30 yıllık tutsak Şadiye Manap’ın tutukluluğuna devam kararı verildi!

  • 17:49 10 Mayıs 2023
  • Hukuk
KOCAELİ - Cezaevinden çıkarılmadan gözaltına alınıp yeniden tutuklanan 30 yıllık tutsak Şadiye Manap’ın “Örgüt kurmak ve yönetmek” iddiasıyla yargılandığı davanın ilk duruşmasında, savcı “Örgüt üyeliği” ile cezalandırılmasını talep etti. 10 yıldır görmediği valiz, yazmadığı mektuplar, şiir ve şarkılar ile ördüğü çantalardan “suç” üretilen Şadiye’nin tutukluluk haline devam kararı verildi.
 
Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nden 1 Aralık 2023 tarihinde tahliye edilir edilmez yeniden gözaltına alınıp 5 Aralık’ta tutuklanan 30 yıllık tutsak Şadiye Manap hakkında, “Örgçüt kurmak ve yönetmek” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Kocaeli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
 
Beraat talebi reddedildi
 
Şadiye ve avukatlarının hazır bulunduğu duruşma, kimlik tespiti ile başladı. Daha sonra Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Örgüt kurmak ve yönetmek” iddiasıyla hazırlanan iddianame mahkeme heyeti tarafından kabul edildi. Avukatlar ise derhal beraat talebinde bulundu. Ancak avukatların talebi reddedildi.
 
‘Deliller suçlu sayılmam için aleyhime toplanmış’
 
Ardından Şadiye savunmasını, tercüman eşliğinde Kurmancî yaptı. Şadiye savunmasına, “Öncelikle yargılanan bir kadın olarak kadınların da bulunduğu bir heyette ve kadın avukatlar tarafından savunularak savunmamı yapacağım için umutluyum. Çünkü kadınların vicdanına daha çok güveniyorum” sözleriyle başladı. 30 yıldır cezaevinde tutulduğunu söyleyen Şadiye, “Daha önce hakkımda 765 sayılı TCK'nin 125’inci maddesinden Diyarbakır DGM tarafından hakkımda müebbet hapis cezası verilmişti. Bu cezanın infazı nedeniyle cezaevindeydim, cezaevinden tahliye olduğum gün ise gözaltına alındım, yani cezaevi çıkışında gözaltına alındım. Ben iddianameyi tek tek okudum, suçlamalar hakkında bilgim var ve iddianame içeriği nedeniyle gerçekten çok üzgünüm. İddianame içeriği bana suçlanmam, suçlu sayılmam için iddia edilen deliller toplanarak aleyhime yorumlandığını düşündürmüştür. İddianamede yazılı her iddia için söyleyecek çok fazla sözüm var. İsnat edilen her iddia benim suçlanmam için düzenlenmiş gibi. Ama ben lafı fazla uzatmayacağım, esaslı birkaç noktayı açıklayacağım” dedi. 
 
İade edilen eşyaları ‘suç’ unsuru oldu!
 
 Cezaevlerinde 15 günde bir “rutin aramaların” yapıldığını ifade eden Şadiye, savunmasını şu sözlerle sürdürdü: “Yine arada rutin dışı aramalar da yapılır. Son iki yılda rutin dışı en az 10 defa arama yapılmıştır. İddianamede suç oluşturduğu belirtilen cezaevinde 2020 yılında yapılan aramada ele geçen ve iddianamede detayları anlatılan tüm dokümanlar rutin ve rutin dışı aramalarda ele geçmiş ve suç içermediği tespit edilerek bana iade edilmiş dokümanlardır. Suç oluştursaydı geri verilmezdi.
 
10 yıldır görmediği valizden ‘suç’ bulundu!
 
