Kobanê Davası avukatı: Vereceğiniz ceza onların hakikatini kirletemez

  • 14:01 11 Şubat 2022
  • Hukuk
 
 
ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda söz alan Avukat Cemile Turhanlı Balsak, “Orada yargılanan her bir kişi bu ülkenin geleceğine sahip çıktıları için, özgürlüklerden vazgeçmek için orada oturuyorlar. Bir suç işlemediler, daha büyük suçlara engel oldular. O yüzden sizin karşınızda alınları ak, başları dik omuz omuza oturuyorlar. Siz ceza verseniz de onların hakikatleri kirlenmez” dedi. 
 
DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 9’uncu duruşması 8’inci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülmeye başladı.
 
Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Bir kısım siyasetçi ise duruşmaya mazeret bildirerek katılmadı. 
 
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, dosyaya girilen evraklar okundu. Mütalaa ve tutuk incelemesine dair siyasetçiler söz aldı. İlk olarak, Halkların Demokratik Partisi (HDP)  Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt söz aldı.  
 
Tahliye talepleri bir güne sığdırılamaz
 
27 Ekim 2021 tarihinden itibaren dosyada yeni düzenlemeler olduğunu ve yeni iddiaların olduğunu söyleyen Ali, tahliyeye ilişkin talepler dile getirilirken, gerginlik olduğunu talebinin yeterince dile getiremediğini kaydetti. Ali, “24 tutuklu var ama yeterince söz verilmediğini düşünüyorum. Bu kadar tahliye talepleri bir güne nasıl sığacak? Her aşamada yeni deliller dosyaya giriyor. Dün olduğu gibi yeni tanık girdi. Buna ilişkin söz kurmak zorundayız. Talebim daha fazla zaman ayrılmasıdır” dedi.
 
‘Önyargılı suçlamalarla dava sürülüyor’
 
Tutuklanma gerekçesine ilişkin konuşan Ali, “Dün nereden çıktığı belli olmayan gizli tanık beyanlarını tümden reddediyorum. Tamamen sanal, dedikodu ve bireysel yorumlarıdır. Her iki tanık toplantıya kimlerin katıldığını biliyor mu? Bunları görmüşler midir ya da kolluktan önüne konulup hazırlanan belgeler midir? Cezadan kurtulmak için bu beyanları söylediklerini düşünüyorum. Mahkeme heyeti hem bizim hem de avukatlarımızın hazır olmadığı bir ortamda dünkü gizli tanığın ifadesini almış. Bunları da kabul etmiyoruz. Suruç Kaymakamı’nın kendi ifadelerinde 3 bin 919 yaralının Kobane’den geçerek Türkiye’deki hastanelerde tedavi edildiği görülüyor. Bunun yanında hükümetin PYD temsilcileriyle yaptığı görüşmeler sonucunda Süleyman Şah Türbesi’nin Türkiye ve PYD’nin ortak operasyonuyla nakledildiği de biliniyor. Bu ilişkiler ve ortak iş yapma konusu son derece normal görülüyordu. Ancak PYD tarafından gönderilen bir yardım çağrısını suç unsuru olarak görmek hangi akla, mantığa yatar sormak istiyorum. O dönem suç sayılmayan bir fiil aradan 7 yıl geçtikten sonra nasıl suç sayılıyor” diye sordu. 
 
‘Cezaevi idaresi belgelere ulaşmamıza engel oluyor’
 
Cezaevi idaresinin savunmalarına ve belgelere ulaşılmasına engel olduğunu dile getiren Ali, “Bilgisayardan herkes anlamıyor,  aşağı inip savunmamıza hazırlanmak isterken, bizlerin üzerine kapıları kilitliyorlar, çıktı almam gerekirken, kapıyı çalmamıza rağmen kapı açılmıyor, yardımcı olunmuyor. Böylelikle zamanımız da gidiyor” diyerek, mahkeme heyeti tarafından cezaevinde yaşanan sorunların giderilmesi noktasında yeniden bir yazı yazılmasını talep etti. Ali, dosyada tutuklanma gerekçesine dair hiçbir somut delilin olmadığını, belirterek tahliye talebinde bulundu. 
 
