Amed Şehir Tiyatrosu dayanışma ile yenileniyor

  • 09:05 9 Aralık 2019
  • Kültür Sanat
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - Amed Şehir Tiyatrosu’nun 20 yıllık tiyatro deneyimini, kayyımların ardından 3 yıldır “özel tiyatro” olarak sürdürdüklerini belirten Şehir Tiyatrosu oyuncularından Berfin Emektar, “Yeni bir mekanın tadilatına başladık. Bu yeni yeri kendi seyircilerimizin dayanışması ve çeşitli kampanyalarla yapacağız” dedi.
 
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atandıktan sonra işten çıkarılan Şehir Tiyatrosu oyuncularının alternatif bir mekanda kurduğu Amed Şehir Tiyatrosu çalışmalarını sürdürüyor. Amed Şehir Tiyatrosu oyuncularından Berfin Emektar, Şehir Tiyatrosu olarak sürdürdükleri çalışmalarını ve projelerini ajansımıza anlattı. Amed Şehir Tiyatrosu’nun 20 yıllık bir tiyatro topluluğu olduğuna dikkat çeken Berfin, kayyımdan sonra üç senedir çalışmalarını özel tiyatro olarak sürdürdüklerini belirtti.
 
‘Seyirci ile birbirimizi anlıyoruz’
 
İki buçuk aydır sezonu açtıklarını dile getiren Berfin, bu süre zarfında kapalı gişe oynadıklarını kaydetti. Berfin, halkın yoğun bir ilgisinin olduğunu ifade ederken, imkanları yettiği kadar sanatsal üretimi sürdürdüklerini kaydetti. Berfin, “Artık Diyarbakır’da çok ciddi bir tiyatro seyircisi ve eleştirmeni var. Biz de mümkün olduğu kadar, olanakları bahane etmeden o niteliği korumaya çalışıyoruz. Biz bu tiyatroyu halk için yapıyoruz ve halkın beğenisi bizim için çok önemli. Yüksek sanat adına yapılan ama hiçbir şey anlaşılmayan çok sayıda iş var. Artık seyirciyle birbirimizi anlıyoruz, birbirimizin dilini biliyoruz. Bu da bir sahiplenmeyi getiriyor. Aralık ayı programımızı açıkladık. Bunun yanında okumalarımız ve provalar devam ediyor. Hem çocuk oyunu hem de yetişkin oyununda yeni projeler üzerinde de yoğunlaşmalarımız sürüyor. Grubumuzdaki kadın arkadaşlar olarak bir kadın oyunu arayışımız da var” dedi.
 
‘Bir turne tiyatrosuyuz’
 
Aynı zamanda turne tiyatrosu olduklarını vurgulayan Berfin, Diyarbakır’da olduğu gibi neredeyse her hafta Batman’da da oyun sahnelediklerini ifade etti. Bölgenin birçok yerinde sahneye çıktıklarını söyleyen Berfin, ayın 12’sinde de Urfa’da sahne alacaklarını belirtti. Berfin, “Geçtiğimiz haftalarda Sur Belediyesi ile Sur ilçesindeki ve köylerindeki çocuklarla buluştuk ve çocuk oyunlarımızı oynadık. Bu tür çalışmalarımız da devam ediyor. Bizim açımızdan Kürdistan’ın her yerine gitmek çok önemli. Bunun için çabalarımız ve arayışlarımız hep var. Biz aynı zamanda Türkiye’deki illerde de her yıl düzenli turne yapan bir topluluğuz. Bu kapsamda 15 Ocak ile 25 Ocak arası Adana, Mersin, İstanbul, Ankara, İzmir’e turnemiz olacak. Orada da Kürt tiyatrosunun çok ciddi bir kitlesi var” ifadelerini kullandı.
 
