Kobanê Davası’nda dinlenen tanık: İfadelerime ekleme yapılmış

  • 19:21 31 Mayıs 2022
  • Hukuk
 
ANKARA - Kobanê Davası’nda tanık olarak dinlenen Turan Türköz, ifadelerin kendisine ait olmadığını, ifadelerine ekleme yapıldığını belirterek, “Kürt halkının seçilmişleri olduğu için Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı tanıyorum. Onları tüm dünya tanıyor” dedi. 
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te yapılan eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanları ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan ve Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 13’üncü duruşması ikinci gününde, Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda sürdü. 
 
Verilen aranın ardından söz alan avukat Ali Bozan, dinlenen tanık Menderes Öner’in beyanlarına ilişkin konuşmak istediklerini belirtti. Mahkeme başkanı ise bugün dinlenmesi için birtakım tanıkların hazır edildiğini o nedenle tanıkların dinleneceğini ifade ederek talebin reddine karar verdi. 
 
‘Ahmet Türk’ün örgütle bağlantısına şahit olmadım’
 
Ardından duruşmaya Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlanan tanık Fatma Çapşek’e, iddianamede adı geçen 108 isim okundu. Tanık ise ismi okunan kimseyi tanımadığını belirtti. Yalnızca Mardin Büyükşehir Belediyesi’nde bir süre çalıştığını belirten tanık, mahkeme başkanının, “Ahmet Türk’ün örgütle bağlantısına şahit oldunuz mu” sorusuna “hayır” yanıtını verdi. 
 
Sadece Ahmet Türk’ü belediye başkanı olduğu için tanıyor
 
Ardından yine Mardin 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nden bağlanan Lokman Abiş tanık olarak dinlendi. Tanık ismi okunanlardan sadece Ahmet Türk’ü, çalıştığı Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için tanıdığını belirtti. 
 
‘Gerilime meydan vermeyin’
 
Ardından avukat Kemal Akalın, “Dışarıda gerilime meydan vermeyin. Dışarıda izleyiciler var. Lütfen izin verin gelsinler. Dün bir sorun yoktu. Bugün niye böyle bir uygulama var” dedi. Mahkeme başkanı ise “duruşmanın düzeni ve selameti için bugün böyle bir karar verildiğini” savundu. Avukat Kemal ise bunun keyfi bir uygulama olduğunu belirtti.  
 
Avukatın ısrarına rağmen mahkeme başkanı bugün için bu kararın geçerli olacağını belirterek izleyicileri içeri almadı.
 
Mahkeme başkanı usulsüz tape okudu
 
Ardından İzmir Karşıyaka 3’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde tanık sıfatıyla hazır bulunan Neşe Dilek Bakış dinlendi. Tanık, ismi okunanları bizzat tanımadığını, yalnızca Pervin Oduncu’yu kadın çalışmalarında birkaç defa gördüğü için tanıdığını belirtti. 
 
Mahkeme başkanı ise Pervin Oduncu ile Neşe Dilek Bakış arasında geçen sohbet içerikli bir konuşmanın tape kayıtlarını okudu.
 
2 yıl FETÖ tarafından dinlenmiş
 
Ardından söz alan avukat Zeynep Sedef Özdemir, tanığa, “Sizin Pervin Oduncu ile konuşmalarınız 2 yıl boyunca FETÖ tarafından dinlenmiş ve dinleme kararı veren hakim de yurt dışına kaçtı. Size usulsüz tanıklık yaptıklarından ve dinlenmelerin usulsüz yapıldığından bilginiz var mı” diye sordu. Tanık ise bundan bilgisi olmadığını söyledi. 
 
‘HDP Salihli İlçe Kongresi’nden tanıyorum’   
 
Manisa Salihli 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nden tanık sıfatıyla duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Eşref Tekdağ, ismi okunan siyasetçileri tanımadığını ifade ederek, “Pervin Oduncu’yu tanıyorum. HDP Salihli İlçe Kongresi’ne gelmişti” dedi.
 
