. Çok kıymetli bir rol de oynadım dünyadaki tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum” dedi.