Eda Nur’un ATK raporunu değerlendiren avukatı: Deliller eksik toplandı

  • 09:08 11 Şubat 2022
  • Hukuk
Dilan Babat 
 
ANKARA - Çankaya ilçesinde iki kişinin tecavüzüne uğrayan ve intihara sürüklenen Eda Nur Kaplan’ın ATK raporu tamamlandı. Raporda, Eda Nur’un kendisini savunup savunamayacak durumda olduğunun saptanmadığı belirtilirken, dosya avukatı Çisel Demirkal ise soruşturma sürecinde delilerin eksik toplanmasına dikkat çekti.
 
Ankara’nın Çankaya ilçesinde 7 Ağustos 2021 tarihinde Eda Nur Kaplan’a tecavüz ederek intihara sürükleyen Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu “nitelikli cinsel saldırı” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Eda Nur intihara sürüklenmeden önce, 31 Temmuz’da karakola giderek, Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu’na dönük şikayette bulunmuştu. Eda Nur’un şikayeti üzerine gözaltına alınan failler, ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. 
 
Faillerin serbest bırakılmasının ardından Eda Nur, annesine, “Anne küçük kızın bazı şeylere dayanamıyor artık kızını çok harcadılar kimseye bir şeyini anlatmadı hep. İçine attı ama o da çok birikti dayanamıyor artık hiçbir şeyin güzel olacağına inancı kalmadı. Her gün canı acıyacağına 1 gün acısın deyip gidiyorum. Hakkını helal et lütfen. Benim hakkımı bırakmayın, ben katlanamıyorum dimdik duramıyorum siz durun” şeklinde mesaj atarak intihara sürüklenmişti.  
 
ATK raporu tamamlandı
 
Failler Mehmet Ardıçoğlu ve Yusuf Güzelyurt’un “nitelikli cinsel saldırı” suçundan Ankara 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın 10 Aralık’ta görülen ilk duruşmasında mahkeme, Eda Nur’un kendisini savunamayacak durumda olup olmadığına dair İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) görüş istenmesine karar vermişti. Eda Nur’un beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olup olmadığı üzerine Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunu tamamladı. ATK raporunun muğlaklığı ise dikkat çekti. 
 
Eda Nur’un ifadeleri
 
30 Temmuz 2021 tarihinde gittiği karakolda, fail Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu’nun kendisine tecavüz ettiğine dair şikayette bulunan Eda Nur’un ifadelerine yer verilen ATK raporunda, Eda Nur’un alkolün etkisiyle Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu’na tepki göstermediği öne sürüldü. Yusuf Güzelyurt’un ardından sabah canının yanarak uyandığını belirten Eda Nur ifadesinde, Tayfun olarak tanıdığı Mehmet Ardıçoğlu’nun kendisine tecavüz ettiğini ve bu sırada “Ne yapıyorsun sen” diyerek tepki gösterdiğini ekledi.
 
Sanıkların ifadesi taksi şoförünün beyanları ile çelişti
 
Raporda, 18 Ağustos gününde ise Eda Nur’un, Yusuf Güzelyurt ve Mehmet Ardıçoğlu  bir kez daha tecavüze uğradığı, ardından otelden ayrıldığı ve bindiği taksinin şoförü A.U’nun da ifadelerine yer verildi. A.U. ifadesinde, Eda Nur’un taksiye bindiğinde kötü durumda olduğunu belirtti. A.U’nun ifadesine göre, Eda Nur kendisine, “Abi başıma neler geldi biliyor musun? Ben nasıl bir ortama düştüm” ifadelerini kullandı. Mehmet Ardıçoğlu’nun karakol ifadesinde, taksi şoförü A.U’ya, “Abi Eda Nur ile biz sabah sevgili gibi ayrılmadık mı?” dedi ve kendisinin ise cevap vermeyerek, sustuğu bilgisi de raporda yer aldı. Ancak raporda yer verilen A.U.’nun ifadesinde “Eda Nur’un taksiye binerken, Mehmet Ardıçoğlu ile sevgili gibi davranmadığı, aralarında duygusal bir bağ olduğu yönünde izlenim edinmediği, Eda Nur'un araca bindiğinde kendinde olmadığını, yarı baygın şekilde olduğunu, ayrıca üzerinde de çanta ya da benzeri özel eşyasının bulunmadığını” belirttiği kaydedildi.
 
