Garibe’nin avukatlarından cezaevi idaresi hakkında suç duyurusu

  • 12:13 28 Aralık 2021
  • Hukuk
 
İSTANBUL - Sistematik işkence ve tecavüze uğradığı Kandıra Cezaevi’nde şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in avukatları, Kandıra Cezaevi İdaresi ve memurlar hakkında kamu davası açılması talebiyle suç duyurusunda bulundu.
 
Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde yaşamını yitiren Garibe Gezer’in avukatları, Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı’na Kandıra Cezaevi İdaresi ve memurları hakkında suç duyurusunda bulundu. Garibe’nin Kayseri Bünyan Cezaevi’nden Kandıra’ya zorla sevk edildikten sonra 22 gün hücrede tutulduğuna yer verilen suç duyurusunda, daha sonra tekrar zorla gardiyanlar tarafından sürüklenerek tek kişilik hücreye götürüldüğü ve iki gün boyunca insanlık dışı bir ortamda tutulduğuna dikkat çekildi.
 
Taciz, tecavüz, işkence
 
Garibe’nin hücre cezasına itiraz ettiği ve bunun üzerine gardiyanlar tarafından ikinci defa darp edildiği bilgisini paylaşan avukatlar, “8 kadın ve erkek gardiyanlar tarafından elleri büküldü. Daha sonra erkek gardiyanlar postalları ile boğazına bastı. Ardından ise ‘süngerli oda’ olarak bilinen, insan dışkısı sürüntüleriyle dolu bir odaya götürüldü. Kadın gardiyanlar Garibe’ye çıplak arama uyguladı” ifadelerini kullandı. 
 
Doktor müdahale etmedi!
 
Kadın gardiyanların Garibe’ye sistematik taciz ve tecavüzde bulunduğu bilgilerinin aktarıldığı suç duyurusu dilekçesinde, “Garibe hem kötü muamele ve işkence, hem de içinde bulunduğu duygusal durumun yarattığı itiraz duygusu ile odadaki süngerleri sökmeye çalışmıştır. Kameradan bunu gören gardiyanlar odaya gelerek Garibe’yi ağır bir şeklide darp etmiştir. Garibe, bu durumda bayılmış ve bu halde ters kelepçe ile saatlerce süngerli odada tutulmuştur. Ardından buradan hücreye götürülen Garibe, yaşanan kötü muamele ve işkenceye dayanamayıp intihar girişiminde bulunmuştur. Bu girişim esnasında düşmesi ile kafasını yarmıştır. Ancak kanaması olmasına rağmen yaklaşık iki saat müdahale edilmemiştir” denildi. 
 
Dosyaya kısıtlama kararı
 
Dilekçede Garibe’nin maruz kaldığı sistematik taciz, tecavüz ve işkence nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun (TCK)  86, 94, 102 ve 257. maddelerin yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3'üncü maddesi bağlamında suç duyurusunda bulunulduğu, ancak savcının Garibe’nin ifadesini almadığı ve görevini ihmal ettiği vurgulandı. Dilekçenin devamında, “Tüm bu yasa dışılık, insani hukuka aykırılık sonrasında Garibe, tutulduğu tek kişilik hücrede şüpheli bir şeklide yaşamını yitirmiştir. Garibe Gezer’in hayatını kaybetmesinin ardından soruşturma yürüten savcılık makamı dosyaya kısıtlama kararı talep etmiştir ve kısıtlama kararı alınmıştır” ifadelerine yer verildi. 
 
‘Cezaevi idaresi birinci derecede sorumlu’
 
Garibe’nin avukatları olarak gizlilik kararı nedeniyle soruşturmanın dışında tutulduklarını vurgulayan avukatlar, dilekçede şunları paylaştı: “Garibe’ye ait günlüklere, notlara ve mektuplara el konulmuş olup, önemli delil olabilecek belgelere avukatlar olarak erişimimiz engellenmiştir. Ölümünden sonra dosyaya getirilen kısıtlama kararı, delil kaçırma ve delil gizlenme şüpheleri arttırmaktadır. Garibe tutuklu olduğundan yaşam hakkı ‘kamu himayesinde’ idi. Ancak cezaevi idaresi bu koruma yükümlülüğünü ihlal etmiş ve Garibe Gezer’in yaşamını yitirmesinde birinci derecede sorumlu olmuştur. Daha önce yaşadığı baskılar karşısında başka yol bulamayarak, adeta isyan niteliğinde intihara teşebbüs eden bir kişiyi tecrit koşullarında tutmak AİHS’in 3’üncü maddesinin açık ihlalidir.”
 
‘Garibe öldürüldü’
 
 Dilekçede, Garibe’nin içinde bulunduğu psikolojik travma haline dikkat çekilerek, cezaevi doktorunun İstanbul Sözleşmesi’ne uygun tedavi yöntemini uygulamadığı, bu nedenle de hekimlik görevini ihlal ettiği belirtildi. Söz konusu durumun ayrıca TCK’nin 84’üncü maddesinin ihlali de olduğu kaydedilen dilekçede, Garibe’nin yaşamını yitirmesine dair “Garibe’nin katledildiğine tanığım” diyen tutsak Deniz Tepeli’nin kendilerine gönderdiği mektup ve Resmiye Vatansever’in tanıklığına değinilerek, Garibe’nin katledildiğini aktarıldı. 
 
Kamu davası talebi
 
Cezaevi idaresi ve memurlarının suç işlediğinin altı çizilen dilekçede, “Gerek iç hukuk maddeleri, gerek AİHS’in 2 ve 3’üncü maddeleri ile İşkence ve Diğer Zalimane İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezaya karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi uyarınca kamu davası açılmasını talep ederiz” ifadeleri kullanıldı.