Bu poşetlerin içerisindeki defterlerde hiç kimse ve kurumla paylaşmadığım düşünce ve duygularımı ifade ettiğim kendi yazılarım, arkadaşlarımdan veya tanıdıklarımdan gelen mektuplar ve bahsettiğim gibi küçük hediyeler vardı. Cezaevinden çıktıktan sonra cezaevi bahçesinde bana depoda bulunan valizim olduğu söylenerek bir valiz verdiler. Bu valiz yaklaşık 10 yıl önce cezaevi girişinde depoya teslim ettiğim valizdi. İçinde ne olduğuna bakmadan aldım, valizi aldıktan sonra polisler etrafımı sararak beni gözaltına aldıklarını söylediler, olay aynen böyle gelişti. Bu valiz 10 yıldır görmediğim bir valizdi. Emniyete götürüldükten sonra valiz içindeki eşyaları benim yanımda aramadılar. Daha sonra savcı avukatlarıma, valizde suç unsuru bulunduğunu söylemiş. Benim tutsak ç olmam fikirlerimin, şahsi ilişkilerimin olamayacağı anlamına gelmez. Benim yazdığım yazılar dahi iddianamede örgütsel olarak değerlendirilmiştir. Yayınlanmayan, dışarıya gönderilmeyen, kimse ile paylaşmadığım yazınsal çalışmalarım yani duygu ve düşüncelerimin suçlamaya dayanak yapılarak yargılama konusu olduğunu düşünüyorum.”
 
Yazmadığı mektuplar, şiir ve şarkılar suç sayıldı
 
Cezaevinde izole edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Şadiye, “Cezaevindeyken hiçbir şey düşünmemem, yazmamam veya kimse ile iletişimde bulunmamam bekleniyorsa bu benim insani ve sosyal yanımın da yok olmasının beklenmesidir. Bu, kabul edilemez bir şeydir. Yine bana gelen ve suç unsuru içermediği için teslim edilen, benim tarafımdan yazılmamış mektuplar da suçlamaya dayanak yapılmıştır. Bu da kabul edilemez. Öyle ki dokümanlarda şarkı ve şiirler ile suç sayılmıştır. Benimle ilgili yapılan arama sonucu, suçlamaya dayanak yapılan delillere ilişkin bu kadar açıklama yapmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
 
Ailesiyle yaptığı konuşmadan ‘suç’ üretildi
 
Uzun yıllardır ailece tanıdığım, bu nedenle de görüşüme gidip gelen bir insanla görüşmem suçlamaya dayanak yapılmış. Bunlarda suç içeren bir şey olmadığı gibi bu konuşma içeriğinden çok daha fazlasını talep olarak devlet kurumlarına dilekçe ile iletmiş bir insanım. Cezaevinde bulunduğum dönemde yasal hakkım olduğunu düşündüğüm şeyleri ya da haksız uygulama olarak gördüğüm şeyleri elbette ki ailemle, arkadaşlarımla paylaştım ve hatta devlet yetkililerine de yazdım” diye belirtti.
 
‘Grevin amacı doğru bulunmuş ki İmralı da taleplere dahil edilmiş’
 
Yine “suç” üretilen konuşmalarından birinin de açlık grevleri eylemlerine dair olduğunu dile getiren Şadiye, “Konuştuğumuz açlık grevi, o dönem birçok cezaevinde olan, tüm cezaevlerinde kanun ve hükümlerin uygulanması gerektiği amacını gütmesi nedeni ile benim de doğru bulduğum ve o nedenle katıldığım bir eylemdir” dedi ve ekledi: “ Zaten Adalet Bakanlığı da bu grevin amacını doğru bulmuş olmalı ki tüm cezaevleri gibi İmralı Cezaevi’ni de taleplere dahil etmiştir ve bunun üzerine de grev bitmiştir. ” vurgusunu yaptı. El emeği ile ördükleri bileklik ve çantaların satılması ile “örgütsel bir amaçlarının” olmadığının altını çizen Şadiye, “Kazandığımız küçük meblağlı paraların örgütsel bir amacının olamayacağı açıktır. Kısaca bu şekilde belirttiğim diğer iddiaların da örgütsel bir yönü yoktur. Ayrıca anlattığım bu iddianamenin ilk 26 sayfasında belirtilen iddialar benim Kocaeli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığım döneme ilişkindir. Ben Kocaeli 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2 gizli tanık beyanına dayalı olarak ‘örgüte üye’ olma suçundan yargılandım ve beraat ettim. Hakkımdaki beraat kararı istinaf edilmeksizin 19 Kasım 2021 tarihinde kesinleşmiştir.” 
 