ATK: Değerlendirme yapılamadı
 
Eda Nur’un arkadaşlarının ve Mehmet Ardıçoğlu’nun yanında bulunan kişilerin de ifadelerinin eklendiği ATK raporunun sonuç kısmında ise şöyle denildi: “Kişinin iddia olunan nitelikli cinsel saldırı suçuna karşı beden ve ruh bakımından kendisini savunup savunamayacağı hususunda değerlendirme yapılamadığı oy birliği ile mütalaa olunur.”
 
ATK’nin raporunu dosya avukatlarından Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği avukatı Çisel Demirkan değerlendirdi. 
 
‘Ortada çok ciddi bir tecavüz var’
 
Soruşturma evraklarının eksik bırakılmasından kaynaklı Eda Nur’un mağdur edildiğini söyleyen Çisel, suçların çok sabit olduğunu kaydetti. Çisel, “İhbardan kaynaklı tanıklar da var. Kendileri de bu durumu açıkça inkar edemiyorlar. Sundukları mesajların içeriğinde bu durumu kabul ettikleri noktada ama Eda Nur’un bir sosyal mecradan onlara ulaştıklarını iddia ederek Eda Nur’un ‘eskort’  olduğunu iddia ediyorlar. ATK raporunda, bizim beklediğimiz ve hukuk literatüründe de tıp literatüründe de olması gereken şudur; Bütün dosyayı özetlemektense her bilirkişi raporunda dosya, dosya görüşleri, olayların özetleri değerlendirmeye alınır. Bütün dosya özetlendikten sonra soruşturmada eksik bırakılan noktaların da belirtilmesi gerekiyor. ATK raporunda ‘herhangi bir şeyin değerlendirilmesi yapılmadı’ deniliyor. Neden bu değerlendirme yapılmadı? Buna dair bir yorum yapılmış olsaydı bu durum sanığa yaramaz. Ortada çok ciddi bir tecavüz var” dedi.
 
‘ATK evrak eksikliğini belirtmesi gerekiyor’
 
Eda Nur dosyasında iki kişinin tecavüzü olduğunu ve buna bağlı olarak intihara sürüklenme de olduğuna dikkat çeken Çisel, “Eda Nur’un failleri bu insanlar, biz bunu çok açık bir şekilde biliyoruz. Eda Nur’un intihar gerekçesini çok iyi biliyoruz. Tecavüz olmasa bu kız neden intihar etsin? Şule Çet dosyasındaki rapor da böyle geldi. Şule Çet dosyasında da evraklar çok eksik geldi. Şimdi aynı şey bu raporda da başımıza geliyor. Burada ATK görevlilerinin şuna dikkat etmesi gerekiyor; Burada gerçekten mağdur bir çocuk var, bu mağduriyet nasıl giderilebilir? Hepimiz bir adaletin derdindeyiz, orada bir suçun olup olmadığını kanıtlamaya çalışıyoruz ama bu durum sadece sanık lehine yorumlanmamalı. ATK kararında ‘şu evrak eksiktir’ diye belirtilmesi gerekiyordu. Raporlardan beklediğimiz de budur. Rapor böyle olunca sanık avukatları, ‘Bakın raporda bir şey yok’ diyor. Aslında raporda çok şey var. ‘Eksik evraklar ve olay anında toplanmayan delillerden kaynaklı bir şey saptayamıyoruz’ diyor. Ama bunu açıkça rapora yazmıyorlar” diye kaydetti. 
 
‘Tanıkların birlikte oldukları zaman aralıkları farklı’
 
Sanık avukatlarının sunduğu tanıkların söylemlerinin “ezber” olduğunu vurgulayan Çisel, “Herkes aynı anda aynı şeyi mi gördü? Tanıkların birlikte oldukları zaman aralıkları çok farklı. Ceza yargılamalarında tanık hakim takdirinde olan delillerdir. Görgü ve bilgisinin anında alması gerekiyor. Sanıkların sunduğu tanıklarla ilgili çok ciddi çelişkiler var. Dosyaya tanıklara ilişkin beyanlarımızı sunduk. Tanıkların tanıklığı ne kadar doğru bunu tartışmamız gerekiyor. Eda Nur’un yararına tek ifade veren taksici olduğu için geride kalan herkes sanıkların tanıkları ve taksiciye yükleniyor. Adam kalkıyor ve Eda Nur’un taksiye binerken zorla oturduğunu söylüyor. Sanıklar, dijital medya üzerinde ‘eskort’ olduğunu tartışıyor. Bu kız ne meslek yapıyorsa yapsın, ortada tecavüze uğramış bir kadın var. Biz bununla değil arkasındakilerle ilgileniyoruz”  diye konuştu.