Engeller aşıldı, barikatlar yıkıldı: İmralı kapılarını açın

  • 16:33 13 Ekim 2024
  • Güncel
 
AMED- DEKUP tarafından “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” şiarıyla gerçekleştirilen mitingte binler, tüm engelleri aşarak bir araya geldi. Yapılan konuşmalarda halkların özgür olmasının yolunun Abdullah Öcalan’dan geçtiği mesajı verilerek İmralı kapılarının açılması istendi. 
 
Demokratik Kurumlar Platformu (DEKUP) “Komploya karşı direniyoruz, özgürlük için Amed’de buluşuyoruz” şiarıyla İstasyon Meydan’ında büyük “Özgürlük mitingi” için bir araya geldi. Miting öncesi Amed’in tüm sokakları polis ablukasına alınırken, İstasyon Meydan’ına gidecek tüm yollar kapatıldı. Valilik yasağının gerekçe olarak gösterildiği miting için kitle, üç koldan Bağlar Birlik Lisesi, Sûr Eski Hal ve Yenişehir AZC Plaza’nın önünde toplanmaya başladı. Polis ablukasına karşı binler üç koldan yan yana gelmeyi sürdürürken, kitle, “Biji berxwedana zindanan”, “Direne direne kazanacağız”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları attı. AZC Plaza’nın önüne, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı, Çiğdem Kılıçgün Uçar, Halkların Eşitlik Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı, Tuncer Bakırhan, Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Siyasetçi Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, Ömer Öcalan, ESP, Devrimci Parti, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri, Barış Anneleri ve binlerce kişi toplandı.
 
AZC Plaza önüne gelen kitlenin açtığı, “Kadınlar yürüyor tecridi kırıyor” pankartına el konulmak istenildi. Kadınlar pankartı vermemek için direnirken, kadınlar hakkında “propaganda” gerekçesiyle tutanak tutuldu.
 
Bijî Serok Apo sloganları durmadı
 
AZC Plaza önüne gelen ESP Eş Genel Başkanı ve kitle alana alınmazken, kitle, “Direne direne kazanacağız” sloganları atarak kitle ile buluştu. Toplanan kitle polisin anons yapması üzerine “İçeride dışarıda tecridi parçala” sloganları ve alkışlarla protesto etti. Eşbaşkanlar ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’ın alana girmesiyle kitle, “ Bijî Serok Apo”, “ Jin Jiyan Azadî” sloganları attı. Polisin yaptığı tüm anonslara rağmen kitle sık sık, “Baskılar bizi yıldıramaz” sloganları attı.
 
‘Baskıdan vazgeçin’
 
Bekleyişini sürdüren kitle, söylenen şarkılar eşliğinde halaya durdu. Yürüyüşe geçen kitlenin engellenmesine karşı Saliha Aydeniz kitleye seslendi. Saliha“Bu halk barış istiyor, bu halk özgürlük için kararlı bu halk bize adres gösteriyor, bu halk bize yol gösteriyor” dedi. Saliha, “Uzanan barış elini tutun, vazgeçin bu baskılardan, demokratik taleplerimizi dile getirmek için kaldırımda bekliyoruz bekleyeceğiz” sözlerini kullandı.
 
‘Kimi korkutuyorsunuz?’
 
Diğer koldan gelen kitle, AZC Plaza önüne, “Gerilla dimeşe erd û ezman diheje”, “Selam selam İmralı’ya bin selam”, “Bijî Serok Apo” sloganları attı. Yeniden gözaltı tehdidi anonsuna karşı, kitle ”Binlerce tutuklu ve gözaltılarımız var kimi korkutuyorsunuz?” sözleriyle tepki gösterdi. Kitle ardından gazetede yer alan Abdullah Öcalan’ın fotoğrafını kaldırdı. Kitleye kaldırılan fotoğrafa alkışlarla destek verdi.
 