‘Alternatif mekanlar kurmak zorundayız’
 
1 buçuk milyon kişinin yaşadığı Diyarbakır’da tüm sanatsal faaliyetlerin 83 kişilik bir salona sıkıştığını söyleyen Berfin, bulundukları salonun kendilerine küçük geldiğini dile getirdi. Berfin, bu nedenle yeni bir mekana geçiş sürecinde olduklarını ifade ederek, şunları dile getirdi: “Bu yeni yeri aslında kendi seyircilerimizin dayanışması ve çeşitli kampanyalarla yapacağız. Bizim için çok önemli ve çok heyecanlıyız. Biz üç yıl önce özel tiyatro kurduk. Ciddi bir tiyatro potansiyelinin olduğu bu kentte özel tiyatrolar, bağımsız ve alternatif sahneler yok. Bu kentte yerel yönetimlerin Kürtlerde olduğu zaman kültür alanında çok ciddi yatırımlar yapıldı. Kurulan devasa kongre merkezleri ve sahneler gasp edildi. Şu an o mekanlar halkın rahatlıkla girebildiği, halkın kendi dili ve kültürüyle işler izleyebildiği yerler değil. Bu alanlar gasp edildi diye biz oturup beklemeyeceğiz.  Alternatif ve halkın kendini ait hissettiği mekanlar kurmak zorundayız. Amed Şehir Tiyatrosu da böyle bir yer olacak. Sadece bir tiyatro sahnesi değil aynı zamanda bir konser mekanı, sergi alanı olacak. Bu kentte herkesin kültür, sanat mekanlarını oluşturmakla ilgili hükümlü görmesi lazım.”
 
‘Kayyımla çalışmayı tercih etmemek politik bir tavır’
 
Mekanlarının haksız yere gasp edildiğini vurgulayan Berfin, yeni bir yer kurmanın o alanlardan çekilmek anlamına gelmediğinin altını çizdi. Kayyımla çalışmayı tercih etmediklerini kaydeden Berfin, bu tavrın politik olduğunu ifade etti. Berfin, “Kayyım bir irade ile gelmedi, bir gasp söz konusu. Gasp ettikleri mekanlar da bizim mekanlarımız. Biz kendi ellerimizle yaptık, her köşesinde bizim emeğimiz var. Oranın gerçek sahipleri bizleriz. Elbette kendi mekanımıza döneceğiz,  pes etmedik, vazgeçmedik ama bunun yanında daha alternatif daha küçük halkın ulaşabileceği yerler yaratmaya çalışıyoruz. Diyarbakır bir kültür kentidir. İnsanların bilinci ve ruhu da buna çok uygun. Hiç normal süreçler yaşamadı, yaşamıyor. Ancak burada sanatla ilgilenenlerin ne kadar ürettiği ve ne kadar halkla buluşturduğu ile ilgili bir sorun var. Bu kentin ne seyirci ne de sahiplenme sorunu yok. Üretilen işte kendisine ait bir parça gördüğü zaman en büyük sahiplenmeyi de ortaya koyuyor” diye konuştu.
 
‘Aileler çocuklarını Kürtçe oyunlara getirmeli’
 
Kürt kültürünün son yıllarda büyük bir asimilasyon ve yasaklamayla yüz yüze kaldığına değinen Berfin, bunun da birçok riski beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Berfin, şunları söyledi: “Dil ve kültürle buluşmanın en iyi yolu belki sanatla buluşmaktır. Özellikle ebeveynlerin çocuklarını tiyatro oyunlarına getirmelerini bekliyoruz. Çocuklar dili kamusal alanda göremedikleri ve kullanamadıkları için bir yere koyamıyor ama sahnede izlediği zaman başka bir şey oluyor. Onun için de mutlaka çocuklarını çocuk oyunlarına getirmelerini istiyoruz. Biz çocuklara ulaşmadığımız sürece çocuklarını çocuk oyununa getiren çok az sayıda insan var. Bunun yanında da devlet tiyatrolarının tıklım tıklım geçtiğini biliyoruz. Okulların hepsi çocuklarımızı devlet tiyatrolarına götürüp kendi kültürlerini enjekte eden Türkçe oyunlar izletiyorlar. Bu da bir asimilasyon yöntemi. Ailelerin bu konuda duyarlı olmalarını ve çocuklarını sinemayla tiyatroyla müzikle buluşturmalarını istiyoruz.”