‘AK Bakanlar Komitesi’nin kararı binlerce insanı etkileyecek’

  • 13:54 13 Eylül 2024
  • Hukuk
 
 
ANKARA – AK Bakanlar Komitesi’nde görüşülecek olan “umut hakkı” toplantısı öncesi açıklama yapan başvurucu kurumlar, buradan çıkacak kararın önemini vurgulayarak, “Binlerce insanı etkileyecek” dedi. 
 
27 Temmuz 2024 tarihinde, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) ve Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne, Öcalan/Gurban dosya grubuyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararının uygulanmaması nedeniyle kural 9/2 bildirimi sunmuştu. Bugün düzenlenen basın toplantısında bu kurumlar, 17-18 Eylül tarihlerinde gerçekleşecek Bakanlar Komitesi toplantısı öncesinde bildirimlerinde ilettikleri taleplerin dikkate alınarak uygulanmasını talep etti.
 
‘Aradan geçen 10 yılda ihlaller ortadan kaldırılmadı’
 
Kurumlar adına basın metnini okuyan ÖHD üyesi Avukat Ebru Akal, AİHM’in 18 Mart 2014’de verdiği ihlal kararının hatırlattı. Bu kararın ‘umut hakkı’ özelinde Türkiye aleyhine verilmiş ilk karar olması nedeniyle de önem taşıdığını belirten Ebru, “Ancak kesinleşen ilk karar olan Öcalan 2 kararının üzerinden on yıl geçmesine rağmen Türkiye tarafından söz konusu ihlalleri ortadan kaldırmaya dönük herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Bakanlar Komitesi, Öcalan 2, Kaytan, Gurban ve Boltan v. Türkiye dosya grubu ile ilgili AİHM tarafından verilen kararlara Türkiye’nin uymaması nedeniyle periyodik olarak yaptığı gözden geçirmeyi Eylül ayında gerçekleştireceği oturumda da yineleyecektir” dedi.
 
‘Uluslararası hukuka tamamen aykırı’
 
Türkiye’nin, tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerin gereği olarak AİHM kararlarını uygulamakla yükümlü ve sorumlu olduğunu belirten Ebru, “Oysa, Öcalan 2, Kaytan, Gurban ve Boltan v. Türkiye kararlarının üzerinden yaklaşık on yıl geçmiş olmasına karşın başvurucular da dahil binlerce mahpus, umut etme hakkından mahrum bırakılarak AİHS’yi ihlal ettiği çok açık olan bu ceza rejiminin ağır ve yıkıcı sonuçlarına maruz kalmaktadır. Türkiye, pek çok vesile ile hazırladığı eylem planlarında mevcut koşullu salıverilme yasağını ortadan kaldıracak ve ihlallere son verecek mevzuat değişikliklerine veya tedbirlere maalesef yer vermemektedir. Dahası, Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Komite’ye sunduğu beşinci periyodik raporunda durumu düzeltme konusunda isteksiz olduğunu çekincesiz bir şekilde ifade etmiştir. Uluslararası hukuka tümüyle aykırı bu durum, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk taahhüdünden, bir parçası olduğu evrensel insan hakları normlarını bağlayıcı bir çerçeve olarak görmekten hızla uzaklaştığının açık bir göstergesidir” diye konuştu. 
 
Binlerce insanı etkileyecek
 
Devamında, bu toplantıda verilecek olana kararın binlerce insanı etkileyeceğini söyleyen Ebru, Türkiye devletinin ilgili makamlarını acilen AİHM kararlarına ve BM İşkenceye Karşı Komite’nin tavsiyelerine uymaya davet etti. 
 
Ebru, başvuru bildiriminde yer alan talepleri şöyle sıraladı: 
 
“*Türkiye'de (bugüne kadar) ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılan kişi sayısı, her yıl ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılan kişi sayısı, ilgili kararların kesinleştiği yıllar ve ağırlaştırılmış müebbet ile cezalandırılan kişilerin hapishanede tutulduğu yıl sayısı hakkında Türkiye Hükümeti'nden istatistiki veri talep edin,
 
*Türkiye'yi, mevzuatında yer alan ve belirli suçlar için koşullu salıverilmeyi kategorik olarak yasaklayan hükümlerin ayrımcılık yapılmaksızın yürürlükten kaldırılmasını sağlayacak gerekli yasal değişiklikleri ivedilikle yapmaya ve yasaları değiştirmeye davet edin,
 
*Öcalan 2, Kaytan, Gurban ve Boltan v. Türkiye kararlarının icrasını daha sık aralıklarla inceleyin ve o zamana kadar somut bir ilerleme kaydedilmemesi halinde, davanın bir sonraki incelemesi ışığında bir ara karar taslağı hazırlamasını Bakanlar Komitesi Sekretaryası’ndan talep edin,
 
*Bakanlar Komitesi Başkanı’nı veya Bakanlar Komitesi Genel Sekreteri’ni, Reykjavik Deklarasyonu bağlamında kararların uygulanması konusunda ilgili ulusal muhataplarıyla siyasi diyaloğu güçlendirmesi ve Gurban Grubu’nun uygulanması için gerekli bireysel ve genel tedbirler konusunda Türkiye Hükümeti yetkililerine mektup yazması için görevlendirin.”
 
‘Kabul edilemez’ 
 
Söz alan TİHV Genel Başkanı Murat Bakkalcı, PKK Liderine dair AİHM’in verdiği kararın altını çizerek, “Herkes için haklar vardır ve hiç kimse ihlallere maruz bırakılmaz. Herkes ve hiç kimse ihlallere maruz bırakılamaz. Bu kadar açık bir konu ve uzatmanın anlamı yok.  Yasada değişiklik yapılması gerekiyor. Bunda ısrarın anlamı yoktur. Kabul edilemez bir durumdur yıllardır süren bu mesele. Bu mesele her halükarda mutlak anlamada çözülecek” diye kaydetti. 
 
‘Siyaset ve çıkarlar etkili’
 
ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak da, birçok hak ve hukuk kurumunun PKK Liderine dair kararın uygulanmasına yaptıkları başvuruya dikkat çekerek, “Komiteye yaptığımız başvuru; aslında gerek iç hukuktaki kararların uygulanması ve yasal değişikliklerin yapılması gerekse de uluslararası mekanizmaların, bu kurumların kendi varlıklarını ciddiyetle devam edip etmeme noktasında bir eşik olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. 10 yıl önce verilmiş bir kararın halen iç hukukta bir düzenleme, değişiklik yapılmaması bir uluslararası kurumun ya da birliğin de hukuka, evrensel değerlerine bakış açısını ciddi anlamda şüpheye düşürdüğünü söylemek gerekiyor. Kararların uygulanıp uygulanmama meselesinin arkasında iç siyasetin gerekse uluslararası dengelerin belirleyici olduğunu biliyoruz” dedi. 
 
‘Takipçisi olacağız’
 
Açıklamada söz alan İHD Genel Sekreteri İbrahim Halil Vargün de, AİHS’e dikkat çekerek, sözleşmeye uygun hareket edilmesi gerektiğini kaydetti. Halil, Türkiye’nin de sözleşmeye uygun hareket etmeyi taahhüt ettiğini, ancak gün geçtikçe sözleşmeye ve diğer uluslararası sözleşmelere uygun hareket etmekten uzaklaştığını ifade etti.