‘Sayın Öcalan’ı serbest bırakın’
 
Bekleyişin ardından AZC Plaza önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Burada ilk olarak konuşan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, konuşmasında şöyle dedi: “Bugün tarihi bir gün, bugün özgürlük ve barış günüdür. Kürt halkı ve Abdullah Öcalan içindir. Bu ülkenin en büyük sorunu demokrasi sorunudur. En büyük sorunu eşitlik, özgürlük sorundur. Bütün bu sorunlar Kürt meselesinden kaynaklanıyor, yıllar geçti, değişim oldu Kürt sorununa dair cesaretli iktidar ve siyasetçiler olmadı. 9 Ekim uluslararası komploda iki sistem savaşıyordu. Kürt halkının özgürlüğü olmak üzere Orta Doğu’nun özgür yaşamını isteyen demokratik özgürlük projesiydi. Diğer proje BOP’tu. 9 Ekim komplosu bu iki sistemin çatışması demektir. Bu Kürt sorunu nedir? Anlayan var anlamayan var. Kürt sorunu Kürtlerin ana vatanının inkar edilmesi, toplumsal gerçekliklerinin en derinden bölünmesi. Kürtlerin siyasi iradelerine ket vurarak boyun eğmelerine zorlanmaları. Kürt sorunu Kürt halkının özgür yaşamama sorunudur. Bu tespit Sayın Öcalan’ın tespitidir. Kürt sorunu inkar edilen sorundur. Kürt sorunu bir güvenlik sorunu değildir, Kürt sorunu özgürlükler ve statü sorunudur. Kim çözecek? Var mı adres Türkiye’de Avrupa’da. Kürt sorunun demokratik çözümü için muhatap Sayın Öcalan’dır. Sayın Öcalan’ın fikirlerinden, projesinden korkmayın. Bir projeniz yok, siyasi bir cümleniz yok, yıllardır aynı şeyleri söylüyor, bütüne engellemelere rağmen bu tablo size bir mesaj veriyor. Tarihi sorun olan bu soruna karşı önce Sayın Öcalan’ı serbest bırakın. 
 
Halkların özgür olmasının yolu Sayın Öcalan’dan geçiyor
 
Yüzyıldır ‘umut hakkını’ terör kavramıyla kapatıyorsunuz. Terör dediğiniz şey Kürt halkının gerçekliğidir. Görmüyorum, duymuyorum siyaseti AKP’yi bitirdi. Yeni bir anayasa yapacaksanız neyin üzerine yapacaksınız. Tecrit, inkarın üzerine mi kuracaksınız? Artık kapılar açılmalı, fikirler konuşmalı. İmralı’da hangi hukuku işlettiğinizi bu halka açıklayın. İmralı’da uygulanan hukuk değil korsan bir hukuktur. Adını siz koymuyorsunuz biz söyleyelim; Devlet İmralı’da korsan hukuk uyguluyor. Sözümüz Türkiye’de yaşayan herkese barışla, demokratik çözüm ile ilgili söz söyleyin. Dünü kaçırdık ama bugünü kaybetmedik. Bütün herkesi Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecride karşı durmaya davet ediyorum. Yasaklarınız, engellemelerinize karşı eğmeyeceğiz. Bu ülkede demokratik bir ülke haline gelmesini, halkların özgür olmasının yolu Sayın Öcalan’dan geçiyor. Siz de biliyorsunuz, halklar da biliyor. Kürt halkı özgür olacak, bu ülke demokratik olacak. Yasaklarınız sizinle gidecek.”
 
Rezan Sarıca: Sayın Öcalan’ın özgür olacağı demokratik alan oluşturun
 
Ardından konuşan Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca ise, “Bundan birkaç yıl evvel ülkede ve dünyada göstermiş olduğunuz  tutum İmralı kapılarında delik açtı. Bu mücadele sayesinde 2019 yılında Sayın Öcalan ile görüşmeler yaptık.  2019 yılında Sayın Öcalan’ın coşkusu ile sizi selamlıyorum. Onun bitmeyen selamları ve sevgileri özgürlük umudunu diriltiyor. Bizler bu görüşmeleri Sayın Öcalan’ın demokratik çözüm önerileri bir duruş içerisindeydi. Türkiye’de ve bölgede toplumsal sorunların çözümünde fiziki şiddet aracılığıyla değil barışın esas alınması gerektiği ifade edilmişti.  Kendisine güvendiğini toplumsal barışı kurmakta büyük bir heyecan içerisindeydi. Sayın Öcalan; ‘toplumsal, bölgesel ve küresel sorunlar ağırlaşacak’ demişti. Buna karşı tutum almaya davet etmişti. 5 yılda yaşanılanlara baktığımızda Sayın Öcalan’ın bu tespitlerinin onun aklına ihtiyacımız olduğunu gösterdi. Sayın Öcalan uyarılarda bulunurken, Orta Doğu bu denli kana sürüklenmemişti. O tarihten bu yana savaştan beslenen erkeklik kültürü toplumu daha fazla sefalete sürükledi. Kimsenin aklına gelmeyen şeyleri Sayın Öcalan görmüş ve uyarılarda bulunmuştu. Israrla, ‘Türksüz Kürt, Kürtsüz Türk’ olmaz’ demişti. Kürtlerin varlığı ve Türklerin güçlenmesiyle eş güdümlü olduğunu söylemişti. Böylesi bir birlikteliğin halkların önünü açacağını söylemişti. ‘Bir hafta içerisinde çözerim’ demişti ancak devlet ve devlet aklı gereğini yerine getirmeli dedi. Kürt halkının ve diğer halkların uzattığı el havada kaldı. Demokrasi, diyalog yerine İmralı’da tecrit politikalarını uygulayanlar hukuku rafa kaldıranlar sorumludur. Yine eskisi gibi aktüel hesaplar varsa Kürtlerin varlığının inkarı temelinde politika uygulanıyorsa vazgeçin. Barış politikalarına geçin. Bugünden geriye baktığımız da bu tarihi tespitler bize Sayın Öcalan’ın duruşu, yaşamın, geleceğin, insanın yaşamı içindir. Gelin işkence koşullarını kaldırın, Sayın Öcalan’ın özgür olabileceği demokratik bir alan oluşturun” şeklinde konuştu.
 
