İZMİR - Delillere rağmen tekrar görülen otizmli çocuğa yönelik tecavüz davasında delillerin yeniden değerlendirilmesine karar verildi. 

 

Otizmli çocuğa yönelik tecavüz suçundan yargılanan Uğur Erbil hakkında Yargıtay tarafından yeniden görülmesine karar verilen davanın ikinci duruşması Bayraklı Adliyesi 12.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya taraf avukatları, çocuğun annesi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı katılırken, fail erkek ise duruşmaya SEGBİS ile bağlandı. Duruşmada, İzmir Barosu Çocuk Hakları Komisyonu temsilcisinin katılım talebi kabul edilmedi.

 

Duruşmayı, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Mor Dayanışma İzmir ve UCİM aktivistleri de takip etti. Duruşmada ses kaydı dinlendi. İstanbul Barosu Çocuk Hakları Komisyonu ve Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği’nin (UCİM) katılma talebi reddedildi.

 

Kimlik tespitinin ardından duruşmaya geçildi. İlk olarak davanın Yargıtay tarafından yeniden görülmesi kararında söz konusu olan uzman psikoloğun çocukla görüşmenin ses kaydı dinlendi. Fail avukatı Mustafa Utku Şanlı konuşmaların delil olarak kabul edilemeyeceğini, çocuğun istismarı onaylamadığını iddia etti, yeniden Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunun alınması talebinin reddedilmesini istedi.

 

‘Mahkeme başkanı çocuğun annesiyle tartıştı’

 

Ardından söz alan çocuğun annesi, müzik öğretmenliği yapan failin, anne babanın izni olmadan çocuğa ödül ve ceza verdiğini, bunun otizm eğitimine aykırı olduğunu, çocuğa şiddet uyguladığını ifade etti. Çocuğun annesi ayrıca failin çocuğu istismar ettiğini söyledi. 

 

Mahkeme heyeti ve çocuğun annesi arasında soruya verilen cevabın dışına çıkıldığı gerekçesiyle tartışma yaşandı. 

 

 ‘Ses kaydı suçu ortaya koyuyor’

 

Çocuğun ailesinin avukatı Nergis Tuğba Aslan ise, müvekkilin beyanını kesmesine itiraz ederek İzmir Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) raporuna göre çocuğun ifadesinin alınırken hala travma etkisinde olduğunu, travma sonrası stres bozukluğu yaşadığını belirttiklerini ifade etti. Nergis, dosyada karar verilecek düzeyde delil bulunduğunu, failin tutuklanmasına delil olarak gösterilen ses kaydında istismarın ortada olduğunu dile getirdi.

 

‘Fail suçu manipüle edecek şekilde işledi’

 

Çocuğun avukatlarından Şule Arslan Hızal da, Yargıtay kararının bütün ses kayıtlarını delil olarak kabul ettiğini, salonda dinlenen ses kaydında çocuğun istismarı açıklamaya çalıştığını, ancak kavramların farklı öğretilmesi nedeniyle istismarı anlatamadığını dile getirdi. 

 

Fail avukatı ise, Yargıtay kararının diğer delillerin dosyaya konmasına dair bir talebinin olmadığını, ATK’den yeniden rapor istenmesi talebinin reddedilmesi gerektiğini iddia etti.

 

‘4 farklı raporla ispatlanmasına rağmen dava yeniden görülüyor’

 

Son olarak söz alan Avukat Nergis, 30 Eylül 2020’de alınan heyet raporunda ve ATK raporunda istismarın kanıtlanmış olmasına rağmen Yargıtay’ın davanın yeninden görülme talebinin anlamsız olduğunu vurgulayarak, fail erkeğin tutukluluk halinin devam etmesi talebinde bulundu. Avukat Şule ise, çocuğun kıyafetlerinde DNA örneklerine rastlandığını ancak mukayeseye uygun olmadığı için failden örnek alınmadığını hatırlatarak 4 farklı raporda suçun ispatlandığını kaydetti. 

 

Fail ise bilindik ifadelerle kendini aklamaya çalışırken, tahliyesini istedi. Fail avukatı Hamza Çelik başka delilin bulunmadığını öne sürerek, failin tahliyesini talep etti.

 

Mahkeme heyeti ise ATK’den raporlara ilişkin görüş alınmasına, ses kaydına ilişkin ATK raporu alınmasına ve ses kaydının duruşmada dinlenmesine karar verdi. Failin tutukluluk halinin devamına karar verilen mahkeme, bir sonraki duruşmayı 13 Haziran’a erteledi. 

 

Ne olmuştu? 

 

2018’de otizmli çocuğun annesi, dernekte müzik ve piyano kursu alan çocuğunun istismar edildiğinden şüphelenmiş ve ses kayıt cihazı ile cinsel istismarı belgelemişti. Çocuğun annesinin şikayetinin ardından yapılan muayenede çocukta istismar tespit edildi. Ses kaydına ilişkin bilirkişi raporunda, cinsel saldırıyı kanıtlayan ifadelerin çözümlenmesinin ardından fail Uğur Erbil tutuklandı. İzmir 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ekim 2020’de sonuçlanan davada faile “çocuğun cinsel istismarı” suçundan 30 yıl hapis cezası verildi. Fail avukatının itirazı sonucu dosyayı inceleyen Yargıtay 9’uncu Ceza Dairesi, 6 Temmuz 2022’de yerel mahkeme tarafından verilen cezayı bozarak, failin yeniden yargılanmasına hükmetti. 

 

Yargıtay kararında, cezaya dayanak olan ses kaydının “Tahmini olarak tespit edilen konuşmaların delil olarak kabul edilemeyeceği” öne sürüldü.