Tanık: HDP’li siyasetçilere hayranım
 
Akhisar T Tipi Cezaevi’nde bulunan Turan Türköz SEGBİS ile bağlandığı duruşmada tanık olarak dinlendi. İddianameden bilgi ve isim okuyan mahkeme başkanı isimleri okunanları tanıyıp tanımadığını sordu. Bunun üzerine tanık Turan, “Kürt halkının seçilmişleri olduğu için Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı tanıyorum. Onları tüm dünya tanıyor. Keşke birebir tanışma şansım olsaydı kendilerinin hayranıyım” ifadelerini kullandı. Tanık, Kobanê olaylarında cezaevinde olduğunu kaydetti.
 
‘İfadelerin benimle alakası yok’
 
Mahkeme başkanı tarafından Van 3’üncü Ceza Mahkemesi’nde verilen 2012 tarihli ifadesi okunan tanık Turan, “İfadelerin benimle alakası yok. Benim öyle bir ifade vermem mümkün değil. Bu ifadeler benim söylediklerim değil. Bana bir şey imzalatıldı. Ben 2012 değil 2011’de yakalandım. O tarihte ifade vermedim” dedi.
 
‘Beni yargılayanların hepsi FETÖ’den yargılandı’
 
Mahkeme üyesinin, “Tutukluyken ‘ben ifade vermek istiyorum’ diye mektup yazmışsın” demesi üzerine tanık Turan, “O zamanki TEM beni yönlendirdi. Benim tek kurşun sıkmışlığım yok. Ama ağırlaştırılmış müebbetle yargılandım. O nedenle ‘İfademin tekrar alınmasını istiyorum’ dedim. Beni yargılayanların hepsi FETÖ’den yargılandı ve bana haksız yere müebbet hapis verdiler” dedi.
 
Tanık ‘Bana ait değil’ diyor üye kabul etmiyor
 
Ardından mahkeme üyesinin “Emniyet ya da ifadenizi alanlar verdiğiniz bilgileri nereden bilsin de böyle bir ifade versin” diyerek tanığı sıkıştırmak istemesine ve tanığın ısrarla “Bana ait değil” dediği ifadeler üzerine soru sormasına dava avukatları tepki gösterdi. 
 
Mahkeme başkanı yine bağırdı
 
Mahkeme başkanı ise tepki gösteren avukatlara tekrar bağırarak, “Soruları sormasına müdahale edemezsiniz. Tanıklar dinlenirken bu tavrı takınıyorsunuz. Tanıkları baskı altına mı almaya çalışıyorsunuz? Üyenin sorusu sizi rahatsız etmiş olabilir ama üyenin soru sorma hakkı var” dedi. 
 
‘Avukatlarımıza ayar vermeye çalışmayın’
 
Üyenin sorusuna dair söz alan Selahattin Demirtaş, “Bizimle ilgili kısmı doğru değil diyor. Geri kalan kısmı doğru olsa ne olur, yalan olsa ne olur. Tanık cevap vermek zorunda değildir. Çünkü böyle bir isnat kendisine tanık ve sanık sıfatıyla yöneltilmemiş. Biz niye rahatsız olalım ki? Üyenizin tarzını anlatmaya çalışıyoruz. O nedenle avukatlarımız araya girmek istiyor. Çünkü üyeniz doğrudan, kurnazca, oldu bitti ile soru sorup cevap almaya çalışıyor. Bizim avukatlarımıza kimse ayar vermeye çalışmasın onlar işini yapmaya çalışıyor” diyerek sorunun sorulmamasını talep etti. 
 
‘Üyeniz ısrarla tanık üzerinde baskı kurmaya çalıştı’
 
Ardından söz alan Figen Yüksekdağ, “Tanık, ifadelerin doğru olmadığını söylemesine rağmen, üyeniz ısrarla tanık üzerinde baskı kurmaya çalıştı. Tanık üzerinde baskı kurmaya çalışan sizsiniz. Bizim itiraz hakkımız var. Dinlenen tanığın bu davayla ilişkisine dair tek soru sormuyorsunuz. Heyetin istediği beyanlar ortaya çıkmadığı için ortam geriliyor. Bu baskı yargılamanın hukukiliğini tamamen ortadan kaldırıyor” sözleriyle soruya itirazda bulundu.
 
‘Tanık kaç kez ‘ifade bana ait değil’ dedi’
 
Gültan Kışanak ise “Tanığın kaç kez , ‘O ifadeler bana ait değil’ dediğinin ve ısrarla sorunun tekrar tekrar sorulduğunun SEGBİS kayıtlarından çözümlenmesini talep ediyorum. Usulüne uygun olarak bize söz verin, sözümüzü kesmeyin. Sorulan soruların dosya ile ne alakası var? Alakası varsa bize de tebliğ edilsin biz de ona göre soru soralım” diye belirtti.   
 
