ANKARA - Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nda ülkedeki ekonomik krize dikkat çeken siyasetçi Bülent Parmaksız, “Kim ki büyük devalüasyon yaparsa o iktidardan düşer. Bunu tarihi olarak söylüyorum. CHP yaptı düştü, Demokratik Parti yaptı düştü. 2001’de MHP-ANAP devalüasyon yaptı düştü ve AKP geldi. Bu iktidar gidecek” dedi.

 

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları karşısında 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 isim hakkında açılan Kobanê Siyasi Soykırım Davası’nın 8’inci duruşması 2’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde başladı.

 

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi heyeti tarafından görülen davanın duruşmasına, tutuksuz siyasetçiler Gülfer Akkaya ve Berfin Özgü Köse İstanbul’dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) bağlandı. Tutuklu yargılanan siyasetçiler bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SEGBİS ile bağlanırken, Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler ise duruşma salonunda hazır bulundu. 

 

Duruşmaya dava avukatlarının yanı sıra HDP’li milletvekilleri Serpil Kemalbay, Erdal Aydemir, Abdullah Koç ile tutuklu siyasetçilerin yakınları, HDP il ve ilçe yöneticileri katıldı. 

 

Müşteki şikayetçi olmadı

 

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya müşteki sıfatıyla SEGBİS ile bağlanan Celaleddin Kaya, “Benim dükkanım hasar görmüştü. Bu davaya katılmak istemediğimi belirtmek için katılmıştım. Zararlarımın karşılanması için bir talepte bulunuyorum, şikayetçi değilim” dedi. 

 

Ardından HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız söz aldı. Sözlerine 19 Aralık Cezaevi Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anarak başlayan Bülent, “Savunma yapmayacağım ama davayı ilgilendiren bazı şeyler söyleyeceğim” dedi.

 

‘Baştan aşağıya her şey siyasi’

 

Mahkeme başkanı araya girerek, “Esasa dair savunma yapın, buraya gelip siyaset yapmıyoruz” ifadelerini kullandı. Bülent, “Bizi siyasetten yargılıyorsunuz. Tabi ki siyaset konuşacağız” yanıtını verdi. Mahkeme başkanı bir kez daha Bülent’in sözlerini keserek, “Size isnat edilen fiiller var, bunlarla ilgili konuşun” dedi. Bülent, “Bizi bırakmadınız, dolar arttı. Dolayısıyla baştan aşağıya her şey siyasi. Bu süreç sadece hukuki sürece göre işleseydi, AİHM kararına uyarak bizi bırakmanız gerekiyordu” diye yanıtladı. 

 

‘Amaç faizi düşürmekti fakat kur yükseldi’

 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon neticedir” sözlerini hatırlatan Bülent, “Sonuç şu; faiz düşürüldü ama enflasyon sürekli yükseldi. Faizin sebep, enflasyonun netice olduğu tezinin doğru olmadığını gösteren veriler bunlar. Şu an tek dertleri cari fazla vermek. Görev alanları birbirine karıştı ve tezleri bir kez daha çöktü. Yeni model olarak ilan ettikleri şey ise şu; ‘düşük faiz yüksek kur’. TL’nin değeri yabancı paralar karşısında düşüyor. Cari fazla verdiniz ama dolar düşmedi. Çünkü Merkez Bankası’nda döviz yok, dış borç çok fazla. Amaç faizi düşürmekti fakat kur yükseldi” dedi.

 

‘Kim büyük devalüasyon yaparsa o iktidardan düşer’

 

Bütçe görüşmelerinin yeni bittiğini hatırlatan Bülent, “Ama bütçe açığı şimdiden artmaya başladı. Bu nasıl aşılacak, borçlanarak. Bir açmaz daha. Türkiye’nin çok sıcak paraya ihtiyacı var. TL’yi basabiliyor ama dolar basamıyor. Türkiye şimdi parasını takas yapmak istiyor ama Amerika bunu yapmak istemiyor. Kimse Türkiye’yle swap (takas) yapmak istemiyor. Kim ki büyük devalüasyon yaparsa o iktidardan düşer. Bunu tarihi olarak söylüyorum. CHP yaptı düştü, Demokratik Parti yaptı düştü. 2001’de MHP-ANAP devalüasyon yaptı düştü ve AKP geldi. Şu anda Türkiye'de büyük bir devalüasyon yapıldı ama dolar geldiği yeri unutmaz. Verdiği zarar, yarattığı tahribat ortada. Bu iktidar gidecek. Bu iktidarın gitmesi için birçok neden var biri de bu. Devalüasyon bu iktidarı götürecek. 5 puan düşürüldü ve dolar 18 TL’ye çıkarıldı. Biz tutuklandığımızda 6 küsurdu, 18 TL’ye çıktı. Dün müdahale yaptılar. Üstü kapalı bir şekilde faizi artırdılar” şeklinde konuştu. 

 

‘Dava siyasi bir dava’

 

Bülent sözlerinin devamında şunları dile getirdi: “Bunu kabul etmiyoruz. Biz bu toprakları patronlara yedirmeyeceğiz. Direneceğiz, mücadele yükselecek, bu hükümet gidecek. Fırtınalı bir dönem bekliyor bizi. Bizi bırakmıyorsunuz rakamlar bu noktaya geldi. Anayasa ve AİHM kararlarına uymuyorlar ve rakamlar bu noktaya geldi. Hukuka uymak zorundasınız. Bu dava siyasi bir dava, hukuken söyleyecek çok bir şey yok. Siyaseten şeyler söylemek gerekiyor.”

 

Bülent, savunma için ek süre talebinde bulundu.

 

Ardından duruşmaya 1 buçuk saat ara verildi.