Kayyım protestosundan yargılanan avukatların duruşması görüldü

  • 12:50 31 Mart 2022
  • Hukuk
İSTANBUL- Kürt illerinde belediyelere atanan kayyımları protesto ettikleri için yargılanan avukatlar, kayyım politikasının “politik haydutluk” olduğunu belirterek, Kürt halkının "kendi kaderini tayin" hakkına dikkat çekti.
 
Van, Diyarbakır ve Mardin'e atanan kayyımları 20 Ağustos 2019 tarihinde Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde protesto eden aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in de bulunduğu Akçay Taşçı, Avni Güçlü Sevimli, Gökmen Yeşil, Gülhan Kaya, Hüseyin Boğatekin, Kemal Aytaç, Sinan Zincir ve Yaprak Türkmen hakkında “Toplantı ve gösteri kanununa muhalefet etmek” suçlamasından açılan davanın ilk duruşması İstanbul 58'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada Avni Güçlü Sevimli, Sinan Zincir, Kemal Aytaç hazır bulunurken, avukat Yaprak Türkmen ise başka bir dosyadan tutuklu bulunduğu için Silivri Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katıldı. Aralarında Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı İlknur Alcan'ın da bulunduğu çok sayıda avukat da duruşmayı izledi.
 
‘Bu davalar bizim için onurdur’
 
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk sözü alan avukat Kemal Aytaç, adliyenin dışında yaptırılmayan bir açıklamadan dolayı kendilerine dava açıldığını ifade etti. Kemal, “Daha önce bize saldırılan sonra açılan davalardan bile beraat kararı verildi ama şimdi adliyenin dışında yapılmayan olayla ilgili açıklamadan dava açıldı. Bu açıklamalar kendimiz için değil herkes için. Bu davalar bizim için onurdur. Derhal beraat kararı verin, davayı sürüncemede bırakmayın” dedi.
 
‘Suç unsuru yoktur’
 
İddianamenin “kanunu aykırı toplantı düzenleme” suçlamasından hazırlandığını ancak bu suçun oluşması için kamu binalarında olayın gerçekleşmesi gerektiğini ifade eden avukat Çiğdem Akbulut da “Adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirilmesinde bir suç unsuru yoktur” diyerek beraatlerini talep etti. 
 
Ardından talepleri değerlendiren mahkeme heyeti, Kemal Aytaç ve avukat Çiğdem Akbulut’un beraat taleplerini reddetti.
 
‘Şiddeti avukatlar değil polis uyguladı’
 
Daha sonra savunmasına devam eden Kemal, anayasal haklarını kullanarak basın açıklaması gerçekleştirdiklerini belirterek, “Bu açıklama kayyumları protesto etmek için yapılmış bir açıklama. Yürütmenin yaptığı icraatlara yapılan eleştiridir. Diyarbakır, Mardin konu olunca herkesin konuştuğu alanda açıklama yaptırılmadı. Ben açıklama yapmadım kimsenin benim hakkımda bir beyan yoktur. Şiddeti uygulayan polistir avukatlar şiddet uygulamadık” dedi.
 
‘Kürtlere karşı farklı bir muamele yapılıyor’
 
Her haksızlık ve hukuksuzluğu protesto edeceklerini dile getiren Kemal, “Buradan bize ceza çıkmaz. Bu kararın toplum açısından önemi var. Çoğu kesim adalete güvenmiyor. İnsanın söz söyleme hakkını gasp ederseniz, gaz sıkarsanız, yargılarsanız demokrasi adına bir şey kalmaz.  Biz aslında demokrasi mücadelesi veriyoruz. Bu davanın açılmasının nedeni kayyumlardır. Kürtlere karşı farklı bir muamele yapılmaktadır. Bize dağılın diye ikaz olmadı. Daha bizim görüşmelerimiz devam ederken saldırı gerçekleşti” diye konuştu. 
 