‘Başıma bir şey gelirse sorumlusu sizsiniz’
 
Söz alan avukat Cahit Kırkazak ise, “Bana söylediğiniz şeyi aynen size iade ediyorum. Provokatör ben değil sizsiniz. Beni hedef gösteriyorsunuz. Başıma bir şey gelirse sorumlusu sizsiniz. Eğer benimle olan meselenizi kişiselleştirecek kadar duygusalsanız bu davadan çekilin. İlk itirazım sizin tavrınızadır. Üyeleriniz emniyet görevlileri gibi çalışıp tanığı sorguya çekiyor. Sabah savcı aynısını yaptı” diyerek soruya yönelik itirazda bulundu. 
 
Ardından soruya yönelik itiraza ilişkin ara karar kuran mahkeme başkanı, talepleri reddetti. 
 
Tanığın ifadesine ekleme yapılmış!
 
Ardından soruyu yanıtlayan tanık Turan, “Bir kısmı bana ait ifadeler ama diğerleri bana ait değil ifademin içine sıkıştırılmış. Kendim ve ailemle ilgili söylediklerim bana aittir ancak Selahattin Demirtaş ve diğerleri hakkında olan ifadeler, benim ifadelerime eklenen şeylerdir. Kesinlikle bana ait değil. Hakkari Emniyeti’nde ifadem alındı ve onlar ekleme yapmışlar. Bir avukat gelmişti ve bana ifadeyi imzalamam gerektiğini söyledi. Ben de yanlış bir şey olabileceğini düşünmeden imzaladım. O ifadeler kesinlikle bana ait değil. Bugün 40 milyon Kürt’ün saygı duyduğu isimlerdir bunlar. DTK’nın ne demek olduğunu siz de biliyorsunuz, devletin başındakiler de biliyor” şeklinde konuştu.
 
Üye hakim baskı kuruyor
 
Ardından üye hakim, “Etkin pişmanlıktan faydalanmışsın. Orada Van Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifadelerini kabul etmişsin. Madem ifadeler sana ait değil neden söylemedin mahkemede” diye sorarak tanık üzerinde baskı kurmaya devam etti. Bunun üzerine tanık Turan, “O zaman siz de FETÖ’nün terör örgütü olmadığını mı kabul ediyorsunuz” diye sordu. Mahkeme üyesi ise “Sen bize soru soramazsın biz sorarız” dedi. Ardından adil yargılanmadığını ifade eden Turan, “İddianamemde onlar yazılmıyor. İddianamemi size de Selahattin Başkan’a da herkese de gönderebilirim. İddianamede yer alanlar ile burada söylenenlerin birbiriyle alakası yok” şeklinde konuştu.
 
‘Tanık kumpas kurulduğunu söylüyor’
 
Ardından söz alan Gültan Kışanak, “Tanık kumpas kurulduğunu, adil yargılanmadığını söylüyor. Ama siz ısrarla ‘Bu neden yok, şu neden yok’ diye soruyor. Siz neden bunu kabul etmiyorsunuz. Mahkeme huzurunda verilen beyanlar esastır. Siz neden dikkate almıyorsunuz. Biz usulüne uygun bir yargılamada ısrarlı olacağız. Sorulan soruya itirazım var” dedi. 
 
‘Tanığı yargılayanlar FETÖ’den alınmış’
 
Sorulan soruya itiraz eden Selahattin Demirtaş da, “Tanık çok önemli bir şey söyledi. ‘Benim yargılandığım davada tüm mahkeme üyeleri FETÖ’den yargılandı’ dedi. Bunu söyleyen başkası olsaydı dikkate alırdınız, nitekim alındı da. Ama bunu söyleyen bir Kürt olduğu için dikkate almıyorsunuz. Tanık sanıkken yargılandığı dosyada şaibe var. Eğer Van ACM’de ‘Ben bu beyanları kabul ediyorum’ demişse, mahkeme heyeti beyanları okumamış olabilir çünkü hepsi zaten FETÖ’den alınmış. O süreçte çözüm sürecine karşı olanlar vardı ve çatışmanın devam etmesini isteyenler vardı. Tanığın beyanları dikkate alınmalı. Onu yargılayan mahkemenin akıbeti sorulmalı. Siz ve üyeleriniz yargılama aşaması pirüpak yapılmış gibi ‘Orada öyle söyledin’ diyorsunuz. Tanığın buradaki beyanlarının esas alınması gerekir” dedi. 
 
