Kadınlar yaşadıklarını yazarak anlatacak: Konuşamadığımız Şeyler

  • 09:01 18 Kasım 2019
  • Kültür Sanat
Melike Aydın
 
İZMİR - Üç yeni atölye çalışması ile kadınlarla buluşacak olan Kadın Yazarlar Derneği, kadınların konuşmaktan çekindiği şeyleri yazarak anlatmalarını hedeflediği ‘Konuşamadığımız Şeyler’ adlı kitap çalışması için her kesim ve şehirden kadınların öykü ve mektuplarını bekliyor. 
 
İzmir Kadın Yazarlar Derneği, okuma yazma atölyelerinin yanına üç yeni atölye çalışması daha ekledi. Atölyelerden ilki Bengü Demirel’in kolaylaştırıcılığı ile sahnede masal anlatımı, diğeri her ay bir yazar ve yazarın belirlediği kitap eleştirisi iken son eklenen atölye ise Hülya Soyşeker’in katkıları ile her ay bir kitap ve yazarının tarihsel arka planı ile değerlendirilmesi olacak. 
 
Derneğin bu yıl hazırlanacak kitabın konusu ‘Konuşamadığımız Şeyler’ olarak belirlendi. Mektup-öykü türünde yazılacak olan kitaba, Türkiye’nin her yerinden katkı sunulabilir. Yeni atölyeler için en yakındaki tarih 20 Kasım. Dernek başkanı Sevim Korkmaz Dinç ve masal atölyesi yürütücülerinden Bengü Demirel ile derneğin bu yılki programını konuştuk.
 
‘Masallarla Kassandra’nın lanetini kovalamak’
 
Bengü Demirel, masal anlatım teknikleri eğitimciliğinin yanı sıra playback tiyatro sanatçısı kimliğine de sahip. 16 Kasım’dan 2 Aralık’a kadar bu iki oyun sanatının tekniklerini de aktaracağını belirten Bengü’nün sınıfları şimdilik 10 kişiyle sınırlı. 6 haftada toplam 24 saat sürecek olan atölyenin sonrasının atölyede belireceğini ifade eden Bengü, “Hedefimiz bağlarımıza masal üzerinden bakmak. Neden, niye kime anlatılıyor, kopan bağlar nasıl tekrar bir araya getirilebilir? Hem ses hem bedenen uygulamalı ve bilgiye dayalı bir atölye. Katılımcıların beklentilerini bilmiyoruz ama çok katmanlı bir okuma yapılabilir. Masallar diğer edebiyat türlerinden, zamandan, mekandan bağımsız değildir. Şu anda genel bir masala giriş dersi aynı katılımcılarla devam ederse farklı bir yere evrilir. Masal deyip geçmemek lazım biraz da bu Kassandra’nın laneti gibi. Söylersiniz hiçbir şey işitilmez. Özellikle biz kadınların sözleri çok da ciddiye alınmıyor. Biraz da bu laneti bozmak için bu çalışmalara el veriyorum” diye belirtti.
 
‘Tarihsel ve kadın perspektifinden bakan atölyeler’
 
Her ay bir yazarın seçtiği kadın yazarların eserlerinin incelendiği atölyenin de ilki 20 Kasım’da akademisyen Semiramis Yağcıoğlu ile gerçekleştirilecek. Atölyeyi tanıtan Sevim Korkmaz Dinç, “Her arkadaşımız Suat Derviş’in bir kitabını okudu ve onunla ilgili görüşlerini, topluma ve kadına bakışını eleştirdi. Semiramis Hanım ile ‘Çılgın Gibi’ romanı üzerine tartışacağız. Üç ana başlığımız var. Biri öznellik ve mekan ilişkisi. Romanın kahramanı Celile ve yalı arasındaki ilişkiyi inceleyeceğiz. Erkek egemen sistem her yerde ideolojisini barındırıyor. O nedenle ikinci başlığımız ‘İdeoloji nedir ?’i inceleyeceğiz. Terry Elliot’ın ‘İdeoloji nedir?’ sorgulaması üzerinden yola çıkacağız. Suat Derviş’in romanına da öyle bakacağız. Üçüncü olarak da toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden romanın incelemesi. Semiramis ile birlikte ‘aşk bireysel değil toplumsal bir araçtır’ başlığı altında Suat Derviş’in aşka bakışını inceleyeceğiz. Hülya Soyşeker ile gerçekleştirilen atölyede ise belirlenen kitap tarihsel bütünlüğü içinde ele alınacak. Eserin yazarının yaşamını, kimlerden etkilendiğini tarihsel bakış açısı ile inceleyeceğiz.” 
 
‘İzmir Kitap Fuarı’na yetişmesini istiyoruz’ 
 
Kadın yazar sayısının 1990’lardan itibaren artmasında okuma yazma atölyelerinin önemli payının olduğunu belirten Sevim, yazarlık atölyelerinin yazar değil iyi bir okur yetiştireceği görüşüne katılmıyor. Sevim, “Biz burada dirsek dirseğe verdiğimizde binlerce yıl bizden gizlenen o yazın alanına akmış oluyoruz. Daha dün diyebileceğimiz Tanzimat’ta kadınlar ancak adlarını kullanmadan yazabiliyorlar. Bunu tarihin her dönemine yayabiliriz. Her şehirde küçük grupların olmasını önemsiyorum. Özellikle kadın gruplarının olmasını önemsiyorum. Karma atölyeler farklı bir ses getiriyor ama kadın atölyeleri daha değerli. Çünkü farkına varmamızı sağlıyor. Konuşamadığımız şeyleri konuşmamızı sağlıyoruz. Bu yıl konumuz ‘Konuşamadığımız Şeyler’, biz kadınlar neleri konuşamıyoruz, nerelerde konuşamıyoruz. Mektup öykü şeklinde veya öykü şeklinde bize ulaştırabilirler. Mektubu samimi olduklarımıza yazarız. Biraz daha rahat anlatabilsinler diye bu türü seçtik. Türkiye’den her kadına açık. Çalışmamızın Nisandaki İzmir Kitap Fuarı’na yetişmesini istiyoruz” diye konuştu.
 
Kadın Yazarlar Derneği, ‘Konuşamadığımız Şeyler’ konulu kitap çalışması için her kesimden, her şehirden kadın öyküleri bekliyor. Çalışmanın bir parçası olmak isteyen kadınlar hazırladıkları öykü ve mektupları sosyal medya hesapları üzerinden derneğe ulaştırabilirler.
 
*İzmir’de 16 Kasım’da tutuklanan muhabirimiz