‘Bu topraklar hukuku hak ediyor’
 
Dosya kapsamında iddia edilen suçlamaya dayanak olarak hukuki hiçbir delilin olmadığını söyleyen Şadiye, “Bu topraklar hukuku ve demokrasiyi hak ediyor. Ben beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum” diye vurguladı.
 
Disiplin cezaları soruldu
 
Daha sonra Şadiye’nin savunması okunarak zapta geçirildi. Ardından Şadiye’ye cezaevi idaresi tarafından verilen disiplin cezaları soruldu.
 
1 Haziran’da karar duruşması görülecek
 
Ardından ise savcı mütalaasını sunarak, suç vasfının değiştirilmesini talep ederek Şadiye’nin “Örgüt üyeliği”nden cezalandırılması talebinde bulundu. Daha sonra ise mahkeme başkanı ara kararını açıkladı. Kararda, Şadiye’nin tutukluluk haline devam kararı verildi. Duruşma, 1 Haziran’a ertelenerek karar duruşması olacağı bildirildi.
 
Ne olmuştu?
 
İşkence ve açlık grevleriyle geçen 30 yıl
 
1992 yılında Riha’da (Urfa) gözaltına alınan ve Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) yargılanan Şadiye Manap’a, “örgüt üyesi olduğu” iddiasıyla müebbet hapis cezası verildi. Tutuklandığında henüz 24 yaşında olan Şadiye, sırasıyla Riha, Midyad (Midyat) ve son olarak da Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde kaldı. Cezaevinde kaldığı süreçte sayısız işkenceye maruz kalan Şadiye, birçok kez de açlık grevi eylemlerine katıldı. Daima umutlu, neşeli ve mücadeleci olan Şadiye, 30 yıllık tutsaklığının ardından 1 Aralık 2023 sabah saatlerinde tahliye edildi.
 
Tahliye edildiği gün gözaltına alındı!
 
Şadiye, tahliye işlemlerinin ardından henüz cezaevinden çıkmadan, daha önce hakkında yürütülen 2020 tarihli bir soruşturma gerekçesiyle Kocaeli Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı. Açılan soruşturma kapsamında daha önce ifadesi alınan Şadiye, “yazı örneği” alınmadığı gerekçesiyle Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’nde saatlerce bekletilerek gözaltı süresi bir gün uzatıldı. Ertesi gün avukatlarıyla görüştürülen Şadiye'nin avukatları, verilen gözaltı kararının uzatılmasına karşı Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na itiraz etti. Şadiye’nin gözaltı süresi ikinci kez uzatılarak Kocaeli Emniyet Müdürlüğü'nde üç gün tutuldu. Avukatlarının tekrar gözaltı kararının uzatılmasına karşı yaptığı itiraz sonrası Şadiye, 5 Aralık 2022’de Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na sevk edildi.
 
30 yıl sonra yeniden tutuklandı
 
4 gün boyunca Kocaeli il Emniyet Müdürlüğü’nde bekletilen Şadiye, 5 Aralık’ta Kocaeli Adliyesi’ne götürülerek savcılıkta ifadesi alınmadan tutuklama talebi ile Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Hakimlik Şadiye’nin tutuklanmasına karar verdi. “Örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanan Şadiye daha sonra Kandıra Cezaevi'ne götürüldü. Kandıra Cezaevi’nde tutulan, 7 Aralık’ta Covid-19 testinin pozitif çıkan ve karantina koğuşunda tutulan  Şadiye için Kurdistan ve Türkiye’nin dört bir yanında eylemler yapılarak bir an önce tahliye edilmesi çağrısında bulunuldu. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, “Örgüt yönetmek” iddiasıyla Şadiye hakkında hazırladığı iddianame ise Kocaeli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.