Soruya dair itirazları karara bağlayan mahkeme başkanı, itirazları reddetti.
 
Cezaevinden TEM’e götürülmüş
 
Avukat Mahsuni Karaman, “Van 5. ACM sizi dinlemek için Hakkari Emniyet’ine gönderiyor. Siz cezaevindeyken polisler gelip sizi alıp Hakkari Emniyeti’ne götürdü. Sizi kurda teslim ederek ek beyan aldılar. Sizin ek beyanınız alınırken avukat var mıydı? Ne kadar kaldınız orada” diye sordu. Turan ise “Yanımda avukat yoktu sadece son gün mahkemeye çıkarılacağım zaman avukat geldi. Yanımda sadece TEM Şube polisleri vardı. Yaklaşık 3-4 gün kaldım” diye yanıtladı. 
 
‘Tanık dinlendiği gün neden bu kadar gerginsiniz?’
 
Tanık ifadelerinin ardından söz alan Ayla Akat Ata, tanık dinleme usulü ve heyetin tavrını eleştirdi. Ayla, şunları söyledi: “Tanık dinlendiği gün neden bu kadar gerginsiniz? Buna itirazımız var. Bizim tutuk devam kararlarımızın tek gerekçesi tanık beyanları. Tanık dinlendiği gün neden gerginliği tırmandırıyorsunuz? Söz hakkı talep ediyoruz ve siz bunu karşılamadığınız için gerginliği tırmandırıyorsunuz. Yargılamanın yapılma şekline yönelik açık itirazlarımız var. Gerçek faillerin dışarıda rahatça gezdiğini ifade ediyoruz. Bize adil yargılanmayı hatırlattınız. 6-7-8 Ekim’de dosyamızda 5 bin küsur eylem yansımış. Daha fazladır. Bana yapılan saldırı işlememiş, başka saldırılar işlememiş. Eylemler 5 binin de üzerindedir. Biz sanık olarak burada yargılanıyor olsak da bu dava Türkiye’nin tarihine düşecek kara bir leke. Kurtalan Belediye Başkanı 3 insanın yaşamını yitirmesinden sorumlu ama yargılanmadı bile. Yerel mahkemeler yargılamalar yaptı ama hiçbirinde partimize yönelik bir itham yok. Biz insanlara bir şey olmasın diye arada kalan, burnu kanayan insanlarız. Biz aralıksız yargılandık. Her hafta mahkemelerde ifade verdik. Kaçmadık hiçbirinden. Ama ortada 6-8 Ekim olayları var. Birileri düğmeye bastı. Belki siz 20 yıl sonra bu mahkemeyi, anılarınızı yazacaksınız. Davanın makul sürede sonlanmasını en çok biz istiyoruz. Maksadımız davayı uzatmak olsaydı dosyanın en başından “Batman birinci vaka, ikinci vaka, Amed 100. vaka…’ diye giderdik.”
 
‘HDP tartışıldı ama tek bir HDP’li yoktu’
 
