Avukat Aryen Turan: Söylediğim her şey ifade özgürlüğümdür

  • 14:50 16 Şubat 2023
  • Hukuk
 
İZMİR - Baro Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma ve “Jin jiyan azadî” sloganı ile hedef gösterilerek hakkında dava açılan Avukat Aryen Turan’ın ilk duruşması görüldü. Aryen, “Bir avukat olarak bu sözleri söylemek benim ifade özgürlüğümdür” dedi.
 
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Avukat Aryen Turan hakkında “örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması İzmir 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Aryen’in katıldığı duruşmada İzmir Barosu’nun çağrısıyla çok sayıda avukat da savunma sandalyesinde bulundu. Duruşmayı ayrıca Fransa, Belçika ve Hollanda’dan baro temsilcileri de takip etti.
 
Bir garip soruşturma!
 
Duruşma başlamadan önce söz alan İzmir Barosu eski Başkanı Özkan Yücel, bir avukatın yargılanabilmesi için Adalet Bakanlığı’nın onayı olması gerektiğini hatırlattı. Özkan, “Meslektaşım konuşmasını Genel Kurul’da yapmıştır. Garip bir soruşturma başlatıldı ve bu davanın hiçbir hukuki yönü yoktur. Bu nedenle yargılamaya geçilmeksizin bakanlıktan izin talep etmenizi talep ediyoruz. Ayrıca konuşması, sadece Türkiye’nin adalet sistemine, hukuk mekanizmalarının geldiği boyutlara dair eleştirilerinden ibaret olduğu için derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi.
 
Talep reddedildi
 
Duruşma savcısı ise Aryen’in yaptığı konuşmanın avukatlık kanunu dışında olduğunu savunarak, yargılanmaya devam edilmesini istedi. Mahkeme heyeti ise Adalet Bakanlığı’ndan izin alınması talebini reddederek yargılamaya başladı.
 
Savcının salondan çıkmasına tepki
 
Duruşma savcısı Aryen’in savunmasını yaptığı esnada salondan çıktı. Avukatların itirazı üzerine yerini alan savcıya Avukat Özkan Yücel, “Duruşma savcısı sadece fiziken değil, ruhuyla, aklıyla salonda olmalı” diyerek tepki gösterdi.
 
‘Dava konusu olan şey ifade özgürlüğüm’
 
Beyanlarında, suçlama konusu yapılan konuşmada hukuksuzluklardan, hak ihlallerinden bahsettiğini hatırlatan Aryen, konuşmasını Deniz Poyraz ve Jîna Emînî’ye atfen “Jin jiyan azadî” sloganıyla sonlandırdığı için hedef gösterildiğini kaydetti. Hakkında açılan soruşturmayı medyadan öğrendiğini ekleyen Aryen, “Soruşturma kapsamında gelip ifade vermek istediğimi belirtmeme rağmen ofisimin önünde gözaltına alındım. Söz konusu konuşmamı hiçbir örgütten talimat alarak yapmadım. Bu ülkede insan hakları ihlalleri, yoksulluk, iş cinayetleri yaşanıyor. Kadınlar, LGBTİ’ler nefret suçlarına uğruyor. Bu ülkede çocuklar tarikatların istismarına maruz kalıyor, suçlular cezasızlıkla ödüllendiriyor. Doğa talan ediliyor, mülteciler ayrımcılığa uğruyor. Bu ülkede mahkemeler iktidarın sopası haline geldi. Bunlar bu ülkede yaşanıyor ve bir avukat olarak bunları söylemek benim ifade özgürlüğümdür, bu nedenle beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. 
 
Aryen, davaya konu olan konuşmasında kimyasal kullanımının araştırılması talebini dile getirmesinin de bir hukukçu olarak sorumluluğu olduğunu vurguladı.
 
‘Yargılama hukuki değil’
 
Aryen’in ardından söz alan avukatları ise kimyasal silah kullanımının araştırılmasını talep etmenin düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunu, hedef gösterilmesinin ardından Şebnem Korur Fincancı’nın da aynı şekilde yargılandığını hatırlattı.  Avukatlar, hiçbir suç unsuru barındırmayan bu yargılamayı mahkemenin hukuki süzgeçten geçirmesini istedi.
 
‘Hak ihlalleri kayıt altına alınmalı’
 
ÖHD İzmir Şube Eşbaşkanı Şükran Öztürk ise derneğin her türlü baskıya karşı mücadele etmek için kurulduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Konuşmasında yer alan bütün başlıkları söylemek için kimseden çağrı almıyoruz. Kimyasal silah kullanıldığına dair araştırma yapılmasını söylemek için kimseden çağrı almıyoruz. Tek adam rejiminde talimat almadan insan haklarını savunmamız yadırganmış olabilir ama hak ihlallerinin kayıt altına alınması gerekir. Bu sorumluluk hakim ve savcıların da sorumluluğudur.”
 
Ardından yeniden söz alarak, duruşma öncesi adli kontrol tedbirinin kaldırılması talebinin, gerekçe gösterilmeden reddedildiğine değinen Avukat Özkan Yücel de, “Fezleke, savcının önüne geldiğinde ‘Burada suç yoktur’ diyerek kabul etmemesini isterdik, maalesef olmadı. Avukatın bir iddianın soruşturulmasını istemesi ne zaman suç sayıldı. Bu yüzden bu saçmalığa son vermenizi, adli kontrol tedbiri kararının iptal edilmesini istiyoruz” dedi.
 
Adli kontrol tedbiri kararının iptaline ilişkin talebe dair görüşü istenen savcı ise tedbirin devamını istedi. 
 
MSB’nin katılma talebinin reddi istendi
 
Milli Savunma Bakanlığı’nın (MSB) hangi amaçla bu davaya katıldığının gerekçeli olarak açıklanmasını talep eden Avukat Türkan Aslan Ağaç, “Türkiye’de herkes bir anda terörist olabiliyor ve buna da en çok yargı araç oluyor. Mili Savunma Bakanlığı’nın mağduru bile olmadığı davaya müdahil olma talebinin reddini istiyoruz. Adli kontrol tedbiri kararının da kaldırılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Mahkeme heyeti adli kontrol tedbiri kararının iptaline, Milli Savunma Bakanlığı’nın katılma talebinin reddine karar vererek duruşmayı 7 Haziran’a erteledi.