‘Kardeş kanı akmasın’ sözü tutuk devamına gerekçe sayıldı 
 
Ardından söz alan Ali Ürküt’ün avukatı Erhan Ürküt, dün dosyaya konulan gizli tanığa dikkat çekti. Erhan, “Soruşturma aşamasında, 14 Ekim’den 19 Ekim 2021 tarihine kadar hiçbir şekilde gizli tanık beyanları ileri sürülmedi. Ali Ürküt, gizli tanık veya açık tanık noktasında bir sorunu dahi olmadı. 19 Ekim 2021 tarihindeki sorgudan sonra Ali Ürküt ile ilgili belirsiz bir gizli tanığın ortaya attığı ifadelerden kaynaklı tutuklanmasının devamı istendi. Ali Ürküt Mardin’de ‘Kardeş kanı akmasın, bu topraklarda kimse ölmesin’ dediği için tutuklanmasının devamını istediniz” ifadelerinde bulundu. 
 
‘Bu soruşturmaları yapanların güvenilirliği yok’
 
Gizli tanıkların ifadelerinin avukatlar olmadan alınmasına tepki gösteren Erhan, “Neden biz avukatların,  gizli tanıkları sorgulamamıza izin vermiyorsunuz? Bu tamamen adil yargılanma hakkı ile ilgilidir. Gizli tanıkların ve açık tanıkların mahkemede yeniden ifadelerinin alınmasını talep ediyoruz. Gizli tanıkların kimliğinin gizlenmesi için iddia makamı makul bir gerekçe bile sunmadı. Bu tanık pişmanlık yasasından yararlanmış mıdır, bunların hiçbiri sorgulanmadı. HDP MYK’nin toplantısının da atılan tweetin de yasal olduğunu biliyorsunuz ve hemen dosyaya gizli tanık eklediniz. Bu soruşturmaları yapanların güvenilirliği bizim için yoktur. Bu dosyada adil yargılanma hakkı denilince duruşmayı en kısa zamanda bitirme olarak aklınıza gelmesin. Adil yargılanma hakkını dün en açık şekilde ihlal ettiniz” dedi. 
 
Bengü Cengiz isimli kişinin ifadeleri dosyaya konuldu 
 
Avukat Cihan Aydın da, davada kumpasların ardı arkasının gelmediğini kaydetti. ABC, 1, 2, 3 isimli gizli tanığa ilişkin UYAP’ta herhangi bir ifade olmadığını ama Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nde dinlenen Bengü Cengiz isimli kişinin ifadelerini gördüklerini belirten Cihan, “Siz bu tanığı hem bizlerden hem de müvekkillerimizden kaçırarak dinlediniz. Bu dosyadaki müvekkillerimizin fotoğrafları tanığın önüne sizin talebinizle konuldu. Neden bunu yaptınız? Tanık sadece Kamuran Yüksek ve Ceylan Bağrıyanık’tan söz ediyor. Bu dosyadaki kimsenin isminden söz etmiyor. Tanığa önce bildikleri sorulur, herhangi bir yönlendirme olmaksızın. Siz tanığı ifadeye zorlayarak, dosyaya konulmasına zorladınız” şeklinde konuştu. 
 
‘Savcı ve kolluk alenen suç işlemiştir’
 