 ‘Kürt halkının kaderini tayin hakkını savunuyorum’
 
Ardından söz alan avukat Sinan Zincir de savunma yapmayacağını ancak beyanda bulunacağını dile getirdi Sinan “ Problem bellidir. Dünyada diğer hakların olduğu gibi Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkını savunuyorum. Kürt halkının haklı mücadelesinin yanında yer alırsanız ateşten gömlek giymiş sayılırsınız. Defalarca bu suçlardan dolayı yargılandım. Kendim Kürt olmasam da Kürt gerçekliğini gördüm. Kürt halkının kendi kaderini tayin etme hakkını savunmaya devam edeceğim. Kürt illerindeki kayyumlara karşıyım. Adalet ve hakikat mücadelemiz devam edecek” şeklinde konuştu.
 
 ‘Kürt halkı coğrafyasında özgürce yaşamak istiyor’
 
Kürt halkı gerçekliğinin kabul edilmediğini söyleyerek savunmasına başlayan avukat Avni Güçlü Sevimli, Kürt halkına karşı imha ve baskı politikalarının uygulandığını söyledi.  Avni, “Kürt halkını yok sayma AKP döneminde başlamadı ama AKP döneminde arttı. Geçmişten bugüne Kürt halkının talebi kendi kaderini tayin etmesidir.  Kürt halkı kendi özgürlük hareketini kurmuş ve özgürlük mücadelesini yürütmüştür. O mücadele bugüne kadar sürmüştür. Kürt halkı kendi coğrafyalarında özgürce yaşamak istiyor. Bunu seçim yoluyla yapılsın, seçim sandığı kurulsun, kendi istediğimizi seçelim demişler. Seçim yapıldı Kürt halkı özgür iradesi ile seçime katıldı ve seçimi kazandı. Belediyelere Kürt halkının temsilcileri geçti. AKP seçimi kaybetti”  ifadelerini kullandı.
 
‘Kayyum atanması politik haydutluktur’
 
AKP’nin Kürt halkının kazandığı seçimleri kabul etmediğini hatırlatan Avni, gelinen noktada Kürt halkına yönelik imha politikalarının başka bir boyuta geçtiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Belediyelere kayyum atanması tam bir politik haydutluktur. 2015 Nisan ayına kadar saldırı yoktu nedense bu tarihten sonra saldırı başladı. Bu açıklamalar için izin almaya gerek yoktur. Anayasal hakkımızı kullandık ve avukatlar olarak kayyumlara karşı düşüncemizi aktardık. Uyarı yapmaksızın süpür talimatı ile bize şiddet uyguladılar.  Asıl yargılanması gerekenler bizler değil polislerdir. Biz suç işlemedik bizim hakkımızda anca beraat kararı verilebilir.”
 
Duruşmayı dün öğrendi
 
Silivri Kapalı Cezaevinden SEGBİS ile bağlanan avukat Yaprak Türkmen, duruşmayı dün akşam öğrendiğini ve iddianamenin kendisine tebliğ edilmediği söyleyerek kendisine iddianamenin tebliğ edilmesini talep etti.
Avukatlar ayrıca yargılanan ve savunma yapan avukat sayısının fazla olmasından kaynaklı duruşmanın başka bir salonda görülmesini talep etti.
Olay gününe ait görüntüler incelenmeli
 
Daha sonra söz alan iddia makamı, dosyada müşteki polisin de olduğundan ve görüntüleri polislerin hazırlamasından dolayı var olan görüntülerin yargılama aşamasında yeterli olmayacağını söyleyerek görüntülerin duruşma salonunda izlenmesine ya da görüntülerin bilirkişi tarafından incelenmesini ve eksikliklerin giderilmesini talep eti.
Duruşma ertelendi
 
Mahkeme heyeti, cezaevinde bulunan Yaprak Türkmen’e iddianamenin tebliğ edilmesine, gelmeyen sanıkların duruşmaya davet edilmesine, müdafilere deliller için süre verilmesine karar vererek duruşmayı 26 Ekim’e erteledi.