9 yıldır soluksuz süren arayış
- 09:06 16 Aralık 2024
- Kadının Kaleminden
“'Kürtlerin Direniş Kalesi' olan Şirnex’in Cizîr ilçesinde her bir çocuk direnişin ezgileriyle büyür. Kadim coğrafyanın kökleriyle yaşam verdiği bu topraklarda direniş kuşaktan kuşağa bir gelenek olarak süregider… Çocuklar, Zinlerden Berivanlara birçok direniş ezgilerini söyleyen kadınlardan feyz alır."
Rojda Aydın
Cizîr katliamının üzerinde 9 yıl geçerken, katledilen nicelerin sözleri hafızalarda hala yerini koruyor. Aradan geçen bunca yıla rağmen kızı Hacer’in cenazesini bulamayan Hezni Aslan, “Bulurum” ümidiyle arayışını sürdürüyor.
“İnsanın doğduğu ve büyüdüğü sokaklar bizlere hiç yasak olur mu” sorusu gelir akıllara. Eğer ki Kürt isen ve Kürdistan’da yaşıyorsan bu sokaklarda bu topraklarda yasaklanır bizlere. İşte yıllardır yakıp yıkmayla sokaklarımızı bizlere yasak edemeyeceğini bilen zihniyet bu sefer kenti kuşatarak bunu yapmaya çalışır. Ve tarihin tozlu ve eski sayfalarına bakarken, hala unutulmayan Cizîr’de ki sokağa çıkma yasağı hatırlanır…
“Kürtlerin Direniş Kalesi” olan Şirnex’in (Şırnak) Cizîr (Cizre) ilçesinde her bir çocuk direnişin ezgileriyle büyür. Kadim coğrafyanın kökleriyle yaşam verdiği bu topraklarda direniş kuşaktan kuşağa bir gelenek olarak süregider… Çocuklar, Zinlerden Berivanlara birçok direniş ezgilerini söyleyen kadınlardan feyz alır. Mehmet Tunç’un “Teslim olmayacağız. Bu uzun soluklu bir yürüyüştür” sözleriyle, Cemile Çağırga’nın buzdolabında bekletilen cenazesiyle, onlarca kişinin katledildiği “Cizre Bodrumları”yla hafızalara kazınan Cizre özyönetim direnişleri, 9 yılı geride bıraktı. Geçen 9 yılda ne direniş unutuldu ne saldırılar, ne de katliamlar.
Annesinin “Gewra min” diye seslendiği Nursel Dalmış, “Arkadaşlarıma sırtımı çevirip dönemem” sözleriyle akıllarda iz bırakan Yasemin Çıkmaz ve bodrumlarda katledilen nicelerin sözleri hafızalara kazındı. Cizîr bodrumlarında yaşanan vahşet DAİŞ’in saldırılarından farksız iken, adeta “kıyamet” olarak adlandırılıyor yaşananlar. Bodrumlarda kullanılan kimyasallar ve ailelerin iddialarına göre gelen koku ile adeta yeni bir Halepçe yaşatıldı.
‘Terörist’ ilan edildiler
14 Aralık 2015 ile başlayan ikinci sokağa çıkma yasağının ardından çocuk, kadın ve yaşlı demeden onlarca kişi katledildi. 14 Aralık 2015-1 Mart 2016 tarihleri arasında uygulanan sokağa çıkma yasağı önce kademeli olarak, ardından ise tamamen kaldırıldı. 79 gün süren çatışmalar boyunca 300’e aşkın kişi katledildi. Cudi ve Nur mahallelerinde tüm dünyanın gözü önünde 150’yi aşkın kişi yakılarak katledildi. 35 günlük bebek Muhammed’den 70 yaşındaki insana kadar herkes “terörist” ilan edildi.
Operasyon sırasında kullanılan ağır silahlardan kaynaklı Yafes, Sur, Cudi ve Nur mahallelerinde yer alan 3 bine yakın ev kullanılamaz hale getirilerek, harabeye çevrildi. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ilçede yaşananlara dair “Kıyamet benzeri bir tablo” tanımlamasında bulunmuştu.
Kayıplar ve yeni faili meçhuller
Öte yandan Özgürlük için Hukukçular Derneği’ne (ÖHD) yapılan başvurularda yaşamını yitirenlerden 8 kişinin cenazesine ise aradan geçen 9 yıla rağmen hala ulaşılamadı. Kayıp olup da cenazesi bulunmayanların isimleri şöyle; Abdulsellam Güler, Cemal Pürnek, Hacer Aslan, Orhan Esmeray, Osman Gökkan, Sakine Durmiş, Servet Arslan, Yunus Meral. Aradan geçen bunca yıla rağmen tek bir fail yargılanmadı ve dosyaların üstü kapatılmaya çalışıldı. Yüzlerce “faili meçhul” cinayetlerin yaşandığı bölgede, cenazelerini arayan ailelerin feryatlarına bu katliamla birlikte bir yenisi eklendi.
Soluksuz süren arayışı
Cizîr’deki yasak sırasında katledilen ve cenazesi hala kayıp olanlardan biri de Hacer Aslan. Yasak sürecinde kardeşini ve iki çocuğunu kaybeden Hezni Aslan, 9 yıldır ulaşamadığı kızı Hacer’in cenazesini istiyor. Kardeşinin ölümünden sonra kızının bodrum katlarında olduğunu öğrenen Hezni, birinci bodrumda bulunanların isimleri arasında kızının isminin de bulunduğunu söylemişti. Kızının cenazesini ararken oğlu Mehmet Sait Aslan’ın cenazesiyle karşılaşır.
‘Bulurum’ ümidiyle seslendirdiği klam
Kızını aramaktan vazgeçmeyen Hezni, “belki bulurum” ümidiyle 9 yıldır arayışını sürdürüyor. Hezni, “Tek dileğim kızımın mezarının olması. Kızımın cenazesini bulana kadar arayış içinde olmaya devam edeceğim. Kanımın son damlasına kadar arayış içinde olacağım. Ben bu yoldan asla vazgeçmem. Ne olursa olsun mücadeleden geri adım atmayacağım. Son nefesime kadar onların mirasına sahip çıkacağım” sözleriyle mücadelesini sürdüreceğini söylüyor.
Geçtiğimiz yıllarda kızı Hacer için “Weyla Dayê” sözleriyle seslendirdiği klam ile umudu hep yeşeriyor.