Ayla, “Daha dün akşam CNN-Türk’te Demirtaş tartışıldı, HDP tartışıldı ama tek bir HDP’li yoktu. Gerçek failler gizlendi. Amacımız dosyayı uzatmak değil. Kürt sorununun çözümü için başkaca partilerin de tüzüklerine koyduğu şeyler var. Biz özerklik istiyoruz, federasyon istiyoruz ama bağımsızlık isteyen de var. Bunu istemek suç mu? Üyeniz Barış Bey’e söylüyorum. Biz tanık üzerinde neden baskı kuralım? Baskıyı biz kurmuyoruz. Bugün düğmeye basılsa yarın dosyaya yeni bir tanık getirirsiniz. Tanık gelsin dinleyelim. Tanık dinleniyor diye geliyoruz. Biz neden tanık üzerine baskı kuralım. Lehimize ifade verenler hakkında neden baskı kuralım? Türkiye’de yargı sisteminin içinde bulunduğu sıkıntıları ortaya çıkarıyorlar. O nedenle bugün tarihi bir gündü. Tanıklar bunu açığa çıkardı ve adil yargılanmadıklarını söylediler. Sizden beklentileri var. Bizim bileşen dosyalarımızın tüm üyeleri FETÖ’cü. Bırakın yeniden yargılanmayı biz daha onlarla yargılanıyoruz. Bileşen dosyalar meselesi sıkıntılı. Az önce dinlenen tanık için söylüyorum. Siz hepimizin isimlerini okuyup tanığın kafasını karıştırıyorsunuz. Neden hepimizin ismini söylüyorsunuz? Tanıklar sağlıklı bir şekilde dinlenmiyor. Tanık hangi bileşen dosya ile geldiyse onun bilgisini vermeniz gerekiyor. Her tanıktan sonra bize söz hakkı verin ki beyanlar karışmasın. Hepimiz birbirimizi anlıyorsak bağırmamızı gerektirecek bir durum yok. Bağırmaların sorumlusu mahkemeyi yönettiğiniz için sizsiniz, mahkemedir. Gerçeğin, hakikatin açığa çıkması için buradayız” şeklinde konuştu.
 
‘Heyetinizin temel görevi gerçeği açığa çıkarmak değil gerçeği gizlemektir’
 
Söz alan Sebahat Tuncel ise, “Her tanık dinlenmeden önce böyle bir sorun yaşıyoruz. Yönetmek bir sanat işidir. Bu dünyanın her yerinde öyle. Demokratik bir yönetim olmadığı zaman sorun yaşanıyor. Bizlere söz verdiğinizde ne siz ne de biz bağırmak zorunda kalmayacağız. Artık psikolojik bir baskı mı görüyorsunuz başka yerlere göstermek mi istiyorsunuz bilmiyorum ama bunu yapmayın. Siz tanık üzerinde baskı kuruyorsunuz. Tanığı yeteri kadar bilgilendirmiyorsunuz. Verilen cevaplar sizi tatmin etmeyince sorular üzerinde baskı kurmaya çalışıyorsunuz. İnsanları yalan beyana zorluyorsunuz. Heyetinizin temel görevi gerçeği açığa çıkarmak değil gerçeği gizlemektir. Size bize ne kadar ceza vereceğiniz bile söylenmiş. Biz gerçeğin açığa çıkması için mücadele etmeye devam ediyoruz. CMK’ya uyun diyoruz ama siz yeni CMK’lar yazıyorsunuz. Belki seçim gelecek ve siz de görevinizi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Bu ülkede gençler ülkeyi terk ediyor. Önce Kürtleri sonra dostlarını şimdi de Türkleri ‘terörist’ ilan ettiniz. Biz siyasetçiyiz ve siyaset yapmaya çalışıyoruz ama siz bizden daha siyasetçisiniz. Hukukçu olsaydınız bu ara kararları vermezdiniz. Türkiye halklarına, halkımıza karşı, biz sözümüzü kuracağız, savunmamızı yapacağız. Siz benim savunma hakkımızı kısıtlayamazsınız. Siyaseti siyasetçilere bırakın siz hukukçuluğa devam edin. Hukuk, devlete karşı bireyi, özgürlükleri korumak zorunda. Sizi hukuka davet ediyorum. Tanıklar üzerinde baskı uygulamayın. Duruşmayı siz yönetiyorsanız hukukun gereğini yapın. Bize karşı düşman hukuku uyguluyorsunuz. Niye düşmanlık ediyorsunuz? Biz bu ülkenin yurttaşları değil miyiz? Bundan Türkiye zarar görüyor. Biz demokrasi, barış, özgürlük mücadelesi verenler olarak her şeyi göze aldık zaten. Ama siz Türkiye’nin geleceği için bunu yapmayın” ifadelerine yer verdi.
 