Gültan Kışanak ve Ayla Akat Ata hakkında Sami Baran, Gül Tanrıverdi ve Ulaş isimli üç tane tanığın beyanları olduğunu aktaran Cihan, Kobanê Davası adı altında yargılanan tüm siyasetçiler hakkında bir araştırma tutanağının hazırlandığını belirtti. Cihan, “Bu tutanağın başlarında, ‘hakkında yapılan teşhis ve beyanlar’ diye bir bölüm açılmış.  Gültan Kışanak hakkında tanık Gül Tanrıverdi 2019 tarihinde ifade vermiş. 2019 tarihinde araştırma tutanağı tutulmuş,  ama tanık Gül Tanrıverdi araştırma tutanaktan 30 gün sonra ifade vermiş. Sami Baran da Gültan Kışanak hakkında bir beyan vermiş. Sami Baran da düzenlenen tutanaktan bir ay önce ifade vermiş ama diğer tanıkların beyanlarındaki yazım yanlışına kadar aynı şeyleri söylemiş. Ulaş isimli gizli tanık var. Ulaş ise olaydan 130 gün sonra 4 Mart 2020 tarihinde Gültan Hanım hakkında ve Ayla Hanım hakkında beyanda bulunmuş. Ulaş isimli tanığında beyanları yazım yanlışına kadar aynı. Tanıkların beyanlarının altında ise Ahmet Altun’un imzası var. Kumpasın belgesi dediğim bu. Bu cumhuriyet savcısı ve kolluk alenen suç işlemişlerdir. Yanınızda oturan ve sadece müştekilere soru sorduğumuzda itiraz eden cumhuriyet savcısı suçu öğrendiniz. Uyuyanlar numarası yapmayın. Bir an önce bunun gereğini yapın” sözlerini kullandı. 
 
‘Bu suçun ortağısınız’
 
Yapılan kumpasa karşı bu durumun hemen Hakimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) bildirilmesi gerektiğine dikkat çeken Cihan, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Altun hakkında şikayette bulunulması çağrısında bulunarak, “Müvekkillerimiz hakkında 37 kez hapis cezası istenilen bu dava yalan beyanlar üzerine kurulmuş. Eğer siz bu saatten sonra buna devam ederseniz, bu tanık beyanları üzerine müvekkillerimize soru sormaya devam ederseniz, bu saatten sonra bu suçun ortağısınız. Siz harekete geçmezseniz sizin hakkınızda ve iddianameyi hazırlayan Ahmet Altun hakkında ben ve meslektaşlarım suç duyurusunda bulunacağız. HSK’ya gerekli bildirimleri göndereceğiz” şeklinde konuştu. 
 
‘Gültan Kışanak cezaevinde telefon mu kullanıyor?’
 
Kobanê Davası ve HDP’ye dönük kapatma davasına ilişkin mahkeme heyetinin sürekli birbirine evrak pasladığına vurgu yapan Cihan, “Eğer adil bir yargılanma istiyorsanız biz buna varız. Bize kumpaslarla gelmeyin. Gültan Kışanak’ın eşinin telefonunun hukuksuz bir şekilde incelenmesini istemiştiniz. Bir ara karar vermişsiniz, siz bankalar birliğine sormuşsunuz. İş Bankası 2018 tarihinde size bu telefon Gültan Kışanak’ın hesabına kayıtlı demiş. Gültan Hanım Ekim 2016 tarihinden beri tutuklu. Gültan Hanım cezaevinde telefon mu kullanıyor? Bu işlemi yapanlar hakkında işlem yapın dedik, reddetmişsiniz. Yeniden emniyete yazı yazmışsınız. Hala müvekkilimin özel hayatını ihlal ediyorsunuz” sözlerine dikkat çekti. 
 
Cihan, mahkeme heyetine yönelik, “Geçmiş dönemde sizin gibi hakimlik yapanlar avukat olarak çalışmak için bize başvurdu. Diğer barolar kabul etmedi, biz kabul ettik. Bizim için önemli olan masumiyet karinesidir. Siz de baskı altındasınız, gelin kendinizi bu duruma düşürmeyin. Mesleğinize saygınız olsun” dedi.
 
