Eren Keskin: Umut hakkına yönelik düzenleme acilen yapılmalı

  • 09:06 10 Mayıs 2025
  • Hukuk
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - PKK’nin 12'inci Kongresi’ni gerçekleştirdiğine dair açıklamaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İHD Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, “Bundan sonra artık devletin de bu barışçıl ortamın oluşabilmesi için kendi üzerine düşen görevi yapması gerekiyor” dedi. Eren Keskin ayrıca, devletin umut hakkına yönelik düzenlemeyi bir an önce yapması gerektiğini ekledi.
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından, PKK 1 Mart tarihinde ateşkes ilan ettiğini açıkladı. PKK, dün yaptığı tarihi açıklamada ise 12’nci Kongresi’ni topladığını belirterek, ilerleyen süreçte sonuçlarını kamuoyuna açıklayacağını duyurdu. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Avukat Eren Keskin, PKK’nin açıklamasının ardından değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Bu adım tek başına yeterli mi?’
 
Çözümün, barış politikalarının uygulamaya konulmasıyla mümkün olacağını vurgulayan Eren Keskin, “Kararlar tam olarak açıklanmasa da, bu kongrede Öcalan’ın çağrısı üzerine bir silahsızlanma kararı açıklanacak. Bu kongre çok önemli bir adım. Ancak bu adım tek başına yeterli mi? Bunun tartışılması gerekir. Gerçek anlamda barışçıl bir süreç olacaksa, bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne büyük görevler yüklüyor. Her şeyden önce siyasetin bu görevleri yerine getirecek adımları atması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, altına imza attığı hiçbir uluslararası sözleşmeyi uygulamıyor. Tüm bunların uygulanması ve yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Her şeyden önce hasta mahpusların serbest bırakılması, ardından siyasi mahpusların serbest bırakılması, infaz hukukunda eşitliğin sağlanması ve düşman hukuku uygulaması olan Terörle Mücadele Yasası’nın tamamen kaldırılması gerekiyor. Bu sürecin, öncekiler gibi heba edilmemesini umuyoruz” dedi.
 
‘Bu süreç sahiplenilmeli’
 
“Kürt siyasi hareketi kendi üzerine düşen rolü oynadı” diyen Eren Keskin, şimdi de devletin üzerine düşen rolü yerine getirmesi gerektiğini belirtti. Eren Keskin şöyle devam etti: “Bu, Kürt siyasi hareketinin bittiği anlamına gelmiyor; silahlı mücadelenin bitmesi anlamına geliyor. Bundan sonra artık devletin de bu barışçıl ortamın oluşabilmesi için kendi üzerine düşen görevi yapması gerekiyor. Bu sürecin toplumun tüm kesimleri tarafından sahiplenilmesi gerekiyor. Savaş politikaları ve savaşa harcanan bütçe, en çok emekçileri vuruyor. Bu nedenle barışçıl politikaların sahiplenilmesi noktasında sendikalara görev düşüyor. İnsan Hakları Derneği olarak görevimizi ve barışçıl politikaların egemen olması için yapacaklarımızı biliyoruz. Tüm siyasetin, sivil toplum örgütlerinin, sendikaların, kadın örgütlerinin, LGBT+ örgütlerinin bu süreci sahiplenerek demokratik düzenleme ve uygulamaların hayata geçirilmesi için çaba göstermesi gerekiyor.”
 
‘Umut hakkına yönelik düzenleme acilen yapılmalı’
 
Eren Keskin, son olarak şöyle konuştu: “İmralı’nın koşulları bugünün sorunu değil. Ben, Öcalan’ın Türkiye’ye getirildiği günden itibaren ilk 12 avukatından biriyim. Biz başından itibaren, İmralı Cezaevi’nin ayrı bir hukukla yönetildiğini çok iyi biliyoruz. Tecrit uygulaması 1999’dan beri varlığını sürdürüyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi iç hukukuna aykırı bir uygulama yapıyor. Koşulların değiştirilmesi; Öcalan’ın tüm ailesiyle, avukatlarıyla, basınla görüşme olanaklarının sağlanması ve umut hakkı konusunda düzenlemelerin bir an önce yapılması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin tarafı; bu sözleşmeyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını kabul etmiş bir devlet. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de 25 yılın üzerinde süren hapisliği bir işkence olarak kabul ediyor. Bu nedenle Türkiye’nin, umut hakkına yönelik düzenlemeyi çok acilen yapması gerekiyor.”