‘Suç işlendi gözünüzün önünde ama siz müdahale etmediniz’
 
Son olarak konuşan siyasetçilerden Nazmi Gür ise, “AKP-MHP’den oluşan bir yargı heyeti bizi yargılayamaz. Siz bizi yargılayamazsınız. Kaleminizin olması, savcı ve hakim olmanız sizi mahkeme yapmaz. Bağırmak sizi bu mahkemenin sahibi yapar mı? Yapmaz. Kolluğun çekim yapmasına müdahale etmediniz. Çekim yapmalarını önleyemediniz. Suç işlendi gözünüzün önünde ama siz müdahale etmediniz. HDP Kapatma Davası ile bu davanın bir bağı varsa iki mahkemenin yargıçları arasında da bağ vardır. Görüşüyorlardır. Savunmalarımızı isteyin AYM'den ve okuyun. Orada tarihi savunmalar yapıldı. Kendi tanıklarınızı bile psikolojik baskı ve tuzak sorularla yönlendirmeye çalışıyorsunuz. Tehdit ediyorsunuz ve bizi de tehdit altına alıyorsunuz. 5 tanık dinledik ve 5’i de lehte konuştu. Biz onurlu insanlarız” şeklinde konuştu.
 
‘Ankara TEM Şubesi’nin burada ne işi var?’
 
Ardından söz alan avukat Ali Bozan, “Mahkemeniz yeni bir CMK yazıyor ve yeni bir usul yasası oluşturuyor. CMK’yı önünüze konan takvime göre uyguluyorsunuz. Ankara TEM Şubesi’nin burada ne işi var? Ankara TEM dosya fezlekesini hazırladı. Bundan sonra işi biter ancak onlar her gün duruşmaya geliyorlar. Her gün duruşma salonuna gelerek bizi, sizi izleyen polisler mahkemenizin yazdığı ara kararlara cevap yazıyorlar, araştırma tutanakları düzenliyorlar. Biz Ankara TEM Şubesi’nde görev yapıp izinli olan bir polis gelip duruşmayı izleyebilir ancak görev başındayken gelemez. Yargılamanın başından beri Ankara TEM Şubesinin duruşmayı takip ettiğinden haberdarsınız. Bu konuda mahkemenin ara karar kurmasını talep ediyoruz. Gizli tanıkların hangi gün dinleneceğinin tarafımıza bilgilendirilmesini talep ediyoruz” ifadelerinde bulundu.
 
‘Tanıklar hakkında yapmak istediğiniz şey ifadeleri genişletmektir’
 
Avukat Çiğdem Kozan, “Tanıklar hakkında yapmak istediğiniz şey ifadeleri genişletmektir. 2011’de ifade veren bir tanığa 2014 ile ilgili sorular sordunuz. Dosyadaki gizli tanıkların dinlenmesi yönünde verdiğiniz ara karardan vazgeçmenizi talep ediyoruz. Savunmanın kısıtlanması yönündeki 43 nolu ara kararınıza çok şaşırdım. Normalde biz yargılamanın uzun olduğundan şikayet ederiz ancak bu defa mahkemeniz bunu söylemiş ki uzamayan bir mahkeme söz konusu. Mahkemenizde görülen 2019 esaslı henüz sonuçlanmamış tek sanıklı bir dosyam var. Ve daha karar aşamasında bile değil. Biz henüz 6 senelik bir hedef süreyi bile aşmamışken makul süreyi tartışmaya başladık. İddianame savcısı 6 yıl boyunca dosyayı bekletecek ve 2020’den sonra hızlandıracak ama bizim müvekkillerimiz savunma yapmak istiyor diye makul süreyi aşacak. Gerçeklere uygun olmayan ara kararlar oluşturuyorsunuz. 2-3 hafta savunma yapıldığını söylüyorsunuz ama şimdiye kadar kimse 2-3 haftalık savunma yapmadı. En fazla 4-5 gün sürdü. Müvekkilim KJA çalışmalarından yargılanıyor. Doğal olarak kadın çalışmalarını, bunları neden taptıklarını açıklamak zorundalar. Neden yaptıklarını açıklayamayacaklarsa burada ne işleri var? Siz ‘Bunlar bizi ilgilendirmiyor’ diyorsunuz. İlgilendirmiyorsa neden burada yargılanıyorlar. Savunma hakkının sağlanmasını talep ediyorum. Taleplerimin hükme bağlanmasını talep ediyorum” dedi.
 
Taleplere dair ara karar kuran mahkeme başkanı, gizli tanık Mahir ve Ulaş’ın bu mahkeme periyodunda dinlenmesine karar verildiğinden talebin reddine hükmederek, diğer taleplerin daha sonra değerlendirileceğini belirtti. 
 
Ardından duruşmaya 2 Haziran’a kadar ara verildi.  
 
 
 

Etiketler:

kobanê dava