Tuncer Bakırhan: Sayın Öcalan’ın sessini kısamazsınız
 
Rezan’ın ardından DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Bugün karşılaştığımız tablo aslında ‘Türkiye barışını sağlayacağız’ diyenleri ters köşe yapan bir tablodur. Türkiye barışı böyle sağlanamaz. O devlet memuruna söylüyorum; işine bak bu ülkede savcılar var onlar bakar bizim muhatabımız siz değil bu ülkeyi yönetenlerdir. Türkiye’nin dört bir yanında binlerce insan tecrit sistemini kınamak için yollara düştüler. Zannetmeyin biz bu kadarız binlerce insanı kent girişinde beklettiler. Tecrit ve komplo ile bu ülke nereye vardı. Bu iktidara sesleniyorum; İmralı kapılarına kilit vurdunuz, Türkiye’nin ayaklarına pranga vurdunuz. Toplum çürüdü, tecrit başarılı olsaydı Türkiye’nin dört bir yanında binler seferber olmazdı. Kabul edin politikanız iflas etti. Bu ülkenin demokrasisini düşünenler, onun için komploya karşıyız. Biz Meclis’te de konuşuruz, burada da konuşuruz. Biz Meclis’te değilken de konuştuk. Bu komplo sistemi aslında Türk ve Kürt halkını çatıştırmak için uluslararası güçler tarafından uygulanan bir yöntemdir. Bu komplo İmralı’da boşa çıktı. Sizler bu uygulamalarla, yasakçı tutumunuzla İmralı’nın kapılarına kilit vurarak ülkenin geleceğine yazık ediyorsunuz. Bu komplo ülkeyi bitirdi, bu ülkenin parasını Kürt halkı dilini konuşmasın diye harcadınız. Barış elini uzatan, kavga çıkmasın diye Sayın Öcalan’ın sesini kısamazsınız. Sayın Öcalan’ın, düşüncelerini sınırlayamazsınız, Sayın Öcalan İstanbul’da emekçi, Türkiye halklarıdır. Türkiye’de toplumsal barışa ihtiyaç var. Toplumsal barışın sağlanmasının bir adresi İmralı’dır diğer adres Meclis’tir. Sayın Öcalan’ın kapılarını açın. Komplo, tecrit politikalarının karşısında durmaya devam edeceğiz. Bizi provoke edenlere sesleniyorum; Biz barışı Türkiye’de mi sağlayacağız yoksa kapı kapı mı gezeceğiz? Bizler savaşlardan, çatışmalardan en az etkilenmesine karşı tüm yasaklanmalara rağmen halkımızla olacağız. Sayın Öcalan’ın barış eli tutulmalıdır, Sayın Öcalan’ın halklarla kavuşmasının zamanı geldi geçti. Çözümü dışarıdaki kapılarda aramayın bu halk barış istiyor. Siz umudun yanında durdukça, partinizle birlikte olduğunuz sürece tecridi kırmayı, eşit bir şekilde yaşayacağız” diye belirtti. 
 
Açıklamanın ardından kitle, “Biji Serok Apo” sloganları ile alandan ayrıldı.