Terzi Evin ulusal kıyafetin sahiplenilmesi çağrısı yapıyor

  • 09:04 9 Ocak 2020
  • Kültür Sanat
Medya Üren
 
DİYARBAKIR -  Kürt halkının kimliğini temsil eden ulusal kıyafetlerin illegalleştirildiğini söyleyen terzi Evin Dündar, “Bu kıyafetler bizim kültürümüz, kimliğimizdir. Saldırı ve yasaklar da aslında kıyafetlere değil kimliğimizedir” dedi.
 
Türkiye, Irak, Suriye, İran’da dört parçaya bölünen ve dört parçada da katliamlarla yüz yüze bırakılan Kürtler, özsavunmaları ile varlıklarını korumaya çalışıyor.  Dayatılan modern kültüre karşı direnen ve tarihten günümüze kadar dil ve kültürel geleneklerini korumaya çalışan Kürt kadınları, giydikleri ulusal kıyafetleriyle de gelecek kuşağa miras bırakmakta. Ancak Türkiye’de Newroz gibi özel günlerde dahi bu kıyafetleri giydiği için gözaltına alınıp tutuklananlar oldu. Bir halkın kültürel dokularını taşıyan bu kıyafetlerin illegalleştirilmesine tepki gösteren terzi Evin Dündar, ulusal kıyafetlerin kimliklerini ifade ettiğini söyledi.
 
‘Engelleri tanımamalıyız’
 
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde ulusal kıyafetlerin dikildiği “Romans”ta çalışan Evin, henüz 22 yaşında olmasına rağmen uzun süredir çalıştığı için işinin ustası olmuş durumda. Ulusal kıyafetlere küçük yaşından bu yana ilgisinin olduğunu söyleyen Evin, “Bu işe yeni başladığım süreçte kıyafetlerin alım satımı çok fazlaydı. Newroz zamanında kıyafetlerin dikimine yetişemiyorduk. Onun dışında eğlencelerde de herkes ulusal kıyafet tercih ediyordu. Mağazada insanlar sıra beklemek zorunda kalıyordu. Artık o kadar ilgi gösterilmiyor. Oysa bu kıyafetler bizim kültürümüz, kimliksel gerçekliğimizdir. Ulusal kıyafetlerin giyilmesi noktasında ne kadar engel çıkarılsa da savunulmasından geri adım atmamamız gerekiyor” diyerek son dönemde ulusal kıyafete olan ilginin azalmasından şikayet ediyor. 
 
‘Kültürü devam ettirmekte ısrarcı olmalıyız’
 
Bir kadın olarak sadece emek vermenin değil, kültürüne sahip çıkmanın da kendisini mutlu ettiğini belirten Evin, “Bu şekilde emek vermek kültürel asimilasyona karşı onurlu bir mücadele. Bu sebepten kıyafet dikerken aslının bozulmamasına özen gösteriyoruz. Doğallığını korumak için çalışıyoruz. Bu bizim için çok önemli bir nokta. Ulusal kıyafetleri giyerek korunmasında ısrarcı olmamız gerekiyor” diyor.  
 
‘İflasın eşiğine gelsek de işi bırakmadık’
 
Diyarbakır’ın daha çok çevre kentlerinden sipariş aldıklarını söyleyen Evin, şöyle konuşuyor: “Kıyafetler toplumun kimliğidir. Saldırı ve yasaklar da aslında kıyafetlere değil kimliğedir. Kürtler olarak psikolojik saldırıya maruz kalıyoruz. Bir taraftan da ekonomik krizle yüz yüze kaldığımızdan ötürü uzaklaşma artıyor. Çok defa bu sebeplerden ötürü iflasın eşiğine geldik ama bu işi bırakamadık. Çünkü amacımız yalnızca bu kıyafetlerin satılması değil, kültürün korunmasıdır da. Çalıştığımız yer çok eski, çok fazla emek verildi. Saldırılara maruz kaldık ama işyerini hiçbir zaman kapatmadık.”