‘Sizin güvenliğiniz ile ilgili probleminiz var’
 
Diyarbakır’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanan Avukat Cemile Turhallı Balsak, dün dosyaya girilen gizli tanığa dikkat çekti. Tutuk incelenmesine dair beyanlar alınırken, mahkemenin müştekilerin dinlenmesinde ısrarcı olduğunu belirten Cemile, “Davanın bu şekilde sürdürülmeyeceği noktasında itirazlarımız var. Gizli yürüttüğünüz bir süreç varken, gizli bir ajandanızın olmadığına bizi nasıl ikna edeceksiniz. Bize gizli tanığın güvenliğini gerekçe yapmayın. Eğer bir güvenlik gerekçesi varsa usul kaideleri yapılarak dinleyebilirdiniz. 9 Şubat’ta dinlediğiniz tanığı neden 10 Şubat’ta dinlemediğinizi açıklayamazsınız. Ayağınıza gelen bir tanık var, 10 Şubat’ta herkesin huzurunda dinlenebilirdi.  Bizce bu tanığın dinlenme biçimi, bu tanığın beyanlarının okumuş olmanız, sizin gizli tanığın güvenliği ile alakanız yok, sizin kendi güvenliğiniz ile ilgili probleminiz var” diye konuştu. 
 
‘Sürekli şapkadan tavşan çıkarıyorsunuz’
 
Mahkeme heyetine, “ Bu yargılama sihirbaz şovuna dönmüş durumda” diyen Cemile şöyle devam etti: “Sürekli şapkadan tavşan çıkarıyorsunuz. Şapkadan ilk olarak AİHM kararını uygulamıyorum sözde deliller var dediniz. 6 yıl sonra dinlenen tanık beyanları dediniz. İddianamede geçmeyen bir husus olmamasına rağmen tensip zaptı ile PYD gmaili var dediniz. Sonradan anlaşıldı ki PYD gmail o tweeten sonra atılmış. Aslında bu gmail PYD’de den değil başka kurumlardan gelen ve çürütülen bir delil haline geldi. Siz bununla yetinmediniz, inandırıcı olsun diye şapkadann başka şeyler çıkardınız. Sizden makul bir süre isterken,  dosyanın kapsamı ve müvekkile verilen sürenin makul olmadığı talebimizi fiilen ortadan kaldırmak için amacınız doğrultusunda duruşmaları kesintisiz devam ettirmek için müştekilere sarıldınız. Müştekiler geldi, huzurunuzda, talimatla beyanlarda bulundular. Mahkemede ruh hallerini görüyoruz, hepsinin temel tepkisi ‘ne alaka’ oldu. Oda yetmedi, ona da sarılamadınız, bu sefer gizli tanığa sarıldınız. Bizce sizin amacınız Türkiye’de infial yaratan hiç bir maddenin aydınlatılması değil.” 
 
Hakikatleri kirlenmez
 
‘İlk defa biz bu dosyada beyanlarda bulunuyoruz’ diyen sayısız müşteki oldu. Maddi faili ortaya çıkarmayan devlet 6 yılda bulamayan failleri azmettiricileri sözde bulmuş. Burada asıl amaç orada yargılanan her bir siyasetçiyi nasıl daha fazla yargılayabiliriz amacıdır. Bir insan neden suçu işleyenlerden şikayetçi olur da azmettiricilerden olmaz. Var mı böyle bir ceza yargılaması. Azmettirici gerçek olmadığı içindir. Gizli tanıklara A, B, C olarak devam ettirseniz de sonuç değişmez. Sonuç olarak bu sihirbazlık şovundan vazgeçin, şapkadan tavşan çıkmaz. Bu bir el çokluğu ya da göz yanılmasıdır. Kimseyi müştekiler, yargılananları, şapkadan tavşan çıkarmanıza inandıramıyorsanız bu işi bırakın diyoruz. Burada yargılanan hiçbir müvekkil suç işlemedi. Orada yargılanan her bir kişi bu ülkenin geleceğine sahip çıktıları için, özgürlüklerden vazgeçmek için orada oturuyorlar. Bir suç işlemediler, daha büyük suçlara engel oldular. O yüzden sizin karşınızda alınları ak başları dik omuz omuza oturuyorlar. Siz ceza verseniz de onların hakikatleri kirlenmez.
 
Ardından avukat Mahsuni Karaman da dün dosyaya girilen gizli tanıklara dair söz aldı. Mahsuni, “Dosyada bütün sanıkların fotoğrafları bile yokken dosyada olmayan kişilerin fotoğrafları nereden getirildi? Diye sordu.
 
Duruşmaya bir saatlik ara verildi.